Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - 30 Agustos
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 30 Aoû 2012 23:42 Sujet du message:
Hemen bir bahane bulunuyor Cumhuriyet'in temel taslari olan milli bayramlarda kutlama yapilmamasi.
Bu sene torenleri engelleyecek neden uretemediler, ama orduya adanan Zafer Bayrami kutlamasini Cumhurbaskanin verdigi resepsiyona çevirdiler. Eh simdi de Beyefendi hastalandigi için torenleri iptal ediverdiler. Sanki Cumhurbaskani hastalaninca yerine geçecek kisi yokmus gibi.
Maksat inanmadiklari, kutlamak istemedikleri bir bayramdan kurtulmak.
30 Agustos tarihli gazetelerin ilk sayfalarini koyuyorum asagiya. Hersey çok açik. Taraf ile Milli Gazete mumkun olsa gazetelerinin tarihlerini bile 30 agustos olmasin diye silecekler. Dini somurusu yapan bir baska gazete ise pis bir karikarurle yalan soyleyip Cumhuriyet ile alay ettigini sanmis :
Kurtulus savasi için Pakistanlilarin gonderdigi parayla banka kuruoruz... Biz de 88 yilin filmini yapariz...
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 11194 Localisation: Nancy / France
Posté le: 31 Aoû 2013 16:32 Sujet du message:
Gazeterlerin hali de bu sene ayni... Bir ulus ki tarihinin en onemli sayfalarini unutuyor...
Citation:
Vazgeçtim; siz yine her bayram hastalanın beyler!
Mustafa Mutlu - Vatan 31.08.2013
Dün 30 Ağustos Zafer Bayramı tüm yurtta törenlerle kutlandı…
“Kutlandı” diyorum ama…
Ağız alışkanlığı benimki si…
Kutlama falan yoktu, sadece bir “formalite” yerine getirildi siyasetçilerin ve bürokratların katıldığı resmi törenlerde!
Yüzler asıktı…
Kimse kimseye selam vermedi…
Yan yana durdular, yürüdüler ama birbirlerinin suratına bile bakmadılar.
Çünkü kavgalıydılar!
Her şey “devlet” kadar soğuktu kısacası…
Vatandaşa önlem!
İstanbul Taksim’deki resmi tören, “araya vatandaşların sızmaması için” sıkı bir güvenlik çemberinin içinde yapıldı!
“Bayram”ı vatandaştan korudu devlet!
“Allah korusun araya birkaç çapulcu karışırsa ne olur bizim halimiz ?” diye diken üstündeydi koskoca kenti yönetenler!
Vali, Belediye Başkanı, Emniyet Müdürü bir de Garnizon Komutanı birbirlerinin elini sıktı, parti temsilcileri çelenk koydu, birkaç bürokrat etrafta sıralandı; bunun adı “kutlama” oldu!
Unutmuşsunuz!
Belli ki unutmuşsunuz beyler; bayram sevinçtir, mutluluktur!
Bu vatan için hayatını veren kahramanlara duyulan minnettir; bu yüzden gözyaşıdır bayram!
Büyük mücadeleden sonra kazanılan zaferdir; yani coşkuyla atılan çığlıktır!
Zerre kadar riya karıştırmadan, rol yapmadan, içimizden geldiğince kutlarız bayramlarımızı…
Ne demek istediğimi anlamadıysanız danışmanlarınıza söyleyin; dün akşam kendiliğinden ve tüm engellemelerinize, yasaklarınıza rağmen Bağdat Caddesi’nde toplanan on binlerin görüntüsünü izletsinler size…
Bayram nasıl kutlanırmış, gözlerinizle görün…
İktidar-muhalefet diye ayırmıyorum; hepiniz birsiniz çünkü…
Biz halkız, siz elitsiniz!
Ve ne yazık ki ruhsuzsunuz, cansızsınız, sahtesiniz!
T’as mal où !?
Mal aux fesses, mal aux cuisses, mal aux chevilles !?
Un représentant de la justice turque, un procureur de république assis pendant le passage du drapeau turc, à la commémoration de la fête de Victoire du 30 août 2013.
Après le procès Ergenekon, les personnes les plus irrespectueuses des valeurs républicaines sont les plus hauts placés, et elles n’ont aucun scrupule à l’afficher :
Citation:
Herkes ayağa kalktı ama savcı oturdu
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, İzmir Bergama'daki 30 Ağustos törenlerinde resmi geçit sırasında ayağa kalkmayan Bergama Cumhuriyet Savcısı Hasan Yüksel'e tepki göstererek, 'Ülkesinin bayrağına saygısı olmayan bu kişi nasıl cumhuriyet savcılığı görevi yapabilir?' diye sordu.
İzmir-Ege Bürosu - Savcının, Türk Bayrağı taşıyan grubun protokolün önünden geçişi sırasında koltuğundan kalkmadığını anımsatarak, memleketi Bergama’da yaşanan bu talihsiz olayı, bütün Bergamalılar gibi kendisinin de şiddetle kınadığını vurguladı. Olayın geçiştirilmeden soruşturulması ve gerekli işlemlerin yapılması için sorumluluğun Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’yla Adalet Bakanı’nda olduğuna dikkat çekti.
Güler, yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
“Türk Ulusu’nun dirilişinin, vatanın düşman işgalinden kurtuluşunun 91. yıldönümünü gurur ve coşkuyla kutladık. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda hepimiz coşku ve birlik içinde bağımsızlığımızın sancağına ve kurtuluşun önderi Mustafa Kemal Atatürk’le silah arkadaşlarına saygı ve şükranlarımızı sunmanın onurunu yaşadık. Maalesef memleketim Bergama’da düzenlenen 30 Ağustos töreninde, tüm protokol halkla birlikte bayrağımızın geçişini ayakta selamlarken, cumhuriyetin savcısı unvanı taşıyan kişi, oturduğu yerden kalkmamıştır. Bu saygısızlık herkesi şaşkına çevirmiş, Bergamalıları ve tüm kamuoyunu büyük bir üzüntüye sevk etmiştir. Cumhuriyeti korumak, kollamak ve yüceltmekle görevli bir kamu görevlisinin, egemenlik ve bağımsızlığımızın simgesi olan bayrağımıza karşı bu sergilediği bu saygısızlığı kabul etmek ya da görmezden gelmek söz konusu olamaz. Meslek unvanının başında cumhuriyet olan böyle bir kişinin ‘cumhuriyet savcılığı’ görevinin gerektirdiği sorumluluğu taşıyamadığı açıktır. Ülkesinin bayrağına, Cumhuriyet’e saygısı olmayan biri, nasıl ‘Cumhuriyet Savcısı’ olabilir? Bu savcının devlet ve kamu adına düzenlemesi gereken iddianame ve fezlekelerin nasıl bir geçerliği olabilir?”
2 Eylül 2013
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=438780&kn=7&ka=4&kb=7
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 11194 Localisation: Nancy / France
Posté le: 30 Aoû 2014 2:02 Sujet du message:
Zafer Bayrami Kurtulus Savasinin kazanilmasinin kutlamasidir orduya ithaf edilmistir...
Ancak 30 Agustos 2014 tarihine geldigimizde Kurtulus Savasini "7 düvele" karsi kazanan ordunun garnizonun içindeki Türk BayragInI bile koruyamadigini gorduk.
Isin en hazin yonu, bu olaydan sonra basta Genelkurmay Baskani koltugunda oturan sahis olmak uzere hiçbir ust rutbelinin ozur dileyip istifa etmedigini gorduk. Piskin piskin olayi geçistirdiler, tipki silah arkadaslari uydurma delillerle hapse tikildiklarinda killarini kipirdatmadiklari haksizliga karsi istifa mekanizmasini çalistirmadiklari gibi. Hatta hapisteki generalin esine orduevini yasak bile ettiler sesini çikardi diye...
Zafer Bayrami Kurtulus Savasinin kazanilmasinin kutlamasidir orduya ithaf edilmistir...
Ancak 30 Agustos 2014 tarihine geldigimizde Kurtulus Savasini "7 düvele" karsi kazanan ordunun garnizonun içindeki Türk BayragInI bile koruyamadigini gorduk.
Isin en hazin yonu, bu olaydan sonra basta Genelkurmay Baskani koltugunda oturan sahis olmak uzere hiçbir ust rutbelinin ozur dileyip istifa etmedigini gorduk. Piskin piskin olayi geçistirdiler, tipki silah arkadaslari uydurma delillerle hapse tikildiklarinda killarini kipirdatmadiklari haksizliga karsi istifa mekanizmasini çalistirmadiklari gibi. Hatta hapisteki generalin esine orduevini yasak bile ettiler sesini çikardi diye...
Tarihe bu utançla geçtiler.
Herhalde bugünün durumunu daha açik ve net bir sekilde ifade edilemezdi.
Bir o yillara bakiyoruz birde bu bugünlerimize, ne oldu bu "Millete" ?
Bu Milletten "Türk"lük silindi, milli duygular kirmizi çizgiler olmazsa olmazsa silindi.
