272 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 272
Membre(s) : 0
Total :272

Administration


  Derniers Visiteurs

administrateu. : 1 jour, 01h30:12
murat_erpuyan : 1 jour, 01h32:36
SelimIII : 1 jour, 14h57:08
Salih_Bozok : 4 jours
cengiz-han : 4 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - 7 Haziran 2007 seçimlerinin ardindan...
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

7 Haziran 2007 seçimlerinin ardindan...

 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11178
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 08 Juin 2015 14:32    Sujet du message: 7 Haziran 2007 seçimlerinin ardindan... Répondre en citant

E-posta tarifiginde bir hanim kardesim :

Citation:
Guzel ulke yine yaptin yapacagini. Bu ulkenin halki ince zekali Smile


diye yazmis. Ben de neden diye sorunca aldigim yaniti asagida sizlerle paylasiyorum :



Citation:

Turk turk insaninin ince zekasini size daha acik anlatayim.

Secmen akilli az biraz da isveli bir kadin gibi davranmis. Kocadan bikmis ama birakamiyor da daha, malum hayat zor bildigi akp. Tutmus oyu %40da herseye ragmen.

Ama guvenmiyor! Dovmeye de baslar diye, arka kapidan koyun bickinini iceri aliyor. Akpye karsi citir koruyucu %13 hdp.

Ve fakat olay cevrede duyulur, namusuna leke gelir korkusuyla koyun kabadayisina da veriyor %18 ile mhp boylelikle koyluleri zaptedecek.

Chp? O avukat. Ne uzar ne kisalir ilerde isine yarayacak bosanma davasini acmasi gerekince. Onun icin duzenli veriyor, ne eksik ne fazla...

Bilmem anlatabildim mi?

Uygar



Laughing
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Georges
Spammer
Spammer


Inscrit le: 22 Juil 2008
Messages: 435
Localisation: Paris

MessagePosté le: 17 Juin 2015 23:16    Sujet du message: Répondre en citant

Eski sifatiyla Cankaya'daki AKP'li, simdiki sabik eski Cumhurbaskani siyasete donmenin deliklerini ayirimlastiriyor.

Citation:


Ahmet Hakan'dan Abdullah Gül'e sert çıkış
Ahmet Hakan, bugünkü yazısında Abdullah Gül'ün eski danışmanı Ahmet Sever'in yankı uyandıran 'Abdullah Gül İle 12 Yıl' adlı kitabını sert bir dille eleştirdi: "Türkiye'nin gidişi iyi değil dediğiniz zamanlarda siz ülkenin bir numaralı koltuğunda oturuyordunuz."

Ahmet Hakan, eski danışmanı Sever'in yazdığı kitap üzerinden Abdullah Gül'ün 'Türkiye'nin umudu benim' diye mesaj vermesini inandırıcı bulmadı.

Abdullah Gül'ün eski danışmanı Ahmet Sever'in kitabı olay oldu. Gündeme oturan kitabın ardından Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı dönemindeki siyasi duruşu ve performansı tartışılıyor.

Gül'e eleştiri okları yönelten isimlerden birisi de Ahmet Hakan oldu. "Abdullah Gül hiç kusura bakmasın ama" başlıklı yazısında yazar, önce kitabın özetini üç maddede verdi:

"BEN BAÞKAYIM BEN DAHA DEMOKRATIM"

- BİR: Demokrasiden uzaklaşıldı, cepheleşme tehlikeli boyutlara ulaştı, özgürlükler kısıtlandı. Abdullah Gül olarak ben hep "Bu gidiş iyi değil" dedim.

- İKİ: Elimden geleni yaptım. Düzeltmeye çalıştım. Uyarmak için çırpındım. Bazı konularda etkili oldum, bazı konularda etkili olamadım.

- ÜÇ: Ben Tayyip Erdoğan gibi değilim. Ben başkayım. Ben daha demokratım. Eğer fırsat verilirse... Bundan sonra Erdoğan'a karşı daha dişli olurum.

Kitapta 'Erdoğan kötü Gül iyi' profili çizilmesini yanlış bulan Ahmet Hakan, "Kusura bakmasın ama" dedikten sonra Abdullah Gül'e böyle seslendi:

"ARMUDUN PİÞMESİNİ BEKLEYECEKSİNİZ"

- "Türkiye'nin gidişi iyi değil" dediğiniz zamanlarda siz ülkenin bir numaralı koltuğunda oturuyordunuz.

- Eğer gerçekten de samimi olarak elinizden geleni yaptıysanız... Kusura bakmayın ama çok beceriksizsiniz. Çünkü her şey size rağmen oluverdi.

