Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Istanbul candidate à l'organisation des JO 2020
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
"Nous annonçons au monde notre candidature pour les jeux Olympiques de 2020, que nous considérons extrêmement importante pour notre pays et notre peuple", a-t-il déclaré dans une intervention télévisée.
"Nous nous portons candidats, car nous considérons comme extrêmement importantes les valeurs du sport et l'esprit des jeux Olympiques qui apportent une grande contribution à l'établissement de la paix dans le monde", a ajouté M. Erdogan.
Le Premier ministre turc a souligné que son gouvernement présenterait des projets de loi spécifiques pour les jeux Olympiques afin d'accélérer les investissements et les appels d'offres qui seront nécessaires pour que le pays soit prêt pour leur organisation, a rapporté l'agence de presse Anatolie.
"Nous pouvons dire que les infrastructures (de la ville) sont prêtes et que pour les superstructures nous pouvons mener à terme les investissements nécessaires rapidement et facilement", a poursuivi Erdogan.
La Turquie avait achevé en 2002 la construction du stade olympique d'Istanbul Atatürk, d'une capacité de 75.000 spectateurs, en vue des jeux Olympiques de 2008 pour lesquels la ville avait déjà été candidate.
Plus grande enceinte de football de Turquie, ce stade olympique, situé assez loin de la ville d'Istanbul, est conforme aux standards internationaux du Comité international olympique (CIO) et à ceux des fédérations de football et d'athlétisme.
Selon M. Erdogan, la Turquie est en train de réaliser les investissements nécessaires pour l'athlétisme et le tennis, tandis que le réseau ferroviaire est complété à l'heure actuelle pour assurer le transport vers les équipements sportifs qui seront prochainement construits.
"D'ici à deux ans, nous éliminerons tous les problèmes de notre réseau ferré", a-t-il dit.
"Prête"
La Turquie a concouru vainement quatre fois pour accueillir les jeux Olympiques et a renoncé à déposer sa candidature pour les jeux de 2016, attribués à Rio de Janeiro.
"Istanbul a déposé sa candidature plusieurs fois, mais n'a jamais été prête comme elle l'est aujourd'hui", a affirmé pour sa part le maire de la ville Kadir Topbas.
La Turquie accueille au printemps un Grand Prix de Formule 1 et a déjà organisé le championnat du monde de basket-ball en 2010, les Universiades d'été 2005 et d'hiver 2011 et la finale de la Coupe de l'UEFA 2008-2009.
Rome, Tokyo et Madrid sont déjà sur les rangs pour 2020. Doha envisage de se présenter et le président du Comité olympique sud-africain Gideon Sam insiste pour une candidature de Durban, rejetée jusqu'ici par le gouvernement de Pretoria.
Les villes candidates ont jusqu'au 1er septembre pour se faire connaître. La ville hôte sera désignée par le CIO à Buenos Aires le 7 septembre 2013.
Pour avoir les Jeux olympiques, il aurait fallu d'abord que ce fasciste à la tête de ce pays comprenne ce qu'est l'essence même des Jeux olympiques, pourquoi ils ont été créés.
Dans l'Antiquité, il s'agissait d'une trêve entre les cités grecques qui se faisaient sans cesse la guerre, il s'agissait donc de, entre autres :
- "Susciter une prise de conscience et encourager les dirigeants politiques à œuvrer en faveur de la paix"
Comment voulez vous donc que le comité olympique octroie l'organisation des Jeux à un pays avec à sa tête un "homme " qui est favorable à la guerre ?
- "Établir des contacts entre des communautés en conflit"
En vertu de quoi le comité olympique devrait octroyer les Jeux à un pays qui a un dirigeant qui est en contradiction totale avec l'esprit olympique, puisqu'il ne fait que diviser sa population ? N'est-ce pas lui l'auteur de cette locution devenue désormais proverbiale, "eux et nous" ?
- "Le but de l'olympisme est de mettre le sport au service du développement harmonieux de l'homme, en vue de promouvoir une société pacifique, soucieuse de préserver la dignité humaine."
