Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - La décision de la FFT
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 24 Aoû 2011 0:17 Sujet du message:
KralAuriverde a écrit:
Gole giden ve aniden geriye dönen Sergen'den bahset atini seven Cengiz !
Papermoonlarda kutsal ittifakçilardan bahset !
O Aziz Yildirim'in sayesinde büyük stat yaptiniz Devlet'ten dilene dilene ! Biz yetim parasiyla stat yapmadik yavrum ! Sen fazla güneste kalmissin anlasilan. Adriyatik kiyilari sana yaramamis, hala saçmaliyorsun.
Eee n'apacaz Sergen'in hikyaesini, FB'yi nasil kurtariyor Sergen'in yaptigi. Ya da Adnan Sezgin'in...
Ama sen stad hikayesine donerek dilencilikten bahsetmissin. Akilsiz bir adama benzemiyor musun? Bilgisiz de olamazsin, isine geldi mi arastirmasini biliyorsun. Ol nedenle kotu niyetlisin, daha da agir konusayim nedense senin tabirinle bir eziklik içindesin.
Cunku GS stat hikayesinde birak dilenciligi TOKI araciligiyla para kazandirdigini, devletin bir kurus parasinin harcanmadigini, Ali Samiyen arazisi uzerine yapilan binanin stad insaatini karsiliadigini bilemeyecek kadar cahil degilsin. Zaten bu forumlarda da uzun uzun yazildi bu konu.
Statdan GS çamur atarken atasozunu dusunmeliydin, cuvaldizi baskasina batirmadan igneyi kendine batir. Cunku taptigin Azin Yildirim stadinizi genisletirken kaçak yapi yapti. Hani sizi sevmeyen iktidarda ben yaptim olduya karsi gelemedi.
Bir son laf daha sana, hiçbir yazimda sana havlamadim, ama sen bana kisisel olarak havliyorsun, Adriyatik kiyilarinin bana yarayip yaramadigi seni irgalamaz, burada yazdiklarima konu teskil etmez. Bu terbiyesizligi de ikinci kez yapiyorsun bu forumlarda.
Tam Hincalvari bir yazi yazmissin. Dogru ya, baska "akil" hocaniz mi var ?
Oglum sen biraz dangalak misin ? Ali Sami Yen stadinin arazisi senin babanin mali mi da konusuyorsun ? Noldu zoruna mi gitti bazi gerçekleri dile getirmem ? Sen kimin malini verip baska mal aliyorsun ?
Asil geri zekali sensin. Sükrü Saraçoglu stadinin genisletilmesi kaçak maçak degil, istersen Nihat özdemir sana gözünün içine içine sokuversin (çok taptigin Erman abinin tabiriyle) o izin belgesini.
Demk neymis efendim, bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunmuyormus dimi !
Adriyatik kiyilari sana gerçekten yaramamis. Günesin gazabina ugramissin. Sahi simdi Muz Cumhuriyetinde havalar nasil simdi ?
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 31 Aoû 2011 11:33 Sujet du message:
KralAuriverde a écrit:
Oglum sen biraz dangalak misin ? (...)
Adriyatik kiyilari sana gerçekten yaramamis. Günesin gazabina ugramissin. Sahi simdi Muz Cumhuriyetinde havalar nasil simdi ?
Tam bir ortalama FB tarafatari reaksiyonu ve imaji : kabalik, terbiyesizlik...
Geçirdigi travmayi goz onune alarak ustune gitmemistim ama bu topic'e yeni birsey koymam gerekince son bir "constat" yapmak elzem oldu.
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 31 Aoû 2011 11:34 Sujet du message:
Akilli uslu yazilar okumak ferahlatiyor
Citation:
Cumhuriyet 31.08.2011
Halit Deringör
Çözülemedi Düğümlendi
Daha önce de zaman zaman ifade ettiğim gibi herkesin eğitimi, yeteneği ve sosyal durumu itibarıyla toplum içinde gelebileceği bir nokta vardır. O noktadan yukarı çıkarsa veya çıkartılırsa, hem kendisi hem de ülkesi için zararlı olur. Özellikle, karar verme mekanizmasının güçlü olması gereken üst düzey görevlerde. Bizim ülkemizde, insanların böyle noktalara getirilmesi için belirlenmiş kriterler pek yoktur. Ya da vardır da pek uygulanmaz. Bir bakarsınız, üst noktalarda görev yapması gerekenler, dışarıda kalmıştır. Yani mahrut, tam anlamı ile ters dönmüştür. Hep biliyoruz ve zaman zaman da görüyoruz, hayatında deniz görmemiş bir kimse ulaştırma bakanı olabiliyor. Ya da imam hatip okulundan mezun olan bir kimse, müspet ilimle uğraşan kurumlarda görev alabiliyor. Hiç ekonomi bilmeyen biri ekonomi bakanı olabiliyor. Her sektör için örnekleri çoğaltmak mümkün. Hayatında spor yapmamış, hatta stadyumun önünden geçmemiş kişi de federasyon başkanı olabiliyor. Mehmet Ali Aydınlar bunun çarpıcı bir örneği. Oysa herkes kendi mesleğini yapsa ya da yaptırılabilse Türkiye bugün gelişmekte değil de gelişmiş ülkelerin arasında yer alırdı. Bu ve benzer nedenlerden ötürü de bilgi toplumu olmak için, bir arpa boyu yol almamışız. Oysa, mühendis olmuş bir insan mühendisliğini, doktor olmuş bir insan doktorluğunu, imam hatip okulundan mezun olanlar da imamlığını yapabilseler, ülkemizdeki durum bir başka olurdu.
Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar’ı tanırım. Beraber bulunduğumuz günler oldu. Bir Anadolu çocuğuydu. İstanbul’a gelmiş, çalışmış, çabalamış ve sağlık sektöründe büyük mesafe kat etmiş. Amerika ve Avrupa hastaneleri ile bağlantılı olarak hastaneler kurmuş. Yani iyiden iyiye tüylenmiş. Bir süre sonra Fenerbahçe ile bütünleşmiş. Peki, şimdi böyle bir insan nasıl oluyor da ıstakoz sepetine dönmüş olan federasyon başkanlığı görevini kabul edebiliyor? Sadece para sahibi olmakla büyük insan olunmuyor. Görüşlerinde, davranışlarında ve kararlarında da büyük olmak gerekir. Diyalektik düşünme yeteneğini kazanmış olmak, başarıdaki en büyük paydır. Ama sadece federasyon başkanı mı böyle? Hayır tabii ki. Birçok işadamında da benzer durumları görüyoruz. Kendi branşları dışındaki üst düzey görevlere balıklama atlıyorlar. Yani, koltuk ‘sara’sı çoğu insanda kronik duruma gelmiş. Düşündük, acaba Mehmet Ali Aydınlar kahraman mı olmak istedi? Eğer bu doğru ise hiç de düşünülen gibi olmadı. Zaten ıstakoz sepetine dönmüş olan Futbol Federasyonu’nu daha da kötü duruma soktu. İçinden çıkamayacak ve de çıkartılamayacak bir duruma geldi. Olaylar çözülemedi, aksine adeta düğümlendi. Oysa, bu şike olayları ortaya çıkmadan önce dahi kendisine yapılan teklife; “Ben Fenerbahçe ile adeta bütünleşmişim. Etki altında kalabilirim” diyerek görevi kabul etmeseydi. Bugün başka bir Mehmet Ali Aydınlar olurdu ülkemizde. Bu vesile ile siz sevgili okuyucularımın Þeker Bayramı’nı kutlar, esenlikler dilerim...
Tam bir ortalama FB tarafatari reaksiyonu ve imaji : kabalik, terbiyesizlik...
Geçirdigi travmayi goz onune alarak ustune gitmemistim ama bu topic'e yeni birsey koymam gerekince son bir "constat" yapmak elzem oldu.[/quote]
Sen keske o "ortalama dedigin taraftarin" seviyesine ulasabilsen ! Ah keske...
Travma degil oglum öfke içindeyim, çünkü kanirta kanirta, alin teriyle alinan sampiyonlugu çalinan bir taraftar olarak, tepki verdim hakli olarak. Ama sen baska yerinle anladigin için olaylari, senin seviyene kadar egilmeye tenezzül edebiliyorum.
3 Temmuz’dan bu güne kadar tavrımız bellidir. Geri adım atmadık…
Siz ‘Yargısız infazcıları’ eleştirdik, ‘Ayıptır’ dedik, ‘günahtır’ dedik, ‘kul hakkı yemeyin’ dedik, anlamadınız…
‘Allah’tan korkun’ dedik, umursamadınız… Tapeleriniz, iftiralarınız delil oldu, UEFA o komplo haberlerinizle Fenerbahçe’yi ‘Anasının ak sütü’ gibi hak ettiği Þampiyonlar Ligi’nden çıkarttı…
Yaktınız, yıktınız şimdi de çıkacaksınız, ‘Biz Fenerbahçeliyi kandırmadık’ diyeceksiniz… Hayretle ve sizi utanarak izliyorum, ‘U’ dönüşünüzü gözlemliyorum…
Birden bire yeniden F.Bahçeli kesildiniz…
Dedim ya, sanırsınız Fenerbahçeliler geri zekalı, balık hafızalı…
Zavallı kardeşlerim bakın defalarca yazdım son kez yazayım…
Biz bu süreçte, yargısız infaz yapmadık, kendimizi savcı yerine, hakim yerine koymadık, Tayfur’un çocuğuna saygı gösterdik, resimlerini yayımlamadık, Ümit Karan’ın çocuğuna eşine saygı gösterdik, aksi ispatlanmadıkça herkesin masum olduğunu iddia ettik…
Þirketlerinde binlerce insana ekmek veren ve şu anda tutuklu olan bu ülkenin başarılı işadamlarının kişiliklerini zedelemedik…
Camialarına mal olmuş insanların ipini çekmedik, ‘THE END’ demedik…
Sadece gazetecilik yaptık, yargı ne karar verir bilemeyiz, biz kimseyi mahkum etmedik…
Biz saygılı olduk, sadece saygılı olduk…
Olmaya devam edeceğiz…
Siz futbolu katletmeye devam edin...
Sonuç olarak ne Fenerbahçeliler geri zekalıdır, ne de balık hafızalı…
Ufak beyinlerinizle ‘U’ dönüşünüzü yedirmeye çalışmayın….
Dedik ya bazilari Anadolu'ya silah ve mermi tasirdi digerleri ise düsmana kucak açardi :
"Fransa bayraginin maglup Turk topraklari uzerinde gururla dalgalanmasini
saglayan, nam-i diger 'küçük Fransa', Galatasaray camiasina ve ordumuz ileri gelenlerini en güzel sekilde agirlayan Galatasaray lisesi ögretmen ve
görevlilerine tesekkürü bir borç bilirim"
20.3.1915
Fransa Isgal Ordulari Kumandani
Jean-Pierre DUMOULIN
'Gizli' bir soruşturma mıdır yürütülen yoksa 'alenen' bir sokuşturma mı anlayan, anlayabilen beri gelsin!
1-Adını ‘gizli’ koyduktan sonra, belgeleri, konuşmaları, manipülatif ve spekülatif şekilde devşirilmiş gazetecilere ve seçilmiş gazetecilere servis etmek bariz bir şike değil mi?
2-Sorgu bile başlamadan, sağlık kontrolüne gönderilen birinin evrakındaki adres bölümüne “Metris Cezaevi” yazmak şikenin sancak sallayanı değil mi?
3-Gözaltına alınış görüntülerinin, fişleme fotoğrafının apar topar medyaya servis edilmesi şikenin dik alası değil mi?
4-Alakasız bir adamdan alınan ruhsatsız silahların, Aziz Yıldırım’ın gözaltına alınışı sırasında polis kameralarıyla çekilmiş görüntülerle servis edilmesi şikenin önde gideni değil mi?
5- Organize suç iddiasıyla gözaltına alınmış insanları, şike suçlamasıyla tutuklamak, bu tutuklamaları ilgili mahkemenin değil de Özel Yetkili Mahkeme’nin yapması ne tür bir şike?
6-‘Atanmış’ TFF Başkanı’nın Fenerbahçe’ye “olağanüstü kongreye gidin” yani mealen “Başkanınızın kellesini verin, kulübü kurtarın” şeklindeki ‘ahlaksız’ teklifi, şikenin ağa babası değil mi?
7-TFF’nin Aziz Yıldırım ve diğer yöneticilere tedbir koyup temsil yetkisini elinden alması, ancak Fenerbahçe’ye de tedbir koyup ligden düşürmemesi, Play-Off dayatması şikenin katmerlisi değil mi?
8-Peki TFF’nin Fenerbahçe’nin “bizi tedbirli olarak küme düşürün” isteğine, “yazılı olarak başvurun” yani dolaylı olarak “Başkanınızın şike yaptığını kabul edin, peşin olarak mahkum edin, savunma ve tazminat hakkınızdan da vazgeçin” demek kurnazlık şikesi değil mi?
9-Bir müstemleke ülkesinin kurumu gibi davranan TFF’nin apar topar UEFA’dan bir görevli davet etmesi, TFF Başkanı’nın da gelir gelmez O’nu yamacına alıp savcıya götürmesi şikenin en çirkin yüzü değil mi?
10-Savcının ‘gizli’ diye belge göstermediği bu “müstemleke komiseri”ne Boğaz’da yemek ısmarlanması ve o gün Fenerbahçe’nin Avrupa’dan men edilmesi tesadüfün iğne deliği şikesi mi?
11-Aynı gün aynı soruşturmada adı geçen Trabzonspor’un, Fenerbahçe’nin yerine alınması, aynı gün Sadri Þener’in yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması ‘hatır’ şikesi değil mi?
12- Aynı soruşturmada yöneticisi ve teknik direktörü tutuklanan Beşiktaş’a Avrupa engeli çıkmaması ‘sıfır tolerans’ şikesi değil mi?
Bu olan biteni her yönüyle anlamak için iki Fener arasındaki farka bakın yeter. Biri Deniz Feneri, diğeri Kadıköy’ün Fener’i... İkisinde de soruşturmanın yürütülme şekline, gizli olanın aleni, aleni olanın gizli yürütülmesine, zanlıların, sanıkların gözaltına alınış şekline, polis ve savcının birindeki hoyratlığına diğerindeki naifliğine, birindeki gürültüye, diğerindeki sessizliğe bakın... Görevden bir günde el çektirilen savcılara bir bakın ve şikenin nerede, kimler tarafından ve ne için yapıldığını görün! O kadar abarttılar ki; aklımıza ve vicdanımıza da ‘şike’ teklif ediyorlar...
Dedik ya bazilari Anadolu'ya silah ve mermi tasirdi digerleri ise düsmana kucak açardi :
"Fransa bayraginin maglup Turk topraklari uzerinde gururla dalgalanmasini
saglayan, nam-i diger 'küçük Fransa', Galatasaray camiasina ve ordumuz ileri gelenlerini en güzel sekilde agirlayan Galatasaray lisesi ögretmen ve
görevlilerine tesekkürü bir borç bilirim"
20.3.1915
Fransa Isgal Ordulari Kumandani
Jean-Pierre DUMOULIN
Aradaki gerçek fark bu olsa gerek...
Là vous avez dépassé les limites. Allez la caricature est une caricature, seuls les débiles peuvent croire que UEFA n'est pas au courant de ce qui se passe en Turquie; mais là attaquez le lycée de Galatasaray pour défendre son équipe est une bassesse ignoble. Je croyais que quelques attardés qui croyaient être supporters de FB faisaient allusions lors des matchs.
Or je constate qu'une personne qui a toutes ses facultés puissent tomber aussi bas par fanatisme est désespérant.
Je ne répliquerai en sortant les pages noirs de FB pour ne pas tomber dans votre niveau, simplement je vais vous accuser d'avoir une haine qui vous détruit et comme preuve je vais vous conseiller d'aller voir tout ce qui est écrit sur les sites FB dans l'affaire de Nalga en basketball.
Sinon le rôle qu'a joué ce lycée de Galatasaray pendant les années sombres de l'Empire ottoman notamment pendant la guerre des Dardanelles et pendant la construction de la République turque est très bien connu, on ne le souiller par ces genres d'affirmation.
Et j'ajoute, aujourd'hui je suis fier de ce club de GS puisque son représentant a défendu l'honorable contre les 17 clubs qui voulaient changer la loi pour sauver leur intérêts financiers.
Il sera marqué par l'histoire.
Inscrit le: 09 Oct 2007 Messages: 3474 Localisation: Somewhere in the world
Posté le: 05 Sep 2011 15:52 Sujet du message:
Citation:
Sen merak etme, Bank Asya'ya dü$sek bile ordan gelip sizi $ike $ike kanirtmasini biliriz Belestepenizde !
Citation:
Dedik ya bazilari Anadolu'ya silah ve mermi tasirdi digerleri ise düsmana kucak açardi :
"Fransa bayraginin maglup Turk topraklari uzerinde gururla dalgalanmasini
saglayan, nam-i diger 'küçük Fransa', Galatasaray camiasina ve ordumuz ileri gelenlerini en güzel sekilde agirlayan Galatasaray lisesi ögretmen ve
görevlilerine tesekkürü bir borç bilirim"
20.3.1915
Fransa Isgal Ordulari Kumandani
Jean-Pierre DUMOULIN
(Kaynak nerede? havadan atmak kolay...)
Güncel bir tartismanin bu zemine gelmesi beni de öfkelendirdi.
Bu taraftarlik degil, sportmenlik degil, fanatikligin ötesinde bir igrençlik, ve bunu Auriverde'den kesinlikle beklemiyordum. Gerçekten hayal kirikligina ugratti beni bu zat....
Galatasaray ve Fenerbahçe arasinda ezeli rekabet vardir, ama bu tam bir kin ve düsmanlik belirtisi.
Bu kadar gerilere gidip dünya ve Türkiye futbolunün merkantilizmin, paranin, menfaat hesaplarinin etkisiyle geldigi ve getirildigi konumdaki güncel bir olay bu tarzda degerlendiriliyorsa ve burada GS ve GS Lisesi düsmanligi bu tarz kin kusularak dile getiriliyorsa yaziklar olsun böyle Fenerbahçe taraftarligina. Ailem genellikle GS ve FB arasinda paylasilmistir ama bu türden zirvalari hiç bir zaman ne duydum ne de okudum.
Hatirlatma babinda, eger Lisemiz bu denli Türkiye Cumhuriyeti dusmani bir kurum olsa, yüce Ata onu 1930'da ziyaret ederek resmini camiyaya armagan etmezdi. Meraklilari gelsin Lisemizi ziyaret etsin, giris merdivenlerinin yanindaki duvarda Canakkale muhareblerinde, Cihan harbinde ve Kurtulus savasimizda sehit düsën Galatasaray'lilarin listesini görsünler.
Cumhuriyet'e bunca devlet adami, hariciyeci, bilimci yetistiren bir kuruma iki paralik menfaat ugruna fanatizmle saldiri olsa olsa onu yapanlari alçaltir....
Ama bunlari hatirlatmak ta abes, bir kere insanlarin gözünü, at gözlükleri ardinda kin bürüdü mü..
Gerçekten esef ediyorum.
Biz Galatasaray camiasi olarak, onurlu tarihimizle, ve spor hayatinda da hiç baska bir kulübün uluslararasi alanda elde edemedigi basarilarimizin kivanciyla dim dik ayaktayiiz. _________________ Родион Романович Раскольников
Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures Aller à la page Précédente1, 2, 3Suivante
Page 2 sur 3
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum
FAQ
Rechercher
Liste des Membres
Groupes d'utilisateurs
Profil
Se connecter pour vérifier ses messages privés
Connexion