- Yedi yıl bir numaralı koltukta oturacaksınız ve Türkiye'nin geleceğini karartacak gelişmeler karşısında fark yaratmayı beceremeyeceksiniz. Bu mudur yani?

- Bu denli başarısız bir siyasetçinin, bugün doğan boşluktan yararlanarak "Türkiye'nin panzehiri benim" diye mektup yazmaya hakkı var mı?

- Cumhurbaşkanlığı gibi bir makamı, Türkiye'nin geleceğinin karartıldığı günlerde en etkili şekilde kullanamamış bir siyasinin, bundan sonra geleceği makamları etkili bir şekilde kullanacağının garantisi var mı?

- Dört bakan Yüce Divan'dan kaçırılırken... Cumhurbaşkanı olarak "Bu olmaz" diye haykırdınız mı? Cumhurbaşkanı iken yapmadığınız şeyi, başbakanken yapacağınızın garantisi var mı?

- Hem Cumhurbaşkanlığı gibi mühim bir görev ifa edeceksiniz... Hem de gelişmelerin hiçbirinin önüne geçemeyeceksiniz. Hani nerede başarı?

- Hiçbir risk almayacaksınız... Armudun pişmesini bekleyeceksiniz... İdare-i maslahat yapacaksınız... Boşluğu görünce de "Türkiye'nin umudu o adam değil benim" diye topluma mesaj sarkıtacaksınız.

Ben kitabı böyle okudum.

Ve bu durum hiç hoşuma gitmedi.

Abdullah Gül, keşke Ahmet Sever'den...

"Yapamadım, beceremedim, başaramadım, risk alamadım, haykıramadım, durduramadım, etkili olamadım, çekindim, ürktüm" falan diye bir özeleştiri kitabı yazmasını talep etseydi.
Su gibi okur, öper, sarıp sarmalar, kütüphane rafının en üst katına koyardım."
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/299705/Ahmet_Hakan_dan_Abdullah_Gul_e_sert_cikis.html
16 Haziran 2015 Salı


Citation:
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 29 Juin 2015 12:54    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:


Rahmi TURAN
rturan@sozcu.com.tr

29 Haziran 2015


Dağ fare doğurmasın!

Anlaşılıyor ki, üç
muhalefet partisi bir araya gelip hükümet
kuramayacak!
Ne olacak bu durumda?
İçlerinden biri AKP’nin
kucağına oturacak!
Birkaç uyduruk bakanlık alıp, kırmızı plakalı
Mercedes’lere binecekler!
Peki, halkın yüzüne nasıl bakacaklar?
Meydanlarda gök gürlemelerini andırır biçimde haykırarak yaptıkları vaatler, saçtıkları umutlar ne olacak?
Hepsine bir sünger mi
çekilecek?
İhale vurgunculuğu…
Yasa dışı kadrolaşmalar…
Milletin a…sına koyanlar…
Paspas gibi çiğnenen Cumhuriyet ilkeleri…
Saraylar, köşkler,
gemicikler…
Yolsuzluk ve rüşvet
iddiaları…
Skandallar, Atatürk ilke ve devrimlerine yapılan ihanetler ne olacak?
AKP, koalisyonun büyük ortağı olunca, tüm bu
iddiaların üzerine bir bardak soğuk su içilecek!
Tam bir hayal kırıklığı!.. Dağ fare doğurdu denir ya, onun gibi bir şey!
Tüm muhalefet partilerini bir kez daha uyarıyorum:
Size oy veren insanlar,
bunu asla affetmezler!
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 01 Juil 2015 14:45    Sujet du message: Répondre en citant

Bahçeli, butun kariyeri boyunca AKP'ye RTE'ye destek olmaktan baska birsey yapmadi...

RTE'yi seçtirdi, Gul'u Cankaya'daki AKP'li yapti...

Simdi de AKP'nin meclis baskani adayini seçtirerek AKP'ye bir kiyak daha yapiyormus...

4. turda yine Ekmeleddin diyeceklermis!

Yuh.

1- Ekmeleddin'i CHP'ye "çati adayi" diye kakaladiktan sonra kilini kipirdatmadi, çaldim çayira Mevlam neyle misali... Ekmeleddin'e bir iki destek CHP'den geldi; sonuç fiyasko. RTE ilk turda seçildi.

2- Ekmeleddin dah meclise yeni giriyor, deneyi yok, kendi içlerinde Meral Aksener gibi bir kadini eledi.

3- Baykal'in siyasi tecrubesi ve yasi geregi o goreve yakisan bir statusu var.

3- Niye CHP, Ekmeleddin'e oy versin ki? Mantigi yok! Kaldiki HDP'de vermez.

Amaç AKP'nin onunu açmak.

Yaziklar olsun atip tutan, ama is lafa gelince birsey yapamayan Bahçeli'ye...

AKP'den, RTE'den hesap sormak uzere meydanlarar çik, sonra bunlar bizim olmazlarim de...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
opak
Admin
Admin


Inscrit le: 02 Mar 2013
Messages: 150

MessagePosté le: 02 Juil 2015 13:54    Sujet du message: Répondre en citant

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu:
Citation:


“Başından beri beklenen bir tavırdı. Çünkü AKP, ne zaman köşeye sıkışsa kurtarıcısı, koltuk değneği bellidir. Çıkan sonuç, AKP ile MHP koalisyonunun habercisi mi, onu bilemem. Seçimden sonra oluşan atmosfer bugün kan kaybetmiştir. Çünkü o atmosfer demokrasi istiyordu, tek parti istemiyordu, totaliter bir yönetim istemiyordu. Bugün o atmosferin ortaya çıkardığı bir aktör, totaliter yönetimden yana tavır koydu. O nedenle o atmosfer bugün kalmamıştır.



Meydanlarda hesap soracagiz diye bas bas bagir, sonra da git AKP'nin onune yat....
Ey MHP'li seçmen bunu içine sindirebiliyorsan, bravo sana, diyecek yok...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 03 Juil 2015 2:21    Sujet du message: Répondre en citant

Tam Bahçeli'k bir konusma :



Citation:

"Ne ibretliktir ki, HDP’yi yok saymamızdan rahatsız olanlar bizi eleştiri yağmuruna tutmaktadır. Herkes meşrebine ve mayasına uygun konuşmaktadır. Ekranlarda, gazete köşelerinde, uzatılan mikrofonlarda bize demokrasi dersi vermeye cüret edenler önce vicdan, aidiyet ve ahlak imtihanından geçmeyi denemelidir. Bizim kimsenin aklına ihtiyacımız yoktur. Þimdi kalkıp bayrağa sarılı şehit naaşlarını, hıçkıra hıçkıra ağlayan şehit analarını, bir uzvunu kaybetmiş muhterem gazilerimizi unutalım mı? Emzikli bebeklerin vücutlarında açılan kurşun deliklerini aklımızdan çıkaralım mı? Köy ve karakol baskınlarını, yol kesmeleri, pusu kurmaları, mayınlı saldırıları olan olmuş bir kere diyerek hafızamızdan silelim mi?"


Apo'dan, PKK'dan, bir ihtimal, kurtulma yolu Demirtas'tan geçiyor.
Meclis Baskani seçtirdigi AKP "emzikli bebek vucutlarinda açilan kursun delikleri"nden sorumlu adamla pazarlik yaptigini niye unutuyor.

Vicik vicik polemik...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 31 Juil 2015 14:47    Sujet du message: Répondre en citant

Tukuruklerini nasil da yaliyorlar... Hani hersey sandikdi...
Demirtas sozunu tuttu, RTE'yi Baskan yaptirmadi.
Ondan sonra elimine edilmesi gereken muhalif oldu...
RTE ve yardakcsi Bahçeli buyurdu, emri hemen yerine getiren savcilar fezlekeleri hazirladilar, basbakanlik hemen meclise gonderdi...

Kiliçdaroglu, Demirtas parlemento disina atilirsa hersey gulluk gulistanluk olacak.

Bu arada PKK'nin savas baronlarida Demirtas'in basarisinda korktular, RTE ile ayni çikarlari paylasiyr oldular.

11 gunde 14 sehit ve RTE hemen açikladi.

Verin 400 milletvekili bu is huzur içinde çozulsun.

Igrenç.

Bu arada stepne MHP, Mecliste gorusme açilmasini redden AKP'nin yaninda yer aldi. 7 Hazirandan beri geçersiz bir hukumet at oynatmasini onayladi. Meclis'in ne kadar gereksiz oldugu dusuncesinde olduklarini bir kez daha gosterdi.

Bunun hesabi bir gun sorulacak. Battikca batiyorlar.

Citation:

Emre Kongar
cumhuriyet

AKP’nin çok tehlikeli oyunu

31 Temmuz 2015 Cuma

Başta, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu, Meclis Başkanı Yılmaz olmak üzere, AKP’liler çok tehlikeli bir oyun oynuyor:
7 Haziran seçimlerinde Meclis’te çoğunluğu kaybetmiş olmalarına karşın, sanki hiçbir şey olmamış gibi, Davutoğlu Hükümeti’nin, yani kendi iktidarlarının kesintisiz olarak devamını sağlıyorlar.

***

Bu oyun son derece tehlikeli...

Çünkü geniş kitlelerin demokrasiye ve seçim mekanizmasına olan inancını sarsıyor!

Bu inanç tümüyle yok olduğunda, Türkiye’nin bir Irak’tan, bir Suriye’den, bir Libya’dan farkı kalmaz...

En azından, bazı Doğu Avrupa ülkelerinin içine yuvarlandığı kaosu yaşar!

***

Ne yazık ki 13 yıllık iktidarın evrimine baktığımızda, bu evrim sürecinin, daha yaygın özgürlüklere ve daha işlevsel bir demokrasiye doğru değil, tam tersine daha otoriter bir rejime doğru gittiğini görüyoruz...
Bu husus o kadar belirgin ki, zamanında, Erdoğan’a ve AKP’ye büyük destek vererek en kritik virajları aşmalarına yardımcı olan, yargıyı denetim altına almalarına destek veren, iktidarlarını konsolide etmelerinde büyük hizmetleri geçmiş bulunan yazarlar bile, artık en sert ifadelerle iktidarı eleştirmeye başladılar.

***

Elbette demokrasinin sınırlarının sündürülmesi ve adalet gibi, şeffaflık gibi temel ilkelerin zedelenmesi de yavaş yavaş, tedricen gerçekleştirilen bir yöntemle yapılmakta:
Demokrasiyi rafa kaldıran bir anayasa referandumuyla adalet mekanizmasını siyasal iktidarın denetimine bağlamak...

Seçimlerde, devletin bütün olanaklarını ve medyayı AKP lehine kullanmak...

Cumhurbaşkanlığı seçimine Başbakan olarak katılmak...

Son genel seçimlerde “tarafsız Cumhurbaşkanı” olarak açıkça AKP’den yana ağırlık koymak ve oy istemek...

Gibi, adım adım gerçekleştirilen “ihlaller” sonunda, kaybedilen seçime rağmen, iktidarı terk etmemek noktasına kadar gelinebilmiştir!

***

Demokrasinin bu erozyonunda, yüksek yargı organlarının sorumluluğunu tarihe bırakarak...

Kamuoyunun, “Bunlar seçim kaybetse de gitmez” gibi son derece tehlikeli bir düşünceye doğru kaydığına işaret etmek istiyorum:
Bu yargı geniş kitlelere yerleşirse, Türkiye için felaket olur!


Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11178
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 05 Aoû 2015 16:03    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:

Azınlık hükümeti' uyanıklığı
Mehmet M. YILMAZ, Hürriyet 03.08.2015

CUMHURBAÞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "azınlık hükümetine" karşı olmadığını söyledi, meğerse onun karşı olduğu şey "kalıcı azınlık hükümeti" imiş!

Belli ki Anayasa'nın etrafından dolaşma konusundaki performansına bir yenisini daha eklemenin hesabını yapıyor.

Çünkü eğer bir koalisyon hükümeti kurulamaz da Cumhurbaşkanı seçim kararı alırsa, kurulacak seçim hükümetinde her partiden milletvekili sayısına göre bakan atanacak.

Öyle bir hükümet ile seçime gitmek de işine gelmiyor tabii.

Çünkü öyle bir hükümetle seçime gitmek durumunda kalınırsa, biliyor ki devlet imkânlarının tümünü kendi seçim propagandası için kullanamayacak.

Başka ortaklar da işin içine girecek, o milletin parasıyla yapılan açılış görüntülü mitinglere veda etmek zorunda kalacak.

Ayrıca seçime kadar geçecek süre içinde başka partilerin eline geçecek bakanlıklardan ne tür kötü kokular yayılacağını kestirebilmek de olanaksız.

Ama geçmiş 13 yılda "iş yapma" konusunda mahir olan bakanlıklardan neler çıkabileceğini de tahmin etmek zor değil.

Bunu göze alamazlar ve zaten bir koalisyon hükümeti kurulmasını önlemek istemesinin ardında da bu var.

Öyle görünüyor ki Cumhurbaşkanı bir koalisyon kurulması söz konusu olmasa bile Ahmet Davutoğlu'nun kuracağı bir azınlık hükümetini onaylayacak ve işi Meclis'e bırakacak.

Bu hükümet güvenoyu alırsa ne âlâ. Güvenoyu almak için güven oylarının, güvensizlik oylarından bir adet fazla olması yeterli.

Ayrıca MHP'nin TBMM Başkanlığı ve Terör Araştırma Önergesi konusundaki gibi davranacağını varsayarsak, zaten güvenoyu alması da mümkün.

Bu hükümet güvenoyu almaz ise yapacağı iş de belli. Cumhurbaşkanı Meclis'i fesheden kararı almayacak, TBMM erken seçim kararı alacak.

Böylece o azınlık hükümeti, bir seçime daha devletin imkânlarıyla girecek, TRT'den tutun da valilere kadar herkes emrinde olacak, devlet bütçesi seçim kampanyasında harcanacak.

Muhalefet partileri bu tuzağa düşerler mi derseniz, yanıtım şu:

İçlerinde böyle tuzaklara düşmek için AKP ile işbirliği yapmaya hazır olan bir tanesi var ki hiç tereddüt etmeden bu fikrin üzerine atlayacaktır!



TEK YOL HDP'Yİ BARAJIN ALTINA İTMEK

CUMHURBAÞKANI, seçimin ertesi gününden beri bir tek sorunun yanıtını arıyor: Nasıl olur da AKP'yi yeniden tek başına iktidar olacak hale getirebilirim?

Çünkü eğer iktidarı tek başına kontrol edemeyecek bir duruma düşerse, başına ne işler açılabileceğini gayet iyi biliyor.

Evet, 17 ve 25 Aralık dosyaları soruşturması dokunulmazlığı nedeniyle ona kadar ulaşamaz ama çok sevdiği birçok insanın hâkim karşısına çıktığına tanık olabilir.

Bu nedenle AKP'nin tek başına iktidarı, Cumhurbaşkanı için hayati önemde.

Peki yenilenecek bir genel seçimde bugünkü Meclis tablosunun değişmesine olanak var mı?

İktidar icraatlarına bakarsak, tablonun değişmesi için bir neden yok.

Türkiye'nin ekonomik büyümesi durdu, işsizlik arttı, TL dolar ve Euro karşısında yerlerde sürünüyor, hepimiz fakirleştik.

Bu da yetmedi KPSS'de bir kez daha çuvalladılar, bir sınav yapmayı, soruların tümünü doğru sormayı bile başaramıyorlar. Bu durumun mağdur ettiği insanlar bu icraattan neden memnun olsun?

Yolsuzluklar deseniz, her kesimden insan, bizzat AKP seçmeni bile yolsuzlukların arttığını görüyor, biliyor.

Onun için yeni bir seçimde tabloyu değiştirmenin tek yolu HDP'yi yeniden barajın altına itmek.

Yani, HDP'nin demokratik siyaset yapma çabalarının sınırlandırılması, Selahattin Demirtaş'ın karizmasının çizilmesi gerek.

Zaten PKK da eylemleriyle buna yardımcı oluyor.

Tek amaçları kendi iktidar alanlarını korumak, güçlendirmek, dokunulmaz olmayı başarabilmek.

Başarılı olup olmayacaklarının ipuçlarını önümüzdeki günlerdeki anketlerde alırız.

O anketler, planın tuttuğunu gösterirse "hemen seçim" nutukları dinlemeye başlarız.




DENİZ FENERCİLERE KÖTÜ HABER


DENİZ Feneri yolsuzluğunun sanıkları hakkında İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği beraat ve zamanaşımı kararının gerekçesi açıklanmış.

Gerekçenin 2.5 ayda yazıldığını hatırlatayım önce.

Aysun Yazıcı'nın Taraf'taki haberine göre, mahkemenin gerekçeli kararında dernek aracılığıyla toplanan yardım paralarının Almanya ve Avusturya'daki 4 gayrimenkul ve Letonya'dan alınan feribot için kullanıldığı belirtiliyor.

Yani inanmış Müslümanlardan "fakirlere vereceğiz" diye toplanan yardım paraları, fitreler, zekâtlar kendi şirketlerine mal-mülk almak için kullanılmış.

Yargıtay'ın mahkemenin beraat ve zamanaşımı kararlarını bozup bozmayacağını bilmiyoruz.

Bugüne kadar savcı görevden aldırmayı, suç vasfını değiştirtmeyi, mahkemeyi "ikna etmeyi" başaran sanıkların ve "koruyucu ağabeyin", Yargıtay aşamasında da boş oturacağını beklemeyin.

Ancak Türkiye'de "yırtmak", Almanya'dan kurtulmayı sağlamıyor.

Beraat ettikleri mahkeme kararında bile derneğin paralarını şahsi şirketleri için kullandıkları ortaya çıktığına göre Alman kayyum heyetinin başlatacağı hukuki süreç var.

Alman kayyum, toplanan yardım paralarını geri istiyor ve oralarda hukukun arkasından dolanmak, buradaki kadar kolay olmayacağı için paracıkları geri kaptıracaklar.

Çok değil canım.

41 milyon Euro.

Olmazsa "koruyucu ağabeylerine" söylerler, o bir havuz da bunlar için kurdurtur.


Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 11 Aoû 2015 0:38    Sujet du message: Répondre en citant

Bahçeli denen heriften sonra bir igrenç açiklamada AKP'li milletvekilinden.

Citation:

AK Parti Milletvekili Cemil Þeboy: 'Akan kanda HDP'ye oy verenlerin parmağı var'

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/29776799.asp

Kendi pisliklerini ve kendi sorumlularini bu igrençlikle kapatacaklarini saniyorlar.
Yemezler.


Bu adama kapak olsun! 2002'den beri iktidar olan partinin yonetimindeki AKP Turkiye'sinde çekilen bir fotograf bu.


SelimIII a écrit:
AKP iktidarinda Turkiye bunlari da gorecekti. Adamlar sehir sokaklarinda yuzleri maskeli cenaze kaldiriyorlar!

Ama iktidara karsi gosteri yaptin mi TOMA'lar ortaligi cehenneme çeviriyor, biber gazi kapsulleri mermi gibi kullaniliyor...



http://www.ataturquie.fr/le-pkk-revendique-le-meurtre-de-deux-policiers-suite-a-lattentat-de-suruc/
[/quote]
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 20 Aoû 2015 1:34    Sujet du message: Répondre en citant

Seçim sonuçlarini begenmeyen guçlerin ortak çikari yeni bir seçime goturuyor Turkiye'yi kan ve revan içinde, kin ve nefret soylemi içinde ve batan bir ekonomi içinde!

Birinin çikari iktidari elden kaçirmamak. Digerinin çikari Türkiye'yi bolmek, BOP denilen projenin onunu açmak...

Olan Türkiye'ye oldu...

Biz "tehlikenin farkinda misiniz?" dedik bir zamanlar, dinleyen olmadi!
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 20 Aoû 2015 1:44    Sujet du message: Répondre en citant

Metin Feyzioglu'nun erken seçim analizi

Citation:

Hesabı yeni rüzgâr bozar
Erdoğan'ın açığı 400 bin oy. Bu oyların hesabını yapıyorlar. Muhalefet AKP'nin 18 vekil eksiğini tamamlamasının önünü kesecek şekilde yeni bir rüzgâr yaratmalıdır.


http://bit.ly/1UTNr4F
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 20 Aoû 2015 1:50    Sujet du message: Répondre en citant

Burada en azindan 2 ya da 3 kisi yazdi. HDP bir sans(ti), kurt kimliginden kurtulan, ilerici bir parti konumuna girerse Turkiye kazanir dedik. Ama Turkiye'nin kazanmasi umrunda olmayanlar ya da gafil ve gozune perde inenler bunu onlemek için ellerinden geleni yapti...

Iste sayisal ve de sosyal gerçekler :


Citation:


Metropoll Başkanı Sencar: HDP Türkiye'nin 3. partisi olabilir
Metropoll Araştırma şirketinin kurucusu Özer Sencar, HDP’nin Türkiye’nin 3. partisi durumuna gelebileceğini söyledi.




Cumhuriyet 19 Ağustos 2015 Çarşamba

Metropoll Araştırma şirketinin kurucusu Özer Sencar, CNN Türk canlı yayınında açıklamalarda bulundu.

Sencar, “Yüzde 17-18 civarında seçmeni olan Kürtlerin partisi sadece HDP olursa bu Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği açısından son derece yanlıştır. Bu yanlışı Tayyip Bey yapmıştır.” diye konuştu. Sencar, PKK'nin HDP oyları üzerindeki etkisiyle ilgili de "Bu fazla oyun PKK’dan geldiğini düşünürsek ve bu fazla oyu Türkiye genelinden çıkardığınızda HDP yarım puan bir oy kaybediyor." dedi.

Sencar canlı yayında şöyle konuştu:

“Alan çalışmalarını bitirdiğimiz, veri girişlerinin yarısından çoğunu yaptığımız araştırmamızda HDP’nin ciddi bir oy artışı sağladığını gördük. Dolayısıyla Türkiye, Türkler, mevcut hükümet, devlet çok ciddi bir hata yaparak, HDP’yi sadece Kürtlerin partisi haline getirdiler. Ak Parti’den uzaklaşmasını sağladılar. Benim kanaatim bugünkü veriler önümüzdeki süreçte de önümüze gelecek olursa HDP Türkiye’nin 3. Partisi olabilir.

Þuanda MHP ve HDP başa baş görünüyor. Bu Türkiye’de Türk-Kürt birlikteliğinin de önüne konmuş bir mayındır. AK Parti mutlaka Kürtlerin de partisi olmaya devam etmelidir. Eğer bunu beceremezse bunu mutlaka CHP becermelidir.

Yüzde 17-18 civarında seçmeni olan Kürtlerin partisi sadece HDP olursa bu Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği açısından son derece yanlıştır. Bu yanlışı Tayyip Bey yapmıştır bana göre. Umarım CHP bu yanlışı görür ve Kürtlerin de partisi olabileceği izlenimini verir. Aksi takdirde Türkiye çok kötü bir istikamete doğru gidiyor.



http://bit.ly/1J5NBOV
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 26 Oct 2015 0:21    Sujet du message: Répondre en citant

Halkin mesajini almayan partiler (MHP ve AKP) atesle oynamaktan çekinmeyen iktidara payanda oldular. Cok acikli, kin ve nefretin tirmandigi, kanli gunlerden sonra bir hafta içinde seçimler yenilecek.

Hiçbir kurala ve etige uymayan iktidar ve Anayasaya uymayan bir Cumhurbaskanin yonetiminde hile ayyuka çikmazsa hiçbir seyin degismeyecegi bir seçime gidiyoruz. Belki baharda bir seçim daha yapma umidiyle iktidarlari surdurmeye çalisirlar...

Ve yurdisinda yasayan TC vatandaslari Basbakan gorevini yuruten Davutoglu'ndan aziz kardesim hitabi ile baslayan bir mektup aldilar. Benim ki "çapulcunun" birden kardes hem de aziz sifatiyla olmasi pek yadirgatti. Hatta mektubu geri gondersem, "galiba yanilmissiniz, dun ben çapulcu idim demek ihtiyacini duydum ama mektup Avusturya'dan postalanmis!!!

Sasirdim kaldim. Asagidaki sorular benim de kafamdan geçmedi degil!






.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 05 Nov 2015 12:30    Sujet du message: Répondre en citant

1 Kasim seçimleri diye bir sey yok aslinda... 7 Haziranda tukaka sayilan "MILLI IRADE" 1 Kasimda varsayildi islerine geldigi için. O kadar.

Iste oldukça açik bir yorum :

Citation:

Neden yüzde 80 değil?

Evet, neden yüzde 70, 80 ya da daha çok değil? Çünkü normal şartlarda reklam bakımından kamusal alanın, kamusal mekanların –herhalde- yüzde 90’ını işgal etmiş bir siyasal partinin daha fazlasını elde etmiş olması gerekmez miydi?

Beğenmediği gazetecileri işten attıran, kanal kapattıran, her türlü ekonomik yaptırımı uygulayan, taşeron kalemşorlar vasıtasıyla sağa sola tehditler yağdıran, seferber edilmiş aktrol takımıyla sahada top koşturan şeflere, reislere holigan desteği veren bir siyasal hareketin sadece yüzde 50 olması anormal değil mi?

Devleti arkasına almış veya devletin içine girmiş ya da devlet tarafından ele geçirilmiş bir hareketin daha büyük bir oran elde etmiş olması gerekmez miydi?

Yüzde 80 yapamamış olmasına rağmen, tabii yüzde 50 de başarıdır...
Öncelikle siyasal taktikler alanında... siyasetin hesap kitap işleri içinde... 30 küsur yıldır birikmiş bir parti-devlet-belediye-iş dünyası arasında dokunmuş olan ağlardan ve tecrübeden gelen bir kabiliyet sayesinde... Siyasetin büyük ayak oyunlarını ve hesaplarını bilerek...

İslamcılıktan artık sadece kırıntılar taşıyan bir parti, çok başarılı bir şekilde, milliyetçiliği esas adresinden koparıp almıştır. Bugünün en has milliyetçi partisi AKP olmuştur. Avrupa ülkelerinde, siyasetin merkezini tehdit eden ırkçı ve aşırı radikal sağ hareketlerin söylemlerini kopyalayan merkez sağ partiler gibi, AKP de bu taktiği uygulamış ve başarmıştır.
Koalisyona direnerek, koalisyon için uğraşıyormuş gibi yaparak, havanda su dövdükten sonra, esas olarak savaş dilinin şampiyonluğunu yaparak, toplumun korkularına çok güzel tercüman olmayı başarmıştır.

Diyarbakır’daki, Cizre’deki çocuklardan aldıkları ucuz şiddet ve “kahramanlık” / “özyönetim” vs. desteğiyle... Bu çocukların hem orta sınıf Kürtler hem de Batı’da yaşayan insanların bünyesinde yarattıkları korku sayesinde bu şampiyonluk garantilenmiştir.

Yüzyıldır korkan ve sürekli travmatize olan bir toplumun duygularını yok saymak mümkün değil... Ve bu duygular uyduruk falan değil; gerçek duygulardır. Bizzat devletin yarattığı “ötekiler”den gene bizzat devletin yarattığı korkular sayesinde korkan bir toplumun içinde taşıdığı güvensizliği anlamamak mümkün değil. Ve bu güvensizliği bastırmak hatta aşmak için “üstün bir güç”e bağlanmanın da ne kadar doğal olduğunu anlamak da gayet mümkün.

Ancak, “bakara makara”lardan, kutu kutu paralardan, istifa ettirilmiş bakanlardan hesap soramamış bir partinin eteklerine takılıp ikbal arayanların seçimlerde ne kadar temiz kaldıkları hakkında kafa yormayı bir kenara bırakıp, sosyolojik olarak AKP’ye oy veren insanların çok şey anlattıkları aşikârdır.

AKP zamanında, AKP ve AKP’nin bir zamanlar kuvvetle taşıdığı sivilliğe destek vermiş olan farklı sol, seküler kesimler sayesinde, vesayetçi sistemin şerlerinin (mesela, Kemalist kibir, başörtüsü yasağı vb.) kurtulan insanların “eski günlere geri dönmek”ten korkmaları kadar normal bir şey olamaz... Hele hâlâ laikçilik konusunda birbirleriyle kabızlık yarışı yapanlar nedeniyle...
Küçücük azınlıkların toplumsal refahın neredeyse yarıya yakınına sahip olması karşısında, AKP’ye oy verenlerin, gelişme ve refaha erme arzuları kamçılanıp, daha fazla hak, adalet, sağlık, eğitim ve para istemeleri; bunun için o “küçük azınlığı” model almaları ve kendilerini o seviyeye çıkaracak ve o azınlıklar içinde kendilerine en çok benzeyenlere bağlanmaları da gayet normalidir. Ya da geçtiğimiz 20-30 yıl içinde orta ve üst sınıflara da yükselip, muhteşem bir sosyal mobilite gösteren muhafazakar kesimlerin, muhafazakarlığın şampiyonluğunu yapan bir partiye oy vermeleri de normaldir ve AKP için bu başarıdır.

Ama bence çok daha büyük başarı, harekete geçirilen devasa devlet makinasına rağmen, geride kalan yüzde 50’ye aittir. Özellikle de yüzde 10’luk barajın üzerinde kalan HDP’ye aittir. “Meydanlara çıkmaya cesaret edememek”le suçlanırken, ölülerinin yasını tutmaya çalışan, propaganda çalışması yapamayan HDP’ye aittir.

“Özel kuvvetler” türü odakların faaliyetleri sonunda yüzlerce bürosu basılan, mitinglerinde bombalar, canlı bombalar patlayıp, acısını bile yaşama hakkı tanınmayan; üstelik “kendi kendilerini öldürdüler” gibi ahlâk yoksunu suçlamalara ve kirli propagandaya maruz kalıp yüzde 10 alan bir hareket her şeye rağmen ayakta kalmıştır.

“Bomba kimin işine yaradı, bakmak lazım” diyerek, HDP’yi işaret eden dümdüz kötü niyetlilere (şu anda nasıl kıvırttıklarını merak etmeye gerek yok) ve bombadan sonra AKP’nin oy artışını hesaplamaya çalışanlara rağmen, 12 Eylül generallerinin ahlâk yoksunu barajının arkasına saklanan bir siyaset sınıfına rağmen, sadece 3 puan kaybeden HDP Türkiye’nin “tesadüfi” bir partisi olmadığını ispat etmiştir.

“Konuşulacak son kesim”den sonra geriye kalan yeni nesil travmatik bir kuşağın oynadığı “şehir gerillacılığı” oyununa rağmen, “barış” talebini dilinden düşürmeyen, şimdiye kadar vesayeti altında olmakla suçlandığı PKK’ya ateşkes çağrısı yapabilen ve bu nedenle “yeni” olan bir hareketin aldığı yüzde 10 başarıdır.

Topluma sosyal mühendis mantığıyla bakan, toplumda sürekli düşmanlar gören ve bu yüzden torna tezgahı gibi çalışan bir devletin darbeci ve Kemalist geleneğinden kendini soyutlayamayan bir AKP’ye kıyasla, Kürt meselesinde PKK’nın şiddete dayalı politikalarıyla mesafe koymaya çalışan bir HDP’nin performansı başarıdır.

Bu, içindeki birçok sorunlu alana rağmen, Türkiye toplumunun içindeki en önemli “yenilenme” dinamiğidir. Bundan sonra da “yeni Türkiye” diye bir şeyden bahsedeceksek, bu, gerçekten çoğulluğu bünyesinde taşıyan HDP ya da HDP gibi partiler sayesinde mümkün olacaktır.

Çünkü sabah akşam, yatıp kalkıp ölümcül hamasetten konuşan bir siyaset arenasında hayattan, barıştan bahseden bir siyasal hareket aslolanın başka bir şey olduğunu da bize anlatıyor.

Çünkü bütün bu kimlikler, partiler, kabızlıklar, adeta “ölüm-kalım” savaşına dönmüş toplumsal varoluş görüntülerine rağmen, her halükârda hayat devam ediyor.

Ferhat Kentel

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Page 1 sur 1

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.