Comment voulez vous que le comité olympique accorde l'organisation des Jeux à un homme qui envoie ses hordes de police sur la jeunesse manifestante afin de les gazer à l'aide de bombes lacrymogènes ?
- "Toute forme de discrimination à l'égard d'un pays ou d'une personne fondée sur des considérations de race, de religion, de politique, de sexe ou autres est incompatible avec l'appartenance au mouvement olympique. "
Comment voulez vous que ledit comité donne le feu vert pour l'organisation des Jeux à un pays qui a à sa tête un homme intolérant qui n'a aucune forme de respect pour quelqu'un qui ne partage pas ses idées ?
A mon avis le comité olympique a pris la plus sage des décisions qui s'imposait en choisissant la candidature de Tokyo, c'est l'assurance que les stades japonais seront au moins bien garnis. On a vu ce que ça a donné avec l'organisation du championnat du monde de football des moins de 20 ans. Catastrophique ! Si le football, qui est pourtant le sport favori de ce pays n'attire pas les foules comment voulez vous que l'athlétisme suscite plus d'intérêt ?
Personnellement je suis très satisfait car ce dictateur ne pourra pas utiliser cet argument pour les prochaines élections.
Pour celles et ceux qui voudraient en savoir davantage sur l'olympisme :
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 11194 Localisation: Nancy / France
Posté le: 09 Sep 2013 1:38 Sujet du message:
Citation:
7 Eylül 2013
Iskender BAYDAR
BUGÜN yanılmayı; rezil olmayı inanın herkesten çok ben istiyorum.
Bir sporsever olarak 2020 Olimpiyat Oyunları’nın İstanbul’da yapılması için ölüp bitiyorum.
Ama olmayacak, olamayacak…
NEDENİ çok basit: Küresel bir hedefe yerel yalanlarla talibiz de ondan.
Bilmiyorlar, görmüyorlar, duymuyorlar zannediyoruz.
GEZİ olaylarıyla ilgili soru sorulduğunda bizim basınımız bunu görmezden geliyor ya, tüm dünya da görmüyor zannediyoruz.
“DOPİNG olayları bizim bu konudaki kararlı mücadelemizin göstergesidir ve olimpiyatları almamıza köstek değil destek olur” yalanını biz yiyoruz da, tüm dünyanın da yediğini zannediyoruz.
JAPONYA ve İspanya’nın da en az bizim kadar, hatta bizden çok daha fazla dopingle mücadele ettiğini deftere yazmadıklarını zannediyoruz.
2012 Londra’da bine yakın madalya dağıtılırken, elinde cep telefonuyla sahaya girmeye çalışıp altın madalya kazanan sporcu ile ülkenin başbakanını, devlet televizyonunun canlı yayınında konuşturmaya çalışan tek bakanın bizim bakanımız olduğunu gülerek izlemediklerini zannediyoruz. O sporcumuzun da dopingli çıktığını bilmediklerini zannediyoruz.
KADINLARA ayrı, erkeklere ayrı olimpik havuz yapmakla övündüğümüzü duymadıklarını zannediyoruz.
MERSİN’DEKİ Akdeniz Oyunları’nın açılış ve kapanış törenlerine halkın hangi sebeplerle bilet bulamadığını fark etmediklerini zannediyoruz.
GELMİÞ geçmiş en az seyircili U20 Dünya Futbol Þampiyonası’na halkın ilgisizliğinin sebebini algılayamadıklarını zannediyoruz.
ÞİKE davalarını, yargılama devam ederken yasanın değiştirilmesini, siyasetin sürece müdahalesini önemsemediklerini zannediyoruz.
BİZDE her başarının ülkeyi yönetenlerin eseri, her başarısızlığın dış mihrakların ürünü olarak gösterilmesini hiç kafalarına takmadıklarını zannediyoruz.
“BİRLİKTE Köprüler Kuralım” sloganını kullanıp, kentin üçüncü köprüsünü şehrin akciğerlerinden geçirerek, olimpiyatların olmazsa olmazlarından çevre faktörünü göz ardı etmemize seyirci kaldıklarını zannediyoruz.
SANKİ dünya üzerinde bir biz varmışız gibi Türk’e Türk propagandası yaparak sonuca varacağımızı zannediyoruz.
Korkarım ki yine yanılıyoruz.
VE yazının başında da dediğim gibi umarım ben yanılırım.
Kibarliktan mi ne Mersin olimpiyatlarinda sirf Gezi gostericilerine hakaret etti, hem de onlari "ortaligi Ermenilere biraktiniz" gibi asagilik bir lafla Turk delegasyonunun bayragini tasittirdigin guresciniz bu sozleri nedeniyle 6 ay uluslararasi musabakalardan men edildigini bilmediklerini mi saniyordu nuz?
Tabii gudulen dis politika nedeniyle de destekten mahrum kaldigimizi da goz ardi etmeden...
Le fossé est tellement profond qu'un citoyen turc outré par ce pouvoir pouvez écrire sa satisfaction quand Tokyo soit désigné...
Citation:
Türkiye'de federasyonların özerkliği sıfıra yakın, spora yoğun siyasi müdahale var.
Türkiye'de uluslararası düzlemde mahkum edilmiş, ülke içinde yok sayılmış zincirleme şike var.
Türkiye'de başka hiçbir ülkede görülmeyen sıklıkta, pek çok branşta doping var.
Türkiye'de U-20 Dünya Þampiyonası tribünlerde sinek avladı. Akdeniz Oyunları'na yandaşlar tribüne bedava alınmak suretiyle açılış töreni yapıldı.
12 Dev Adam olarak gazlanan pespaye takımın kaptanı doping zanlısı, bayrak taşıyan milli güreşçimiz IRKÇI !
Türkiye'de kokuşmuş bir spor basını mevcut, cehaleti ve haysiyetsizlikleri dillere destan...
Türkiye'yi 11 senedir şeriat özlemcisi AK Müslüman Kardeşler yönetiyor. Bu grup Mısır'daki İhvan ya da Suriye'deki sünniler için canlı yayında ağlarken, kendisine oy vermeyen vatandaşlarını insandan saymıyor. İşin kötüsü, dünya bu agresif cihat kültürünün ve rövanşist zihniyetin farkında..
Bu ülkenin gençlik ve spor bakanı yalakalık dışında en ufak bir haslete sahip değil..
Madrid'in belediye başkanı, Tokyo'nun valisi Buenos Aires'te kürsüye çıkarken, İstanbul Buyuksehir Belediye Başkanı süs bitkisi gibi orada durdu, memur vali götürülmedi bile.
Madrid sunumunda lokantalarını, Tokyo güleryüzlü taksi şoförlerini, Istanbul ise Marmaray ve TOKİ'yi anlattı.
Istanbul'un mega planı Istanbul'u tamamen betonarme formatlamak uzerineydi, emin olun "tamam olimpiyat baska kentte olacak ama inşaatı TOKİ yapacak" dese bizim heyet kalkar dönerdi.
Japon Başbakanı Shinzo ABE sunum yaptı ve yanında kraliyet ailesini temsilen Prenses Takamado vardı. Konuşmasına Fransızca başladı, İngilizce devam etti
Padişahımız RTE ise eşini ve kızını götürmüştü izleyici olarak.
Hasan Arat bir gün önceki demecinde "devletimiz ve muhalefetimiz destek verdi" ibaresini kullandı.. Hasan Bey için Devlet = Hükümet idi.
Hasan Bey Türkiye'nin 10 senede çok değiştiğini, ilerlediğini anlattı. Yine hükümete selam çaktı.
Ama sunumuna Türkiye Cumhuriyeti'nin DEMOKRATIK / LAIK / SOSYAL HUKUK DEVLETI oldugunu vurgulayarak başladı.
Sürekli Atatürk'ten bahsetti, ondan alıntılar yaptı.
Bütün okullar imam hatip olsun, liseliler okurken evlensin, kızlar örtünsün, en az 3 çocuk, "kininize sahip çıkın" diye gazlanan muhafazakarlıktan eser yoktu.
Takiye mi dedi biri ?
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 10 Sep 2013 16:08 Sujet du message:
Cok sert ve aci veren bir yazi. Var mi bir diyecegi olan !
Citation:
Yılmaz ÖZDİL
Hükümet olimpi’yatma yeri değildir canım kardeşim...
Bizim spor bakanı “olimpiyatlara adını veren dağ, Antalya’daki Olimpos Dağı’dır, Çıralı’da yanan ateşin tanrısal olduğuna inanılıyor, olimpiyat meşalesini doğduğu topraklara, Anadolu’ya götürmek gerekir” dedi.
Olimpos Dağı, Antalya’da değil, Selanik’te... Olimpiyata adını veren, dağ mağ değil, Yunanistan’daki antik kent Olimpiya... Olimpiyat meşalesinin Çıralı’yla alakası yok, tarihte ilk kez Hollandalılar tarafından 1928 Amsterdam olimpiyatında yakıldı. Olimpiyat meşalesinin elden ele koşturulması geleneği ise, Hitler’in icadı, 1936 Berlin olimpiyatında başladı.
*
Bu bilgisizliğe, değil olimpiyat, kiraz festivali bile vermezler!
*
Bizim başbakan, Mersin Oyunları’nın açılışında “Akdeniz, beyaz deniz, White Sea olarak adlandırılır” dedi. White Sea, Rusya’nın kuzeyinde.
*
“Japon başbakanına dedim ki, bu olimpiyattan çekilin dedim, inanıyorum ki kendileri de Tokyo Valisi’ne bu talimatı vereceklerdir” filan... E hani? İstanbul Valisi mi sandın sen onu emmioğlu!
*
Milli takım bayrağı taşıttığın yandaş güreşçi, ırkçılıktan ceza aldı.
*
AKP’li Üsküdar Belediyesi’nin sporcusu diye hava attığın, spor salonuna adını verdiğin olimpiyat şampiyonu, dopingci çıktı, spordan men edildi.
*
Olimpiyat bize verilseydi, İstanbul’da havayi fişek gösterileri yapılacak, sabaha kadar şenlik olacaktı. Sen değil miydin, Mısır için yas ilan eden? Bitti mi matem?
*
Dünyada, gençlerine spor bayramı armağan eden tek lider var, tek devlet var, Mustafa Kemal Türkiyesi... 19 Mayıs’ı yasaklayacaksın, sonra utanmadan, spor ülkesiyim diyeceksin öyle mi?
*
Rize çıkacak, Kasımpaşa çıkacak, Kayseri Belediyespor bile çıkacak, Diyarbakırspor garibanlıktan amatöre düşecek... Sen hâlâ sporda fırsat eşitliği sağladım hikâyesi anlatacaksın.
*
20 senedir olimpiyata talibiz, tesisler hâlâ çizgi film şeklinde... Maketi bile yok. Yapa yapa bi tane olimpiyat stadı yaptın, onu da yanlış yere yaptın. Ağustosta bile anca paltoyla oturabilirsin, devamlı fırtına var. Kaleci degaj yapıyor, öbür kalenin arkasına uçuyor. Cirit fırlat, Bahçeşehir’e kadar gider. Atletizmde rüzgâr limiti var, istersen dünya rekoru kır, meteorolojik limit aşılmışsa, kabul edilmez. Bu statta olimpiyat yapmana izin verilmez. Bundan hiç bahsetmeyeceksin di mi?
*
Bir numaralı kriter, olimpik vatandaş... Bu işin olmazsa olmazıdır. Olimpik vatandaş, spor yapan, spor takip eden, spor için para ödeyen insandır. İstanbul’da anket yapıldı, ahalinin yüzde 38’inin olimpiyat adaylığımızdan haberinin olmadığı ortaya çıktı. 20 senedir adayız, bu arkadaşların hâlâ haberi yok. Sence, kime oy vermiştir bu “bilinçli” yüzde 38?
*
Kızlara ayrı, erkeklere ayrı havuz yapacaksın. Spor bakanlığının gençlik kamplarını harem-selamlık ayırdın. Parktaki banklara kızlı-erkekli oturulmasına bile gıcık oluyorsun. Olimpiyat köyü’nde laik mi olacaksın?
*
Avrupa’da sokağa çık, bu ülkede ne kadar çok engelli var dersin. Türkiye’de sokağa çık, bu ülkede hiç engelli yok dersin. Engelli vatandaşlarımızı belediye otobüsüne bile bindirmeyi başaramıyorsun birader... Paralimpik senin neyine?
*
Altın madalya kazananlara toki’den ev vermeyi vaat ettin, olmadı... Usain Bolt’a avanta kömür vermeyi de düşünüyor musun?
*
Sloganımız neydi?
Bridge together.
Fatih Köprüsü’nü kim yaptı?
Japonlar.
Marmaray’ı kim yapıyor?
Japonlar.
*
Güya “iki kıtayı birleştiren ülkeyiz” diyorsun... İki kıtayı, hem denizin altından hem denizin üstünden anca Japonlar sayesinde birleştiriyorsun.
*
Sen önce köprü yapmayı becer...
Bridge together’ı sonra düşünürüz!
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 13 Sep 2013 15:58 Sujet du message:
Ci-dessous le tableau de notation du comité d'examen des JO !
Donc le soit disant ministre de sport qui accusait les opposants doit avoir un peu de honte...
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 23 Sep 2013 0:50 Sujet du message:
Et, Dogan Hasol, un sage, évoque les raisons pour lequelles Istanbul n'a pas décroché l'organisation des JO de 2020 et fait allusion à un article qu'il a publié avant même les événements de Gezi, dans lequel il soulignait les problèmes d'infrastructure, des projets d'apparence farfelu puisqu'il n'apparaissait pas dans les plans de la ville et privé de signature d'architecte compétent en la matière.
Istanbul prévoyait dépenser 19 milliards alors que le Japon estimait qu'il pouvait réaliser les JO avec moins de 5 milliards grâce au projets signé par des architectes de renommés internationales...
Citation:
İstanbul Olimpiyatları Hayal Oldu!
Doğan Hasol - Cumhuriyet 21.09.2013
Daha da önemlisi, ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesiyle, içte insan haklarına dayalı gerçek demokrasi, kardeşlik ve özgürlük ortamının yaratılması, dışta ise komşu ülkelerle dostça, barışçı ilişkiler kurulması öncelik taşıyor.
Daha Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin (IOC) 2020 Olimpiyatları için şehir belirleme kararını vermesine üç buçuk ay vardı... Taksim Gezi Parkı olayları da ortada yoktu... 23 Mayıs 2013 günü Cumhuriyet’te “2020 İstanbul Olimpiyatları Hayal mi?” başlıklı bir yazım çıkmıştı. O yazıda, olimpiyatların İstanbul’da yapılmasını öteden beri istediğimi vurguladıktan sonra, ülkemizde yaşanmakta olan kimi olumsuzluklara dikkat çekiyor ve kaygılarımı aktarıyordum.
IOC’nin değerlendirme komisyonu mayıs ayında İstanbul’da incelemelerde bulunmuş, kendilerine İstanbul’a ilişkin bizim de ilk kez duyduğumuz kimi projeler sunulmuştu. Yürürlükteki kentsel planlarda bulunmayan, kimlere hazırlatıldığı bilinmeyen uçuk-kaçık kimi mimari(!) çalışmalar... Örneğin Harem’de denize nâzır 70 bin kişilik bir stadyum gibi. Söz konusu yazımda IOC yetkililerinin konularını iyi bildiklerini, böylesi projelerle gözlerinin boyanamayacağını, hatta bu projelerin İstanbul’a zararlı olacağını düşünüp kötü puan bile verebileceklerini belirtmiştim.
IOC, her şeyden önce, olimpiyatların yapılacağı ülkede huzur ve güvenlik arar. Oysa 1 Mayıs bayramı polisiye önlemlerle İstanbulluların burnundan getirilmişti. 11 Mayıs günü Hatay-Reyhanlı’daki bombalama eylemleri en az 50 kişinin ölümüne, pek çok kişinin yaralanmasına, yüzlerce bina ve taşıtın hasar görmesine neden olmuştu. Suriye iç savaşı sınırımızı aşmıştı; sınır boyu, çalkantılarla kaynıyordu. Yine aynı yazıda şöyle diyordum: “Bütün bunların IOC kararlarında etkili olmaması beklenemez. IOC her zaman sporun gücünü polisin gücüne tercih eder. Terörden de hiç hoşlanmaz.”... “Oraya buraya, ‘İstanbul’a Olimpiyat Yakışır’ şeklinde afişler asmak yetmez; halk desteğinin varlığı da yetmez. Önce, İstanbul’da olan biteni İstanbul’a yakışır hale getirmek gerekir. Daha da önemlisi, ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesiyle, içte insan haklarına dayalı gerçek demokrasi, kardeşlik ve özgürlük ortamının yaratılması, dışta ise komşu ülkelerle dostça, barışçı ilişkiler kurulması öncelik taşıyor. Ülkede huzur ortamı yaratılmazsa pek çok iyi şey gibi 2020 İstanbul Olimpiyatları da hayal olmaktan öteye geçmez.” Evet, yazdıklarım bunlardı ve Taksim Gezi Parkı olayları daha ortada yoktu. Mayıs sonunda gençlerin park eylemi polisin aşırı güç kullanmasıyla sindirilmeye çalışıldı. Yakılan çadırlar, sıkılan basınçlı sular, gaz bombaları, biber gazı fişekleri... Ölen gencecik insanlar, gözlerini kaybedenler, yaralananlar... Bu gelişmeler güvensiz bir kent imgesi oluşturdu. Hükümetin hoşgörüsüz, duyarsız sert önlemleri olayları yatıştırmak yerine daha da tırmandırıyordu. IOC Komitesi üyeleri İstanbul’dan ayrılmışlardı ama Gezi olaylarını yalnız onlar değil bütün dünya, iletişim çağı olanaklarıyla yakından ilgiyle izledi.
Sonuçta 7 Eylül günü karar belirlendi. Oylamada Madrid’in elenmesi sonrasında İstanbul ile Tokyo finale kaldı; ikinci oylamayı 36 oya karşı, 60 oyla Tokyo kazandı.
Sürece, yaşanan gelişmelerin ışığında bir kez daha eğilelim... Karardan üç buçuk ay önce yazdığım gibi, 2020 Olimpiyatları İstanbul için hayal oldu. Yöneticilerimiz karara çok şaşırdılar. Mayıs ayında Başbakan Erdoğan, Sinop’ta kurulması söz konusu olan nükleer santral için Japonya Başbakanı ile buluşmasında Tokyo’nun adaylıktan çekilmesini önermiş, “Siz daha önce olimpiyat yaptınız. Tokyo valisine talimat verin, bu olimpiyattan çekilsin, bunu da biz yapalım” demişti. İstek kabul görmedi.
Tokyo, 49 yıl önce 1964 Olimpiyatlarını yapmış ve o işten yüzünün akıyla çıkmıştı. Olimpiyat tesislerinden birçoğunu dönemin ünlü mimarı Kenzo Tange’ye yaptırmıştı; o tesisler yine devrede olacak. Bu kez de projelendirme işlerinin başına Japon mimar Tadao Ando’yu getirmiş, stadyum projesini de yine ünlü mimar Zaha Hadid’e ısmarlamış. Bizde bu olgu dikkate alınmadı; ortada ciddi isimler, ciddi tasarımlar yok.
Yalnızca tesisler için 19.4 milyar dolar harcayacağımız vaadinin ise IOC’yi sevindirmekten uzak kaldığı anlaşılıyor. Japonya bu iş için yalnızca 4.9 milyar dolar harcayacağını bildirmiş, hatta bankaya yatırmış. IOC, tesis hovardalığı ile olimpiyatların, ülke ekonomilerini çökertmesini istemez. Bazı ülkelerin olimpiyatın getirdiği ekonomik yük altında ezildiği biliniyor; Yunanistan bunun son örneğidir.
Öteki olumsuz nedenleri de sıralayabiliriz:
Ülkedeki huzursuzluk ortamına ek olarak komşu ülkelerdeki iç çatışmalara bulaşmamız... Yanlış politikalar nedeniyle içte ve komşu ülkelerle ilişkilerde oluşan “güvenlik” sorunları.
Ülke sporunun içine düştüğü ve hâlâ çıkamadığı şike olayları ve uluslararası arenaya da yansıyan doping skandalları. İstanbul’un, nüfus baskısı ve plansızlık nedeniyle içinden çıkılmaz hale gelen ulaşım sorunları... İstanbul’da trafiğe çıkan, günlük 2 milyon taşıt sayısının 2020’de 4 katına çıkmasının yaratacağı çözümsüzlük. 75 milyonluk ülkede yaygın futbol taraftarlığının dışında, spor çeşitlerinin ve sporcu sayısının azlığı.
Türkiye’nin bugün içine düştüğü kadın - erkek ayrımcılığı... Örneğin, erkeklere ve kadınlara ayrı yüzme havuzu yapma girişimleri...
“Olimpiyat ilk kez Müslüman bir ülkeye gelecek” temasının işlenmesi... Olimpiyatlar ilke olarak din, dil, ırk farkı gözetmez, cinsiyet ayrımcılığı yapmaz.
İşte bütün bu sıraladıklarım, “2020 olimpiyatları için İstanbul neden seçilmedi” sorusunu yanıtlıyor.
Dünya basınının yorumları da yukarıdaki görüşleri doğrular nitelikte. Yetkililer bu sonuçtan ciddi dersler çıkarmalı. Þimdi, 2000’den bu yana 5 kez talip, 3 kez aday olup sonuçta seçilmediğimiz olimpiyatlara yeniden adaylık başvurusu yapmadan önce çağdaş uygarlık yolundaki kararlılığımızı ve onun koşullarını bir kez daha gözden geçirmemiz gerekiyor.
Inscrit le: 29 Jan 2010 Messages: 742 Localisation: Paristanbul
Posté le: 30 Sep 2013 0:02 Sujet du message:
Les jeux olympiques ont fait couler l'économie de la ville d'Athènes en son temps avec si je me souviens bien, 2 milliards de dollars de perte plusieurs mois après la fin des jeux, dans un autre cadre Barcelone a été la proie des investisseurs en acceuillant ces même jeux, les prix de l'immobiler avaient doublé en quelques années, Les organisateurs avaient oublié que ni la Grèce, ni l'Espagne ne sont des pays ayant assez de champions de haut niveau pour permettre d'attirer assez de public local et sa file de sponsors. Pour Istanbul et la Turquie est-ce réellement différent?
Sans rentrer dans des considérations de l'enjeu politique du gouvernement dans ce qu'il avait à gagner dans cette affaire, je suis très content qu'Istanbul n'ait pas gagné. La ville est déjà assez la proie des rentiers et le fossé social entre les quartiers catastrophique. La ville n'a pas besoin qu'on articule son urbanisation autour d'un seul évènement mais en prenant compte seulement des besoins réels de la population.
Inscrit le: 09 Oct 2007 Messages: 3474 Localisation: Somewhere in the world
Posté le: 01 Oct 2013 9:38 Sujet du message:
Je suis tout à fait en phase avec Cüneyt sur cette question, et j'étais soulagé, en poussant un soupir, quand j'ai appris qu'Istanbul n'était pas retenu. Beaucoup de gens qui ne voient pas plus loin que leur bout de nez, et tirent un point d' orgueil naïf de l'organisation de tels évènements, ignorent souvent l'envers de la médaille. En plus, toutes ces manifestations "sportives" ont perdu depuis belle lurettes, leur esprit initial, se transformant en foire mercantile. Il n'y a plus d'esprit olympique. C'est la rentabilité à court terme, l'esprit de gain et moyen de s'enrichir davantage au profit de petites minorités nanties, et au détriment de la grande majorité qui se transforme souvent en son propre instrument d'oppression. Allez j'arrête, avant de tomber dans les rhétoriques de la langue de bois en la matière!!! _________________ Родион Романович Раскольников
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum
FAQ
Rechercher
Liste des Membres
Groupes d'utilisateurs
Profil
Se connecter pour vérifier ses messages privés
Connexion
)))
