Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Günün vizüeli !
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 29 Jan 2010 Messages: 742 Localisation: Paristanbul
Posté le: 26 Jan 2014 23:24 Sujet du message:
Non seulement il aurait pû s'appeler ali baba mais aurait pû aussi passer pour un "bashibouzouk" un "basibozuk", un "dérangé de la tête" en restant dans le cadre du monde de Tintin
Inscrit le: 09 Oct 2007 Messages: 3474 Localisation: Somewhere in the world
Posté le: 27 Jan 2014 0:23 Sujet du message:
Toujours dans le "même cadre", quelques extraits bien à propos du vocabulaire incisif de ce cher capitaine Haddock:
Mussolini de carnaval, bougre d'amiral de bateau lavoir, perroquet bavard, apprenti dictateur à la noix de coco, extrait de cornichon, gyroscope, judas, mégalomane, mérinos mal peigné, ours mal léché, pyromane.......
Inscrit le: 09 Oct 2007 Messages: 3474 Localisation: Somewhere in the world
Posté le: 27 Jan 2014 11:57 Sujet du message:
cengiz-han a écrit:
Mail adresinde tire kullanmayı bilmezsen olacagi bu
OK
Tam ben bunu buraya koyacakken Cengiz Han ya geç yatmis, ya erken kalkmis, benden önce davranmis..ama çok gülmüstüm görünce..gazete yorumlari da benden olsun:
".....Pankartların altında yazan adresi görenlerin fotoğraflayıp hemen sosyal medyada paylaşmasıyla ismi bir anda hızla yayılan Işık, belki alay konusu oldu ama bölgenin de en çok tanınan adaylarından biri haline geldi.
Sarıgül’den sonra Þişli’nin en iddialı adaylarından biri olan Hüseyin Işık’ın site ismi öyle ilgi çekmiş ki aşırı kullanıcı girişinden ötürü sitesine birkaç gündür erişim sağlanamıyor...."
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 31 Jan 2014 2:56 Sujet du message:
Citation:
Yılmaz ÖZDİL
Hurrieyt - 29 Ocak 2014
Harddisk
Elinde krokiyle suikastçı yakaladık dediler.
Adam özel kuvvetlerde albay, üç lisan biliyor, sayısız yurtdışı operasyona katılmış, gel gör ki, Ankara Çukurambar şu şu sokak’ı aklında tutamamış herhalde, elinde krokiyle sora sora adres arıyor!
*
Suikastçı, polislerden pet şişeyle su istedi, ani bi hareketle krokiyi yuttu dediler. Kalsiyum Sandoz’a çizmiş krokiyi demek ki, kuru kuru gitmemiş boğazından.
*
Suikastçı subaylar, takip edilmesinler diye gps’siz otomobil kullandı dediler. Malum, bizim subaylar Porsche filan kullanır, astsubaylara genellikle Mercedes tahsis edilir. Uydudan yakayı ele vermemek için reno’ya binmişler anlaşılan.
*
Pantolon uymadı, gömlek verelim misali, Arınç’a suikast uymadı, kozmik odayı inceleyen hâkime suikast yapılacak dediler, askeri plakalı otomobili durdurup, bu defa kaçamadılar, suçüstü yakaladık dediler. Aşçı, marangoz, elektrikçi çıktı. Ankara’da elini sallasan beli silahlı adama çarparsın, bunlar yakalaya yakalaya eli kepçeli er yakaladı. Dinleme cihazı diye fotoğrafı basılan ise, mutfak robotuydu.
*
Aşçı çavuş, Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın lojman aşçısıydı, hatta 31 Aralık’ta gözaltına alındığı için, komutana yılbaşı yemeğini pişiremedi. Yarbay Ali Tatar gibi donanmanın seçkin subaylarını, deniz kuvvetleri komutanına suikast yapacak diye tutukluyorlar, aynı komutan’ın aşçısını hâkime suikast yapacak diye yakalıyorlardı. Bu ne şapşal örgüt birader... Bu ne biçim organizasyon... Subaylar hâkimi vursa, aşçılar komutanı zehirlese, daha pratik değil miydi?
*
Derken... Kazılar başladı. Poyrazköy’den üç lav silahı, ormandan dört el bombası, makilikten mermi, dağlık araziden geline altın bilezik falan, TRT devamlı naklen yayınlıyordu. Diyeceksiniz ki, hepsi tamam da, bilezik nerden çıktı? Üç uyanık, fırsat bu fırsat Ankara Altındağ’da krokiden cephane arıyoruz ayağıyla şakır şakır kaçak kazı yaptı, o kadar olağan hale gelmişti ki, kimse şüphelenmedi, ihbar edilmedi, üç metre derine indiler, Roma dönemine ait 50 milyon dolarlık sikkeler-bilezikler buldular. Yanlışlıkla polise satmaya çalışırken enselendiler.
