341 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 341
Membre(s) : 0
Total :341

Administration


  Derniers Visiteurs

administrateu. : 17h56:09
murat_erpuyan : 17h58:33
SelimIII : 1 jour, 07h23:05
Salih_Bozok : 3 jours
cengiz-han : 4 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Türk usulü başkanlık sistemi
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

Türk usulü başkanlık sistemi
Aller à la page Précédente  1, 2, 3, 4  Suivante
 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 07 Fév 2017 2:05    Sujet du message: Répondre en citant

Hani çocuk evliliklerini mesrulastiracak kanun için yirtinan Adalet Bakani sifatli adam var ya simdide

"Bizim yaptigimiz Ataturk Anayasasina donmektir"
demis...

Adalet Bakani olmus bir adam bu kadar cahil olur mu? Olamaz, o zaman daha kotu sifatlar aklima geliyor.

Be adam, bir Ataturk, birkaç ay disinda hiçbir tam yetki almadi. Meclis çalisti, istedigini soyledi. Bu bir. Osmanli"nin kullerinden dogan TC'nin kurulus asamasindaki 1924 anayasayi 2016'ya uyar mi?

Dedim ya Ataturk Turk halkini kulluktan vatandasliga tasidi, bunlar vatandasliktan kulluga donmek istiyorlar.


Zaten, Abdulhamit'in bilmem kaçinci dereceden torunu oldugunu soyleyen kadin bu anayasaya evet diyecekse Hayir demenin degeri çok daha belirginlesiyor.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 07 Fév 2017 2:07    Sujet du message: Répondre en citant

Camilerde "evet" propagandasi yapilirken
Hayir bildiris dagitan gençleri polis goturuyor, para cezasi veriyor...

Ondan sonra halk oyuna sunulacak. Hadi oradan.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 07 Fév 2017 3:16    Sujet du message: Répondre en citant




ve de

Citation:

Ben de “Evet” diyorum!
5 Þubat 2017
Yazarlar
1470
PAYLAÞIM

Sevgili okurlarım, insan gerektiği zaman kendi yanlışlarını, kendi hatalarını görebilmeli ve bunları itiraf edebilmeli.
Ben uzun süredir düşünüyordum…
Yaa arkadaş, nisan ayında referandum yapılacak ve ülkemizin kaderi belirlenecek…
Bu durumda acaba evet oyu mu, hayır oyu mu vermem gerekir!
Önceleri kararım hayır idi ve bunu burada açıkça yazmıştım. İki gün önce düşünmeye başladım, acaba yanlış mı yapıyordum!
Ancak sadece düşünmek yetmiyordu. Kafamın daha iyi çalışması için birkaç duble bir şeyler içmem gerekiyordu.
Benim bünyem alkolü pek kaldırmaz. Dolayısıyla içkiyle aram yoktur.
Sosyal ortamlarda seyrek olarak bir duble rakı veya bir kadeh şarap içerim, ikincisini ağzıma süremem.
Fakat bu kez içimden fışkıran bir ses “Bu referandum çok önemli… İç arkadaş iç, bir kereden bir şey olmaz. Daha iyi düşünür ve daha sağlıklı bir karar verirsin” diyordu.
İçtim!..
Ve kararımı verdim.
* * *
Þimdi ben de kocaman bir “Evet” diyorum…
Ve “Ben de varım” kampanyasına destek atıyorum…
Ancak sonuçta SÖZCÜ Gazetesi'nin yazarıyım. Bir terslik olmasın ve beni kovmasınlar diye bu kararımı bizim gazete yönetimine bildirdim.
“İstediğin gibi yaz abi, bizden çekinme. Zaten biz de bir süre sonra evet kampanyası başlatmayı düşünüyoruz. Memleket için en hayırlısı budur” dediler!
* * *
Bu konuda fikirlerim daha da netleşsin diye dün sayın büyüğümüz Devlet Bahçeli'yi ziyaret ettim ve kararımı kendisine arz ettim. Aynen şunları söyledi:
“Bu kararınıza çok sevindim. Beni bahtiyar ettiniz. Sizin gibi değerli bir vatan evladından bunları duymak benim açımdan çok iyi oldu. Moral kazandım. Türklüğün bekası ve Recep Tayyip'in memlekette tek adam olması için hepimizin evet demesi gerekir.”
İznini istedim, saygılar sunup yanından ayrıldım.
* * *
Hemen ardından sayın dünya liderimizi sarayında ziyaret ettim. O da çok mutlu oldu ve şöyle dedi:
“Ben sizi zaten her zaman takdir etmişimdir. Yazılarınızı her gün büyük bir zevkle okurum… Helal olsun, yine çok iyi yazmış derim. Biz Ak Parti olarak sizi hep değerli bir destekçimiz olarak gördük. Demek ki yanılmamışım!”
Sonra çok heyecan verici sözler söyledi:
“Güçlü bir Türkiye için evet demek gerekir. Sizi kutluyorum. Dünyanın dört bir yanında ülkemize umut bağlayan milyonlar için evet. Çok başlılıktan ve kaostan kurtulabilmek için, beni tek adam yapmak için evet, Türkiye'nin geleceği için yine evet, evet, evet…”
* * *
Ancak benim bir sorunum vardı, onu kendisine arz ettim:
“Sayın dünya liderim iyi ama ben evetçilik yapıp da Sözcü'den kovulursam, acaba iş durumum ne olur? Gerçi bizim gazete bile dönüp evetçi olacakmış ama ben yine de kendimi garantiye almak istiyorum. O takdirde bana bir kıyak yapmanız, iş ayarlamanız acaba mümkün olur mu?”
Verdiği içten yanıt beni çok rahatlattı:
“Ne demek mümkün olur mu… Medyanın ve medya patronlarının tamamı benim emrimde. İstediğiniz gazetede, istediğiniz televizyon kanalında işiniz hazır. Biz kimlere ne kıyaklar yaptık yani, sizin gibi güvendiğimiz bir gazeteciye mi yapmayacağız… Sizin tercihinizdir. İsterseniz bizim Bilal'in vakfına alırız sizi, oradan maaşa bağlarız… İsterseniz köşe yazarlığı yaparsınız, isterseniz evlendirme programlarında sunuculuk!.. Yeter ki siz evet kampanyanızı iyi sürdürün.”
Sayın liderimiz bana çok güvendiğini de söyleyip onurlandırdı.
Ancak benimle ilgili çok iyi niyetli bir kuşkusu vardı. Sordu:
“Fakat bu durumlar ortaya çıkınca size dönek falan demesinler, yalaka demesinler!..”
İçim zaten çok doluydu, aynen şöyle dedim:
“Ne derlerse desinler hiç dert etmem. Sonuçta insanız yani. Bu devirde avanta, dönek olmakta, yalakalık yapmakta ve kıç yalamakta…”
* * *
Türkiye'yi yöneten iki çok değerli koalisyon ortağının, sayın stepne Devlet Bahçeli ile sayın dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın yanlarından mutlulukla ayrıldım!
Adeta tereyağından kıl çekmiştim.
Onların iltifatları ve övgü dolu sözleri doğrusu muhteşemdi.
* * *
Kararımı bildirmek için son olarak değerli başbakanımız Binali Yıldırım'ın makamına gittim. Güvenlikçiler kimi göreceğimi sordular.
Telaştan “Yıldırım Akbulut” demişim. Hemen fırçayı yedim:
“Gazeteci geçiniyorsun ama sen önce başbakanın ismini öğren. Yıldırım Akbulut eski başbakandır. Þimdikinin adı Binali Yıldırım…”
Çok özür diledim, “Heyecandan Yıldırım'ları karıştırmışım” dedim ama iş işten geçmişti.
Beni kovdular ve kös kös döndüm. Ama evet kararım değişmedi!
* * *
Duyduk duymadık demeyin ve kusura bakmayın… Bugünden itibaren ben de “Güçlü bir Türkiye için evet, geleceğimiz için evet” diyorum!
“Bugün evet demezsek yarın yok oluruz” diye haykırıyorum!
Benim futbolcu Rıdvan'dan, İbrahim Tatlıses gibilerden, baldır bacak soyunanlardan, bazı topçulardan, popçulardan, bir sürü yağcı ve yalaka düzmece sanatçılardan, din sömürüsü yapanlardan, kıç yalayanlardan, reklam peşinde koşup şimdi evet ticaretine soyunan utanmazlardan ne eksiğim var!
Yağcılık mağcılık başka, iktidarın gölgesine sığınıp çoktandır hak ettiğim ama sahip olamadığım olanaklara kavuşmak başka!
Ben de insanım, benim de canım var!
Evet, anayasaya kocaman bir evet!





.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 08 Fév 2017 9:54    Sujet du message: Répondre en citant

Türkiye'de HAYIR demek resmen degilse de yasak hale gelmis durumda, HAYIR bildirisi dagitan ogrencileri polis goturup para cezasi veriyor, "minareler silah" olmus camilerde EVET vaazlari veriliyor, çikmis Bahçeli denen adam "referandum da sonra HAYIR diyenler kaçacak delik" arayacaklar tehdini savuracak kadar kendinden geçmis...

Bu ortamda bari Turkiye'de yasamayan ben birseyler yazabileyim.

Citation:

Referandumdan Vazgeçilmesi Olasılığı ve #HAYIR Diyenlerde Rehavet Tehlikesi

Sadece korku değil, cesaret de bulaşıcıdır. Ama sadece korku ve cesaret değil, rehavet de bulaşıcıdır.

#HAYIR diyenlerin son bir ay içinde yenilgi ve sinmişlik psikolojisini üzerlerinden atarak, önce sosyal medyada ve sonra da gerçek hayatta daha görünür ve cesur olmaları dengeleri değiştirmeye başladı ve bunu elbet AKP ve Erdoğan’ın duyargaları (Anket şirketleri başta olmak üzere örgütten gelen diğer yankılar) tespit etmekte gecikmedi.
Bunun üzerine önce yangından mal kaçırırcasına Meclis’ten geçirilen değişiklik bekletilmeye başlandı.

Þimdi de RTE bekletiyor ve o kanattan, “yol yakınken geri dönülsün, referandumdan vazgeçilsin” türünden yazılar çıkmaya başladı.
“Ankara Kulisleri” veya “AKP çevreleri” ile ilişkisi olan yazarların oralarda referandumdan vazgeçilmesi üzerine ciddi olarak düşünüldüğü yönündeki yazıları son günlerde epeyce artmış bulunuyor.

Örneğin Fehmi Koru’nun bugünkü yazısının başlığı: “Her geçen gün tereddütler artıyor… Referandum yapılmasa olmaz mı?”.

Birkaç gün önce de, önde gelen AKP’lilerin arasında eş dost arasında ve gizli kalmak şartıyla yapılan bir mini referandumda #Hayır oyu çıktığını yazmıştı.

Değişen bu rüzgârı zaten havadan koklamak da mümkün. Elbet herkes de benzer değişimi hissetmekte.

*

Ancak biz, bu tür haberlere bağlı olarak, #HAYIR cephesinde bir rehavet iklimi oluştuğunu hissediyoruz.