20. yüzyilin baslarinda hürriyet ve istiklal yolunda kazandigimiz büyük zaferler, bu mücadele suurunun ismidir Türk'lük. Bunu unutturmak istiyorlar insanlarimiza.
Bunlari unutunca :
-konsolslugumuz isgal edilince kimse ayaga kalkmiyor
-vatandaslarimiz aylardir rehin tutuluyor, ses yok
-PKK hergün doguda yapmadigi pislik kalmiyor, asker sürekli taciz atesleri karsisinda eli kolu bagli çile çekiyor, kimsenin umrunda degil
-"Capulcular" yol kapatiyor haraç topluyor, vergi topluyor, is makinelerini arabalari kamyonlari yakiyorlar, isçilerimizi kaçiriyorlar. Yine ses yok
-Bayrak düsüyor penceresine bayrak asmaktan baska bir yol bilmiyorlar.
Diger yandan baktigimizda Türkiye yolgeçen hani olmus, kim oldugu ne oldugu belli olmayan kisiler girip çikiyor; El Kaide, El Nusra, Tevhid, ve ISID gibi terör örgütlerini beslendigi yuvalandigi bir memleket olmus.
Yani baktigimizda Türkiye'yi bir evin su tesisatiyla karsilastiriyorum, heryerden su kaçiyor hiçbir kontrol kalmadi.
Istihbarat dersek yine tam bir fiasko. MIT ne ise yariyor? AKP ye karsi olanlari bulup etkisiz hale getirme derdinde yanlizca. Peki devletimizin için ve dis güvenligini kim saglayacak?
Erdogan'a oy verenler bu sözde "Millet" bu sorulari nasil olurda sormaz?
Adam 3 yilda, servetine 1 milyon TL katmis, bu nasil oldu ? Soran yok.
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 31 Aoû 2016 23:38 Sujet du message:
Boyle bir topik varmis ve ben de yazmisim!!!
Artik ne Turk ordusu kaldi ne de 30 Agustos (zaten sozde geçitlerde en muteber mehter)
Ama gerçegi yok etmege çalisanlara arsivler izin vermiyor.
Citation:
30 Ağustosun düşündürdükleri
Ulusal Kurtuluş Savaşımızı taçlandıran, özgür ve bağımsız bir Cumhuriyete kavuşmamızın yolunu açan 30 Ağustos zaferinin yıldönümünde Büyük Atatürk’e ve Onun silah arkadaşlarına bir kere daha minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.
Bu zafer hakkında Atatürk şöyle diyordu:
“30 Ağustos Zaferi, Türk Tarihi’nin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur, ama Türk Ulusu’nun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Besbelli ki yeni Türk Devleti’nin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır.”
Falih Rıfkı Atay 30 Ağustos zaferi için şöyle yazmıştır;
“Neyimiz varsa, eğer bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batının pençesinden, vicdanımızı ve düşüncemizi Doğunun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini her şeyi 30 Ağustos zaferine borçluyuz.”
Bu zafer mazlum milletlerin emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesine de esin kaynağı olmuş ve bu uğurda mücadele eden liderleri yüreklendirmiştir.
Daha sonra Pakistan’ı bağımsızlığına kavuşturacak olan ilk Devlet Başkanı Muhammed Ali Cinnah, Türklerin 30 Ağustos zaferinden sonra, 11 Eylül 1922’de Londra’da şunları söylüyordu: “Ne biz ne de her kıtada yaşamakta olan tutsak ve mazlum ulusları bundan sonra tutamayacaksınız. Mustafa Kemal ve Türkler ki, kendileri için hazırlanan tabutu yayılmacıların başına geçirmişlerdir. Şimdi dünyada başlarına tabutlar geçirilecek başkaları da benzer sonuçlara hazırlanmalıdırlar.”
Hintlilerin ünlü lideri Mahatma Gandi de 8 Eylül 1922’de düzenlediği basın toplantısında şöyle diyordu: “Türkiye Orduları bir devir kapatmıştır. Şimdi mazlum ve tutsak devletler ve uluslar artık vazgeçilmez bir reçeteye sahiptirler. Mustafa Kemal’in utkusu, Dünya için özgürlük ve bağımsızlık sancağıdır.”
İşte Büyük Atatürk’ün önderliğinde böyle büyük bir zafer kazanan ve dünyadaki bağımsızlık mücadelelerine öncülük yapan Türk millet, bugün de O’nun ışıklı yolundan ilerleyerek dış baskılara direnmesini ve karşılaştığı güçlükleri yenmesini bilecektir.
Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures Aller à la page 1, 2, 3Suivante
Page 1 sur 3
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum