Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Tayyipland'dan...
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3005 Localisation: Paris
Posté le: 05 Nov 2020 11:25 Sujet du message:
Tayyipland'lik bir ornek daha
Kim bunu yazan ? Iste :
Citation:
Meclis'te 2017 yılında "@yelizadeley" isimli hesabı kullanarak yayın yaptığı ortaya çıkan AKP İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, Türkiye'nin en büyük sorununun işsizlik olduğunu belirten ve "Alın teri için yola çıkan herkesin yanındayım" diyen sanatçı Türkan Şoray'ı hedef aldı. Çamlı, Şoray için "Çamuriyetçi, HDPKK'cı, Amerikancı, İsrailci, Emperyalist işbirlikçisi, tantanacı medya sahnesinin son artisti" dedi!
Iste AKP milletvekilini zavalli seviyesi... Seçtirene yakisir...
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13633 Localisation: Paris
Posté le: 09 Nov 2020 1:43 Sujet du message:
Erdogan'a konusmasinda bu notu verenler gerçekten bir ise yaramaz adamlarmis. Koskoca Cumhurbaskani'na yalan yanlis seyler soyleterek gulunç duruma dusurup guya CeHaPe'ye vurmuslar, Izmir'de CHP'li Belediyenin son derece basarili kriz yonetimini unutturmak istemisler.
Eh Yilmaz Ozdil firsati kaçirir mi, vurmus suratlarina bir tokat ve Erzincan depremini anlatan bir yazi kaleme almis, iki farkli zamanda ulke yonetiminin ne kadar daglar kadar farkli oldugunu da hatirlativermis.
Citation:
Asrın liderimiz, tee 1939 yılındaki Erzincan depremi üzerinden Chp'yi hedef aldı, “o depremde 33 bin kişi öldü, Chp sözcüsünün dedesi o zamanlar içişleri bakanıydı, bunu sorgulamayan zihniyet kalkıyor bizim hakkımızda yalan yanlış ifadeler kullanıyor” dedi.
★
Asrın liderimiz yanlış biliyor.
★
Birincisi…
Erzincan depremi olduğunda Celal Bayar başbakandı, 10'uncu hükümet işbaşındaydı, içişleri bakanı Refik Saydam'dı, bugünkü Faik Öztrak'ın dedesi Faik Öztrak bakan değildi, kabinede yoktu.
★
İkincisi…
Başbakan Celal Bayar, Erzincan depreminden bir ay sonra görevi bıraktı, 11'inci hükümet kuruldu, Faik Öztrak anca o zaman, yani depremden bir ay sonra içişleri bakanı oldu.
★
Üçüncüsü…
Asrın liderimiz, Faik Öztrak'ı dönemin içişleri bakanı olarak gösterip “başarısız olduğunu” söylüyor. Halbuki, deprem sırasında içişleri bakanı olan Refik Saydam, başarısız olmadığı için, aksine çok başarılı olduğu için 11'inci hükümete başbakan yapıldı!
...
Tarihimizin en derin trajedilerinden birini, saygıyla andığımız kurbanlarımızı, onurla hatırladığımız milletçe kenetlenmemizi… Tee 81 yıl sonra işporta siyasete malzeme yapmak, hakikaten “yanlış” oluyor.
Ve Erzincan depremi sonrasi "Insanlik destani"ni da okuyun derim.
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13633 Localisation: Paris
Posté le: 13 Nov 2020 0:49 Sujet du message:
Hani buraya Tayyipland yazilinca bozulanlar oldu ya. Gitsinler Soylu soyadli adama kizsinlar.
Citation:
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bundan 12 yıl önce Türkiye'de insanlar kendilerini rahatça ifade edemiyorlardı. Dindarlar 'dindarım' diyemezdi bu ülkede. 12 yıl önce Alevisi 'Ben Aleviyim' diyemezdi, Kürdü 'Ben Kürdüm' diyemezdi. Tayyip Erdoğan'ın ülkesinde bugün herkes kendisini ifade ediyor. Kimse korkmuyor, kimse çekinmiyor" dedi.
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13633 Localisation: Paris
Posté le: 13 Nov 2020 0:52 Sujet du message:
Tayyipland oyle bir ulke ki Adalet Bakani hapishane yapmakla ovunuyor.
Citation:
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, son 5 yılda 94 ceza infaz kurumunun inşa edildiğini ve Türkiye'de toplam ceza infaz kurumu sayısının 355 olduğunu açıkladı. Bakanın açıklamasına göre 17.06.2019 tarihi itibariyle cezaevlerinde 232.342 hükümlü, 48.752 tutuklu bulunuyor.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3005 Localisation: Paris
Posté le: 15 Nov 2020 17:39 Sujet du message:
Gelmisken bu "dosyaya" birsey eklemeden gitmeyeyim.
Cumhuriyet gazetesinden.
Citation:
Bakan Selçuk: Birçok yoksulluk tanımı var; Mutlak, aşırı, göreceli, nesnel, öznel...
Yoksulluğun birçok tanımı olduğunu öne süren Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, "Aşırı yoksulluğu sıfırladık, istiyoruz ki göreceli yoksulluğu da azaltabilelim” dedi.
...
Citation:
‘HATA PAYI’ KILIFI
Bakan Selçuk, Sayıştay denetçileri tarafından tespit edilen “Bakanlık bütçesinden yapılan hukuksuz ödemeleri” de kabul etti. Vefat eden bazı engelliler için, bakım ve gözetimini sağlayanlara evde bakım ödemesi yapıldığını hatırlatan muhalefete tepki gösteren Selçuk, açıklamasında şunları söyledi:
“Aralık 2019’da 3 bin 12 kişiye ödeme yapıldığı tespit edilmiş. Bir kere, rakamları söylemek ve bütün milletimize, vatandaşlarımıza ‘Bakın, burada usulsüz ödemeler var, yersiz ödemeler var’ demek o kadar kolay bir şey ki. Ama şimdi soralım. Evde bakım ödemesini biz Bakanlık olarak kaç bin kişiye veriyoruz? Yarım milyonu aşkın kişiye veriyoruz. Ya, ne olursunuz, hepinizin telefonunda bir hesap makinesi var, lütfen bölün. Yüzde 0,05 ediyor. Tamam mı? Yani bu hata payıysa olmuş olabilir.”
ÖNCE 'YOK' SONRA 'VAR'
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk, komisyonda birbirinden çelişkili yanıtlara da imza attı. Buna göre, CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, “FETÖ ile iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatılan bir vakfın mütevelli heyeti üyeliğini yapmış olan İsrafil Kışla, 15 Temmuz Vakfı'nın yönetiminde” dedi. Bu iddiaya ilk olarak üç kez üst üste “Hiçbir zaman olmadı” yanıtını veren Bakan Selçuk, Emir'in Resmi Gazete kararını göstermesi üzerine sözlerini değiştirerek, “Cumhurbaşkanımız tarafından atanan yedi üyeden birisidir, kıymetli bir üyemizdir. İsrafil Kışla mütevelli heyetimizin üyesidir” ifadelerini kullandı.
Fotografta goruldugu uzere Bakan basini ortuyor, yani Muslumanligini açik açik ilan ediyor. Ancak gazete yalan haber yazmiyorsa 3 kez inkar ettikten sonra durumu kabul etmek demek 3 kez yalan soylemek demek. Muslumanlikta açik açik yalan soylemek mubah mi?
Erdogan bile defalarca ayni yalani tekrarlarsa (sadece 1 ornek : basortulu bacimiza saldirdilar) etrafi soylemez mi? Iste bu yuzden gazetenin yalan haber yazmadigini dusunuyorum/
Yandas basin hemen Erdogan'i kurtarmakk için Damati gunah keçisi yapti.
Sanki Damat Erdogan'dan emir almadan yapmis.
Ben onu bunu bilmem bu ulkede tek adam var herseye ama herseye o karar veriyor. Kaldi Cumhurbaskani seçilirken de Istanbul seçimlerinde de "ekonomiden ben sorumluyum" dedi. Youtube'de bu soyledikleri duruyordur.
Masal anlatamasin. Belki aptal yandaslari vardir ama bizim birazcik aklimiz var, yemeyiz.
Diktator deyince bozuluyor. Ben diktator olsam bunu soyleyemezsi diyor. Diyorda sokakta kendisini elestiren adam hapisi boyluyor.
Iste diktatorluk isareti : Kanal Istanbul'a karsi geldigi için Istanbul Belediye Baskanina sorusturma açilmis, karakola gidip ifade verecekmis.
Neden : Kamu kaynağı kullanılarak devlet projesine karşı afişler hazırlatmis (hani Ya Istanbul ya Kanal mesela); kaldiki Kanal Istanbul'un devlet projesi olmadigini da kendileri soylediler...
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13633 Localisation: Paris
Posté le: 17 Nov 2020 0:01 Sujet du message:
Citation:
basyazi
Önce Samimiyet...
16 Kasım 2020 Pazartesi
Ekonominin kötüye gittiğinin en açık göstergesi sokaktaki vatandaşın tavrıdır. Bu tavır da anketlere yansır...
Türk parası son bir yılda yüzde 30 değer kaybetti. Enflasyon eğrisi yükseliyor...
Geçen hafta giderek kötüleşen ekonomik durumu ameliyat masasına yatıran Saray’daki siyasal iktidar, bu alanda önemli kararlar aldı...
“Faiz sebep enflasyon netice” diye direnen yanlış ekonomi politikasının sadık uygulayıcısı Merkez Bankası Başkanı görevden alındı.
Merkez Bankası döviz rezervlerinin eksi noktalara geldiği anlaşılınca, bu kez Hazine Bakanı görevinden “affedildi.”
Yabancı yatırımcı için en önemli ilke olan “hukuk devleti ilkelerine bağlılık” hemen hatırlandı. Büyük törenlerle ekonomi ve yargı alanlarında reform yapılacağı bildirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomik büyümeyi sağlamanın birinci yolunun hukuk devleti ilkelerine bağlılık olduğunu biliyoruz” diye açıklama yaptı. 18 yıl sonra “hukuk devleti”nin önemi kabul ediliyordu.
Adalet Bakanı, “Hukukun güvenilirliği ekonominin de güvenilirliğidir. Adaletin tecellisi hem yerli hem yabancı yatırımcı için çok önemlidir. Bırakın kıyamet kopsun, yeter ki adalet yerini bulsun. Hukuk güvenliğini güçlendireceğiz” dedi.
Şaka gibi bir olgu...
Sadece son aylarda yaşanan kimi hukuksuzluklara bakınca:
Sanki tüm adaletsizlikler başka bir ülkede yaşanmış gibi...
Sanki Adalet Bakanı makamına yeni gelmiş bir günlük bakan gibi konuşuyor...
Yapacağı reformları anlatıyor...
Sanki gazeteci Barış’lar, Müyesser Yıldız’lar başka bir ülkede tutuklanıp hapse atılmışlar gibi...
Sanki birkaç kez tahliye edilir edilmez yeniden tutuklanan Osman Kavala olayı başka bir ülkede yaşanmış gibi...
Sanki, FETÖ aleyhinde yüzlerce yazı yayımlamış olan Sözcü gazetesi yazarlarına verilmiş cezalar yokmuş gibi...
Anayasa Mahkemesi’nin kararları kesindir, tüm mahkemeleri ve herkesi bağlar. Sanki Cumhurbaşkanı “Ben Anayasa Mahkemesi’nin kararına saygı duymuyorum” sözlerini söylememiş; sanki Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bir kararı kabul etmeyen yerel mahkeme bir başka ülkedeymiş gibi...
Adalet Bakanı bunları bilmiyor mu?
Adalet Bakanı ve yargıda reform yapmak isteyen AKP siyasal iktidarı, bu hukuksuzluklar olurken uzayda mı yaşıyorlardı?
Gelelim Cumhuriyet gazetesini yola getirmek için yasaya, hukuka aykırı olarak verilen ekonomik cezalara...
Üst düzey bir kamu görevlisi, Boğaz’da bir ev kiralıyor. Yanındaki arsada izinsiz inşaat ve tadilat yapıyor. Bu olay, kamuoyuna bilgi vermek amacıyla bir haber olarak yayımlanıyor. Aslında tipik bir gazetecilik olayı.
Vay, sen nasıl Saray’ın üst düzey bürokratıyla ilgili bir haber yaparsın!..
Üst düzey bürokrat, kamu yönetim şemasında kendisine bağlı olan Basın İlan Kurumu’na bu gazeteyi şikâyet ediyor. Basın İlan Kurumu kendi sicil amirini memnun etmek için gazeteye orantısız ekonomik ceza kesiyor. Yapılan itirazı ilgili asliye mahkemesi, dosyanın kapağını açmadan onaylıyor.
Böyle demokrasi, böyle hukuk devleti olmaz...
Adalet Bakanı, “Hukukun güvenliği ekonominin güvenliğidir” derken bu uygulamaları bilmiyor mu?
Yabancı yatırımcıların, özellikle eleştiri yapan gazetelere uygulanan cezaları ve ekonomik baskıları titizlikle izlediklerini bilmiyor mu? Bütün dünyanın bunlara bakarak yargıya vardığını bilmiyor mu?
AKP siyasal iktidarı eğer demokrasi ve hukuk devleti konusunda inandırıcı olmak istiyorsa önce yakınlarına bakmalıdır...
Önce kendisi hakkında doğru ve de ufak bir eleştiriyi kabul etmeyen, kendisi hakkında sadece haber veren o gazeteyi ekonomik yönde orantısız bir biçimde cezalandırma yolunda hareket etmiş olan İletişim Başkanı’na bakmalıdır. Önce onu uyarmalıdır.
Böylesi hukuk dışı davranışların, AKP siyasal iktidarına zarar verdiğini önce AKP üst düzey politikacıları kabul etmelidir.
Demokrasi ve hukuk devleti, açıklamalarla, edebiyatla gerçekleşmez.
Cumleleri ben vurguladim. Sanirsiniz, yeni hukumet gelmis, guzel vaatlerde bulunuyor...
Feto kandirmisti, simdi de DAMAT kandirdi ayagina yatmaya çalisiyorlar. Ne lider be, gelen kandiriyor, giden kandiriyor...
Tabii para kalmadi, faiz lobisine mahkum oldular, yabancilar yatirim yapsin ki para gelsin diye bu sozleri soyluyorlar. Ama içeride de bu soylediklerini tam tersini yapmaga devam ediyorlar. Kin ve nefretle Imamoglu'na saldirmaya devam ediyorlar, simdi de Kanal Istanbul denen aptalca projeye karsi çiktigi için hakkinda dava açiyorlar.
Bu iktidar o kadar haksizlik yapti ki inandiklarini soyledikleri muslumanliga gore obur tarafta nasil hesap verecekler bilemiyorum.
Ulke oyle bir adam tarafindan yonetiliyor ki "koca koca saraylar" yaparsa, itibarinin artacagini saniyor ve diyorki "Zira bu tür makamlar farklı ülkelerin bakışını da değiştirir."
Bu ne çarpik gorus... Aklim ermiyor. Bir araba AKP'li belediyeler cenazeleri Mercedes cenaze arabisiyla tasiyorlardi. ülkenin basindaki adam "hayatlarinda binemediler, bari simdi binsinler" mealinden laf edebiliyor.
Anlayin artik adamin algilamalarini...
Dolari tutabilmek için 110 milyar $ harcadilar, bu parayla depremde yikilacak yiginla yapi onarilabilir ya da yeniden yapilabilirdi. Ama paralari yandas insaatcilar verdiler (bir yularida Toker son ornegini anlativermis).
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3005 Localisation: Paris
Posté le: 20 Nov 2020 20:35 Sujet du message:
Erdogan'in iktidarinda bir bakanin verdigi seviyesiz cevaba bakin. Yeni Turkiye diye diye TC'yi bitidiniz. Tarihe saygisiz, ranttan baska bir sey gormeyen, kultur yoksunu olanlar Haydarpasa garini yok etmeye çalisirlar.
Citation:
Kerestecioğlu, TBMM'de ulaştırma bütçesine yönelik konuşmasında, tarihi Haydarpaşa Garı'na değindi. Bakanlığın sunumunda tarihi gar ile ilgili tek bir ifadenin yer almadığını söyleyen Filiz Kerestecioğlu, garın engellenmesine yönelik planların olabileceğine dikkat çekti.
Kerestecioğlu, "Bakanlıkça yaptığınız toplantıda Haydarpaşa'nın gar olarak çalışmasını engelleyecek planlar mı yapıldı? Haydarpaşa Garı'nı işlevsizleştirmek için alt yolu iptal mi etmeyi planlıyorsunuz?" şeklindeki sorularına Bakan Karaismailoğlu şu yanıtı verdi:
"Sayın vekilimize söylemek isterim; Haydarpaşa Garı eski Türkiye'de kaldı. Yeni Türkiye'de Marmaray var. Marmaray'a Sirkeci'den, Kadıköy'den, Ayrılıkçeşmesi'nden 5 dakikada gidebiliyorsunuz. Hatta Ayrılıkçeşme'den Kadıköy-Kartal hattına binip ta Pendik Tavşantepe'ye kadar gidebiliyorsunuz."
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum
FAQ
Rechercher
Liste des Membres
Groupes d'utilisateurs
Profil
Se connecter pour vérifier ses messages privés
Connexion