30 Aralık tarihli “Yaklaşan Felaket ve Kurtulma Çareleri (1)” başlıklı yazıyı yazdığımızda ortalıkta tam bir yenilgi, moral bozukluğu havası vardı. Reina Katliamı, bu sıkışmışlık duygusunu zirveye taşıdı.

9 Ocak’ta “Yaklaşan Felaket Nasıl Durdurulabilir? Somut Bir Öneri: #Hayır” başlıklı yazıyı yazdığımızda ise, havadaki moral bozukluğu ve yenilgi duygusunun yerini “yenileceksek de mücadele ederek yenilelim, postu ucuza vermeyelim” kararlılığı almaya başladı.

Ve sonrasında da #HAYIR’ın kazanabileceği hatta kazanacağı duygusu güçlendi.

Ama özellikle son bir haftadır, kazanılacağına adeta kesin gözüyle bakılmaya başlandı ve “Ankara kulisleri” haberleriyle birlikte bir rehavetin yayıldığı görülüyor.

Bu nedenle, bugün aslında #HAYIR girişimlerinin örgütlenme sorunları üzerine yazmayı planlamışken, rehavete karşı bir şeyler demek ve uyarmak gereğini hissettik.

*

Su uyur Erdoğan uyumaz.

Erdoğan karşısında rehavet en büyük tehlikedir.

Tarih kazanılmış zaferlerin rehavet sonucu kaybedildiğinin örnekleriyle doludur. Bunların en bilineni ilk Müslümanların kazandıkları Uhud savaşını, okçuların Muhammet’in kesin yerini terk etmeme direktifine rağmen, rehavete kapılıp terk etmeleri sonucu yitirmeleridir.

Unutmayalım. Bugün #HAYIR bir isyandır. Nesnel anlamı budur. İsyanın ise bir tek kuralı vardır. Karşı tarafın toparlanmasına, nefes almasına imkân vermeden sürekli hücum. Hatta bunu bizzat bizlere Erdoğan göstermiştir. Partisi içindeki muhaliflere, Fetullahçılara, Kürtlere, demokrat ve liberallere soluk aldırmadan üst üste saldırdı ve saldırıyor. Bu sayede dağıtıyor ve korku iklimini egemen kılıyor.

*
Erdoğan şimdi kendi oyununa gelmektedir ve kendi hareket alanını bizzat kendisi kısıtlamış bulunmaktadır.

En küçük bir zaaf, kararsızlık ve güçsüzlük işareti verdiğinde, yani bir geri adım attığında; örneğin referandumdan vazgeçtiğinde, bunun sonu mahkemelerde bitecek bir düşüşün başlangıcı olabileceğini çok iyi bilmektedir. Onu böylesine bir düşüşten sadece muhalefetin kararsızlığı ve solun “öğrenilmiş mağlubiyet sendromu” kurtarabilir.

Bu nedenle muhtemelen her şeyi göze alarak referandum kararı verebilir.
Ama aynı zamanda bu kararlığıyla, ekonomik veriler #HAYIR’ı, korku ise Evet’i güçlendiriyor denklemine uygun olarak; kendisi gibi Suriye’de köşeye sıkışmış; Bab’tan nasıl çıkacağının derdine düşmüş devlet ve ordu içindeki, kendilerinin “Beka Sorunu”nun ülkenin “Beka Sorunu” gibi algılayan ve sunan inkârcı ve ırkçı güçlerle de kader birliği içinde, her türlü şiddet ve provokasyonu deneyecektir. Örtülü ödenekler, istihbarat organlarının tüm kirli ilişkileri; mafyalar; örgütlediği Osmanlı Ocakları gibi çeteler emrine amadedir.

Ve karşısında şimdiden kararlı durulamazsa, şimdiden kazanılıyor görünen #HAYIR sonuçlu referandum kaybedilebilir.

*

Ama Erdoğan aynı zamanda kendi cephesini güçlendirmek, zaman kazanmak, güçleri toparlamak için geri adım da atabilir. Yani referandumdan var geçebilir veya başka bir yol arayabilir. Bu onun hedeflerinden vazgeçtiği anlamına gelmez. Sadece yeni bir saldırı için güçlerini toparlamak ve cephesini genişletmek için geri çekildiği anlamına gelir. Suriye’de Rusya’ya yanaşması, Putin’den özür dilemesi, sıkıştığında bu tür bir davranış gösterebileceğini de olası kırıyor.

Bu takdirde de rehavet en büyük tehlikedir.

7 Haziran’dan sonra Baykal’la görüşerek karşı cepheyi nasıl dağıttığı unutulmamalıdır.

Erdoğan geri adım attığı takdirde bir saniye bile durmadan onun derhal istifasına yönelik bir hareketin nasıl başlayabileceği ve örgütlenebileceği üzerine şimdiden düşünmek ve Erdoğan’a soluk aldırmamak gerekir. 7 Haziran ve sonrası; darbe teşebbüsü sonrası Erdoğan’ın yaptıkları bizlere nasıl yapmamız gerektiğini göstermektedir.

Erdoğan gidecek ve gitmeli. Baş sorun, sorunların sorunu Erdoğan’dır.
İster referandumdan #HAYIR çıksın, ister Erdoğan geri adım atıp Referandumdan var geçsin her halükarda Erdoğan’ın anayasa ve kanunlar dışı fiili darbe rejimine son verip, Erdoğan’ı mahkemeye çıkarıncaya kadar en küçük bir gevşemeye, rehavete yer yoktur.

Her kim ki, Erdoğan’ın uzattığı eli tutar; her kim ki “ülkenin selameti” gibi gerekçelerin ardına gizlenip Erdoğan’a soluklanma ve güçlerini tekrar toparlanma fırsatı sunar o en büyük tehlikedir.

Ama şu an acil ve asıl sorun, henüz referandum kazanılmamışken veya ertelenmemişken, yani henüz ortada fol yok, yumurta yokken, bu olasılıkların görülmesinin yarattığı rehavettir.

Dikkat edin, artık hiç kimse, nasıl olur da güçleri bir araya getirebiliriz; nasıl olur da bir tek #HAYIR etrafında milyonlarca insanı seferber edebiliriz diye kafa yormuyor artık.

Herkes “herkesin #HAYIR’ı kendine” havasına girmiş durumda. Okçular mevzilerini terk etmiş bulunuyor.

#HAYIR baylar. Fehmi Koru ve benzerleri gibi, “Erdoğan referandumdan vazgeçsin olağana dönelim” havasına girmek yok.

Olağanüstü hal olağan halimizdir.

Erdoğan referandumdan vazgeçse de #İstifa etmeli ve OHAL rejimi kalkmalıdır.

Erdoğan Referandum’a gitmeyi kabul ettiği takdirde de #İstifa etmeli ve OHAL kalkmalıdır.

Muhalefet bu açık tavrı koymalıdır.

Erdoğan elbet #İstifa etmeyecektir. Ama politikada bir talebin ortaya atılmasının, bir hedefin açıkça ortaya koyulmasının büyük önemi vardır. Çünkü bir konuda hiçbir şey söylenmediğinde, kendinizi bağlamış olursunuz. Onu zımnen olağan kabul etmiş olursunuz. Yarın baş kaldırmak için gerekçeniz olmaz ve size karşı kullanılır.

*

Ayrıca bu talep ve hedefin ileni, Erdoğan’a soluk alma fırsatı vermez ve onu sürekli savunmada kalmaya zorlar; hareket alanını kısıtlar.
Muhalefet şimdiden Erdoğan’ın hem yargıç hem savcı olarak bu referanduma gitmesini hedef almalıdır.

#HAYIR’a odaklanmak bile, Erdoğan’a karşı mücadeleyi referandum sonrasına ertelemek anlamına gelmektedir. Erdoğan sürekli savunmada kalmaya zorlanmalıdır. Bunun ilk adımı, Erdoğan ve hükümetin istifası, referandumun tarafsız bir hükümetin varlığı koşullarında yapılmasıdır. Bu talebi açıkça ortaya koymadan Referandum’a yönelmek politik olarak intihar anlamına gelir.

Muhalefet partileri şimdiden #HAYIR çıktığı takdirde Erdoğan’ın istifa etmesi gerektiğini; hatta şimdiden referandumun tarafsızlığını sağlamak için Hükümet ve Erdoğan’ın istifa etmesi gerektiğini açık talepler olarak ortaya koymalıdırlar.

O halde Rehavete yer yok.

Erdoğan istifa etmeli, OHAL kalkmalı.

Þimdi acil olarak öne bu hedefler çıkarılmalıdır.

Referandumu olağan ve meşru kabul eden sırf #HAYIR’a yönelik bir çalışma ve politik hat yenilgi getirir.

Erdoğan’a referanduma kadar olan dönemde istediği alanda at koşturma olanağı sağlar.

Erdoğan’ın politik hareket alanı kısıtlanmadan provokasyonları engellenemez ve azaltılamaz.

Beklemek, rehavete kapılmak intihardır.


Demir Küçükaydın
7 Þubat 2017 Salı
@demiraltona

demiraltona@gmail.com

Yazılarımız şu adresteki blogta bulunuyor:
https://demirden-kapilar.blogspot.de/

Videolarımız şu adreste:
https://www.youtube.com/user/demiraltona

Yazılarımızı ayrıca ses dosyası olarak şurada paylaşıyoruz. Direk podcasttan veya indirerek dinlemek mümkün.

https://soundcloud.com/demirden-kapilar

Kitaplarımız buradan indirilebilir.
https://drive.google.com/open?id=0BxCB_Gtx8VYAcDREeTJVLW93MjA


Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 08 Fév 2017 10:37    Sujet du message: Répondre en citant

Dedik ya HAYIR dersen is yok sana :

Citation:

Öğretmenin cevabı beğenilmedi: ‘Evet’ yoksa onay da yok
Erzurum Aşkale’de aday statüsünde öğretmenlik yapan K.Ö’ye, asaletinin onaylanması için girdiği mülakatta “Başkanlık sistemi hakkında ne düşünüyorsun? Ne tavsiye edeceksin?” soruları yöneltildi.
K.Ö., başkanlığa sıcak bakmadığını söyleyince, komisyon öğretmene 34 puan verip asaletini bir yıl sonraya bıraktı.


http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/egitim/672277/Ogretmenin_cevabi_begenilmedi___Evet__yoksa_onay_da_yok.html
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 08 Fév 2017 10:53    Sujet du message: Répondre en citant

Baskanlik rejimi ile yurutulen ulkelerin durumi hakkinda DISK'in bir arastirmasi var

DİSK'ten 'kahverenkli' referandum açıklaması: Türkiye'nin işçi cehennemine dönüşmesine hayır

http://www.cumhuriyet.com.tr/foto/turkiye/672009/1/DiSK_ten__Baskanlik_sistemi_yle_ilgili_bugune_kadar_yapilmis_en_carpici_arastirma.html
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 13 Fév 2017 11:33    Sujet du message: Répondre en citant

Evet? Hayir?

https://www.youtube.com/watch?v=bRJXqoWfChU
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 13 Fév 2017 11:34    Sujet du message: Répondre en citant

HAYIR..

Sen cemaatin kadrolaşmasına sevindin,
Ben sevindim mi ? #HAYIR

Sen İlker Başbuğ'un terörist olduğuna inandın,
Ben inandım mı ? #HAYIR Sen

Arınç suikastına inandın kozmik evrakların aranmasına sevindin onca
komutanın hain olduğuna inandın,
Ben inandım mı ? #HAYIR

Sen çözüm sürecine, akil insanlara inandın,
Ben inandım mı ? #HAYIR

Yüzlerce komutanın yazarın Ergenekon'dan Balyoz'dan tutuklanmasına sevindin,
Ben sevindim mi ? #HAYIR

Sen hep Zaman gazetesi okudun para verdin,
Ben okudum mu ? #HAYIR

Habur kapısı karşılamasına sevindin, Ben sevindim mi ? #HAYIR

Kabataş görüntüsünü haftalarca bekledin,
Ben bekledim mi ? #HAYIR

Işid'i öfkeli Müslümanlar olarak gördün,
Ben öyle mi gördüm ? #HAYIR

Yerli otomobilin bittiğine inandın,
Ben inandım mı ? #HAYIR

30 Haziran 2016'dan itibaren tüm Avrupa'da vizesiz gezeceğine inandın, Ben inandım mı ? #HAYIR

Yeni anayasayı okudum,
Sen okudun mu ? #HAYIR

Benim #HAYIR demek için bir sürü sebebim var,
Senin evet demek için var mı? #HAYIR

Sabaha kadar yazabilirim anladın mı ? #HAYIR
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
bendeniz
Expert
Expert


Inscrit le: 17 Nov 2014
Messages: 225

MessagePosté le: 13 Fév 2017 17:42    Sujet du message: Répondre en citant

Bu referandumun mesruiyet sorunu var. Evet için devlet propaganda yapiyor, zoruluyor, tehdit ediyorsa bu seçim filan olmaz. Kabaoglu bir kisi bir gece sadece ve sadece muhalif oldugu için iki dudak arasindan çikan bir kelimeyle universiteden atiliyorsa diktatorluk var demektir, diktatorlukte de referendum filan yapilmaz.

Kaldiki seçimin durust yapilacagini da bilemeiyoruz.

Citation:
İhraç edilen Anayasa hukuku profesörü isyan etti: İmam konuşuyor ben konuşamıyorum

devami için :
https://insan64.blogspot.fr/2017/02/ihrac-edilen-anayasa-hukuku-profesoru.html
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 16 Fév 2017 20:26    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:

Hayır diyenlere rabbim şahit…
14 Þubat 2017


“Cemaatin ileri gelenleri, mensupları bugüne kadar ne getirdiler de bunu geri gönderdim, yapabileceğim ne varsa yaptım, rabbim şahittir, ne istediniz de alamadınız” diyen kimdi? Asrın liderimiz.
*
Akp iktidara gelir gelmez “yurtdışındaki cemaat okullarını destekleyeceksiniz, ziyaret edeceksiniz, elçiliklerdeki resmi törenlere davet edeceksiniz” diye genelge yayınlayan kimdi? Abdullah Gül.
*
İktidara gelir gelmez 23 Nisan'a alternatif olarak feto'nun Türkçe olimpiyatlarını kutlamaya başlayan, hatta ilk olimpiyatı kendi himayesinde yaptırarak, “milyonlarca insan şu anda gözyaşı dökerek bizi izliyor, bunların arasında birisi var ki, gurbette tek başına hüzünle bizi seyrediyor, televizyon başında bizi izleyen o güzel insana teşekkür borcum var” diyen kimdi? Bülent Arınç.
*
“Türkçe sevgi dilidir, barış dilidir, Yunus'un dilidir, Mevlana'nın dilidir, aç herkese sineni aç, onun gibi ilaç diyen fethullah gülen hocaefendinin dilidir” diyen kimdi? Binali Yıldırım.
*
Cemaatin hedefleriyle Türkiye'nin hedeflerinin “tamamen örtüştüğünü” söyleyen kimdi? Ahmet Davutoğlu.
*
“Cemaat devleti ele geçirmiş, devlete sızmış filan, bunlar kargaları bile güldürür” diyen kimdi? Akp'nin bakanı Hüseyin Çelik.
*
“Bu yolu açan, bu ateşi yakan, bu fikri veren muhterem fethullah gülen hocaefendiye gönül dolusu saygılar gönderiyorum, kendisine çete diye hitap edilmesi büyük haksızlıktır, vicdansızlıktır” diyen kimdi? Akp'nin bakanı Bekir Bozdağ.
*
Cemaat hakkında “faaliyetlerinin daha fazla arttırılması, daha yaygın hale getirilmesi, vatanseverlik görevidir” diyen kimdi? Akp'nin bakanı Numan Kurtulmuş.
*
Cemaate yönelik suçlamalar hakkında “aynen 28 Þubat gibi, aynen 12 Eylül öncesi gibi senaryodur, derin devlet harekete geçti, cemaati döverek, cemaate saldırarak Türkiye'nin değişim yönünü etkilemeye çalışıyorlar” diyen kimdi? Akp'nin bakanı Süleyman Soylu.
*
Cemaati savunarak “insan merkezli bir hizmeti esas alan insanlara ‘hizmetlerinizi durdurun' denir mi, aksine, teşvik edilir, desteklenir, elden ne geliyorsa o katkı sağlanır, bu gerçeği görememek ferasetsizliktir” diyen kimdi? Akp'nin bakanı Faruk Çelik.
*
Feto'ya yönelik suçlamalar hakkında “şiddetle kınıyorum, daha ağır kelime kullanmamak için kendimi zor tutuyorum, hayatı insanlığa hizmetle geçmiş bir büyük zat için suçlamalarda bulunmak, son derece çirkindir, kara lekedir, fethullah gülen hocaefendi hayatının her döneminde tertemiz kalmış bir kişidir, kendisine şükran borçluyuz” diyen kimdi? Akp'nin bakanı Recep Akdağ.
*
Feto için “gönül dünyalarını imar eden, bu hizmetlere öncülük eden, gurbetten sılaya gelme özlemi çeken büyüğümüze saygı ve şükran hislerimi ifade ediyorum” diyen kimdi? Akp'nin bakanı Suat Kılıç.
*
“fethullah gülen hocaefendi son 1000 yılın en büyük Türk büyüklerinden birisidir, evrensel Türk rönesansını başlatan Türk mucizesidir, Shakespeare gibi evrenseldir, ona düşmanlık edenlerin utanması gerekir” diyen kimdi? Akp milletvekili Hüseyin Kocabıyık.
*
“Vicdanlı bir insan olarak diyorum ki, bu hizmetlerin durdurulmasını isteyeceğinize, gölge etmeyin başka ihsan istemeyiz” diyen kimdi? Akp milletvekili Ahmet Gündoğdu.
*
Fethullah'a Feto diyenleri azarlayarak, “terbiyeni takın, Fethullah Gülen'e feto diyemezsin, özür dile” diyen kimdi? Melih Gökçek.
*
“fethullah gülen vatan hasretiyle dışarda yaşıyor, ona karşı yapılanlar cezasız kalmayacak” diyen, “fethullah gülen hareketine yönelik düşmanca tavırları hiçbir vicdan sahibi onaylamaz” diyen, “benim ümidim fethullah gülen okulları” diyen, “demokrasi kıvılcımı” diyen, “vizyoner lider” diyen, “Türkiye'nin övüncü” diyen, “hocaefendi barışçı, nazik, çok naif bir insan” diyen, “ceviz kadar beyni olanlar hocaefendinin büyüklüğünü anlayamaz” diyen kimdi? Yandaş medya.
*
MHP yöneticilerinin kumpas kasetleri piyasaya servis edildiğinde, Devlet Bahçeli feto'yu suçladığında, feto'ya toz kondurmayarak… “MHP'nin fethullah hocaefendiye saldırısı, bana göre ihanet derecesindedir, hiç ahlaki değil, çok çirkin bir şey, yani hocaefendi işi gücü bırakmış da MHP'yle mi uğraşıyor, bir defa onun bulunduğu makam böyle bir şeye müsaade etmez, onun meşgalesi böyle bir şeye müsaade etmez, çok çok çirkin, çok ayıp bir şey, ben bunu ihanet derecesinde kınıyorum” diyen kimdi? Asrın liderimiz.
*
Þimdi ne diyor?
“Hayır diyenler aslında 15 Temmuz'un yanındadır” diyor.
*
Hepimizin komple ahmak olduğunu bile varsaysak… “Aslında” kimlerin kimin “yanında” olduğuna “rabbim şahit” değil miydi yahu?



http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/yilmaz-ozdil/hayir-diyenlere-rabbim-sahit-1677584/
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 17 Fév 2017 3:10    Sujet du message: Répondre en citant

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
bendeniz
Expert
Expert


Inscrit le: 17 Nov 2014
Messages: 225

MessagePosté le: 17 Fév 2017 21:03    Sujet du message: Répondre en citant

Hani çok bilinen bu Ezop hikayesini paylasmak geldi içimden ama nereye koyacagimi bilemedim. Burya koyuyorum.
Cahillik ettimse afola, moderatör daha uygun bir yer varsa oraya koysun.

Citation:


BİR EÞEK ÖYKÜSÜ

Antik Yunan döneminde (MÖ 620-560 yılları arasında) Ege'de yaşayan ünlü masalcı Ezop'un iki bin altı yüz yıldır canlılığını yitirmeyen öyküsü:

Hikáye bu ya...

Bir inek, bir beygir, bir eşek, etrafa dağılıp insanların ne yaptıklarını öğrenmeye

ve üç yıl sonra buluşmaya karar verirler...

Her biri başka yöne gider.

Aradan üç uzun yıl geçtikten sonra buluşma yerine önce inek ve beygir gelir...

İkisi de perişan bir halde, zayıflamış, dişleri dökülmüş, kamburları çıkmış,
adeta çökmüştür.

Beygir merakla sorar:

'Nedir bu halin inek kardeş?'

İnek acıklı bir şekilde içini çekerek anlatır:

'Sorma beygir kardeş... Bu insanlar çok merhametsiz... Beni durmadan birbirlerine sattılar. Alan sütümü sağdı. Bir inek daha bulup onu yanıma koyarak bizi çifte koştular, aç bıraktılar. Canımı zor kurtardım be kardeş.'

Beygir de acı acı başını sallayarak anlatır:

'Ah, sorma... Benim de ağzıma bir demir parçası geçirdiler, ağzımı açamadım. Üzerime bindiler, ses çıkaramadım. Biri indi, öbürü bindi! Binmedikleri zamanlar zincire vurdular.
Belim çöküp de onları taşıyamaz bir hale geldiğinde arkama kocaman bir araba bağladılar.
Bu sefer birçoğunu yeniden taşımaya başladım. Ben onları taşıdıkça, daha hızlı gitmem için kırbaçladılar. Canımı zor kurtardım inek kardeş.'


İnek ve beygir böyle konuşurken uzaktan eşek görünür. Hayli neşelidir. Islık çala çala, taşlara tekme ata ata, hoplaya zıplaya gelir. Mutludur. Üstelik şişmanlamıştır. Tüyleri pırıl pırıl parlamakta, gözlerinin içi gülmektedir. Üzerinde lacivert takımlar vardır.


İnek ile beygir şaşırmış bir şekilde,

'Nedir bu halin? Neler oldu?

Neden böyle zevkten dört köşesin?' diye sorarlar.

Eşek keyifli bir şekilde anlatır:

'Sizden ayrıldıktan sonra uzakta bir memlekete vardım. Birisi yukarı çıkmış bağırıyor, bağırdıkça insanlar onu alkışlıyordu.

Ben de yüksekçe bir yere çıkıp bağırdım.

Benim bağırmamı bilirsiniz, yeri göğü inletirim.

Sesimi duyan benim yanıma koştu, duyan duymayana haber verdi, etrafım insanla doldu. Onlar geldikçe ben daha çok bağırdım.

Haktan, hukuktan, refahtan, adaletten filan bahsettim...'

'Eee, sonra ne oldu?'

'Ne olacak beni başkan seçtiler!'

'Deme yahu.. Yani sen başkan mı oldun?'

'Evet... Bir şey yapmama gerek kalmadı.

Ben bağırdıkça onlar 'Seninle gurur duyuyoruz' diye alkışladılar. Ben de yedim ve bağırdım, yedim ve bağırdım!'

'Pekiii, senin eşek olduğunu anlamadılar mı yahu?'

'Valla, yarısı anladı ama diğer yarısına anlatamadı

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
bendeniz
Expert
Expert


Inscrit le: 17 Nov 2014
Messages: 225

MessagePosté le: 17 Fév 2017 21:37    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:


Fazıl Say'dan 'evet'çilere 3 soru


'Tek adam' rejimini getirecek anayasa değişikliğine 'hayır' diyeceğini yineleyen dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say ınstagram ve twitter sayfasında referandumda 'evet' diyeceklere sorular yöneltti.


cumhuriyet.com.tr Yayınlanma tarihi: 17 Þubat 2017 Cuma, 13:53


' evet - hayır referandumu toplumu iyice bölmeye, iyice kutuplaştırmaya devam ediyor' diyen müzisyen Fazıl Say 16 Nisan'da yapılacak anayasa değişikliği referandumuna ilişkin "Evetçilerde anlamadığım üç konu var" diyerek sorular yöneltti.

"'Başkanlık sistemi' dediğiniz şeyin Recep Tayyip Erdoğan olmadan da destekçisi olur muydunuz?" diye soran Say, MHP yönetiminin ' evet ' tercihiyle kendisini erittiğini belirtti ve "Filmlere +18 uyarısının getirildiği bir sembolde, siz gerçekten samimi misiniz 18 yaşında birinin milletin vekili olması konusunda?" diye yazdı.

İşte Fazıl Say 'ın o paylaşımı;

" evet - hayır referandumu toplumu iyice bölmeye, iyice kutuplaştırmaya devam ediyor. Ortam son derece gerginleşiyor. "Ya evet çıkarsa geleceğimiz ne olacak" endişesindeki hayırcılar bir yandan yükleniyor, "ya hayır çıkarsa allah korusun ilk kez yenilgi alırız" korkusundaki evetçiler bir yandan.
Kazananı kim olacak belirsiz, başabaş. Ama kaybedenin birbirinden uzaklaşan Türk toplumu olduğu iyice kesinleşti. İyi niyetli, halkını düşünen bir siyasetin bunu bu topluma yapmaması gerekirdi.
Dost olamadıktan mutlu olamadıktan sonra sistem değişmiş, daha iyi olan ne?
Bir de üstüne bir AKP'linin " evet çıkmazsa iç savaş çıkar" açıklaması eklendi. Tedirginlik iyice arttı.
Evetçilerde anlamadığım 3 konu var.
Soralım, belki cevap buluruz.

1- "Başkanlık sistemi" dediğiniz şeyin Recep Tayyip Erdoğan olmadan da destekçisi olur muydunuz? Tek adam tek sistem konusunu tek isime bağdaştırdınız, ve bu da tüm demokratik şartları zorlamıyor mu?

2- Sistemin getirdiği hukuksuzlukların hepsi bir yana, tüm maddeleri okudunuz mu? Mesela milletvekilliği yaşının 18'e inmesi gibi gereksiz bir konuyu biliyor muydunuz? Daha üniversite okumamış, askere gitmemiş, aşk yaşamamış, dünyayı anlamamış bir yaşta , filmlere +18 uyarısının getirildiği bir sembolde, siz gerçekten samimi misiniz 18 yaşında birinin milletin vekili olması konusunda? Yoksa bu konu "önemsiz"mi? Önemsiz ise ne diye referanduma gidiliyor?

3- Sistemin dayattığı en enteresan konu bu sisteme destek veren MHP'nin kendini eritmek istemesi. Yani öyle ki sanki siyasetten vazgeçip AKP'ye katılıyorlar, sadece Erdoğan'ın istediği bir sistemi destekleyerek... Bunu mu istiyordu MHP seçmeni? Hayli şaşırtıcı. &
Bu ülkede yaşanan hukuksuzluklar zaten ürkünç boyutlara geldi. Hiç bir suçu olmayan müzisyen dostlarımızın kamudan ihraçlarını geçtiğimiz haftalarda burada anlatmaya çalıştık. Bu toplum daha fazla bölünmemeli. "Senin başörtün benim şapkam", "senin 15 Temmuzun benim GeziParkım" tartışmalarının nereye varacağı da belirsiz olur. Þu toplum artık kavga etmese. Artık dost olsa."



Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 19 Fév 2017 1:30    Sujet du message: Répondre en citant

Algilama operasyonlari, tehditler, baskilar, isten atmalar...

Sonra da buna referandum diyorlar... SSCB seçimlerine benziyor artik bu is :


Antalya Cumhuriyet Başsavcı Vekili Cevdet Kayafoğlu, anayasa değişikliği referanduma ilişkin

Citation:

Sandıkta hayır diyecek olanlar PKK ile aynı muameleyi göze alıyorlar demektir. Küsmece yok


http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/678350/Bassavci_vekilinden__HAYIR_a_tehdit.html
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11178
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 20 Fév 2017 18:24    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:




Anayasaya veda

Ali Sirmen

Cumhuriyet 18 Þubat 2017



16 Nisan 2017’de yapılacak anayasa referandumu tarihimizin bu konudaki yedinci oylamasıdır. Bunlar içinde, birbirlerinin benzeri olanlar, 7 Kasım 1982 ile 16 Nisan 2017 oylamalarıdır.

Her iki oylamada da, bir anayasa metninin yanında, aynı zamanda fiilen işbaşında olan otokratların fiili egemenliklerinin onaylanması söz konusuydu.

35 yıl arayla yapılan ve biri askeri, öbürü sivil darbenin fiili sonuçlarını anayasallaştırmak amacına yönelik olan oylamalar seçmenin oyuna sunulan metinlerin reddedilmeleri halinde bile uygulamada bir şeyin değişmemesi için iktidarın ayak sürüyecek olması bakımından birbirinin aynısıdır.

1982’de Kenan Evren’in yetkileri ile birlikte Cumhurbaşkanlığı da oylamaya sunulmuştu. 2017’de, daha önce Cumhurbaşkanı seçilmiş Recep Tayyip Erdoğan’ın yetkileri halkın oyuna sunulmakta.

7 Kasım 1982’de hayır çıkması halinde, o sırada resmi sıfatı devlet başkanı olan Kenan Evren’in cumhurbaşkanı olamadan da devlet başkanı olarak fiilen, sultasının süreceği bizzat kendisi tarafından açıklanmıştı.

***

16 Nisan 2017 oylaması da, tıpkı 7 Kasım 1982 oylaması gibi sonucu ne olursa olsun fiili durumu değiştirmemek niyeti siyasi iktidarda ağır basmaktadır.

Þu anda zaten, AKP’nin fiili lideri olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yürütmenin de başıdır ve yasama ile yargı da eninde sonunda onun denetimindedir. 16 Nisan’da “evet” sonucu çıkması halinde, uygulamada bir değişiklik olmayacak, yalnızca fiili durum hukuken onaylanacaktır.

Tabii bu olguya bakarak, çok tehlikeli olan, “sonuç ne olursa olsun, fiili durum değişmeyeceğine göre, sandık başına gidip hayır demenin hiçbir kıymeti harbiyesi olmadığı” yanılgısına düşmemek gerekir.
Demokrasinin “olmazsa olmaz”ı, kuvvetler ayrılığı ilkesini çiğnemeyi tescilleyen metne hayır denmesi, demokrasiden yana olanları güçlendirmesi, dolayısıyla demokrasi mücadelesinde zafere giden yolun ilk adımı olması açısından yaşamsal önem taşımaktadır.

1982 ve 2017 referandumları arasındaki benzerlikler bunlarla sınırlı değil. Her iki oylamada da, fiilen evet demek serbest, ama hayır demek yasaktı. 1982 oylaması sırasında “hayır” diyeceğini açıklamış olan Oktay Akbal hapse tıkılmıştı. 2017 oylamasında ise hayırdan yana olanlar, teröristlikle, FETÖ veya PKK yandaşı olmakla (hepsi aynı kapıya çıkıyor) suçlanıyorlar. Aradaki tek fark, 1982’de gazeteciler hapse atılıyorlardı, şimdi işten atılıyorlar.

Ama bu fark da, her iki halde de, evet demek ile hayır demenin eşit derecede özgür olmaması sonucunu değiştirmiyor.

***

İşin daha da ilginç yönü aslında, 2017 referandumundan “evet”lerin hâkim çıkması halinde de hedeflenen meşruiyetin elde edilemeyecek olmasıdır.
7 Kasım 1982’de sandıktan baskıyla çıkan yüzde 91.4 oranındaki “evet” oyu, “12 Eylül Anayasası”na meşruiyet kazandıramamıştır.

Bu durumun nedenini “anayasaların ancak uzlaşmanın yaygınlığı ölçüsünde kalıcı ve meşruiyet kaygısına deva olabileceğini” söyleyerek açıklayan Anayasa Hukuku hocası ve Anayasa Mahkemesi eski üyesi, Prof. Dr. Fazıl Sağlam, “Hakların güvence altına alınmadığı ve kuvvetler ayrılığının olmadığı bir toplumda anayasa yoktur” diyen 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’nin 16. maddesine atıf yaparken, değişiklik metninde yargının bağımlı hale geldiğini, kuvvetler ayrılığının çiğnendiğini de vurguluyor. Prof. Sağlam, burada Kemal Gözler’in bir yazısının her şeyi anlatan şu veciz başlığına gönderme yapıyor:
“Elveda Kuvvetler Ayrılığı, Elveda Anayasa”

Görülüyor ki, tıpkı 7 Kasım 1982’de olduğu gibi, 16 Nisan 2017’de de, kuvvetler ayrılığını çiğneyen değişikliğe “evet” de “Reis Sistemi”ne meşruiyet kazandıramayacak, Prof. Sağlam’ın deyimiyle “anayasasızlaştırma ve hukuksuzlaştırma” süreci değişmeyip sürecektir.


Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Aller à la page Précédente  1, 2, 3, 4  Suivante
Page 2 sur 4

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.