506 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 506
Membre(s) : 0
Total :506

Administration


  Derniers Visiteurs

administrateu. : 2 jours
murat_erpuyan : 2 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Adieu GS Ortaköy
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

Adieu GS Ortaköy
Aller à la page Précédente  1, 2
 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Coup de Coeur / Coup de Gueule
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 28 Jan 2013 17:27    Sujet du message: Répondre en citant

Université de Galatasaray


L'Université Galatasaray est l'héritage historique d'un demi-millénaire, héritage qui remonte à l'année 1481, où fut fondée sur les hauteurs de la colline de Galata une école du palais.

Au sein de l'Empire Ottoman, alors que n'existait aucun établissement universitaire, le " Mekteb-i Sultani ", le Lycée Impérial Ottoman, fondé en 1868 et devenu avec la République le Lycée de Galatasaray, établissement public, dispensait déjà un enseignement supérieur.

Sur les instructions de Servet Pacha, Ministre de l'Education à l'époque du Ier Gouvernement Constitutionnel, furent instituées en 1874 au sein de " Mekteb-i Sultani " des écoles supérieures de Droit, de Littérature et le " Turuk-u Muabir Mektebi ", l'équivalent de l'Ecole des Ponts et Chaussées de France. A partir de 1881, les documents font défaut sur cet ensemble et l'on pense que le Darülfunun-i Sultani, comme était nommée cette première ébauche d'université, cessa ses activités.

A peu près cent ans plus tard, les anciens du lycée, réunis dans une " Commission de l'Université " préparèrent un projet qui fut soutenu par les autorités turques et françaises. Après la rencontre des deux présidents, Turgut Özal et François Mitterand, en juin 1991, les délégations françaises et turques signèrent le protocole d'Université le 6 décembre 1991.

Quelques mois plus tard, le 14 avril 1992, lors d' une cérémonie au Lycée de Galatasaray, en présence des deux présidents, les Ministre des Affaires Etrangères des deux pays, Roland Dumas et Hikmet Çetin, signèrent le document qui fondait juridiquement l'Université Galatasaray. Ainsi l'Université Galatasaray est le premier et le seul établissement d'enseignement supérieur créé par une convention en présence des Présidents de la République.Cette convention est entrée en vigueur par l'arrêté gouvernemental 92/2991 du 4 mai 1992. Par la suite, la loi 3993 du 1er juin 1994 transforma l'Etablissement d'Enseignement et d'Education de Galatasaray en Université de Galatasaray.

L'Université Galatasaray, première université turque fondée par un accord bilatéral, n'est ni une université de fondation ni une université privée. En dépit même des conditions particulières de sa fondation, elle mène ses activités dans le cadre de la législation qui régit l'enseignement supérieur turc. Par ailleurs, depuis le 13 décembre 1993 jusqu'à nos jours, 38 conventions de coopération avec des établissements d'enseignement supérieur français ont été signées. Ces conventions prévoient des échanges aussi bien au niveau des étudiants que des universitaires. La Haute Ecole des Sciences de l'Etat et la Haute Ecole d'Ingénierie et de Technologie, créées par l'accord du 14 avril 1992, ont laissé place, d'après la loi 3993 du Ier juin 1994, aux Facultés de Droit, de Sciences Economiques et Administratives, de Sciences et Lettres, de Communication, d'Ingénierie et de Technologie. En plus de ces Facultés, l'Institut des Sciences et l'Institut des Sciences Sociales, avec leurs programmes de DEA et doctorat, ont été créés et rattachés au Rectorat. D'autre part, sont également rattachés au Rectorat, les centres de recherches tels que le CREDE (Centre de Recherche et de Documentation sur l'Europe) et le Centre de Recherches Stratégiques.

A partir de l'année universitaire 1999-2000, a débuté le programme d'échange d'étudiants avec les 38 établissements d'enseignement supérieur. Depuis cette date, 92 de nos étudiants ont participé à ce programme. De plus, chaque année, 12 de nos diplômés obtiennent des bourses de DEA, de DESS et de Doctorat en France, devenant ainsi le symbole de la réussite de notre coopération.
_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11194
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 29 Jan 2013 15:18    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:



Fatih Altayli - 29 OCAK 2013


Profesör soruyor: İtfaiye raporuna ihtiyacınız mı vardı?

GALATASARAY Lisesi'nin şimdilerde Galatasaray Üniversitesi olarak hizmet veren Ortaköy'deki binasının yanıp harap olmasıyla ilgili çok şey yazdım.

Ama en güzelini galiba Profesör Tolga Yarman yazmış.

İlgili bölümünü aynen naklediyorum:

"Değerli Okuldaşlarım,

Birbirinden dokunaklı yazılar yazıldı. Bu yazıları hemen hepimiz, gözlerimiz dolarak okuduk.

Dayanışma gücümüz bayraklaştı.

Bütün bunlar çok hoş elbette.

Þu ki, Tapu Kadastro Dairesi'nden değil, bir 'mühendislik fakültesi' de olan Üniversitemiz'den bahsediyoruz.

İhmal yokmuş. Elinin körü!

İşte, Cengiz Tacer büyüğümüz de yana yakıla yazmış, 'Önlem mi var ki, ihmal olmadığı yolunda boş iddialar, ileri sürülebiliyor!'

İtfaiye rapor yazmışmış, ama rapor bize sunulmamışmış! Keşke sunulsaymışmış!

Allah aşkına, oradaki sıradan görevlinin yazdığı raporda ne olacak ki, sen teknik içeriğini, önerilerini, yapılacak olanları, üstelik ondan kat be kat daha iyi bilemeyebileceksin!.

Öncesini bırakalım, bizler bacak kadar çocuklarken, o binada yangın olursa ne yapacağımızı bilirdik.

Yangına karşı kaç aşamalı mania konmuştu. O kadar ki, kış gecelerinde, cayır cayır sobalar yanar, ama yangın ihtimali, alınmış kırk türlü önlemle, zihinleri tırmalamazdı bile. Arada, düzenli alarm düdükleri çalardı; gecenin bir yarısında, pijamalarla, yangın talimi yapardık.

Aradan geçmiş şu kadar yıl, teknik-teknoloji gelmiş şuraya, eğer o bina, böylesine yanmaya bırakılabiliyorsa, bir de buna, zımnen olsun 'takdir-i ilahi, abi' denebiliyorsa, bu tam anlamıyla 'teknik hödüklüktür'.

.....

Erdemli sorumlular, istifa ederler. Bulunmaz Hint kumaşı hiç değiller...

Camia onlarsız başının çaresine, kuşku yok, çok daha rahat bakar!

Gerçekler acı. Þu ki, âlem sersem, hepimiz ise kör hiç değiliz.

Güzel dileklerle, sevgiler, saygılar sunuyorum.

Tolga Yarman, Prof. Dr."



Öğretim üyeleri bana bozulmuş

GEÇEN günkü yazımda Galatasaray Üniversitesi'nin manzaralı bölümünün öğretim görevlilerine tahsis edilmiş olmasını eleştirilerimin arasına koymam, Galatasaray Üniversitesi'ndeki öğretim elemanlarını, ki pek çoğu mektepten arkadaşım olur, rahatsız etmiş.

Ya da üzmüş.

Onlar adına Hülya Uğur Tanrıöver bir mektup yollamış.

Diyor ki: "Bak Fatih'çiğim, bir üniversitede 3 grup bir arada yaşar: Akademik personel yani öğretim elemanları, idari personel ve öğrenciler. Dolayısıyla binalar da bu kişilere tahsis edilebilir değil mi?

Bizim yanan binamızda da akademik personel ve idari personel çalışıyordu, öğrenciler de kısmen kullanıyorlardı binayı. Derslerin yapıldığı bir amfimizin yanı sıra tez savunma odamız bu binadaydı. Dahası, tüm öğrenci kulüpleri akşam binanın alt katında çalışırlardı. Çıkarken cıvıl cıvıl onların tiyatro provalarının, yoga derslerinin, pinpon antrenmanlarının arasından geçerdik.

Odaları orada olan öğretim elemanlarına gelecek olursak... 3 fakültenin akademisyenleri, her bir odada ortalama 4-5 kişi olmak üzere bu binada, evet 'en güzel, en manzaralı' yerde çalışıyorlardı.

Bu akademisyenler, Fatih, bazılarına özel üniversitelerde ya da genel olarak özel sektörde ne olanaklar sunulurken 'Hayır burası benim yuvam, benim yerim' diyen, mesela benim gibi tam 48 yıl önce, o binada 'Mekteb-i Sultani'yi bir 'yaşam biçimi ve felsefesi' olarak benimsemiş kişilerdir.

Maaşları Avrupa'da, değil meslektaşları, öğrencilerin aldığı burs miktarını bile bulmayan ama yaptıkları çalışmalarla uluslararası alanda adlarını duyurabilen, Sorbonne Rektörü'nün 2 yıl önce yaptığı konuşmada 'Galatasaray'ın bu prestiji yanında benim kurumumun lafı mı olur' demesinde aktif payı olan kişiler yani. O odalarına, bazen bütçe yokluğundan alınamadı diye evlerinden masa taşıyanlar, en güzel bitkilerini getirenler de onlardı.

O kadar ama o kadar kederliyiz ki, neredeyse yarım asırlık çocukluk anılarımız bir yana, 20 yıllık mesleki anılarımızın yasını tutmaya bile vaktimiz yok. Çünkü söz verdik öğrencilerimize; hiçbir şey aksamayacak, aynen devam edeceğiz diye...

Bu çabalarına, çabamıza karşılık 'manzaralı' bir odada çalışıyor olmanın nesi 'abuk sabuk' gerçekten anlamamız mümkün değil!

Binamızda çok kişinin gözü olduğu hepimizce malum. Rant uğruna o binayı bize çok görenler var. Onlara çoktan alıştık.

Ama bir Galatasaraylı olarak senin bu sözlerin bizi çok daha fazla acıttı.

Umarım derdimi anlatabilmişimdir.

Sevgiler, Hülya "

Gayet iyi anladım Hülya.

Ama o odalardan birine koyulan ve büyük ihtimalle o da evden getirilen bir elektrikli sobamsı aletten yangın çıktığını da biliyorum. Tıpkı daha şimdiden o binayı Galatasaray'dan alma girişimlerinin başladığını bildiğim gibi.


Otoparkı yönetemeyen bir yönetim

MADEM bugün Galatasaray'dan başladık, son yazımız da Galatasaray Spor Kulübü üzerine olsun.

Devlet, yıllarca kendi stadını yapamadığı için Galatasaray'a bir stat yaptı ve verdi.

Fakat yıllarca stat yapamayan Galatasaray yönetimleri, şimdi de kendilerine bedava verilen stadı işletmekten aciz.

Daha doğrusu stadın otoparkını işletmekten aciz.

Otoparkın hali bir rezalet. İçler acısı. Ne girmek mümkün ne çıkmak.

Galatasaray sözde Batılı camia. Otoparkı tam Türk işi.

Otoparkın yolları dolu, giriş çıkışlarına otomobiller park edilmiş.

Yüz binlerce lira verip koltuk, loca alanlara sözde otopark kartları verildi.

Otopark kartı olmayanlar otoparkı doldurmuş, kartı olanlar içeriye giremiyor.

Giriş çıkışlara otomobiller park edilmiş, Allah muhafaza bir yangın çıksa binlerce insan ölür.

Otoparkta onlarca görevli var. Hiçbir şeye karışmayıp, çekirdek çitliyor, geviş getiriyorlar.

Bir otoparkı düzenleyemeyen bir kulüp, nasıl düze çıkar ben anlamıyorum.

Otoparkı idare ettiremeyen, kulübü nasıl eder!..


Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13627
Localisation: Paris

MessagePosté le: 29 Jan 2013 18:15    Sujet du message: Répondre en citant

Murat bunun kaçirmissin. Bazi yaratiklara kapak olsun...

Citation:



Cumhuriyet 29.01.2013
Köksal Özbek

Galatasaray Üniversitesi Yangını

Olayları dikkatle izleyenler bilirler; Fenerbahçe Spor Kulübü’nün eğitim kurumları açmasına karşı çıkmışımdır. Fenerbahçe bir spor kulübüdür ve kendi işiyle uğraşmalıdır. Fenerbahçe tutkusunu, bir eğitim kurumunun duvarları içine hapsetmek yanlıştır. Çünkü, bütün eğitim kurumları bizimdir ve bir dolu Fenerbahçeliyi bünyelerinde barındırırlar.

İşte bu eğitim kurumlarımızdan birinde, geçen hafta yangın çıktı. Galatasaray Üniversitesi, cayır cayır yandı. Alevler gönlümüzü de kavurdu. Televizyon yayınında, ilgili anonsu duyduğum anda büyük bir üzüntüye kapıldım.

Aklıma, ünlü İskenderiye Kütüphanesi’nin yok oluşu geldi. Devrinin en büyük ve önemli bilgi bankası olan bu kütüphanenin yanması, önemli ölçüde, gelecekteki bilgi noksanlıklarının nedeni olmuştu. İskenderiye ve Limanı, yeniden inşa edilebilirdi; ancak elyazması kitapları geri getirmek olanaksızdı. Canlı veya cansız bilgi kaynaklarının kaybedilmesi, cehaletin, aydınlığa egemen olmasına yol açar. Çanakkale Savaşı’nda da öyle oldu. Üniversite mezunu yüz bin genç, vatan savunması yaparken şehit oldu. Dul kalan eşlerin ve yalnız kalan sevgililerin birçoğunun zorluk yaşaması bir yana, aydınlıklar, cehaletin karanlığı ile gölgelendi. Hiç kuşku yok ki günümüzde ahalinin dindarlığını bile yeterli bulmayan yobazların kol gezmesinin kökeninde, o birikimli şehitlerin bıraktığı boşluğun etkisi vardır.

Umarım ki, Galatasaray Üniversitesi’ndeki yangınla yok olan değerli eserlerin içeriği, daha önceden dijital kayıt altına alınmıştır ve kayıplar, yalnızca o kitapların tarihsel eser sayılan maddi yapılarıyla sınırlıdır. Aksi halde, ikincil bir İskenderiye Kütüphanesi felaketiyle yüz yüzeyiz demektir. Üniversitenin yüz kırk yıllık binası yeniden onarılabilir. Ancak değerli tarihçi ve fikir adamı İlber Ortaylı’nın hediye ettiği altıbin kitabın da içinde olduğu binlerce bilgi kesesi, asla yerine konamaz.

İstanbul Teknik Üniversitesi mezunuyum. Fenerbahçeliliğimi, on yıllar boyunca, maddi ve manevi eylemlerimle, gözler önüne serdim. Bu açılardan çok mutluyum. Lakin, Galatasaray Üniversitesi, her Türk vatandaşı gibi benim de üniversitem... Yangın, benim de içimi yaktı. Cümlelerimi bitiriyorum. Bundan sonraki satırların her harfi, gözyaşlarımın damlalarıdır.



Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Coup de Coeur / Coup de Gueule Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Aller à la page Précédente  1, 2
Page 2 sur 2

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.