Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Constat sur le foot turc
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Istediginiz kadar alay edin pis gurühlar $ike darbesinin arkasinda hangi o.ç'lari oldugunu biz çok iyi biliyoruz.
Þike darbesinin arkasındaki güç
Bir önceki yazıda iddiam şuydu; Bu operasyon diğer kulüpler borç batağında kıvranırken, Fenerbahçe’nin orantısız mali büyümesine ve bu büyüme sonrası ortaya çıkacak olası tek kutuplu lige doğru gidişe engel olmak için düzenlendi yani amaç Fenerbahçe’nin mali büyümesinin önünü kesmekti http://www.besbiyiksokagi.com/?p=1441
Fenerbahçe’yi bir alt lige düşürme çalışmalarına, CL hakkının elinden alınmasına, saha kapatma cezalarına, olmayan tükürük yada edilmeyen küfür nedeniyle oyuncularına ceza verilmesine, rakibine stat yapılmasına, borsa yolsuzluklarına göz yumulmasına, Fenerbahçe düşmanlığı olarak bakarsak gerçeği ıskalarız ve doğru tepkileri veremeyiz. Bu örneklerin hepsindeki ortak hedef, bir yandan Fenerbahçe’nin mali gücü budanırken, diğer yandan Galatasaray’ın güçlendirilmesidir. Çok sevdiğim bir söz vardır.
Kimin yaptığını anlamak istiyorsan, kimin kazandığına bak
der. Sanırım herkes bu sürecin tek kazananın Galatasaray olduğunun farkında ve yetmezmiş gibi kazanmaya devam ediyorlar. Þampiyonluğu elde ettiğimiz 4-3 lük Sivas maçı sonrası hem mali, hem sportif açıdan büyük bir yıkım içerisinde olan sarı kırmızılılar arkasına aldığı bu zulüm düzeninin sahipleri sayesinde belini doğrultmaya başladı. Bu süre zarfında Beşiktaş yarı resmi olarak iflasını ilan ederken, Trabzonspor kadrosunun iskeletini oluşturan en önemli oyuncularını sürecin tek kazananına kaptırdı. Genel kanı bu operasyonu salt Cemaatin Fenerbahçe’yi ele geçirmek için düzenlediği şeklinde olsa da, her ne sebeple olursa olsun bu iddia tek başına doğru olsaydı, daha yumuşak çözümler bulunabileceği gibi, Galatasaray böylesine pervasız bir şekilde kollanmazdı. Aynı şekilde başka kazanan olmaması ve süreçte son derece aktif roller üstlenip bu darbeye adını altın harflerle yazdıranların Galatasaraylı olması da başlı başına onların bu süreçteki rolüne işaret ediyor.
Eğer Fenerbahçe’ye karşı bir operasyon yapacaksanız herhangi bir suçlama yöneltmenize gerek yok yandaş bulmak için, kaşının üstünde gözü var deseniz milyonları bulursunuz yanınızda. Bu nedenle geniş kitleleler tarafından destek buldu bu operasyon. Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, Turgay Demir gibi Fenerbahçe ya da Aziz Yıldırım’la şahsi problemleri olanlarda katılmıştır linç kervanına ama Mehmet Baransu, Rasim Ozan, Serhat Ulueren, Lütfü Arıboğan, İlhan Helvacı, Fatih Altaylı, M.ALİ Birand gibi Galatasaraylı yönetmenlerin hazırladığı filmde figüran olarak.
