290 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 290
Membre(s) : 0
Total :290

Administration


  Derniers Visiteurs

administrateu. : 1 jour, 03h46:14
murat_erpuyan : 1 jour, 04h04:53


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - La décision de la FFT
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

La décision de la FFT
Aller à la page 1, 2, 3  Suivante
 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum Sport
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11194
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 15 Aoû 2011 22:37    Sujet du message: La décision de la FFT Répondre en citant

La fédération turque de football n'a prononcé aucune sanction à l'égard des clubs accusés de truquer les matchs estimant qu'il n'y ait pas de preuves suffisante, elle a renvoyé les personnes inculpées devant le conseil de disipline...

Voir à ce propos le post " La justice frappe le foot turc " > http://bit.ly/kafIRz
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11194
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 15 Aoû 2011 23:30    Sujet du message: Répondre en citant

Cette décision ou plutôt non décision est grave mais aussi ridicule.
"Burasi Türkiye" !
Voilà ce qui revient à l'esprit après cette décision que je peux qualifier : dag fare dogurdu!
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 16 Aoû 2011 15:19    Sujet du message: Répondre en citant

murat_erpuyan a écrit:
Cette décision ou plutôt non décision est grave mais aussi ridicule.
"Burasi Türkiye" !
Voilà ce qui revient à l'esprit après cette décision que je peux qualifier : dag fare dogurdu!





Anlaşıldı. Bazıları böyle adil yargılanma ilkesi filan duymak istemiyorlar. Gizlilik kararı veya disiplin talimatının 72. maddesinde de ifadesini bulan "savunma alınmadan ceza verilemeyeceği" gibi ilkeler de "kötü" bir tat bırakıyor ağızlarında. UEFA uygulamaları, Porto örneği, CAS kararları zaten bahse konu bile değil. PFDK Tahkim Kurulu'nun Recep Öztürk davasında verdiği emsal kararı da dikkate alacaklar değiller. Peki tamam anladık, zaten soruşturma safhası / kovuşturma safhası gibi ayrımlar zor geliyor, iddianamenin henüz kabul dahi edilmediği bilgisini de gözardı ediyorsunuz. Fenerbahçe küme düşürülsün. Okey. Peki sonra?

Yani tamam Takvim, Sabah, Taraf, Habertürk, Hürriyet'teki bazı yazarlar kazandı. Müjdeli o sabah doğdu. Erman Toroğlu, Serhat Ulueren, Ahmet Çakar, Kemal Belgin, İbrahim Seten, twitter yazarları, sözlük yazarları, Galatasaraylı objektif blogcular, dik duruşlu Beşiktaşlılar, Karadeniz fırtınası küçük nüktedan başkanlar, cümleniz, her biriniz, hepiniz sonunda herkesin aklını aldınız.

Diyelim sonunda oldu! TFF Adil yargılanma ilkesini istemedi, masumiyet karinesinin de amına koyayım dedi, UEFA içtihatlarının yekününe osuruk kabilinden değer vermedi, CAS'ın verdiği Porto kararını da çöp kutusuna attı. Disiplin talimatının "savunma alınmadan ceza verilemez"den ibaret maddesini de uygulamadı, buldu bir yolunu, çıktı dedi ki FENERBAHÇE KÜME DÜÞÜRÜLDÜ.

Düğün bayram, mutlusunuz.

Peki şu insanlara ne olacak?

1-Aziz Yıldırım--------------------Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı
2-Mehmet Þekip Mosturoğlu------Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi
3-İlhan Yüksel Ekşioğlu-----------Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi
4-Tamer Yelkovan------------------Fenerbahçe Spor Kulübü Muhasebe Müdürü
5-Cemil Turan----------------------Fenerbahçe Spor Kulübü Amatör Þubeler Genel Koordinatörü
6-Serdal Adalı---------------------Eski Beşiktaş Jimnastik Kulübü Asbaşkanı
7-Tayfur Havutçu---------------Beşiktaş Jimnastik Kulübü Teknik Sorumlusu
8-Ahmet Ateş-------------------Beşiktaş Jimnastik Kulübü Protokol Müdürü (Güvenlik Müdürü)
9-İbrahim Akın-----------------Büyükşehir Belediyespor Futbolcusu
10-İskender Alın---------------- Büyükşehir Belediyespor Futbolcusu
11-Mecnun Odyakmaz----------Sivasspor Kulübü Başkanı
12-Ahmet Çelebi-------------- Sivasspor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi
13-Korcan Çelikay------------- Sivasspor Kulübü Kalecisi
14-Bülent Uygun---------------Eski Eskişehirspor Teknik Sorumlusu
15-Ümit Karan----------------- Eski Eskişehirspor Sportif Direktörü
16-Ömer Ülkü------------------Giresunspor Kulübü Başkanı
17-Coşkun Çalık--------------Giresunspor Yönetim Kurulu Üyesi
18-Serdar Kulbilge--------------- Eski Gençlerbirliği Kulübü Kalecisi
19-Cengiz Demirel---------------Eski Gençlerbirliği Kulübü Antrenörü
20-Erdem Konyar--------------Lisanslı Futbolcu Temsilcisi
21-Yavuz Ağırgöl------------Fenerbahçe Spor Kulübü Güvenlik Sorumlusu
22-Serdar Berkin--------------Adanaspor Kulübü Yardımcı Antrenörü
23-Mehmet Þen-----------------Eski Ankaraspor Menajeri
24-Hikmet Karaman---------Eski Manisaspor Teknik Direktörü
25-Serkan Acar-----------------Fenerbahçe Spor Kulübü Kulüp Müdürü
26-Zafer Önder İpek----------Eski Gençlerbirliği Kulüp Müdürü
27-Alaaeddin Yılıdırm--------Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi
28-Hasan Çetinkaya----------Fenerbahçe Spor Kulübü Profesyonel Takımlar İdari Menajeri
29-Gökçek Vederson-----------Bursaspor Kulübü Futbolcusu
30-Güde Fazıl Özdemir---------Lisanslı Futbolcu Temsilcisi
31-Zafer Tüzün-------------------Eskişehirspor Kulübü Teknik Danışmanı
32-Beşir Acar-----------------Mersin İdmanyurdu Kulübü Asbaşkanı
33-Yılmaz Vural-------------- Eski Konyaspor Kulübü Teknik Sorumlusu
34-Sezer Öztürk ---------------Fenerbahçe Kulübü Futbolcusu
35-Emanuel Emenike---------Eski Fenerbahçe Futbolcusu
36-Mahmut Boz---------------Gençlerbirliği Kulübü Futbolcusu
37-Mehmet Yıldız------------Eskişehirspor Kulübü Futbolcusu
38-Levent Eriş----------------Eski Boluspor Kulübü Teknik Sorumlusu
39-Sadri Þener-----------------Trabzonspor Kulübü Başkanı
40-Recep Denizer--------------Trabzonspor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi
41-Can Arat--------------------Büyükşehir Belediyespor Futbolcusu
42-Önder Turacı-------------Standart Liege Kulübü Futbolcusu
43-Nevzat Þakar-------------------Trabzonspor Kulübü Asbaşkanı
44-Osman Murat Özaydınlı------Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi
45-Ekrem Okumuş-----------------Lisanslı Futbolcu Temsilcisi
46-Sadrettin Fırat Kocaoğlu------Kasımpaşaspor Kulübü Futbolcusu
47-Zafer Demiray------------------Eski Körfezspor Kulübü Futbolcusu
48-Faruk Taşseten---------------Sivasspor Kulübü Yönetim Kurulu üyesi
49-Mehmet Oflaz-------------Sivasspor Kulübü 2.Başkanı
50-Fatih Hocaoğlu------------Giresunspor Kulübü Genel Müdürü
51-Murat Öztürk--------------Fenerbahçe Spor Kulübü Kaleci Antrenörü
52-Semih Þentürk--------------Fenerbahçe Spor Kulübü Futbolcusu

Biz bu insanlara ne olacağını biliyoruz. Önce 6222 sayılı kanunun emrettiği gibi HSYK bir mahkemeyi spor mahkemesi olarak görevlendirilecek, bu dava olması gerektiği gibi spor mahkemesinde görülecek.

Bu arada iddianame şayet kabul edilirse, şahıslar savunmalarını yapacak, TFF Disiplin yargılaması sırasında da şahısların savunmaları alınacak.

Daha PFDK Tahkim Kurulu kararına göre, mahkeme kararı ortaya çıktıktan sonra Disiplin yargılaması kararı da sonuçlanacak.

Bu objektif değil, şu bu, peki tamam.

Siz ne öneriyorsunuz?

Bu 52 kişi için ve bu insanların temsil ettiği kurumlar için hangi cezayı uygun buluyorsunuz? Hangi yöntemle? Neye dayanarak?

Nevzat Þakar'a ne ceza verilmeli?

Trabzonspor'a?

Beşiktaş'a?

Tayfur Havutçu'ya?

Bu ceza hangi kıstasa göre verilmeli peki? Keyfiniz ne çekiyor? Neyi uygun buluyor yüce damak zevkiniz? Duygularınız, hisleriniz?

Anladık masumiyet karinesi yok, anladık adil yargılanma zaten hava civa, yargılama usullerinin topunun canı cehenneme diyorsunuz,

Menünüzde ne var peki?

Tek tek sayıp döksenize şu harikulade cezalarınızı? Baransularınız ne öneriyor? Serhat Uluerenler?

Onları kendine uygun bulmayan, düşük seviye gören diğerleri? Medyaya zaten küfredenler, bu adamlara değer vermeyenler de var içinizde, böbürleniyorlar ya hani aynı şeyi söylüyor olmalarına rağmen "farklı olduklarını" vurgulurken,

Onlar ne öneriyorlar?

Allah aşkınıza söyler misiniz? Þuradaki şahıslar ve temsil ettikleri tüzel kişilikler için ne istiyorsunuz? Hangi ceza verilmeli? Hangi sebeple verilmeli? Neye dayanarak verilmeli? Hangi usulle verilmeli?

Bir söyleyin bilelim?

Çünkü bıktık, normal yargılama usullerini, kanunun maddelerini, hukukun temel ilkelerini, talimatları filan sizin cahil cesaretlerinize göstermekten.

Anladık, bu maddelerden hukukun temel ilkelerden bahsedenler, "fanatik", "holigan", "şaşırmış", "şike savunucusu" bir dolu hakaret.

Sizin yönteminiz nedir? Ne uygun buluyorsunuz?

Fenerbahçe küme düşürülsün de isterse dünya yansından başka?
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11194
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 16 Aoû 2011 20:23    Sujet du message: Répondre en citant

HOSGELDIN KRAL !

Bunca patirtidan sonra bu karar hafif kaldi. Soylenecek çok soz var. Yavas yavas konusuruz...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11194
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 16 Aoû 2011 20:24    Sujet du message: Répondre en citant





Uploaded with ImageShack.us
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 3006
Localisation: Paris

MessagePosté le: 17 Aoû 2011 10:38    Sujet du message: Répondre en citant

Akillica yazilmis bir yazi, bugunun Hurriyet'i :

Mehmet Y. YILMAZ
myy@hurriyet.com.tr

Top çevriliyor ama işe yaramaz

FUTBOL Federasyonu’nun savcılıktan gelen soruşturma evrakına bakarak şike soruşturması ile ilgili bir karar veremeyeceğini yazmıştım, aldıkları karar benim için sürpriz olmadı.

Federasyon soruşturmasını kendi yöntemleri ile yapabilir ve bir karara varabilirdi. Mahkeme sonucunda çıkan duruma bakarak kararını değiştirmesinde de bir sakınca yoktu.
Þimdi Federasyon, dava ile ilgili iddianamenin bekleneceğini ve kararın bundan sonra verileceğini açıklıyor.
Yine söyleyeyim: Futbol Federasyonu iddianameye bakarak da karar veremez.
Adı üzerinde bu bir “iddianame” olacak ve savcılık mahkemede bu iddialarını kanıtlayıncaya kadar “kesin doğru” olarak kabul edilemeyecek bir metin.
İddianamelerde yazılı suç isnatlarının yarısından fazlasının mahkemelerde kanıtlanamadığını da biliyoruz.Yargı kararının kesinleşmesinin ülkemizde ne kadar uzun sürdüğünü de unutmayalım.
Daha önce de yazdığım gibi Federasyon organları “mahkeme” değildir.
Sürmekte olan bir yargılamaya paralel bir yargılama yapamaz, böyle bir durumda kararı ne yönde olursa olsun bu mahkemenin iradesinin yerine geçmek demektir, mahkeme kararını etki altına almak demektir.
Federasyon, savcılıktan kendisine ulaşan soruşturma evrakını inceledikten sonra “savunma hakkına saygı” gerekçesiyle karar vermiyor ama tutuklu zanlılar ile ifadesine başvurulup serbest bırakılanları da ceza kuruluna sevk ediyor.
Çelişkili bir durum bu da!
İddianame yazılmadı, ifadesi alınıp bırakılanlar hakkında dava açılıp açılmayacağını da bilmiyoruz.
Þike soruşturması için “savunma hakkı” korunuyorsa, ceza kuruluna sevk edilenler için “savunma hakkı” ne olacak?
Federasyonun bir soruşturmasında savunma yapamayacak durumda olanlar, ötekinde nasıl yapabilecekler?
Bu durumu futbol jargonuyla tarif edecek olursak bir tek şey söyleyebiliriz: Federasyon top çeviriyor, zaman kazanıyor.
Ama bu kazanılan zaman Türkiye’de futbolun hayrına olur mu, kuşkuluyum.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11194
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 17 Aoû 2011 22:11    Sujet du message: Répondre en citant

Biraz da mizahi yaklasim !

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 18 Aoû 2011 18:06    Sujet du message: Répondre en citant

Ahtapot Paul ifade verecekmis !


3 Temmuz'da başlayan şike soruşturmasını çok boyutlu ve geniş kapsamlı yürüten emniyet güçleri, Alman polisiyle ortak yürüttükleri operasyon sonucunda kıskıvrak yakaladıkları Ahtapot Paul'ü Türkiye'ye getirdiler.

Emniyete yakın kaynaklardan yapılan açıklamada, basına sanki soruşturmayı yürüten savcının beyanıymış gibi yansıtılan "son 5 maçın sonucunu biliyorduk..." sözlerinin gerçekte Ahtapot Paul'e ait olduğu ve Paul'ün daha önce de maç sonuçlarını bilmesiyle medya üzerinden uluslararası turnuvalara fesat karıştıran azılı bir suçlu olduğu belirtildi.

Ahtapot Paul'ün avukatı adliyede ifade vermeden önce basına herhangi bir açıklama yapmayacaklarını söylerken, Paul'ün birçok yakınının emniyet önüne gelmesi de dikkat çekti. Gözaltı haberini duyar duymaz Saros Körfezi'nden geldiklerini belirten Ahmet Kalamar, "Paul ailemizin gururudur, herhangi bir suç işleyeceğine ihtimal vermiyoruz, en yakın zamanda gerçeklerin ortaya çıkacağına eminiz" dedi.

Emniyet Müdürlüğü'ne götürülmeden önce Haseki Hastanesi'nde kontrolden geçerilen Ahtapot Paul gayet moralli gözüktü. Geçtiğimiz sene, basında öldüğüne dair haberler çıkan Paul'ün gayet sağlıklı olduğu, emniyetten kaçabilmek için bu haberleri kasıtlı yayınlattığı iddia edildi.

Deli kanarya sitesinden alintidir



Laughing Laughing Laughing
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11194
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 19 Aoû 2011 12:48    Sujet du message: Répondre en citant

Un constat qui invite à réfléchir :





Uploaded with ImageShack.us
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 20 Aoû 2011 9:56    Sujet du message: Répondre en citant

Galatasaray karakteri bu mu?



Bir zamanlar Metin Oktay hikayeleri anlatılırdı. Hepsi de hakikat, işte neticede Metin Oktay ile Can'ın formalarını değiştirdiği fotoğraf hafızalardan çıkmaz. Bu beyefendilik dolu hikayelerden geriye Galatasaray adına ne kaldı? Hiç bir şey. Þu süreçte adam akıllı bir laf bile etmeyi beceremeyen bir yönetim, Fenerbahçe'ye her laf çakışında alkış tufanı kopartan, 17 Yaş altı takımına Florya'da saldıran, basketbol maçı bitince Basketçileri taşlayan, bunlardan dolayı en ufak bir pişmanlık duymayan geniş bir kitle, Fatih Terim'in mimikleriyle verdiği agresif tedrisattan geçip sahada bir başka futbolcuya yumruk atan futbolcusunu kahraman mertebesine çıkartan bir akıl ile karşı karşıyayız. Son durum Galatasaray Yönetimi gemileri yakmış, ateşe benzinle koşuyor.

Açıklamaya bak:


Türk futbolunun bugün verdiği sınav, yıllar sonra nice uğraş sonucu elde edilen özerklik konumuna rağmen kendini yönetme becerisine ve erkine sahip olup olmadığı sınavıdır.

Gelişmelerin ilk gününden beri son derece açıklıkla belirttik: Hiç kimsenin üzüntüsü, acısı, bizim sevincimiz olamaz. Hepimiz aynı gemideyiz ve geminin adı Türk Futbolu’dur. Gerçek şudur ki, gemimiz ağır bir yara almış, futbolumuz mahkemelere düşmüş, kişisel ve toplumsal dramlar ortaya çıkmıştır. Ancak alınan bu yara, her gün biraz daha büyürken, hiç bir şey yokmuş gibi davranmak daha büyük maliyetlere yol açacaktır. Gün dövünme, tartışma, kavga günü değildir. Hep beraber oturup ortak bir akıl ve strateji olusturma günüdür.

Bu strateji “zaman kazanma”ya dayandırılamaz. Kendimizi yönetme becerisi ve erkine sahip olduğumuzu kanıtlamamız için atılması gerekli adımlar bellidir. Geciktikçe bedel daha da ağırlaşacaktır. En kötüsü bu adımları biz zamanında atmaz isek, başkalarının bizim adımıza atması kaçınılmazdır. Kurallar çerçevesinde hatalarımızla yüzleşip gereğini biz yapmazsak dünyada bunu üst kuruluşlar yapar. Kendi kangrenli parmağımızı kendimiz kesmezsek, birileri gelir kolumuzu keser. “Biz yapamadık, onlar yaptı” diyemeyiz. Uygar dünyanın saygın bir üyesi olmak, öncelikle hatalarımızla yüzleşip, kendimize karşı dürüst olmaktan geçer.

Türk Futbol endüstrisinin yöneteni bellidir. Futbol tarihimizin en önemli problemi önlerine gelmiştir. Böyle bir meselede adaleti tam ve net olarak sağlamak çok zordur. Ancak onun görevidir. Bu görevi başkalarına bırakamaz, devredemez. Bizlere düşen ise kendilerine sonuna kadar destek vermek ve yardımcı olmaktır.

Futbolumuzdakı bazı şahsiyetlerin hırsları, bir an için akıllarının önüne geçmiş olabilir. Bu her bireyın, her an başına gelebilir. Bu durum bazı haksızlıklar ve adaletsizlikler yaratmış olabilir. Ancak dünyada barışın en büyük çimentosu olan spor dünyasında hiç kimsenin söz konusu rakibi de olsa bir tek gün bile özgürlüğünün sınırlanması istenemez.

Ama ne anlayış, ne acıma, ne dostluk duygularımız hataları ortadan kaldırmaz. Yapmamız gereken, FIFA ve UEFA'nın tum kuralları, uluslararası futbol camiasının örf ve adetlerini eksiksiz yerine getirmektir. Ne eksik ne fazla. Böyle bir uygulama hata yapan futbol yöneticilerimizi, spor insanlarımızı hapisten kurtaracağı gibi, Türk futbolunun kaderini kendimizin çizmesi demek olacaktır. Bu uygulamayı başkasına bırakmak, yapacağımız en büyük hata olur.

110 yıllık geçmişi olan, artık kültürümüzün bır parçası olmuş futbolumuzun kaderini, başkalarının çizmesini kabullenmek gibi bir tarihi hatayı yapma lüksümüz yoktur, olamaz.

Aksi takdirde tarih, hepimizden hesap sorar.


11 Temmuz'dan sonra yapılan açıklama ise şöyle:

"Türk futbolu çok ağır bir şaibe altında. Toplumumuzu sadece sportif açıdan değil sosyal açıdan da alt üst edecek kadar derin ve yaygın olduğu anlaşılan büyük bir sorunla karşı karşıyayız.

Göreve yeni başlamış olan Türkiye Futbol Federasyonu’nun ne denli ağır bir sorumluluk altında olduğunun bilincindeyiz. Kararların geciktirildiği her gün Türk sporuna zarar vermektedir. Bilelim ki dünyanın saygın bir gücü olmaya soyunmuş bir ülkesi olarak asıl verdiğimiz sınav etik değerlere sahip çıkma konusundaki kararlılığımızdır.

Galatasaray olarak biz, Türk futbolunun içine düştüğü bu karanlıktan bir an önce çıkarılması için tüm mercilerin, gerekirse liglerin bir süre ertelenmesi kararı dahil, üzerlerine düşen tüm görevleri zaman kaybetmeden yerine getireceklerine ve kararın verilmesi için gerekli bilgi ve delillerin Federasyon’umuza ivedilikle iletilerek sürecin hızlandırılacağına inanıyoruz.

Galatasaray camiası olarak alınacak her karar ve uygulamanın en yakın takipçisi olmaya devam edeceğiz."


Þimdi bu iki açıklama arasında Rıdvan'ın "başkalarının acılarından mutluluk mu duyuyorsunuz" sorusuna hemen hızla cevap yetiştirilmesi dışında bir fikri tutarlılık var, o da şu,

"Hemen karar verin siz vermezseniz başkaları verecek! Başımıza çok kötü şeyler gelecek!"

Bu kadar ahmaklığı Türkiye'de kimse hak etmiyor.

Kim karar verecek? UEFA kaç kere açıklama yaptı, Galatasaray yönetimi içerisinde UEFA'yı takip eden kimse yok mu?

11 Temmuz tarihli Galatasaray'ın "bu ateş üfleyerek sönmez" başlıklı yazılı açıklamasından 1 gün sonra UEFA şöyle bir açıklama yaptı:

UEFA is fully aware of the current match-fixing allegations in Turkey surrounding certain clubs, individuals and players.

UEFA confirms it is monitoring the situation on a daily basis, and that it is in close contact with the Turkish Football Association (TFF) on this issue.

There is no doubt this is a complex case which is still evolving, but the matches under suspicion clearly fall within the sporting jurisdiction of the TFF and the legal jurisdiction of the Turkish judicial system. UEFA therefore cannot comment on any potential outcomes.

With regard to the participation of Turkish clubs in UEFA club competitions, UEFA has full confidence in the TFF to submit to UEFA the names of the clubs to be entered based purely on sporting merit, and to take the necessary strong action in this case with the information at its disposal.

Given the information received so far by UEFA there is nothing according to the UEFA statutes or regulations that leads UEFA to refuse entry to any of the clubs currently involved in the investigations in Turkey.


19 Temmuz tarihli UEFA görüşmesi sonucunda Arıboğan şöyle söyledi:

, "Soruşturmanın başlamasından itibaren UEFA'yı hem sözlü hem de yazılı olarak bilgilendiriyoruz. Bugün de UEFA yetkilileri bizlerden hukuki sürecin detaylarını aldı. İşbirliğimiz devam edecek. UEFA da başından beri bizlerin duruşunu destekliyor. Geçen haftadan bu yana belgelerin bize geleceğine dair beklentimiz var ama bu hafta geleceğini umuyoruz. Bazen bu konularda da kavram kargaşası oluyor, bu konudaki özel yetkili savcımız zaten başkanımızı ve bizleri davet ederek bu konuda bilgi vermişti. Ama konunun gizliliğinden dolayı delillerin bize aktarılması gecikti. Belgelerin bize verilmesinin mahkeme süreciyle ilgisi yok, savcımızın soruşturmasıyla alakası var."


Yetmedi Platini şöyle söyledi:

Michel Platini, UEFA'nın 12 Temmuz'da yaptığı açıklamayı hatırlattı ve F.Bahçe'nin kaderini yakından ilgilendiren şu sözleri sarf etti: 'Aldığımız kararlar var ve Avrupa kupalarından ihraç etmeden önce şike yaptıklarından emin olmamız gerekiyor'.


Gazete okuyun bari? Koca kulüpte gazeteleri de takip eden bir Allah kulu yok mu?

11 Temmuz günü çıktı Galatasaray diyor ki bu ateş üfleyerek sönmez. 11 Temmuz tarihinde Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu dahi tutuklanmış değil, soruşturmanın başı. O dönemde çıkan bir çok bilginin bugün yalan çıktığını da biliyoruz. Savcının son 5 maçın sonucunu biliyorduk açıklaması bile bugün yalanlandı. Galatasaray ne bekliyordu ki?

Bugün de çıkmış açıklama yapıyorlar, "Siz karar vermezseniz başkası verir" iyi güzel, bu kararı kim verecek sayın Galatasaray Yönetimi?

Futbol disiplin talimatının 72. maddesi savunma almadan ceza verilmez diyor, TFF Statüsüne göreyse disiplin ihlallerinden doğan her tür olaya disiplin kurulları karar verir. TFF'nin disiplin kurulu kim? PFDK. Etik kurulu raporu hazırlamış, PFDK'ya dosya sevk edilmiş, nasıl karar verecek TFF Yönetim Kurulu?

Yani Galatasaray diyor ki, küme düşürün.

İyi de kardeşim Tayfur Havutçu bugün tutuklu mu tutuklu? Tayfur bugün dava dosyasının içeriğini görebiliyor mu? TCK 285 gereği göremiyor. Bu adamın savunmasını nasıl alacak TFF PFDK? Bu adamın savunmasını almadan ceza verin mi diyorsunuz? Peki diyelim verildi, neticede yürüyen bir ceza davası da var, nitekim davaya 6222 sayılı kanunun hilafına ağır ceza mahkemesi bakıyor, bu suçun da cezası 12 yıl. TFF bu suçla ilgili uzman sayılabilir mi? Sayılır. Diyelim TFF kafayı yedi, tam sizin istediğiniz gibi, PFDK'ya sevketmeden, savunma almadan Yönetim Kurulu yetkisi olmadan ben küme düşürüyorum dedi. Tayfur'un şike yaptığı yönünde bir uzman görüşü olarak bu değerlendirilebilir. Yazık değil mi kardeşim Tayfur 12 sene hapis cezası ile yargılanıyor? Utanmaz adamlar mısınız siz? Kastınız mı var? Böyle bir kararın nerelerden dönüp, nasıl TFF'ye gireceğini, bu usulsüzlüğün nasıl tarumar edileceğini de mi anlamıyorsunuz?

Bunun adı da "adalet isteği" mi oluyor şimdi? Akılsızlık, vicdansızlık, büsbütün cehalet için fazla güzel bir kelime değil mi bu?

Galatasaray Üniversitesinden Spor Hukukçusu Pınar Memiş bakın ne diyor:

“Þike cezasının alt sınırı 5 üst sınır ise 12 yıl. Eğer bu örgütlü bir şekilde yapılmışsa ceza yüzde 50 artırılır. Öyle olunca alt sınır 7,5 yıl üst sınır ise 18 yıl olur. Þikeyi eğer yöneticiler yapmışsa o azaman da yüzde 50 artırılır. Kaba bir hesapla alt sınır yaklaşık 11 yıl üst sınır ise 27 yıl olur. Bu hesaplama TCK’nın 61. maddesine göre yapılır. Ayrıca her şike ayrı bir suçtur. Bu noktada her şike olayı için ayrı ceza vermek gerekir. Örneğin bir kulüp yöneticisi örgütlü olarak üç maçta şike yapsın. Adli merciler bu şikeleri şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlarsa, şikeye karışanların alacağı cezanın alt sınırı yaklaşık 30 yıl üst sınırı ise 81 yıl olur. Ancak infaz kanunu ile en fazla 30 yıl ceza alırlar.”

Masumiyet karinesi

“Adli makamların elinde delil toplamak ve araştırmak için her türlü imkan mevcut. Ancak TFF’de bu yok. Bu yüzden masumiyet karinesinden yola çıkarak TFF’nin dava sonuçlanmadan disiplin cezası uygulamaya kalkması yanlış olur. Çünkü dava sonucunda şüpheliler suçsuz çıkarsa telafisi mümkün olmayan mağduriyetler ortaya çıkar.

Bu noktada TFF, iddianame hazırlanana kadar karar vermemeli. Zaten soruşturmanın gizliliği olduğu için bu süreçte savcılığın TFF ile bilgi ve belge paylaşımı da söz konusu olamaz. Bu şartlar altında iddianameyi beklemek en doğru karar. İddianame açıklandığında ise TFF, 81. maddesini devreye sokarak ihtiyati tedbir kararı alabilir. Küme düşürülme ya da spordan men edilme gibi disiplin cezalarının verilmesi için de davanın bitmesi beklenmeli.”


Kim bunu diyen? Gazeteye şöyle tarif ediyor "6222 sayılı kanuna Türkiye’de en fazla hakim olan kişilerin başında Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim elemanı Pınar Memiş

Biriniz de gidin sorun yahu? Biriniz de bir açıklama yapmadan önce gidin hukukçulardan görüş alın? Þu ülke insanını birbirine düşürüyorsunuz. Bu açıklamanın hiçbir sorumluluğu olmadığını mı sanıyorsunuz? Ben söyleyeyim var.

İki tane açıklama yaptı Galatasaray iki açıklamada bir tane hukuki metne tek bir referans yok. Bir tane hukuk kuralı yok. Þöyle yapın, böyle yapın. Neye göre? Galatasaray'ın paşa keyfine göre. Yok ya? Bu ülke futbolu hukukçulara sorup görüş almaktan bile aciz adamların gönlünden geçenlere göre mi yönetilecek? Hiç kimse kendisini hukuk kurallarının üstünde saymasın. Hiç kimse ortada açık, tartışılmaz hükümler varken bu hükümleri yok sayma hakkına sahip değil, olamaz.

Bugün bu yaptığınız disiplin yargılamasını etkilemeye teşebbüstür. Devam eden bir dava hakkında kamuoyuna bu neviden bir açıklama yaparak zımnen acilen TFF'yi hukuka aykırı olarak karar vermeye davet etmek, her türlü hukuki mesnetten yoksundur.

Galatasaray yönetiminin bu yaptığı futbol atmosferinin ve müsabakaların barışçıl bir şekilde oynanmasına da hizmet etmez. Tam tersine Galatasaray taraftarını ve Fenerbahçe taraftarını galeyana getirerek düşmanlık hislerini körükler.

Bu açıklamanın neticede nereye yöneldiği bellidir, ne demek istediği de bellidir, bu ülkede hiç kimse bunun ne manaya geldiğini anlayamayacak kadar aptal da değil. Bu saatten sonra, Fenerbahçe düşürülürse hiç kimse kimseye bunda Galatasaray'ın kurduğu baskının etkin olmadığını anlatamaz. Galatasaray yönetiminin federasyon üzerinde bir baskı kurmaya çalıştığı açıktır. Galatasaray yönetimi unutuyor, PFDK ne karar verirse, gerekçeli verecek, o gerekçeyi de hep birlikte göreceğiz. Eğer vicdanlarda rahatsızlık yaratan bir boyutu olursa bundan da mesul bu saatten sonra Galatasaray Yönetimi olarak bilinecektir.

Ünal Aysal göreve başlamadan önce taraftarların birlikte bir maç izleyeceği bir atmosferi istediğini söylüyordu. Hukuki hiçbir dayanağı olmayan, kişi ve kurumlar üzerinde aba altından sopa göstererek baskı kurmayı amaçlayan açıklamaların böyle bir atmosferi imkansız hale getireceğinin de bilincinde olmalıdır. Bugün hizmet ettiği, Türk sporunda fair play içerisinde sürecek bir müsabaka atmosferi değil, insanların birbirlerine gireceği bir şiddet atmosferidir, bunun sonuçlarından da mesul olduğunu hissetmesi gerekir.

Uyarmayı bir görev biliyorum, Galatasaray ciddi yönetilmesi gereken bir kurumdur. Duygusal istekler, paşa keyfe göre taleplerle kamuoyuna yapılan her açıklama bu ciddiyeti yok etmektedir.

Galatasaray karakterinin ne olduğunu göstermek Galatasaray Yönetim Kurulu'nun elindedir. Bugün bir karakter gösteriyorlar, yarın o karakterin sonuçlarıyla da başbaşa kalırlar.


Kaynak : Papazin çayiri
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11194
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 20 Aoû 2011 14:32    Sujet du message: Répondre en citant

Ali Sirmen'in yazisi bu olaylar basladigindan beri vurgulamak istedigim bir konuyu islemis, "Ali Sirmen'den nefis irdelemeler" e koydugum yazisindan bir alintiti buraya da koymak istedim :

Citation:

Futbolda şike skandalını sevinçle karşılamıştım.
- İnsanların ne sağcı ne solcu, sadece futbolcu olduğu yerde bu olay hayırlara vesile olur, demiştim.
Hayırlara vesile oldu da gerçekten.
Top kafalıların görmemekte direndikleri hukuk rezaletleri, kendi ilgi alanlarına da sıçradı.
Böylelikle yurtseverlere yöneldiği zaman ilgi çekmeyen hukuk ihlalleri topseverlere yönelince toplumun dikkatine mazhar oldu.
- Hukuk ve hukuk devleti herkese lazımdır, derim hep.
Nitekim de oldu.
Allah bilir ya, Silivri’de ve Ergenekon ya da Balyoz, ya da Nedim Þener, Ahmet Þık ya da Soner Yalçın olaylarında “Bana ne, ne halleri varsa görsünler!” demiş olan Aziz Yıldırım da, ucu kendisine dokununca “Hukuk yok mu?!” diye bağırmıştır.
Þike skandalının patlak vermesine sevinmem bundandır, yoksa futbol temizlenecek kanısından değil.


Bir de TFF'nin açmazini vurgulamis :

Citation:

“Þike!” diye yer gök inliyor. Ortada şikeyi kanıtlayacak herhangi bir belge yok.

Fenerbahçe gibi bir kulübün başkanı şike suçlamasıyla gözaltına alınıyor, “Hani bu şikenin belgesi?” diyorsunuz. “Gizlidir arkadaş!” diye yanıtlıyorlar. Koskoca ve üstelik hasta adamların tutuklanmalarına yeten belge ve deliller şikeyi kanıtlamaya yetmiyor.

Peki arkadaş, o zaman bu adamları neye dayanarak içeri atıyorsunuz?

Peki arkadaş bu adamları neden tutuksuz yargılamıyorsunuz?

Belgeler ligin üzerine en ufak bir şaibe bile düşürmüyor, ama insanları tutuklamaya yetiyor.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, Fenerbahçe Başkanı ile Sivasspor Başkanı tedbirli olarak disiplin kuruluna sevk ediliyorlar, başkanlıkları bitiyor.

Neden?

Þikeye karıştıklarını gösteren bir belge mi var?

Varsa neden şike yok deniyor, yoksa neden Aziz Yıldırım ve Mecnun Odyakmaz Disiplin Kurulu’nda?

Tutukluluk tedbirdir, hüküm değil.

Peki, bu adamlar neden disiplin kurulundalar, neden başkanlıkları bitiyor?

Görüyorsunuz, futbol skandalı, hukuk skandalına dönüştü.


yazinin tamami için : http://bit.ly/nFmJ7e sayfasinin sonlarina bakin
Hukuk skandali vurgulamasi onemli, sadece futbol olununca uyananlar yine de baska seyleri gormemege devam ediyorlar. Ornegin Ulusal Kanal ve Aydinlik gazeteleri dun arandi, bana oyle geliyor ki bunun tek nedeni iktidara karsi yuruttukleri acimasiz muhalefet...

Halkimiz sadece cani yaninca bagirmak yerine baskalarinin acilarina da yetisse ya. Ornegin sort giyen kiza yumruk atan adama kizacagina, ama kizim buyutme basimiza is açma dese...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11194
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 20 Aoû 2011 15:12    Sujet du message: Répondre en citant

Uçurum buyuk, Turkiye’de çizgiler çok keskin. Iste bir ornegi de GS’lilar ile FB’liler.

Evet ben GS’liyim, hatta klubun de uyesiyim, ama hep bu benim aptal olmamý gerektirmiyor. GS’ý körü körüne savunmamý da… GS’lýlar melek değil herkes gibi…

Dun buraya GSK beyanýný koydu, cunku beğendim, her kelimesinin özenle seçildiği kanýsýna vardýğým için. KralAuriverdi karşýlýk vermiş. Bu karşýlýk beni yukarýda dokunduğum uçurum konusunda düşündürdü.

Birbirimizi hiç mi anlayamayacağýz ? Hiç mi yaklaşamayacağýz ? Hiç mi ortak paydalarýmýz olmayacak.

Uçurum yýllarýn oluşturduğu bir düşmanlýk çýkmazý. Iyi GS’lilar kötü olsun, ama FB yöneticilerinin bu düşmanlik tirmanýşýnda hiç mi katkýsý yok. GS seytansa FB melek mi ?

Yazida genç sporcularin dovulmesine, basket sampiyonasinda FB’nin sampiyonluk kupasini almasinda çikan olaylara atifta bulunulmus. Ben GS’li olarak bunlari takdir mi ettim ? Aferin mi dedim ? FB stadinda onceden hazirlanip GS seyircisine atýlan sidik torbalarini mi gerekçe gosterdim ?

Metin Oktaylara, Isfendiyar, Can Bartular donemini kapatan sadece ve sadece GS mi. Yoksa A. Yildirim bu iste hiç mi katkisi yok. GS’in UEFA kupasini tesadüf diyerek kuçumsediktan sonra “bir seyler yapmassak, bir daha GS’yi yakalayamayiz” diyen mi?

Benim gençlik yillarýmda “köşeyi dönmek” tabiri çikmisti. Ve Türk insaný köseyi dönmek için her yolu mubah gormustu, git gide oyle, hatta bunu yaparken besmele bile çekiyor.

Dun Hurriyet’te “Anka Kuşu” yazýsýný okudum. Bir tek bu benzetmeyle hem fikirim o FB savunmasý yazýda. Evet FB’liler FB şike yapýlmýş olsa bile FB’lilikten vazgeçmez, vazgeçmemelidir de. FB kume düşse bile, birkaç sene sonra sampiyon olur, Avrupa’da başarýdan başariya koşar... Kullerinden dirilir, öyle de olmalýdýr.

Ancak en azýndan benimle (tum GS’lilar demeyeyim) FB seyirci arasinda onemli bir ayrilma var. Ayný durumda olsam FB’liler kadar kendimi ak goremezdim. FB’liler niye bizim basimiza dustu derlerse bununu siyasi yanina baksinlar.

Kaldi ki FB genelde iktidarla çatismamistir, bir Carsinin tavrini takinmamistir, ya da stadinda iktidara karşý isliklama olmamistir.

TFF Baskani benim gozumde daha ilk gun “kurumlarla kisileri karistirmamak” gerekir dedigi zaman bitmistir. Kaldiki GS adi geçer geçmez kendini tutamiyarak “gerekirse kupalarini aliriz” demesi için disa vurumudur. GS’in ilk açiklamasindan hemen sonra ceza tehdidinde bulunmasi da bunun bir ornegidir. Son beyani disari jurnalleme olarak nitelendirmesi de (sanki gunumuzde disarinin hiç birseyden haberi olmayacakmis gibi).

Benim kanaatim o ki (evet sadece kanaat yani intime conviction) A. Yildirim oyle melek degil. Bir sezoda iki kez hakem odasi onune gelmek Avrupa liglerininde yasanacak bir sey degil.

Ve de herkesin vurguladigi gibi madem kanit yok adami niye tedbirli olarak tahkime gonderiyorsun da baskanligini dusuruyorsun. Bu TFF bir baska açmazi.

Aziz Yildirim hakkindaki kanaatimin olusmasinda eskilere dayanan bir olay var. Adnan Sezgin’in Istanbulsporlu oyunculara GS maçindan (once ya da sonra animsamiyorum) dagittigi para var ki bu konuda bildigim kadariyla bir yargi karari bile var.

A.Y. Hakkindaki kanaatimde bu olaylar çikmadan once Denizli maçi konusunda konusmasi da onemli bir katki. Madem belgen var niye çikarmiyorsun. Kaldiki o maçin 16. dakika uzamasi kimin isine yariyordu? Apiah son dakikada topu disari atacagina gol yapsaydi n’oluyordu ?

Bakin Semih Senturk’un basina yaptigi “mamalanma” futbolculer arasinda geçen bir kelimedir açiklamasý bile mide bulandirmiyor mu?

Durum o kadar vahim ki bundan sonra çok uzun bir sure isin tadi kaçti. Parasal kaygilarla yayinci kurulus “sadece futbol konusalim” diyor, ama elin agzi torba degilki büzesin.

Evet bu ates üflemekle sönecek gibi değil, pandoranin kutusu açildi bir kere kapatmak çok ama çok zaman alacak, kin tohumlari her turlu toprakta çok çabuk buyumesini bilir, bunun onune nasil geçecegiz onu dusunelim.

Cok uzun yazdim, soz bir daha yazmayacagim.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 21 Aoû 2011 10:03    Sujet du message: Répondre en citant

Denizli maçinin 16 dakika uzamasi (ki bu süre çok net bir sekilde asagiya çekilmistir) mesele degildir burda, mesele -GS'li- Selçuk Dereli'nin neden o maçi tatil etmemesidir 3 anonstan sonra, neden sürekli faul yapan ve oyunun temposunu düsürmeye çalisan Denizli'li futbolcularina ilk sari kartini sadece taaaaa 75'da çikarmasidir. Siz bazi gerçekleri gözardi ediyorsunuz. O dönemin TFF baskani kimdi ? Ulusoy'du dimi ? Bitti ! Talimat yukardan gelmisti. Öküz altinda hiç buzagi aramayiniz, yok Appiah su pozisyonu kaçirdi bu pozisyonu harcadi demeyiniz. O sene bosuna Adnan Polat saat 20h45'de sampiyonuz dedigi çok net sekilde anlasiliyor. O sene bosuna Papermoonlarda yemekler yenmedi.

O maça gelinmeden bir hafta önce Inönü'de oynanan derbyde gole giden Sergen birden bire neden geriye dönüs yaptiginin izahini veriniz. Cordoba'nin asistinden bahsedin, ve ondan sonra neden apar topar TC'den ayrildigini anlatiniz.


Daha önce de bahsetmistim, o maçta isi saglama almak için GS yönetimi çok açik bir sekilde 1 milyon euro tesvik primi göndermistir Denizli'ye. Song'un ödenmesi gereken taksidinde 400 bin euro eksikmis. Sözde Denizli -AKP'li- baskani Ali Ipek bunlari açiklayacakti, ama susturuldu, kimler tarafindan bilmiyorum ama susturuldu, bu kesin. Öyle bir belge varmis, ama örtbas edilecek kesin. Siz istediginiz kadar kivirin, o sene FB sampiyonlugu çalinmistir emek hirsizlari tarafindan.

Aziz Yildirim'in "oda basmasina" (!) deginmissiniz. Merak ettigim bir konu var, siz o hakem raporlarini okudunuz mu böyle konusma cesareti bulabiliyorsunuz ? Okumadiniz degil mi ? Hakem raporlarinda yazmiyan bi seyi nasil GS'li zihniyetinize göre bol iskembeden salliyabiliyorsunuz ? Koridorlarda karsilasmak baska hakem odasi basmak baskadir beyefendi. Ki o koridarlari bir kulübün baskani tarafindan kullanilmasi kadar dogal bisey yoktur.


Belli ki siz basinin Aziz Yildirim'in basin tarafindan linç edilis dalgasina kapilmissiniz. Evet herkes A.Yildirim'i sevmek zorunda degildir dogru ama... her neyse zaten bütün bu iftira kampanyasina yasal açidan FB kulübü cevap verecektir. Siz hiç bisey anlamamassiniz çok yazik, FB'nin bu basina gelenler sadece bu ikdidara herzaman karsi oldugu için gelmistir. Bosuna mi hükümet yanlisi bir gazete (Taraf) sürekli yüklendi bu süreçte FB'ye ? Tamam bunun basaktörlerinden birisi Mehmet Baransu denen aciz bir GS'li ! Neden, A.Yildirim'in Genelkurmay'la yakinligi rahatsiz ediyor ikdidari. Amaç bu süreçte A.Yildirim'i o tahtindan düsürmek ve onun yerine iktidar yanlisi birini yerlestirmek. Bakin yeni spor bakanin ilk icaati ne oldu ?

Siz bu süreçte, camia olarak sürekli firsatçilik yaptiniz, onun için "ates üfleyerek sönmez" gibi demeç vererek hiç bir yere varamazsiniz. Siz bu süreçte TT Arena'nin diyetini ödüyorsunuz iktidara. Olay budur. Burda aslinda dag fare mare dogurmadi, tam tersine fare dag dogurdu !

Savci Berk'in bu sorusturmada elini nasil boka bulastirdigi da en somut göstergesidir. Evet olay çigrindan çikmistir, kin tohumlari ekilmistir. Ama burda hiç kimse FB camiasini günah keçisi ilan etmesin.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13627
Localisation: Paris

MessagePosté le: 21 Aoû 2011 13:56    Sujet du message: Répondre en citant

Kral efendi hala Denizli maçinda. Hakem karariyla maç iptal edilip FB sampiyon yapilmaliydi tabii, alisganlik iste...

Hakem odalari basmanin fotolari bile çikti, tabii hakemler birsey yazamazlar...
Rapor yoktu da niye adama iki kez hak mahkumiyeti cezasi aldi ?

Bence GS ile FB arasinda fark simdi gozuktu...

Birileri hala baskanlarini Muradin tabiriyle melek goruyor, digerleri Baskanlarini seçimle gonderiveriyorla, Adnan Sezgin için demediklerini de birakmiyorlar.

Fark bu?
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 21 Aoû 2011 17:17    Sujet du message: Répondre en citant

Gole giden ve aniden geriye dönen Sergen'den bahset atini seven Cengiz !

Papermoonlarda kutsal ittifakçilardan bahset !


O Aziz Yildirim'in sayesinde büyük stat yaptiniz Devlet'ten dilene dilene ! Biz yetim parasiyla stat yapmadik yavrum ! Sen fazla güneste kalmissin anlasilan. Adriyatik kiyilari sana yaramamis, hala saçmaliyorsun.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum Sport Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Aller à la page 1, 2, 3  Suivante
Page 1 sur 3

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.