270 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 270
Membre(s) : 0
Total :270

Administration


  Derniers Visiteurs

administrateu. : 21h27:09
murat_erpuyan : 21h29:33
SelimIII : 1 jour, 10h54:05
Salih_Bozok : 3 jours
cengiz-han : 4 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - T. C. : 1923 - 2017
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

T. C. : 1923 - 2017

 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11178
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 30 Oct 2017 2:03    Sujet du message: T. C. : 1923 - 2017 Répondre en citant

94. senede 1923 kurulus felsefesinden çok farkli bir nokta da oldugumuz goruluyor.

Bu konudaki goruslerden burada aktarmak istediklerimden ilki Emre Kongar'in.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11178
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 30 Oct 2017 2:06    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:


Cumhuriyet’in 94’üncü yılında: Türkiye İran olur mu?


Emre Kongar, Cumhuriyet 29 Ekim 2017


Ne yazık ki, Türkiye’de, Cumhuriyet’in kuruluşundan 94 yıl sonra, ülkeyi “Çağdaş Demokratik Cumhuriyet” yapısından geriye, Tek Adam Rejimi’ne ve Din/Tarım toplumu değerlerine götürmek istediği için, haklı olarak “Karşıdevrim” denilen süreç, Parlamenter Demokrasi’yi de rafa kaldırmış olarak bütün hızıyla devam ediyor:
Peki, bu süreç nereye kadar sürer...

Örneğin Türkiye İran olur mu?

Bugün bu konuda yazmaya hazırlanırken Prof. Rona Aybay’ın mektubunun, yayımlamamış olduğum ikinci bölümü dikkatimi çekti. Baktım, benim söyleyeceğim şeyleri çok güzel ifade etmiş. Bu nedenle sütunumu bütün okurlarımın Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayarak ona bırakıyorum.

***

Gündelik konuşmalarda da sıkça sorulan bir sorudur bu: “Türkiye İran olur mu?”

Bu noktada, AKP/Erdoğan iktidarının, senin deyiminle “Dinci Oligarşi”yi (Þ.Mardin’in eksik nitelemesiyle “mahalle baskısını”), yukarıdan aşağıya, doğrudan siyasal baskı yoluyla kurmasına dikkat çekmen çok yerinde bir saptama.

Ancak bu açıdan İran’la Türkiye arasında bir karşılaştırma yapılırken kanımca gözden uzak tutulmaması gereken önemli bir nokta var.

Nasıl, Osmanlı’ya son verilerek kurulmuş Atatürk Türkiye’si, “bağımsızlık” açısından Osmanlı’yla karşılaştırılamayacak kadar çok daha “bağımsız” idi ise; Humeyni sonrası İran da, Þah döneminden çok daha “bağımsız”dı.
Ancak bu noktadan sonra, Atatürk ile Humeyni rejimi arasında benzerlik değil konumuz açısından tam bir karşıtlık vardır: Atatürk, “aydınlanmacı” felsefeyi benimseyerek “tebaa” yerine “yurttaş”ı getirecek bir eğitimöğretim ve kültür çizgisi geliştirirken; İran’da bunun tam tersi bir dinsel baskı egemen olmuştur. Bunda, “Dinci Oligarşi”nin İran toplumunda geleneksel olarak daha yerleşik bir konumda olması da, Humeyni ve ardıllarının işini kolaylaştırmıştır. Böylece, İran’da Dinci Oligarşi “ulusalcı” ya da “ulusal” bir niteliktedir.
Türk toplumunun geleneği ise, kanımca “Dinci Oligarşi”nin kurulmasını İran’a oranla daha zor hale getiren bir öğedir ve bunun sonucu olarak laikliğin toplumca kabulü görece kolay olmuştur. Kanımca gözden kaçırılmaması gereken bir olgu vardır: Türkiye’de, bağımsızlık ve laiklik birbirine bağlı olarak gerçekleşmiştir.

1945 yılına kadar süren bu gelişmede, 1945 yılında bir kırılma oluşmuştur: “Sola kapalı bir çok-partili düzen”e geçişle birlikte, bağımsızlıktan ve laiklikten uzaklaşma birbirine koşut ve birbiriyle yarışan biçimde gerçekleşmiştir.

Bu dönemin başlangıcıyla ilgili bazı saptamalarım “İnsan Hakları Evrensel Bildirisi ve Türkiye (1945-1948)” başlıklı küçük kitabımda belirtmiştim. Bu noktada, yani bağımsızlıktan uzaklaşmaya koşut olarak laiklikten de uzaklaşma çizgisinde; ABD Donanmasının Missouri gemisinin İstanbul limanına ziyareti ve bu vesileyle Dolmabahçe Camii’nin minareleri arasına “WELCOME” mahyasının asılması, bence büyük bir simgesel anlam taşımaktadır.

Demek istediğim şu: sanırım İran’da “ulusal” ya da “ulusalcı” (yani “içeriden”) nitelikte sayılabilecek olan Dinci Oligarşi, Türkiye’de dıştan gelen etkilerle, bağımsızlıktan ve laiklikten uzaklaşmaya koşut olarak güçlenmiştir.
Stalin, İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Boğazlarda üs ve Kars ve Ardahan’ı istemesi gibi taleplerle, Türkiye’yi Batı’ya ve özellikle ABD’ye yakınlaşmaya zorlamıştır. Bağımsızlıktan ve ona bağlı olarak laikten uzaklaşmada bu yakınlaşmanın etkisi büyüktür.

1945’te başlayan bağımsızlıktan ve laikten uzaklaşma, daha sonra Demokrat Parti ve ardılları ve sonrasında da 12 Eylül rejimiyle hızlanarak artmıştır. AKP/Erdoğan iktidarı, önceki yönetimlerce temelleri atılan bu, bağımsızlıktan ve laiklikten uzaklaşma çizgisinden ustaca yararlanmayı bilmiştir.

***

Sevgili okurlarım, Türkiye’nin Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti düzeninden vazgeçilmesi, Cumhuriyetin neredeyse yüz yıllık birikiminin yok sayılarak yeniden Tek Adam Yönetimine ve Din/ Tarım Toplumu Düzeni’ne geri dönülmesi olanaklı değildir...

Bu ters yönde çabalar olacak, ama bunlar, çağdaş yurttaşların sahip çıktığı Cumhuriyet Değerleri bağlamında yapılacak Demokratik direnişlerle püskürtülecektir!

DİREN CUMHURİYET...
DİREN DEMOKRASİ!

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 16 Nov 2017 1:02    Sujet du message: Répondre en citant

Emre Kongar'in Cumhuriyet'te ki son yazilari ders nitelginde; okumakta yarar var bugunleri anlamak için...

Mesela : Devletçi seçkinciler ve gelenekçi liberaller-9
9. makaleyi okumak isterseniz :
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/857662/Devletci_seckinciler_ve_gelenekci_liberaller-9.html
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11178
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 13 Fév 2018 3:34    Sujet du message: Répondre en citant

Kurulus felsefesinden ne kadar uzakta olundugunun bir kaniti olarak tarikatlar konusunda iki yazi :

Türkiye’nin tarikat ve cemaat haritası, Okan KONURALP, Hurriyet 17.09.2006
http://www.hurriyet.com.tr/turkiye-nin-tarikat-ve-cemaat-haritasi-5097892

&

Türkiye'nin en büyük cemaati hangisi? İşte Türkiye'nin cemaat tablosu! HaberTürk, 22.06.2011
http://www.haberturk.com/gundem/haber/641873-turkiyenin-en-buyuk-cemaati-hangisi
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Page 1 sur 1

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.