Hepside süreç içerisinde aktif rol alan Galatasaraylılar. Fakat ben Mehmet Baransu için ayrı bir başlık açmak istiyorum. Sürecin tartışmasız en önemli aktörüydü. Bir spor programından öbürüne koşturken, meşhur tapeleriyle gündemi oluşturan hep oydu. Televizyonlarda görünmeye başladığı ilk zamanlarda hatta Balyoz davasının açılmasına zemin oluşturan sahte evrakları bir bavul içerisinde savcıya teslim ettiğinde bile cemaatin ayakçısı olduğunu düşünüyordum. RTE’ye hitaben söylediği
İki cambaz bir ipte oynamaz – Olayı sulandırmayın – Kasımpaşalı Tayyip Erdoğan’danmı korkacağım – Esip gürlemiştin, ne oldu
gibi zehir zemberek sözlere, RTE gibi, beğenmediği köşe yazarı, tiyatrocu, doktor, her kim olursa olsun acımasız ve patavatsız bir şekilde eleştiren nobran bir karakterin cevap vermek yerine, alttan aldığı güne kadar. Ergenekon ve Balyoz gibi davalarında merkezinde yer alan Baransunun, Cemaat içerisindeki gücünün ne olduğunu bilmiyorum ama bu sürecin en önemli mimarlarından biri olduğu çok net bir şekilde ortadadır.
Dolayısıyla ucunu çekmemiz gereken ip Baransunun sike sürecindeki rolünü cemaat mi yoksa Galatasaray kimliğiylemi oynadığıdır. Bunu anlamak için Mehmet Baransunun benzer olaylardaki tavrına bakmamız yeterlidir.
– Fenerbahçe aleyhinde açılan davadaki proaktif tavrı, kayıp 1 milyon davasında görmedim, duymadım, bilmiyoruma dönmüştür.
– Devlet arazisine, devletin parasıyla yapılan Telekom Arenayı Türk sporunun gelişimi açısından yararlı bulurken, parasını verip aldığımız araziye, Ülker grubuyla beraber yaptığımız Fenerbahçe Ülker Arena’nın yıkılması için kamuoyu oluşturmaya çalışmaktadır.
– Aziz Yıldırım’a askerliğini yapmadığı iddiasıyla yüklenirken, Ünal Aysal’ın devleti dolandırdığı mahkeme kararıyla kesinleşmiş enerji sözleşmelerinden hiç bahsetmemektedir.
– Mahkeme kararı sonrası Aziz Yıldırımın başkanlığının düşmesi gerektiğini iddia ederken, şu anki Galatasaray yönetiminin Yargıtay tarafından yok sayılma kararını görmezden gelmektedir.
– Galatasarayın borsa vurgunu ile ilgili sorulara çok anladığım konular değil o yüzden yorum yapmak istemiyorum demiştir, transfer şikesi diye bir iddiayı savunurken futboldan anlarmış gibi.
Bir spor programında Aziz Yıldırımın arkasındaki taraftar desteğinin azalması bekleniyor, sonrasında süreç hızlanacak derken operasyonunun planlama aşamasında da yer aldığını gözümüze sokarcasına gösteren Mehmet Baransu’nun, Galatasaraylı kimliğiyle Galatasaraylı yöneticileri, polisin başlatmış olduğu operasyondan haberdar etmemiş olduğunu düşünmek fazlasıyla saflık olur sanırım. Dolayısıyla UEFA’ya kozmik odadaki belgeleri Fransızcaya çevirip göndermekle meşgul Adnan Öztürk, Cornu’yu kafakola alıp gazlayan ve şu an Galatasaray’ın CEO’su olarak görev yapan Lütfü Arıboğan, UEFA’nın yolladığı “F.Bahçe’yi Avrupa’ya göndermeme kararı sizindir ‘’ yazılı belgeyi sümen altı eden İlhan Helvacı dahil süreçte rol alan Galatasaray yöneticisi ve uzantılarının yapılacak bu darbeden haberi vardır ve icraatları olayların akışına göre değil, planlı ve organize bir şekilde yapılmıştır.
Büyük bir gizlilik içinde yürütülen bu operasyondan, Türk futbolunu yönettiği iddia edilen Aziz Yıldırım dahil hiç kimsenin haberi yokken, Galatasaray ve uzantılarının haberi olduğunu, Galatasaray Voleybol Takımı’nın sekiz yıl kaptanlığını yapmış, eski TVF Başkanı Ahmet Gülüm’ün 9 Mart 2011 tarihinde, dönemin TFF Başkanı Mahmut Özgener’le yaptığı konuşmaya baktığınızda da anlayabilirsiniz .
Sanırım artık beklenen cümleyi kurabiliriz.
Bu operasyon cemaate mensup ve yakın Galatasaraylılar eliyle ve Galatasaray kimliğiyle yapılmıştır. Galatasaray sanıldığı gibi süreçten faydalanmaya çalışan değil, sürecin Fenerbahçe aleyhine yönlendirilmesinin, planlayıcısı ve sorumlusudur.
Þimdi şunu sorabilirsiniz bu tespiti yaptık da ne geçti elimize diye. Öncelikle herkes şunu anlamalıdır artık. Uzlaşarak, ılımlı mesajlar vererek çözülebilecek bir sorun yok karşımızda. Çünkü bu operasyonunu düzenleyen zihniyetin hedefi Fenerbahçe’yi mali olarak bitirmektir. Galatasaray, Meireles’le ilgili verilen haklı bir ceza indirimine bile resmi sitesi üzerinden kınama yazısı yayınlama cüretini bulurken, bizim borsada yapılan vurgun dahil bir dolu olaya sessiz kalmamız en hafifinden tabiriyle fiyaskodur. Þu dakikadan tezi yok yapılması gereken Galatasaray’ı mindere çekmektir. Hani basketbolda söylenir ya düşük tempo rakibe yarar diye aynen öyle. 1,5 senedir bir yandan yaralarını sarıyorlar, bir yandan borsada yatırımcıyı dolandırarak mali durumlarını düzeltiyorlar, bir yandan da bize karşı yürütülen bu operasyonda planlayıcı olarak rol almaya devam ediyorlar ve biz hala susuyoruz.
Aziz Yıldırım’ın oturduğu makamda Fenerbahçe’yi daha da yukarılara taşıyacak bilgiye, birikime ve projelere sahip olduğuna hala inanıyorum artı taraftarın beklentisinin aksine iki demeç vererek bu olayın çözülemeyeceğinin farkındayım ama artık süreçteki pasif tavrından kurtulmak zorundadır. Birilerinin yarattığı gündemlerin peşinden koşarak, sürekli savunma yaparak varabileceğimiz bir yer yoktur. Hasnun Galipteki binanın üzerindeki sıva dökülüp, çatlaklar görüneli çok oluyor. Yapılması gereken bu çatlakları herkesin görmesini sağlamaktır. Önderlik ettiği taktirde çok güçlü bir taraftar desteğini arkasında bulacağından en ufak şüphem olmayan başkanın ipleri eline alma vakti gelmiştir.
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 23 Jan 2013 0:48 Sujet du message:
igrenç bir sekilde ona buna o çocugu diye kufredip acizligini gosterecegine, bir mizak kurgusuna bile boyle yanit verecegine, askerlikten kaçmak için sahtekarlik yapan bir adamin ne kadar namuslu olabilecegine karar ver de
ondan sonra senaryolar kur fanatik yaratik...
bu forumda senden baska kufur eden, insanlarin kisisel tercihlerini alay konusu edinen kimse yok, is bu kadar basit...
igrenç bir sekilde ona buna o çocugu diye kufredip acizligini gosterecegine, bir mizak kurgusuna bile boyle yanit verecegine, askerlikten kaçmak için sahtekarlik yapan bir adamin ne kadar namuslu olabilecegine karar ver de
ondan sonra senaryolar kur fanatik yaratik...
bu forumda senden baska kufur eden, insanlarin kisisel tercihlerini alay konusu edinen kimse yok, is bu kadar basit...
Oooo bu daha ne ki, daha dur bakalim, bir gün sap keser dönecek, burnunuzdan fitil fitil getirecegiz. 10 sene ezdik söyle böyle dalavereyle bir iki saibeli sampiyonluk alip hemen gaza gelmeyin, siz aslinda asla FB'nin ayarinda bir camia olamazsiniz. Siz devletin, ikdiranin yalakasisiniz, bunu $ike $ike kabullenin.
Sen birak asker kaçagi maçagi da küçük yatirimciyi kaziklayan botokslu mahlukatla ugras.
Namus kelimesini agzina alacak son kisiler sizlersiniz serefsizler.
Su pisliklere bi bakar misiniz, yaptiklari kahpelikleri yetmiyormus gibi adami milletin gözünün içine baka baka bide kulübün yönetim kuruluna soktular utanmaz serefsizler. Hala konusuyorlar piskin piskin.
Ulan size hayvan bile denmez, hayvan alemine hakaret etmis oluyorum.
Inscrit le: 09 Oct 2007 Messages: 3474 Localisation: Somewhere in the world
Posté le: 28 Jan 2013 21:47 Sujet du message:
Oufff... c'est désespérant...le forum Att ne mérite sûrement pas des répliques et répartis de ce niveau. C'est désolant...désolant.... _________________ Родион Романович Раскольников
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 09 Fév 2013 2:09 Sujet du message:
Turk futbolunun bugunku yonetimi kokusmusluk nasil olur ornegi olarak tarihe geçecek.
Bir maçta bir oyuncu hakemi itip kakiyor, 11 maç ceza aliyor, TFF Baskani hemen yapistiriyor "az bile"...
Bir baska maçta bir oyuncu 2. sari karttan kirmizi goruyor. Hakem raporunda bana tukurdu diyor. 8 maç ceza aliyor. Bir ust kurul, goruntuleri inceledik, bir takim sivilar çikiyor ama tukuruk degil deyip hakemi yalanci ilan edip cezayi kaldiriyor. Ve bu "yalanci" hakeme her hafta maç veriliyor.
Bir diger maçta baska takimdan oyuncu rakip takimin olayin içinde olmayip uzaklardan kosup gelip kendisine dalasmasi uzerine tukurdu diye kirmizi kartla maçtan dislaniyor. Ceza aliyor, ust kurula itiraz edince yok goruntulerden birsey gorunmuyor deyip cezayi basiyor...
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 09 Fév 2013 2:16 Sujet du message:
Citation:
Atilla Türker
TAHKİM KURULUNU HSYK ATASIN!
31 Ocak 2013 Perşembe - HABERTÜRK
Yunus Egemenoğlu geçen hafta Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından düzenlenen panelde
"Tahkim Kurulu'nu Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu atasın" dedi.
Son 10 yılda Futbol Federasyonu ve kulüp bazında çok kritik görevlerde bulunan Egemenoğlu, hem
hukuk hem de spor adamı olarak çok önemli bir konuya parmak bastı.
Sonuna kadar haklı Egemenoğlu...
Mevcut sistemin güvenilirliği yok.
Bu şekilde olmuyor.
Gitmiyor...
Bitti, tükendi, çürüdü...
Yanlış anlaşılmasın, sorun bireylerde değil, tamamen sistemde...
Eski kurullar da bugünkü gibiydi... Sistem değişikliğine gidilmezse yarınlarda da böyle olacak!
Adamını bulan cezadan kurtulacak!
Adamını bulamayan yanacak.
Çünkü bu kurullar, daha kurulmadan büyük kulüplerin hegomonyası altına giriyor.
Hatırlıyorsunuz değil mi, Þekip Mosturoğlu'nun Aziz Yıldırım ile yaptığı telefon görüşmesinde "Tahkim
Kurulu 6-1 bizde, Disiplin de 4-3 bizde" şeklindeki tapelere geçen sözlerini...
Boşuna bu mutluluğu paylaşmadı Mosturoğlu ve Yıldırım...
Çünkü her ikisi de gerçeği biliyor.
Sanmayın ki diğer büyük kulüp yöneticileri boş duruyor.