*
Her akşam televizyonun karşısına oturuyor, dizi seyreder gibi, Zir Vadisi’nde yapılan cephanelik kazılarını seyrediyorduk, ki, Kurtlar Vadisi’nde derin devletin babasını canlandıran tiyatrocu Atilla Olgaç çıktı, Kıbrıs’ta elleri bağlı esir Rum’u alnından vurdum, 9 askeri daha öldürdüm, öldürdükten sonra karargâhta ağlıyordum, burnuma kanlı et kokusu geliyordu, ertesi gün gene öldürüyordum dedi. Havada helikopterden helikoptere atladım, Makarios’un rahibelerini yatağa attım da diyebilirdi. Bizim milletin askerlik palavralarını bilmeyen dünya ayağa kalktı. Halbuki, burnuma et kokuyor falan diyen arkadaş, Kıbrıs’ta topu topu 20 gün kalmıştı, torpilliydi, eline tüfek bile almamıştı, kantinde patates soymuştu.
*
Bilahare, kamyon durdurdular, Türk “silahlı” kuvvetlerine ait “silah” yakaladılar iyi mi... Manşet yaptılar,bu “silah”ların “silahlı” kuvvetlerde
ne işi var!
*
Hiç unutmam, yalaka kanalların kadrolu otoritesi olan bi lavuk gazteci, cnntürk’e çıkıp, madem bu silahların gizlisi saklısı yok, neden o zaman Muğla’daki askeri üsten Ankara’ya trenle taşımadılar da, gizli gizli kamyonla taşıdılar diye sordu. Programa katılan öbür yalakalar da, hakikaten yani dercesine başlarını sallayarak onayladılar. Halbuki, Muğla’da tren yok. Ray bile yok.
*
Telefonlarını dinlediler, örgüt için helikopter alacağını söyleyen kadını “tanık” yaptılar. Ama... Helikopter alacak kadar zengin olduğunu iddia eden o kadın, aynı telefon konuşmasında, kontörü bittiği için mesaj atamadığını söylüyordu.
*
2003’te darbe planı yapan generalin küçük bi kusuru vardı, 1998’de ölmüştü.
*
Casus diye içeri tıkılan kızcağızın babasına tutanak imzalattılar, okudum diye tutanağa imza atan baba, kör.
*
Bir ev baskınında ele geçirilen 1939 model antika tabancanın, rakamlarını değiştirdiler, 1993 model dediler. Bir başka baskında ele geçirilen ve uzun namlulu suikast silahı denilen tüfeğin rakamlarını değiştirmediler, çünkü, zaten 1873 yapımı Avusturya-Macaristan imparatorluğu döneminden kalmaydı, rakamları değiştirsen 1783 olacak, ki, daha Fransız ihtilali bile ortada yok!
*
Emekli tümamiral, boşanma davası açtı. Eşi sinirlendi, kocam bir bavul gizli askeri belgeyi sattı diye ifade verdi. Adamcağızı “işte köstebek” diye manşet yaptılar, fotoğraflarını birinci sayfalara bastılar. Gel gör ki, donanmada aynı ismi-soyadı taşıyan iki amiral vardı, biri tuğamiraldi, biri tümamiraldi. Karıştırdılar... “Boşanan köstebek” diye öbür tuğamirali manşet yaptılar.
*
2010’da Balıkesir’de grizu patladı, 14 maden işçisi hayatını kaybetti, yandaş televizyonda yorum yapan badem, aynen şunları söyledi: Darbeci subaylar aralık ayında ifadeye çağrıldıklarında Bursa’da grizu patlamıştı, şimdi tutuklandılar, Balıkesir’de grizu patladı, zamanlama çok manidar değil mi?
*
Ve şimdi rüzgâr dönünce, bugüne kadar olanlar sanki gerçekmiş gibi, utanmadan deniyor ki... Tübitak inceledi; Balyoz, Poyrazköy, amirallere suikast, askeri casusluk davalarında delil denilen harddisk, meğer sahteymiş sayın seyirciler...
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 06 Mar 2014 1:35 Sujet du message:
Havuz basini ya da Alo Fatih basini kendisine yakin gordugu kitleye moral vermek için fotomontajlardan çekinmiyor ama SSCB'nin 60'larda yaptigi montajlarda gerçegi yakalamak zordu simdi ise herseyin, her yerin resmine ulasmak an meselesi...
Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures Aller à la page Précédente1, 2, 3, 4, 5, 6 ... 9, 10, 11Suivante
Page 5 sur 11
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum