176 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 176
Membre(s) : 0
Total :176

Administration


  Derniers Visiteurs

lalem : 3 jours
SelimIII : 5 jours
adian707 : 6 jours
cengiz-han : 8 jours
Kikasddd : 8 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - TV'de Bir Afrikalı. Türkiye'de "sıradan ırkçılık".(Türkçe)
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

TV'de Bir Afrikalı. Türkiye'de "sıradan ırkçılık".(Türkçe)

 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Actualités, en particulier de la Turquie
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
Cuneytbelmondo
Spammer
Spammer


Inscrit le: 29 Jan 2010
Messages: 742
Localisation: Paristanbul

MessagePosté le: 11 Sep 2011 1:27    Sujet du message: TV'de Bir Afrikalı. Türkiye'de "sıradan ırkçılık".(Türkçe) Répondre en citant

Un très intéressant article sur le racisme ordinaire "light" envers les noirs en Turquie.


TV'de Bir Afrikalı

Bocar'ın ağzından Alev'in "Sen bensiz yapamazsın" demesi üzerine "Sensiz yaparım, ben erkeğim kadın değil", "Ben erkeğim kimseden korkmam ama bu bayan, saygı var" türü cümleler dökülüyor, stüdyo da alkışlıyor.
Esra ÖZCAN
İstanbul - BİA Haber Merkezi
14 Haziran 2011, Salı

Türkiye kendini göç ülkesi olarak tanımlamasa da küreselleşmeyle birlikte dünyada yaşanan yoğun insan trafiği ve hareketliliğinden nasibini alıyor.

Çocukken İstanbul'un ana caddelerinden birinde bir siyah gördüğümü hatırlıyorum, herkes durmuş ona bakıyordu. Artık İstanbul sokaklarında daha fazla Afrikalı var, hatta Afrikalıların yoğun olarak yaşadığı mahalleler var.

Yalnız kimse İstanbul'a gelen siyahlara bakıp kocaman bir "aaaaaaa" çekmese ya da parmakla işaret etmese de bu benim çocukluğumda şahit olduğum şaşkınlıktan kurtulduğumuz anlamına gelmiyor.

Afrikalılarla daha fazla temas halinde olsak, futbol yıldızlarını başımızda taşısak bile Afrikalılara yönelik ırkçılıktan kurtulmuş değiliz. Irk ayrımcılığı genelde cinsiyet, sınıf ve din ayrımcılığıyla bir arada gider.

Geçen hafta televizyonda rastladığım bir program medyada ırkçılık, ayrımcılık ve cinsiyetçilik gibi konuları bir kez daha düşünmeme neden oldu.

9 Haziran 2011 Perşembe akşamı televizyonda evlendirme programlarından birinde bir çift: Alev ve Bocar. Alev bir Türk, Bocar ise Senegalli. Hikaye bundan bir önceki programda başlamış ama benim seyrettiğim bölümü bile yeterince ilginç.

Program boyunca hikayenin merkezindeki çift ve stüdyo konukları birbirleriyle ırk, toplumsal cinsiyet, sınıf ve din bazında kah birbirleriyle ortaklık kuruyor kah çatışıyor.

Bocar içeri girer girmez programın sunucusu genci "Sen çok mu yandın?" diyerek karşılıyor. Siyahi genç anlamıyor sunucunun ne demek istediğini tam olarak ya da anlamamış görünüyor. Bocar'ı anında derisinin rengine indirgeyen bu karşılama sözü şaka bile olsa hiç komik değil, özellikle de Bocar için.

Programda verdikleri özetten anlaşıldığı kadarıyla bir önceki bölümde kızın babası canlı yayına katılmış, bu birlikteliği onaylamadığını söylemiş. Yeni bölümde de çiftler programa kararlarını açıklamak için gelmişler.

Sözü önce genç kadın Alev alıyor ve uzun uzun Bocar'ı ne kadar çok sevdiğini ama bu evliliği çevresi çok tepki verdiği için göze alamadığını anlatıyor. Alev Bocar'ın Türk olmamasının ve "görünüşünün" çevresi için sorun olduğunu ama aslında kendisinin onun ne kadar iyi bir insan olduğuna inandığını tekrar edip duruyor.

Üzerine basa basa Bocar'ın renginin kendisi için problem teşkil etmediğini söylüyor. Renk konusu o kadar merkezde ki problemin ta kendisi olduğu apaçık ortada.

Bu arada Bocar'ın yüzünü gösteriyor kamera. Konuşulanları dinlerken Bocar'ın yüz ifadesi çok değişmiyor. Ya bu tür konuşmalara muhatap olmaya çok alışmış ya da söylenenleri takip etmeye Türkçesi yeterli değil. Eğer sorun Türkçeyse, konuşulanları hiç anlamaması onun için çok daha iyi.

Durumun ağırlığını biraz olsun hafifletmek istemiş olacak ki, Bocar'a renginin farklı olduğunu hatırlatarak merhaba diyen program sunucusu bu sefer Bocar'ı Türkiye'deki siyahi futbolcularla karşılaştırmaya başlayarak sınıf olayını işin işine sokuyor ve stüdyoya dönerek "Bocar milyon dolarlar kazanan bir futbolcu olsaydı Alev'in çevresinin tepkisi yine aynı mı olurdu?" diye soruyor.

Alkışlar ve sunucuyu olumlayan sesler yükseliyor stüdyodan. Problem Bocar'ın siyah olması mı, yoksul olması mı, biri olmasa diğeri hala sorun olmaya devam eder miydi, bilemez oluyoruz birden.

Bu arada konuşmaya devam eden genç kadın, evlenmek istememesinin tek nedeninin Bocar'a karşı çevresinde gösterilen tepki olmadığını, onddan yana başka şikayetlerinin de olduğunu anlatmaya başlıyor.

Tam biz onun aşkı ve ailesi arasında kalışına biraz olsun inanmak üzereyken Alev "ama" deyip Bocar'ın kendisinin tahammül edemeyeceği huylarından, çok kız arkadaşı olduğundan dem vurmaya başlıyor ve ardından çiftin arasında bir kıskançlık krizi patlak veriyor.

Bocar da konuşmaya başlıyor. Belki sempatikliğinden, belki maruz kaldığı ırkçılıktan belki de Alev'in tutarsızlığından stüdyodaki seyirci Bocar'ın tarafını tutuyor.

Seyirci onun yanında ama Bocar'ı desteklerken öne sürdükleri nedenler ırkçılık karşıtı insancıl bir tavırdan çok dini aidiyet duygularına dayanıyor. Bocar'ın iyi bir insan olduğunu vurgulamak için "Bocar namazında niyazında bir çocuk" diyorlar.

Çiftin arasında kıskançlık tartışması devam ederken yine stüdyo katılımcılarından biri söz alıp namazında niyazında bir erkeğin karısını aldatmayacağını, dolayısıyla Alev'in kıskançlığının yersiz olduğunu söylüyor.

Namaz kılması Bocar'ı tanımlayan kilit noktalardan biri haline geliyor. Bocar bir yandan "biz"den, çünkü müslüman, ama bir yandan "biz"den değil, çünkü siyah. Bocar müslüman olmayan bir siyahi olarak stüdyoda bulunsa anlaşılan hiç şansı olmayacak.

Yalnız ilginç birşey daha var. Program boyunca rengi tartışılan, Türkçeyi dört dörtlük konuşamaması problem haline gelen Bocar da eline geçen her fırsatta sen kadınsın diyerek Alevi aşağılıyor.

Bocar'ın ağzından Alev'in "Sen bensiz yapamazsın" demesi üzerine "Sensiz yaparım, ben erkeğim kadın değilim", Alevi işaret ederek "Ben erkeğim kimseden korkmam ama bu bayan, saygı var" türü cümleler dökülüyor, stüdyo da alkışlıyor.

Alev de Bocar'a kızdığı her sefer "Bocar teşhir edeceğim seni" deyip duruyor, neyi teşhir edecek bilmiyoruz. Bocar'ın başka ilişkileri mi var? Türkiye'de yaşama ve çalışma izni mi yok? Nedir teşhir edilecek konu?

Bocar'ın siyah oluşunu ve Türk olmayışını dezavantajmış gibi sunarken birden kadın olmanın dezavantajını yüklenen Alev, kendisine yeni alan açmaya çalışıyor. Irka, aidiyete ve cinsiyete dayalı tuhaf bir güç dinamiği seyrediyor ikisinin arasında durmadan.

Bu güç oyununda herkes bir şekilde dışlanıyor, herkes mağdur ama kimse masum değil.

Peki medya bu oyunun neresinde? Medya da Afrikalılara "siz nerede yandınız?" diye soran sunucularıyla, indirgemeci diliyle, alternatif rol modellere yer açmaya pek gönüllü olmayan yapısıyla bu güç oyununun içinde.

Medyada görünen bin türlü ayrımcılığın ve cinsiyetçiliğin henüz üstesinden gelememişken, medyada kadınların, farklı etnik grupların, çocukların, özürlülerin (v.d.) temsilleri ve bu temsillerin toplumla ilişkisi üzerine yapılan araştırmaların ardı arkası gelmezken listeye artık Türkiye'deki Afrikalılar da eklendi; hem de ırk, cinsiyet, din ve sınıf gibi tüm sosyolojik değişkenleri birbirine katarak. (EÖ/BA)

*Esra Özcan: Yard. Doç. Dr. Kadir Has Üniversitesi, İletişim Fakültesi


http://bianet.org/bianet/goc/130722-tvde-bir-afrikali
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 11 Sep 2011 9:40    Sujet du message: Répondre en citant

C'est super ce texte, c'est édifiant...
La crise d'identité n'est pas simplement le problème des immigrés.
J'espère qu'une discussion entre les forumeurs commence à partir de ce texte.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Cuneytbelmondo
Spammer
Spammer


Inscrit le: 29 Jan 2010
Messages: 742
Localisation: Paristanbul

MessagePosté le: 11 Sep 2011 18:27    Sujet du message: Répondre en citant

Burada, Türkiye'nin tolerans seviyesi tablosu. Hiç kuskusuz muhafazakarlilik almis basini götürüyor...Diger Avrupa'da yapilan anketlerde escinsellerle zenciler tolerans seviyeleri hemen hemen esit gözükmededir. Türkiye için de geçerlidir.



Bahçeşehir Üniversitesi'nin 2011 Değerler araştırması son bir yılda yaşanan pek çok tartışmaya paralel sonuçları ile dikkat çekiyor. İşte dikkat çeken sonuçlar.

İÞTE TÜRK HALKINI ANLAYALIM ANKETİ

MUTLULUK, HAYATTAN DOYUM
Türk halkınının genel mutluluk düzeyi 2001 ekonomik krizi ertesinde dip yapmıştı. Bu tarihte, mutlu olduğunu (çok mutlu+biraz mutlu) söyleyenlerin oranı sadece %59 idi. Son araştırmada ise, mutlu olanların oranı %77 olarak bulundu. Başka deyişle, 10 yıl içinde, kendisini mutlu hissedenlerin oranı 18 puan artmış gözüküyor.

İDEOLOJİK İSTİKAMET SAÐ
Türkiye Değerler Araştırması'nın başladığı 1990 yılından beri, bazı zigzaglar sözkonusu olsa da, Türk toplumunun ideolojik istikameti sağ. 2011 ise, kendisini siyasal yelpazenin sağında tanımlayanların en yüksek noktası oldu. Bu genel doğrultu, kriz yıllarında biraz yalpalıyor ama, sonra yine yönünü buluyor.

EÞCİNSELLER İSTENMEYEN GRUP
Farklı olarak görülen gruplardan insanları komşu olarak istememenin bir hoşgörü göstergesi olarak kullanılmasının tarihi 80 yıl kadar geriye gider. Bu göstergeyi ilk olarak Emory Bogardus "toplumsal mesafe" ölçeğinin bir ögesi olarak kullandı. Değerler Araştırmaları'nda bütün dünyada bu "komşu isteme/istememe" sorusu soruluyor.

1990'dan bu yana, Türkiye'nin hoşgörü konusunda alacağı uzun bir mesafe bulunduğunu gözlemliyoruz. Bütün araştırmalar, bu konuda toplumumuza hayli kırık bir not veriyor. İstenmeyen grupların en başında da, gene 1990'dan beri yapılan bütün araştırmalarda olduğu gibi, eşcinseller geliyor.

Bazı grupların komşu olarak istenmeme oranlarını şöyle:
Eşcinseller %84

AIDS'liler %74

Nikâhsız yaşayan çiftler %68

Tanrıya inanmayanlar %64

Þeriat yanlıları %54

Hristiyanlar %48

Başka bir dinden insanlar %39

Göçmenler, yabancı işçiler %39

Kızları şortla dolaşanlar %26

Oruç tutmayanlar %20

Sevmediği partiye oy verenler%17

ARAÞTIRMADA VATANDAÞLARA SORULAN DİÐER SORULAR VE ALINAN CEVAPLARI YÜZDLİK DİLİMİ:
* Kendisini "mutlu" hissedenler (çok + biraz mutlu toplamı) %77

* 10 üzerinden ortalama "genel olarak hayattan memnuniyet" puanı 7.31

* Hükümete güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %61

* Orduya güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %75

* Polise güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %75

* Basına güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %41

* Başka bir dinden insanlara güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı)%38

* Başka milletten insanlara güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %39

* İlk kez tanıştığı insanlara güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %24

* "Bugün ülkemizde insan haklarına büyük ölçüde saygı gösteriliyor" diyenler %15

* "Bugün ülkemizde insan haklarına hiç saygı gösterilmiyor" diyenler %16

* Kendisini "dindar" olarak tanımlayanların oranı %81

* Oruç tuttuğunu söyleyenlerin oranı %87

* Namaz kıldığını söyleyenlerin oranı %70

* Cehenneme inananların oranı %97

* Son kuran bayramında kurban kestiğini söyleyenlerin oranı %57

* Ramazanda, lokantaların iftara kadar kapalı kalması gerektiğini düşünenler %44

* Kadının plajda mayo giymesinin günah olduğunu düşünenler %61

* "Din esas olarak öteki dünyaya anlam kazandırır" görüşüne katılanlar %79

* Tanrıya inanmayan politikacıları göreve layık bulmayanlar %55

* Yönetim görevlerinde dinibütün insanların bulunmasını yararlı görenler %51

* Dine ve dini değerlere saldıran kitap ve yayınların yasaklanmasını isteyenler %63

* Cem evlerine camiler gibi ibadethane statüsü verilmesini doğru bulanlar %58

* "Bilim ile din çelişirse, her zaman din doğrudur" görüşüne katılanlar %77

* Tek doğru dinin kendi dinleri olduğunu söyleyenler %79

* Yaşlı insanların toplum üzerinde bir yük teşkil ettiğini düşünenler %32

* Yaşlıların gereğinden fazla siyasi güce sahip olduğunu düşünenler %57

* Kendilerini mahallelerinde güvenlikli hissetmeyenler %17

* Güvenlik amacıyla silah veya bıçak taşıdığını söyleyenler %8

* İşini kaybedip, yeni iş bulamamaktan endişe duyanlar %68

* Telefonlarının dinlenip, e-postalarının okunmasından endişe duyanlar %52

* Çocuklarına iyi bir eğitim sağlayamamaktan endişe duyanlar %76

* Bazı koşullarda, adaletin sağlanması için savaşın zorunlu olduğunu düşünenler %43

* Son bir yıl içinde, yeterli yemek bulamadığını söyleyenler %15

* Evlerinde bulaşık makinesi bulunanlar %49

* Yazlık evi olanlar %7

* Evliliğin modası geçmiş bir kurum olduğunu düşünenler %8

* Seyrek de olsa, bilgisayar kullananlar %53

* Beyana göre, ortalama erkek boyu 173.8 cm

* Beyana göre ortalama kadın boyu 163.5 cm

* Beyana göre ortalama erkek kilosu 75.95 kg

* Beyana göre ortalama kadın kilosu 66.59 kg

* Ortalama beden kitle endeksi 25

* Sigara içmeyenlerin oranı %63


http://www.ensonhaber.com/turk-halkini-taniyalim-anketi-2011-07-21.html
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Cuneytbelmondo
Spammer
Spammer


Inscrit le: 29 Jan 2010
Messages: 742
Localisation: Paristanbul

MessagePosté le: 11 Sep 2011 18:38    Sujet du message: Répondre en citant

La Turquie n'a jamais été aussi conservatrice et repliée sur elle-même. On peut comparer sa situation avec celle de la France: Moins il y a de minorité dans un quartier, plus ils sont indésirables. Avec à peine 1% de chrétiens en Turquie, peu de gens souhaitent les connaitre en les ayant comme voisin. cette méconnaissance est le fruit de leur rejet.

On peut retenir:

"Türk toplumunun ideolojik istikameti sağ. 2011 ise, kendisini siyasal yelpazenin sağında tanımlayanların en yüksek noktası oldu."
La politique de l'akp encourageant bien-sûr ces résultats.


Bazı grupların komşu olarak istenmeme oranlarını şöyle:
Eşcinseller %84

AIDS'liler %74

Nikâhsız yaşayan çiftler %68

Tanrıya inanmayanlar %64

Hristiyanlar %48

Başka bir dinden insanlar %39

Göçmenler, yabancı işçiler %39

Kızları şortla dolaşanlar %26

Oruç tutmayanlar %20

Başka bir dinden insanlara güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı)%38

* Başka milletten insanlara güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %39

Ramazanda, lokantaların iftara kadar kapalı kalması gerektiğini düşünenler %44

* Kadının plajda mayo giymesinin günah olduğunu düşünenler %61

Tanrıya inanmayan politikacıları göreve layık bulmayanlar %55


"Bilim ile din çelişirse, her zaman din doğrudur" görüşüne katılanlar %77

* Tek doğru dinin kendi dinleri olduğunu söyleyenler %79
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 12 Sep 2011 0:47    Sujet du message: Répondre en citant

Ce topic initié par Cüneyt, je le trouve extrêmement intéressant, ainsi que les articles et résultats d'enquête qu'il cite..
Subitement, je me suis souvenu d'un article que j'avais lu dans les années 70 et l'ai retrouvé dans mes archives, dans la revue "Les temps modernes" publiée par JP Sartre. Il est intitulé " Le mythe du bon nègre dans la littérature du 18e siècle" (par une certaine Leila Sebbar-Pignon, Juiullet 1974). C'est éloquent.....Il cite entre autres, le prince Anniaba arrivé à Paris en 1688, et élevé par Bossuet dans la religion chrétienne, "dans le culte de la vraie religion et dans la pratique des plus nobles exercices" (en se référant à un écrivain de l'époque qui le traite donc en "bon nègre". Cela m'a fait penser à ce Bocar de l'émission télé en Turquie.....sauf que cela se passe de nos jours, 3 siècles plus tard.....
L'auteur conclut : "Alors le maitre fait don à l'esclave de son propre espace domestique, de l'espace douillet de la culture occidental parcequ'il est convaincu que l'esclave, implicitement, a abandonné, oublié, renié l'espace culturel africain,à ses yeux sauvage et indigne d'une attention blanche; Le maitre est bon." comme c'est actuel!!!!
_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 12 Sep 2011 11:07    Sujet du message: Répondre en citant

Cuneytbelmondo'nun soz ettigi anket Fransizca medyada da yer aldi :
http://www.ataturquie.asso.fr/print.php?sid=static:actualites_110725_2&metalang

Bu konu biraza da "Catisan Degerlerimiz" postunda tartisildi ki burada yine Bahçesehir'in yaptigi bir anket var ki insani karamsar kiliyor :
http://bit.ly/nwfYlx

Buradan arastirmanin tamamina da ulasabilirsiniz.

Conservatisme ambiant en Turquie postu da konuyla ilgili :
http://minu.me/3mb0
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 12 Sep 2011 12:01    Sujet du message: Répondre en citant

Okuyacak birçok sey çikti. Vakit bulmak lazim.
Tesekkurler.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Turquiste
Novice
Novice


Inscrit le: 28 Nov 2011
Messages: 76

MessagePosté le: 28 Fév 2012 15:27    Sujet du message: Répondre en citant

Irkçilik sizi bu kadar çok mu korkutuyor? Ben irkçiyim hatta beni tanimlayanlar irkçilik ustu fikirlerin var aman ulu orta söyleme bunlari diyorlar. Ahlak, töre bir milletin varolus mekanizmasidir, bu mekanizma bozulursa, toplumda çok çesitlilik olursa dolayisiyla melezlesme meydana gelirse ne milli hisler kalir, nede vatan aski nede ortak payda, ulusal ülkü. Bu Türkiye'nin çöküsü demektir. Fransa'ya bakin, çok degil 20 yil sonra melezlesme orani %30'lari yakaladiktan sonra bu ulke Senegal'den farki kalmayacak. Irkçilik insanligin varolus sebebidir, irkçilik olmadan ne Milletler nede insanlik ilerleyemez. Cünkü ilerlemesine sebep olan hirs ve etken IRKCILIKTIR veya DINCILIKTIR.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 29 Fév 2012 0:10    Sujet du message: Répondre en citant

Evet irkçilik korkulacak bir tehlikedir ! Cunku bana gore irkçiligin bilimsel bir dayanagi yoktur, irkçilik sadece kinden, otekini dusman gormekten beslenir.
Ol nedenle irkçilik bir çesit aptalliktir. Tehlikelidir.
Irkçilik adina milyonlar firinlarda yakilir, irkçilik adina 2000'lerde insanlar evlerinde yakilir.
Kaldiki hiçbir zaman ne saf irk ne de saf kultur olabilmistir.
Kulturler birbirinden etkilenerek gelismis ve gunumuz dunyasinda bilginin ve haber aninda yayildigi bir ortamda etkilenme de hizlanmistir.
Melezlesme gunumuzde kaçinilmaz bir olgudur.
Evet Fransa git gide melezlesiyor, zaten Turkiye 1000 yildir melezlesme surecinde...
Ustelik doga bile melezlesmeyle gelisiyor, arilar, ruzgar tohumlari bir yerden baska yere tasiyor.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Dr_Hergele
Expert
Expert


Inscrit le: 02 Déc 2010
Messages: 171
Localisation: Lyon & Izmir

MessagePosté le: 29 Fév 2012 17:27    Sujet du message: Répondre en citant

Murat bey kardesim, söylediklerinize katiliyorum ama su "Turkiste" yâni sözümona "Türkçü"ler de yaziyor, iyi oluyor, ne denli akil sir mantik disi zirvaladiklari günyüzüne çikiyor bu sayede.......;Fransizlarin bir lâfi var "si le ridicule tuait.." ama gerçekten bu denli karacahiller ya da yari cahiller tehlikeli.....Bakin, Hocali katliamini hakli olarak protesto edenlerin arasina katilip, kin, nefret dolu pankarti açanlar da bunlarmis meger......

Irkçilik ilerlemenin nedeniymis...hih......
Bu Atsiz, Atatürk döneminde irkçi fikirlerinden dolayi milli egitimden ihraç edilmis..... Bu kadar saf türkçü olan bu kisi, Alman nazisi gibi poz verip ayni Hitler perçemiyle resim çektirmis.......
çok "türkçü" masallahi var...
Köpeklerde bile, melezlesmeyen safkan irklar "fragile" olur, pek yasamaz yozlasir.......
Anadolu'da akraba evliliklerinin (istatistiklere göre hala 2012'de %25 oraninda) ne gibi dramlar dogurdugu, hasta, engelli çocuklar ürettigi ortada..... Bu zirvalar, ne doga yasalarina ne de bilime, fene, ilme uyar!!!! Gel "Turkist" bey bize Ortaasya'dan bu yana secereni çikar da görelim.......Burada ben de aslinda bu zevzeklikleri cevaplamakla "abesle istigal" ediyorum ama olsun.......Nush ile akillanmayanin hakki kötektir" diye bir atasôzü vardir türklerde, tam uyar.....cuk oturur.....

Dipnotu da vereyim..resimdeki sarisinin da masallahi var, tam ortaasya kökenli, baykallardan atayurdundan gelmis mütasyona ugramadan.....lol lol lol!!!!!!!
Google'da sitelerine girin, genç atsizlar diye yazin, bulursunuz.......hare krisna, yada siyantoloji gibi bir sekt.....;
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Cuneytbelmondo
Spammer
Spammer


Inscrit le: 29 Jan 2010
Messages: 742
Localisation: Paristanbul

MessagePosté le: 02 Mar 2012 1:01    Sujet du message: Répondre en citant

J'étais à cette manifestation en observateur et je n'y suis pas resté longtemps tellement ces nazillards m'ont gonflé. J'habite dans le quartier principal des arméniens à Istanbul au niveau du métro Osmanbey. La municipalité a permis de placarder d'honteuses affiches de pub pour cette manifestation avec comme titre "Ermeni yalanina son vermek için bugün Taksimdeyiz, yarin Erevan'da". Ces mêmes affiches ont été affichées sur quelques murs du quartier de Feriköy/Pangalti où vivent plusieurs milliers de turcs de culture arménienne, elles ont été arrachées illico presto,....en partie par mes soins. Laughing
A noter que les abords de ces mêmes quartiers ont vu arriver un nombre de plus en plus croissant d'immigrés africains. Depuis un an j'ai l'habitude de prendre mon bus assis à coté de ces braves gens qui bossent très dur, chose impensable il y a quelques années.
J'avais toujours trouvé que le pays manquait parfois de couleurs. Razz
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Actualités, en particulier de la Turquie Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Page 1 sur 1

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.