Hepsi bu yönde çalışıyor.
Artık hangi kulübün gücü yeterse...
Futbol Federasyonu seçimlerinde özellikle büyük kulüp başkanlarının 1 numaralı şartı şudur:
- "Disiplin'de ve Tahkim'de en az 1, hatta 2 adamım olacak..."
Konjonktürel ortama göre bu istek bazen 3'ü 4'ü buluyor.
Hatırlatayım hemen, Disiplin ve Tahkim Kurulu 7'şer üyeden oluşuyor.
Son 20 yılda bu iki kurulda ve hatta Merkez Hakem Kurulu'nda görev yapan yüzlerce üye tek tek çıkıp
da bildiklerini, duyduklarını ve yaşadıklarını bir anlatsalar eğer...
Yahut da şike yasası o günlerde çıkmış olsaydı falan...
İddia ediyorum, camianın önemli bölümü kürek mahkumu olurdu...
Büyük kulüplerin desteğini almak isteyen federasyon başkan adayı, eline tutuşturulan "Ali-Disiplin,
Veli-Tahkim, Selami-MHK" şeklindeki liste ile işbaşı yapıyor.
Sonra da geçmiş olsun.
Kurullara sokuşturulan üyelerin önemli bölümü de haliyle bağlı bulunduğu kulübün menfaatleri için
tüm gücüyle savaşıyor.
Çünkü başka şansı yok... Mecbur... Yoksa bir daha kurula giremez. Renk aşkı da var zaten...
Sıkı mı toplantıda kendi takımı aleyhine bir karar çıksın...
Bu toplantılarda "Bugün bize, yarın size" mantığı ile işbirliği yapanları mı ararsınız... Yoksa istenilen
kararı aldırdıktan 10 saniye sonra "Ben küçük su dökeyim de geleyim" diyerek tuvalete gidenleri ve
"Başardım başkanım" diye müjdeyi verenleri mi!
Nasıl oluyor sanıyorsunuz, daha toplantı bitmeden büyük kulüp başkanlarının canlı yayına çıkarak
verilen ceza ile ilgili görüş bildirmelerini...
Þaka gibi geliyor değil mi?
Ama gerçek...
30 yıldır yaşıyoruz biz bunları...
Sonra da insanlar birbirine soruyor, bu cezalar niye böyle çelişkili diye!
Unutulmasın, tüm kulüpler eşittir, bazıları daha eşittir.
Bizde bu sistem varken, herkes birbirine düşer.
Uzağa gitmeyelim, bu kurullar bile birbirine düşmedi mi?
Ve hatta... Aynı kuruldaki üyeler bile birbirine düşmedi mi?
Son günlerde ayyuka çıkan kaosun sebebi umarım şimdi daha iyi anlaşılmıştır.
Federasyon başkanlığı seçiminden başlayan garabet, sonuçta adalet kavramını delik deşik ediyor.
Þu da var: Disiplin Kurulu, ilk planda yine Futbol Federasyonu Yönetimi tarafından atansa bile...
Bir üst kurul olan Tahkim Kurulu için yeni bir düzenlemeye gidilmesi şart mı şart...
Artık, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun ataması ile mi bu iş olur, yoksa Türkiye Milli Olimpiyat
Komitesi'nin önerisi ile mi?
Çok zor değildir herhalde bu memlekette sporu ve futbolu bilen belli sayıda hukukçu bulunması?
Unutulmasın ki, bu düzen, sadece b Çok zor değildir herhalde bu memlekette sporu ve futbolu bilen belli sayıda hukukçu bulunması? Unutulmasın ki, bu düzen, sadece birilerinin düzeni oluyor.
On peut sentir toute la frustration du liseli medya derrière cet article.
On en saurait lui conseiller une bonne eau minérale, paraît-il que ça aide contre la constipation, ça lui faciliter les choses dans les toilettes alors bonne bourre le liseli medya hein.
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum