514 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 514
Membre(s) : 0
Total :514

Administration


  Derniers Visiteurs

lalem : 6 jours
SelimIII : 8 jours
adian707 : 9 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Adieu GS Ortaköy
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

Adieu GS Ortaköy
Aller à la page 1, 2  Suivante
 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Coup de Coeur / Coup de Gueule
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13627
Localisation: Paris

MessagePosté le: 23 Jan 2013 1:07    Sujet du message: Adieu GS Ortaköy Répondre en citant

Encore un batiment, un haut lieu symbolique d'Istanbul victime d'un incendie...

Ancienne école primaire, puis lycée de Galatasaray, se trouvant à Ortaköy, aujourd'hui occupé par l'Université de GS a disparu...

Istanbul change catastrophiquement...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 23 Jan 2013 1:20    Sujet du message: Répondre en citant

Alma mazlumun ahini çikar aheste aheste.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13627
Localisation: Paris

MessagePosté le: 23 Jan 2013 1:27    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:


Orası benim de evimdi!

Umur Talu – Haber Türk 22 Ocak 2013

Orası benim sadece ilk mektebim değil, babamı kaybettikten üç, beş ay sonra, 6 yaşımda sığındığım yuvamdı.

Biz küçücük çocuklar, bcuklar, bizden öncekiler de tabii, ona iyi baktık.
Yakmadık en azından!

Üstelik, kalorifer, doğalgaz vesaire icat edilmemişti orada…

Kocaman kocaman sobalar, büyük salonları, kalabalık yatakhaneleri, daha küçükleri de sınıfları ısıtmaya çabalardı.

Bir kısmı okulda yatılı öğretmenler, kıdemli, emektar çalışanlar ve biz “yatılılar” gözbebeğimiz gibi bakardık.

Bakamadılar demek ki!

Haberlerde genç sunucular Galatasaray Üniversitesi’ni anlatırken, “1871’de yapılan bina…” diye başlayıp “Kız öğrencilerin binasıydı, sonra ilkokul oldu” diye anlatıyor.

Yok güzel kardeşim…

İyi bir şey diye söylemiyorum ama, o vakit kız öğrenci yoktu…

Ve üniversite zaten icat edilmemişti!

Zaten ilk mektepti…

Biz 1963’te girenler ise, o ilk mektebin son mezunlarıydık; 100’üncü yılda ilkmektebi kapatanlardık..

5’e geldiğimizde arkamızda “çalışkan ikiler” filan kalmamıştı.

Kimi öğretmenimiz tam da o okulun önünde can vermişti…

Onlar da kalmamıştı.

Þimdi alev alev o binada, hayata dair ilk alevlerimizi almış, ama ona yuvamız, anamız, babamız, hatta bebeğimiz gibi bakmıştık.

Ben nöbetçi de oldum o binada… Kantinde de çalıştım… Hentbol sahasında deli gibi futbol oynadım.

Sadece ilk okumayı değil, Necdet Bey gibi “hocalar” sayesinde “başka türlü okumayı” da orada öğrendik. Yazabiliyorsak, yazmayı da.
Varlıklı olanlar ile yoksul olanlar, ortada kalanlar, sadece geceleri gündüzleri değil, aşımızı, düşümüzü paylaşmayı da orada öğrendik.
Kurumlar bazen bir gecede iki yüzünü anlatan iki çarpıcı olayı birden yaşarlar.

Bazen umursamaz bazen şaşarlar.

“Galatasaray camiası” dünü “Sneijdermanya” ile geçirirken, sadece yarım yıl parasıyla bonservis için 10 milyon dolar verilerek “büyük kulüp” olmanın keyfi çıkarılırken…

Bizim “Feda”nın lugatı ile, kulübün doğum yerlerinden bir bina da, belki de minicik bedeller yüzünden “aslan gibi” mücadele ediyordu kalleş alevlerle.
Sneijder “yabancı” olabilir ama biz yabancı değiliz…

Bir vakit “Çıra”ğan’ı, daha yenilerde Haydarpaşa Garı’nı, Milli Eğitim binasını yaktık İstanbul’da; Galatasaray Üniversitesi’nin az ötesinde de Gaziosmanpaşa mektebini de yakmıştık.

O yanan bir üniversiteydi ama ilkmektepten miras almıştı o binayı.

Kusura bakmayın arkadaşlar; koruyamadınız galiba.

Sonradan yeniden açılan ilk mektebi üvey evlat görüp sürdünüz; hatta öğretim kadrosu Boğaz’a bakıversin diye, üniversite öğrencilerini de yolun öteki yanına, Sit alanına koydunuz ama bakamadınız.

Salonlar yaptırdılar diye medya patronlarının adını koydunuz ama koruyamadınız.

Yine de ne büyük tesellidir ki…

Kendisini koruyamayanları bile korudu tarihi bina. Kimsenin canını yakmadı, kimseyi dumana, aleve boğmadı. Kendi ateşiyle kavruldu…
Kendi tarihiyle direndi.

Oradan kimler gelip kimler geçtiydi…

Hepsi kıyıdan gemilere seslenmiştir, “Kaptan düdük” diye.

Demek ki artık hep “İtfaiye” diye bağırma zamanı.

Herkese geçmiş olsun.

Küllerinden yeniden doğsun.

Sen de kafana takma Sneijder…

Biz hem yakarız, hem yanarız, hem oynarız!

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 23 Jan 2013 1:32    Sujet du message: Répondre en citant

TOKI yine garibanlarin vergisiyle yapar merak etmeyin ! Ne zaman kirdi ki sizi devlet ?

Alisiksiniz onun bunun parasiyla geçinmeyi zaten.


Eski Ali Samiyen kira borçlarını ve vergi borçlarını bile sildiler.

Durmak yok yola devam.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 23 Jan 2013 11:30    Sujet du message: Répondre en citant

KralAuriverde a écrit:
TOKI yine garibanlarin vergisiyle yapar merak etmeyin ! Ne zaman kirdi ki sizi devlet ?

Alisiksiniz onun bunun parasiyla geçinmeyi zaten.


Eski Ali Samiyen kira borçlarını ve vergi borçlarını bile sildiler.

Durmak yok yola devam.


Bu kadar igrenç, ilkel bir yorumun sizden gelmesi beni sasirtti.
Bir egitim kurumu yanmis, tarihi degerde bir binayi alevler sarmis, bizler oradaki atesi 2000 km uzaktan yüregimizde, çikan dumanlari cigerlerimizde hissetmisiz, siz fanatik GS düsmanligini herseyi güncel futbole indirgeyen ilkel bir zihniyetle bu kerteye yükseltmissiniz..Yaziklar olsun, söyleyecek söz, yazacak kelime bulamiyorum.

Binlerce kisi için oldugu gibi benim için de orasi, çocuklugumun en iyi anilarindan çogunu içinde barindiran, unutulmaz dostluklarin, yasanmisliklarin simgesi bir müesseseydi Ortaköy. Sizin gibiler ne düsünürse düsünsün, bizim için orasi "batiya, uygarliga açilan" bir pencere idi, 50'li yillarda oraya ayak basmak, oranin havasini solumak, kisiligime yön veren mihenk taslarindan birini olusturdu. Daha sonra çogu dostum gibi, uygar Türkiye'nin adini onurla andigi binlerce Galatasaray'li gibi yolumuzu "Sultani"de sürdürdük. Hangi iste, hangi seviyede çalisirsak çalisalim, bize yön veren en basta orada edindigimiz "aydinlanma " ruhu oldu. Iste bizim "ayricalikligimiz" esas bu ruhtan kaynaklanir. Ve ne kadar yakarlarsa yaksinlar küllerimizden yeniden dogariz.
_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 23 Jan 2013 12:09    Sujet du message: Répondre en citant

Kusura bakmayin ama, bu saatten sonra ben GS camiasi hakkinda iyi niyetli davranamam. Istediginiz kadar yadirgayin söylediklerime, sonuna kadar arkasindayim, GS camiasinin kulübüme yapmis oldugu bizansvari kahpelikleri dünyada hiç bir baska devlette yapilmaz, bir ermeni, veya bir yunan yapmazdi bunlari ama sizin camia bunu yapti.

Sizin bu 3 temmuz sürecince yapmis olduklarizi "batiya açilmis bir pencere" olarak görüyorsaniz, demekki söz bitmistir, söylenecek bir sey kalmamistir bu saatten sonra.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 23 Jan 2013 16:15    Sujet du message: Répondre en citant

Buraya, biraz önce bana mesaj atan, degerli dostum, çocukluktan beri arkadasim, ailesi gibi koyu Fenerbahçeli, futbolde terbiye hudutlari içinde birbirimizi hayat boyu ignelemekten geri kalmadigimiz Cemal'in yazdigi notu iletiyorum:

" Sevgili dost.. Babamın kütüphanesini oraya bağışlamıştık ölümünde.. Duygun Yarsuvat rektördü.. Sulhi Dönmezer kütüphanesi olarak açılışını yapmıştık. Dün gece gözyaşlarımızla yanan binayla birlikte anılarımız da kül oldu.."






Bu resimler, birkaç yil önce, Fransa'dan Istanbul'a dönen Scarlett'le birlikte Ortaköy okul ziyaretimizde ögrencilerle birlikte çekilmis resimler. ATT forumlarina da bir süre aktif olarak katilan Scarlett, türk kökenli, Fransa'nin dogusunda büyüme. Yeni Zelanda'da Fransizca ögretmenliginden sonra Istanbul'da yasamini sürdürüyor. O gün proflar kafeteryasinda, kizarmis patatez esliginde bira eçerek Bogaz'i temasa ederek günü noktalamistik. Ona bu binadaki çocukluk anilarimi anlatmistim.



50'li yillarda bu rihtimda araba filan yoktu, arkada köprü de yoktu, teneffüslerde rihtimda toplanir geçen gemilere "kaptan düdük" diye bagirirdik. Küçüklere futbol yasakti. Hendbolle yetinir, bazen de kaçamak futbol oynardik, grand'cour'a çikacagimiz günlerin düsüyle. Yatakhanelerimizi bogazin ciliz isiklari aydinlatir, zaman zaman geçen vapurlarin projektörleri duvarlara yansirdi. 27 mayis 1960'i da burada yasadim, nisan'dan beri etüt abilerimizin bir kismi yara bere içinde Beyazit yürüyüslerinden geliyorlardi, ne oldugunu tam anlamiyor, ama ailenin etkisiyle Menderes'in bir an önce gitmesini istiyordum, nedenini tam anlamasam da. Babam da elliyi askin yasinda gitmis bir yürüyüse, coplanmaktan zor kurtuldugunu anlatmisti. DP iktidarinin devrildigini 27 mayis ertesi beni okuldan hafta sonu için almaya gelen ailemden ögrendim. Off gitti artik, Cemal pasa geldi demislerdi. Ortaköy'de son yilimdi. Artik grand'cour'u hakketmistim.
_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 24 Jan 2013 2:11    Sujet du message: Répondre en citant

KralAuriverde a écrit:
Kusura bakmayin ama, bu saatten sonra ben GS camiasi hakkinda iyi niyetli davranamam. Istediginiz kadar yadirgayin söylediklerime, sonuna kadar arkasindayim, GS camiasinin kulübüme yapmis oldugu bizansvari kahpelikleri dünyada hiç bir baska devlette yapilmaz, bir ermeni, veya bir yunan yapmazdi bunlari ama sizin camia bunu yapti.

Sizin bu 3 temmuz sürecince yapmis olduklarizi "batiya açilmis bir pencere" olarak görüyorsaniz, demekki söz bitmistir, söylenecek bir sey kalmamistir bu saatten sonra.


Buradaki yazilari kirletmek pahasina da olsa yanit vermeden geçemeyecegim. Futboldaki alavere ve dalavereleri buralara tasiyarak, bir paranoya krizi içinde olan KralAuriverde'yi daha evvel de serefsizlikle itham etmistim. Cengizhan ile atismalarinda devamli kufur kullanarak ve nefret kusmasinin boylesi dramatik bir olaya siçramasi beni fazlasiyla uzdu. Cunku KralAuriverde FB fanatikliginde olmadigi zamanlar yazdiklarindan anlasildigi kadariyla belirli bir kulturel birikimi olan birisi.

Iste tabiri caiz ise kulturlusu boyle olursa gerisi için korkmamak olasi mi?

Yazik.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 25 Jan 2013 17:23    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:




Tuhaf
Çetin Altan - Milliyet 25 Ocak 2013


Mehmet Ali Birand’ın deyimiyle:
- Yine geldik haftanın en sevilen gününe.

Buna öğrencilerle bürokratlar ne kadar dahilse; TIR ve taksi şoförleriyle, nöbetçi hekimler, asayişten sorumlular, kuaförler, kaptanlar, garsonlar, lokanta aşçıları, marketler, bahçıvanlar, Demiryolları’nda çalışanlar, inşaat ve tersane işçileri de o kadar dahil değil.

Hadi bir de gazetecilik deyimi:

- Haftaya damgasını ne vurdu?

Þu siyasetçinin bu sözü, bu siyasetçinin şu sözü,Paris’teki cinayet, Cezayir’deki saldırganlardan canını zor kurtaranlar, Patriot füzeleri, Kürt sorunu, T.C.’ye sığınan Suriyeli muhalifler...

Bendeniz içinse, geçtiğimiz salı, öğleden sonra nasıl yandığını TV’den izlediğim Ortaköy’deki GalatasarayÜniversitesi...

Orası daha önce Galatasaray İlkokulu’ydu...

1936 yılı Eylül’ünün son akşamı; babam bendenizi Göztepe’den, sabah gitmek güç olur diye, elimden tutup oraya götürmüştü. Müdür Saffet Bey’in yardımcısı Lütfü Bey, çok iyi karşılamıştı bizi. Ve babam, bir daha bana görünmeden kaybolup gitmişti.

Bendeniz 8 yaşındaydım ve bilmediğim çok büyük bir yerde ilk kez yapayalnız kalıyordum. 5-10 taşradan gelme çocukla, bomboş bir yemekhanede ilk akşam yemeği... Boğazımdan bir lokma bile geçmedi.

Yatakhane de öyle bomboştu, yan yana dizilmiş beyaz pike örtülü yataklar; her birinin yanında, bir de aynı boy dolap vardı.

Sabah uzun uzun çalan bir zil sesiyle uyandık, kalktık, giyindik. Bendeniz, sadece Fransızca ders yapılan “İhzari 3”e gidecektim. “İhzari sınıf”, “yapıştırma sınıf” anlamına geliyordu.

Okulun bahçesi cıvıltılarla dolmuştu. Anneleri babalarıyla bütün öğrenciler gelmişlerdi.

Ders zili çalınca, herkes sınıfına dağıldı. Bendeniz de, ilk kez yatılı ilkokula başlayanlarla “İhzari 3”e girdim. Sınıfta kürsü yoktu. Öğretmen masasıyla sandalyesi vardı.

M. Robin sınıfa girince, hep birlikte ayağa kalktık.

O, 2 eliyle de parmaklarını açarak oturunuz işareti yaptı ve:

- Asseyez-vous, dedi.

Biz hepimiz oturduk.

Biz oturur oturmaz; M. Robin, ellerini açarak kalkınız işareti yaptı ve:

- Levez-vous, dedi.

Biz tekrar ayağa kalktık.

M. Robin bize, oturup kalkmayı 4-5 kez tekrarlattı. Sanki hayatı öğretiyordu.

Orhan Boran da o sınıftaydı, Bursalı Kepçe Kulak Zeki de.

Sanırım, şu andaki dünya politikacılarının çok azı doğmuştu o tarihlerde.

Bendenizin hiç aklıma mı gelirdi o yaşta, 2013 Ocak’ının 3’üncü hafta cumasında, 78 yıl öncesinin ilk iğneli fıçılarından yine “iç çekişler” yazacağım.

Bazen insan hak vermiyor değil, Yunus Emre’nin 500 yıl önce yazdığı mısralara:

O da yalan bu da yalan
Var biraz da sen oyalan



Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 25 Jan 2013 17:27    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:



Tavan
Mümtaz Soysal - Cumhuriyet 25.01.2013


BAÞKA yangınlarda da böyle oluyordur herhalde: Alevlerini kolay anlatılmaz bir hüzünle ekranda seyrettiğiniz yangını anlatan muhabir “Þimdi de büyük salonun tavanı çöktü” deyince içinizde çöken anılar niçin bunca çoğalıp, bunca canlı, iç burkucu ve üzüntü verici olabiliyor?
Belki herkes için; yerine, zamanına ve konusuna göre çok daha üzücü türleri de hep vardır bu duygunun. Yananın bir ev, okul, fabrika, tiyatro veya konferans salonu oluşuna tanık olunduğunda.

Bir geminin batışını, bir anıtın yıkılışını seyretmek gibi.

Hatta sevdiklerinizin ve asla unutamayacaklarınızın mezara indirilişine yaşlı gözlerle bakarmışçasına.

Yangın, belki kızıllığı yüzünden, böyle yürek yakıcı olabiliyor.

Ama bir yatılı okulun yatakhaneye çevrilmiş büyük salonundaki tavanın yanarak çökmesi yine de bir başkaydı. İlkokulu henüz bitirmiş çocuk, yatılılığın ilk gecesinde uyumadan önce yarı aydınlanmış o süslü tavana bakarken neler düşünmemişti ki.

Hele Boğaz vapurlarının üstteki damın camlı bölümünden içeri yansıyan projektör ışıkları yanıp söndükçe ve römorkör düdükleri Ortaköy tramvaylarının çançanına karıştıkça.

Evden ve evdekilerden uzaklaşmış çocuk hayata mı atılıyordu, yoksa hayat mı onun üstüne yığılmaktaydı?

Tavanın sultanlardan kalma süslü boyası belki renkli bir gelecek vaat etmekteydi ama İkinci Cihan Harbi’nin sıkıntıları, yoklukları ve yeni başlayan karanlık olayları sürüp gitmekteydi o sırada.
Yakın tarihten kalma ünlü binalar seyircisiz kalmış tiyatrolar gibidir. Ama onları canlandırmak için resmi salonlarda kalitesiz vodviller oynatmaya gerek yok. Cumhuriyet, o tür yapıların neredeyse hepsini her derecedeki eğitim kurumlarının kullanımına bırakarak çok anlamlı bir tutum sergilemiş sayılır: Saltanatın zenginliklerini öğretimin hizmetine sunmak ve büyük devrimin gençlikçe korunmasını her şeyden önce bilime emanet etmek.

Böyle olduğu içindir ki, o yapılar hoyratça değil, bir tapınak kutsallığı korurcasına kullanılmalıdır.

Yakarak ve lüks otellere dönüştürerek değil.


Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 25 Jan 2013 23:33    Sujet du message: Répondre en citant

murat_erpuyan a écrit:
KralAuriverde a écrit:
Kusura bakmayin ama, bu saatten sonra ben GS camiasi hakkinda iyi niyetli davranamam. Istediginiz kadar yadirgayin söylediklerime, sonuna kadar arkasindayim, GS camiasinin kulübüme yapmis oldugu bizansvari kahpelikleri dünyada hiç bir baska devlette yapilmaz, bir ermeni, veya bir yunan yapmazdi bunlari ama sizin camia bunu yapti.

Sizin bu 3 temmuz sürecince yapmis olduklarizi "batiya açilmis bir pencere" olarak görüyorsaniz, demekki söz bitmistir, söylenecek bir sey kalmamistir bu saatten sonra.


Buradaki yazilari kirletmek pahasina da olsa yanit vermeden geçemeyecegim. Futboldaki alavere ve dalavereleri buralara tasiyarak, bir paranoya krizi içinde olan KralAuriverde'yi daha evvel de serefsizlikle itham etmistim. Cengizhan ile atismalarinda devamli kufur kullanarak ve nefret kusmasinin boylesi dramatik bir olaya siçramasi beni fazlasiyla uzdu. Cunku KralAuriverde FB fanatikliginde olmadigi zamanlar yazdiklarindan anlasildigi kadariyla belirli bir kulturel birikimi olan birisi.

Iste tabiri caiz ise kulturlusu boyle olursa gerisi için korkmamak olasi mi?

Yazik.



"Paranoya krizi" degil beyefendi, isinize gelmeyen aci gerçekler. Yarasi olan gocunur derler.

Siz bu isin iyice cilkini çikarmaya basladiniz.

Adam gibi mücadele edin sahada ! Birakin bu belalti operasyonlari, milleti enayi yerine sokmayin. Oh ne güzel bir savci tut GS kongre üyesi yap, ezeli rakibine iftira atip $ike operasyon baslat, Lütfüsü, Helvacisi da bu isin tuzu biberi olsun. Sonra utanmadan yönetime al öyle mi ? Yüzsüzlügün bu kadarina da pes.

"Serefsizlik" konusuna gelince ondan çok var GS camiasinda. Hele hele basindaki utanmaz herifte.


Pek inançli bir insan degilim ama bazen adalet yerini buluyormus demek. Demek almiyacakmissin mazlumun ahini, çikarmis aheste aheste.


Bu arada geçmis olsun, bende nasibimi buldum pazar günü bu konuda.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 27 Jan 2013 13:56    Sujet du message: Répondre en citant

Burada bir kültür ve egitim kurumunun kitapligiyla birlikte yanmasi, tarihi degerde bir binanin harabe olmasi konusuluyor.
Güncel futbolu buna karistirmak abes ve konu disi.
Bunu anlayacak kadar kültürlü ve sagduyulu oldugunuz kanisindaydim Auriverde.
_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 27 Jan 2013 15:31    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:


Yanık Saray
Ali Sirmen - Cumhuriyet 27.01.2013


Sevgili,

Salı gecesi TV ekranından yüreğim yanarak izledim, Galatasaray Üniversitesi yangınını.

Benim de aklıma önce, “burayı da otel mi yapmak için yakıyorlar acaba” sorusu takılıyor.

Sonraki günlerde, insanların çoğunluğunun aynı kaygıyı dillendirmesi, Türkiye’nin nasıl vahşi bir yağma ülkesi olduğunun kanıtı.
Doğru-dürüst hiçbir ülkede, böyle bir olay karşısında insanların ilk aklına gelen soru bu olmaz.

Ama bizde oluyor.

Demek ki, yanan yalnız bir buçuk yüzyıllık tarihi ‘Feriye Sarayı’ değil, biz hepten yanmışız.

Yangını izliyorum içim yana yana.

Anılarım yanıyor gözümün önünde.

Yanan bina benim yedi yaşında içine adım attığım yatılı ilkokulum ve ilk hapishanemdi.

Ekranda alevleri izliyorum, yıllarca kâbusum olmuş olan bir binanın yanmasına bu kadar mı yanılır!..

***

Okuluma ilk hapishanem dememi bilmem yadırgadın mı?

Evde el bebek gül bebek büyütülmüş, sokakta oynamasına bile izin verilmemiş içine kapanık bir çocuk, yedi yaşının bir gününde, birdenbire elinden tutulduğu gibi, bir yatılı okula bırakılıverirse, ne hisseder ki?
Neyse boş ver şimdi bunları, ben o yıllarımla barıştım artık. Oraya yeniden dönmek istemem ama içimdeki burukluk geçti. Hem bilançoyu da eşitledik. Genç yaşlarda edindiğim hapishane tecrübesi, ileri yaşlar için alıştırma oldu, yadırgamadım. Hatta hatırlıyorum, sızlanan bir kader arkadaşıma son derece doğallıkla şunu sormuştum:

- Yahu sen hiç yatılı okulda okumadın mı?

Aslında belki de, belki de değil kesinlikle haksızlık ediyorum. Her ne kadar, içeri tıkılmışlık, kapatılmışlık duygusu dolayısıyla hapishane algılamasında haklı bir yan bulunsa da, orası aynı zamanda bir özgürlükler ve harikalar diyarıydı.

Dördüncü sınıfta, trenle Eskişehir’e gideceğim hafta sonunun arifesinin sevinciyle kanatlanmış, dışarıda lapa lapa kar yağarken, ben beyaz gecede Faik Sabri Duran’ın “Bir Türk Kızının Þileple Amerika Yolculuğu”na katılarak, Manhattan’da Empire State Building’in tepesine asansörle orada çıkmıştım.

Kafa göz yararak, ana avrat söverek de olsa yine orada bir dili öğrenmiştim.

Sorgulamayı, incelemeyi , itiraz etmeyi, tartışmayı öğrenmiştim o binada.
Okul hiç hapishane olur mu?

***

Her neyse diyeceğim o ki, o binayla, o binada geçen yıllarla barıştım son yıllarda.

Tam ben barıştım ki, bina gitti, benim ve benim gibi orada anıları olan nice Galatasaraylının da içini yakarak...

Galatasaraylıların belleğindeki ikinci yangındır bu. Birincisi geçen yüzyılın başında kendi adını taşıyan semtteki ana binanın yanmasıdır.

O kısa zamanda, onarılmış yeniden eğitim hizmetine sunulmuştu.
Þimdi bunun da öyle olması için kollar sıvanmış durumda.

Galatasaraylılar, seferber oldular, Vakıf ve Kulüp Başkanları’nın önderliğinde örgütleniyorlar, binanın yeniden GS Üniversitesi’nin hizmetine girmesi, (şu anda derslikler yanmadığından ve eğitim orada devam edeceğinden hizmetin sürmesinden söz etmek daha doğru olur) bütün önlemleri almaya, girişimleri yapmaya hazırlanıyorlar.

Ama dünkü köşesinde, Yalçın Bayer “Galatasaraylılar’a Ciddi Uyarı” başlığı altında, bütün benzeri girişimlere rağmen yine de otel olmaktan kurtulamayan, Ortaköy’deki Gazi Osmanpaşa Ortaokulu’nun durumunu anımsatıyordu.

Galatasaray camiası henüz olayın sıcaklığı içinde kararlılıkla haykırıyor:

- Yok yok, bu sefer aynı şey olmayacak!

İnşallah dedikleri gibi çıkar da aynı şey olmaz.

Ama ben Y. Bayer’in uyarısını çok ciddiye alıyorum ve buradan bir daha uyarıyorum:

- Aman Galatasaraylılar dikkat! İşin ucunu bırakmaya gelmez. Bu avanta ve talan düzeni her kutsalı ezer geçer.

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 27 Jan 2013 21:12    Sujet du message: Répondre en citant

BİR üstünlük‚ bir kibir‚ bir burnu büyüklük‚ bir kendini beğenmişlik bulamacı içinde toplumla dalga geçmekteler.

Þişmiş egolar.
Sorumluluk duymadılar.
Önlem almayı düşünmediler.
Tarihi binayı yaktılar.
142 yıllık toplumun malı olan bina yanar yanmaz; hemen kendilerine benlik cilalama fırsatı yarattılar.
Laflara bak:
Küllerinden doğacak.
Çocukluğumuz yandı.
Aynısını yapacağız.
Hatıralarımız kül oldu.
Aramızda para toplayacağız.
Binayı kendimiz onaracağız.
Bu yangın milat olsun.
Þerden hayır çıksın. Artık İstanbulda tarihi binalar yanmayacak şekilde önlemler alınsın!

* * *

Yukarıda sıraladığım cümleleri söyleyenler; binanın yanmasından birinci derecede sorumlu olması gereken Galatasaray Vakfı yöneticisi‚ üniversitenin rektörü‚ ders veren profesörü‚ doçenti ve gazetede köşesi olan Galatasaraylı çok ünlü kalemler‚ çok meşhur yazarları
Gece TVlere doluştular.
Kendilerini anlattılar.
Camialarından dem vurdular.
Tarihi binaları Avrupalıların nasıl dikkatle koruyup hiç yakmadıklarını örnekler vererek sergilediler. Katlarının‚ koridorlarının ve odalarının zemini tahta‚ tavanı kalemle süslemeli ahşap tarihi binada yatılı öğrenici olarak okurken çini sobalarla ısındıklarını fakat hiç yangın çıkmadığını bile yazdılar.

* * *

Sorumluluk kimdeydi?
Niçin önlem alınmamıştı?
Asıl konuşulması gereken temel sorular bunlardı.
Sorumluluğu örttüler‚ ötelediler‚ unutturdular.
Günah keçisi bulunmuştu:
Elektrik kontağı diyorlardı.
Olana bakın:
Yangın saat 19.07de çıktı.
İtfaiye saat 19.36da çağırıldı.
Demek ki‚ padişahlık döneminde‚ yüksek faizle alınan borçla yapılmış şimdi 73 milyonun malı bu binayı önce yatılı ilkokul sonra orta-lise ve 1992den beri de üniversite binası olarak kullananlar bina için en küçük sorumluluk duymamışlar.
Personeli eğitmemişler.
Yangın belirtisi görürsen ilk işin itfaiyeyi çağırmak olsun uyarısını bile personele öğretmemişler.

* * *

Bu tarihi yaşlı binaların duvarlarının sıvalı olduğuna bakmayın.
Duvarlar bağdadi yani iki kat ahşap.
Arası boşluk. Boşluklardan elektrik kabloları geçiyor. Kabloları fareler kemirmiş olabilir.
Elektrik kontağı olduğu zaman ahşap duvar içindeki çıplak kablolarda kontaklar devam eder ve yangın hızla ahşap çatıya çıkar.
Bunu bile öğretmemişler.
Yangın başlıyor. Yarım saat geçiyor.
İtfaiyeyi arıyorlar.
Bu egoist‚ kendini beğenmiş‚ burnu büyük‚ egosu şişkin sorumsuzluğun bedeli olmalı.
Bu tarihi bina toplumun malıdır. Galatasaray Vakfı‚ ona bakamadı‚ yaktı. Elinden alınmalıdır.
Sorumsuzlara bedeli ödetilmezse; henüz yanmamış öbür tarihi binaları da gelecek kış yakarlar.

Necati Doğru.

http://sozcu.com.tr/yakilan-tarihi-bina-galatasaray-vakfinin-elinden-alinmali.html
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13627
Localisation: Paris

MessagePosté le: 28 Jan 2013 2:33    Sujet du message: Répondre en citant

Atlamis fanatik yaratik sevinçle... Ancak N. Dogru ne menem gi gazeteci oldugunu da ortaya koymus, zokayi yemis :
GSU bir vakif universitesi degil, bir Devlet Universitesidir...

Ancak bu binalar durup dururken de yanmaz, sorumlusu yok mudur, tabii vardir, konu bu sefer kolay kapanmayacak!
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Coup de Coeur / Coup de Gueule Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Aller à la page 1, 2  Suivante
Page 1 sur 2

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.