Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - AKP Türkiyesi...
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 17 Jan 2017 2:06 Sujet du message:
Ve AKP iktidarinin pisligi yine pislik saçmis :
Gökçek'ten İnönü açıklaması:
Camileri satan, masumların kanına giren...
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Twitter hesabı üzerinden İsmet İnönü ile ilgili paylaşım yaparak, "Camileri satan, pek çok masumun kanına giren dönemlerin başbakanı ve cumhurbaşkanının okul kitaplarından çıkarılması, geç kalmış bir olaydır"
Daha bir kadin milletvekilinin "kopekler giremez" pankarti pek dolasmiyor. Bu kadin kopekleri karistirmasin, bu hayvanlar kadar degeri yok bence... Ayni kadin yalakalikta ustume yok dedirtmek için Safak Pavey'e de saldirip takma bacagini çikartmis. Sonra da ustleri gibi yalancilik ve iftira ile ben magdur oldu pozlarinda meclise tekerlekli sandalye ile gelmis. Diger AKP'lilerde hatira fotografi çektirmisler.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 28 Jan 2017 10:59 Sujet du message:
Basilmadan yasaklanan kitaplar dizisine bir yenisi daha !
Citation:
Aydın Engin
Düşüncelerin tehlikeli, yasakladım!..
Devlet Bahçeli'yi anlatan kitap hakkında toplatma kararı
26 Ocak 2017 Perşembe
Bazılarınız başlığa baktı ve “Yok artık” dedi. Oysa var artık!..
Elimde kapı gibi bir mahkeme kararı var. Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/6 sayılı ve 20 Ocak 2017 tarihli kararı. Ayrıntılarını birazdan okuyacaksınız. Ancak son söyleneceği baştan söyleyeyim: Bu kararın özeti bu yazının başlığından ibarettir:
Düşünceleriniz tehlikeli, yasakladım!..
Sabahattin Önkibar bir gazeteci. Birkaç yazısını okumaktan öte bir tanışıklığım yok. Siyasal yakınlığımın olmasına ise imkân yok.
Mesleğe Türkiye gazetesinin Ankara temsilcisi olarak başlamış, Yeniçağ gazetesi durağından geçip Aydınlık gazetesine yorumcu, Ulusal Kanal’a programcı olarak demir atmış.
Yani siyasal çizgilerimiz arasında olsa olsa bir “taban tabana zıtlık”tan söz edilebilir.
Önkibar yakınlarda bir kitap yazmış: Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Þey.
Sizi bilmem, ama ben böyle bir kitabı bulur bulmaz alır, bir solukta okurdum. Öyle ya, MHP’nin başkanlık koltuğunda kalabilmeyi ancak Erdoğan desteği alarak ve AKP ile imam nikâhı kıyarak sağlayabilen Devlet Bahçeli ve kapalı kutu “Ülkücü Hareket” üstüne Sabahattin Önkibar’ın meslek geçmişi ve ideolojik çizgisinde birinin yazdıkları “birinci elden bilgi” bağlamında önem ve değer taşımalı.
Bir üst paragrafın ilk cümlesinde “okurum” yazmak yerine “okurdum” yazdım ve gözden kaçmasın diye siyah dizdim.
Okurdum çünkü okuyamam.
Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi henüz yayımlanmamış sadece yayımlanacağı duyurulmuş bir kitabı, yani kararı veren yargıç dahil kimsenin okumadığı bir kitabı yasakladı.
Mahkeme kararında görülüyor. Devlet Bahçeli kişilik ve MHP de tüzel kişilik olarak mahkemeye 19 Ocak 2017’de bir dilekçe vermişler.
Mahkeme de hemen ertesi gün bir karar vermiş. Duruşma tutanağından aktarıyorum:
“... İhtiyati tedbir dilekçesinin içeriğinden anlaşılacağı üzere ....... tedbir isteyen tarafın kişilik haklarının zarar görme ihtimalinin güçlü olduğundan talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir...”
Cümledeki düşüklüğe boşverin ve asıl soruya cevap arayın: Biri “Bir kitap çıkacak ve o kitap bana zarar verecek. Tedbir koyup yasaklayın” diye dilekçe verdiğinde, okunmamış (bir daha: Okunmamış) bir kitabın kişilik haklarına zarar verme ihtimalinin yüksek olduğu hangi terazi ile ölçülmüştür?
Asliye hukuk mahkemesi yargıcında anlaşılan böyle bir terazi var. Ölçmüş ve hükmü bastırmış:
“... Devlet Bahçeli ve Ülkücü Hareket Hakkında Her Þey” adlı kitabın dağıtımın tedbiren durdurulmasına ve dağıtılan varsa toplatılmasına...”
Vay be!...
Þimdi ben “Tayyip Erdoğan ve AKP hakkında her şey” konulu bir kitap yazmayı tasarlasam ve bunu bu köşeden reklam olsun diye ilan etsem, kişi olarak Erdoğan, tüzel kişilik olarak AKP, mahkemeye (mesela Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne) başvurup kişilik hakları zarar göreceğinden kitabın basılmasının, hatta yazılmasının, hatta tasarlanmasının, hattanın hattası düşünülmesinin tedbiren yasaklanmasını istese...
Cümlenin devamını yazmama gerek var mı?
Peki, öyle tehlikeli bir kitap tasarlamasam da mesela “Bazı yargıçların ve savcıların hukuk fakültesi diplomalarının yeniden gözden geçirilmesi” konulu bir araştırmacı gazetecilik çalışmasına başlıyorum filan desem...
Demem, demem...
Önkibar’ın başına gelenlerden sonra enayi miyim ben?
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 28 Jan 2017 17:03 Sujet du message:
Citation:
Bilecik’te geçen 10 Kasım’da, Sağlık Müdürlüğü ile Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün bulunduğu 4 katlı binaya büyük bir Türk Bayrağı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın posterinin yanyana, bir kat aşağısına ise küçük bir Atatürk flaması asılmasına soruşturma başlatıldı.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 31 Jan 2017 11:09 Sujet du message:
Nasil da firsat yakaladik diye saldiriya geçmisler... Ben Ali'nin uçagini alirken laf edemeyenler CHP'linin iletisim masraflari abartili çikinca almislar ellerine davulu... Kaldiki CHP'li kanunsuz bir is de yapmamis, kendsine taninan limitsiz hakki veryansi kullanmis.
Ikiyuzlu olmasalar her birinin yaptigi masraflari çikarirlar. Ama bunlarda seffaflik ne gezer.
Citation:
Ankara’da “Haberleşme Canavarı” yakalandı!
30 Ocak 2017
Vekil hanım haberleşiyor. Seçmeni ile bütünleşecek. Çekmiş SMS'leri: Kadınlar Günümüz kutlu olsun… Kandiliniz mübarek olsun… Göndermiş telgrafları: Meclis'te soru önergesi verdim… Saat 21'de TV'de tartışma programındayım…
Yüzbinlerce SMS.
On binlerce telgraf.
Asıl mesleği avukat CHP Adana Milletvekili Elif Doğan Hanım'ın seçmenleriyle yaptığı haberleşme gideri 1 milyon 200 bin TL'ye ulaşmış.
Vay anasını!
Ne bu!
Elif Doğan Hanım, hiç merak etmemiş kaça gidiyor bu SMS'ler ile telgraflar… Hem avukat, hem muhalefet milletvekili, hem Tek Adamlık sistemi için israf sarayı yapılmasını, 13'üncüsü alınan VIP uçakları, devlet malı deniz yemeyen keriz çürümüş anlayışını eleştiriyor, halkçı duruş, Cumhuriyetçi dikleniş, Atatürkçü vaziyet alış sergiliyor fakat öbür yandan Meclis İdare Amiri AKP'li Salim Uslu'nun, pusuya yatıp sinsi sinsi bekleyeceğini, vekil hanımın haberleşme harcaması 1.2 milyon TL'yi geçince de; “bakın CHP'li katip üye Elif, haberleşmenin harcama canavarı oldu” diye işaret çakacağını da hesap etmiyor.
* * *
Kapı gibi yasa var.
Sınırsız hak vermiş.
Bu çürümüş yasaya göre sadece CHP'li Elif Doğan vekilin değil, diğer AKP'li, MHP'li, HDP'li katip üyelerinin de, Başkanlık Divanı üyelerinin de, Komisyon Başkanları'nın da, Grup Başkan Vekillerinin de, Meclis Başkanı'nın da bütün giderleri devletten karşılanmak üzere altlarına hem “kırmızı plakalı makam aracı” veriliyor ve hem de hiçbir sınırlama koymadan tüm haberleşme harcamaları devletten ödeniyor. CHP'li vekil hanım, baş harcama canavarı oldu. Peki AKP'li vekil Salim Uslu, AKP'li Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Þentop, FETÖ Darbesi Araştırma Komisyonu Başkanı Reşat Petek ve toplam sayıları 50'yi geçen diğer katip üyeler, komisyon başkanları, grup başkanlarının “haberleşme harcamaları” ne oldu?
Girin Meclis sitesine!
İsim isim liste arayın!
Kimin harcaması ne?
İmkansız, bulmazsınız.
* * *
Meclis Başkanı, hastalandı, baksınlar diye hastaneye Meclis'ten 10 garson gönderildi. Hasta adam, her saniye yemek yiyor olmalı ki, 10 garson etrafında pervane… Doktoru var, hemşiresi var, hastanenin hizmetli elemanı var, bu yetmiyor Meclis kadrosundan 10 garson koşuşturdular.
Meclis kadrosu kaç?
3 bin kişi mi?
5 bin kişi mi?
10 bin kişi mi?
Kimse merak etmiyor, sormuyor, sorgulamıyor, netleştirmiyor. Niçin? Çoğunlukta oldukları için çoğunlukla AKP'li milletvekilleri, zırt pırt yurt dışına “bilgi-görgü artırma” gezisine gönderiliyor. Uçak paraları Meclis'ten, ceplerine yolluklar da Meclis'ten. Son 5 yılda hangi partiden kaç milletvekili yurt dışına gitti, ne kadar harcandı? Meclis'te milletvekillerinin makam odaları olsun diye muazzam harcamayla bina yapıldı. 5 yılı daha dolmadı, şimdi 600-650 odalı yeni bir bina dikiliyor. Kaça mal olacak? 100 milyon TL diyorlar, doğru mu? Anayasa referandumdan geçerse milletvekili sayısı 50 artıp, 600'e çıkacak. 50 milletvekilinin sadece maaşları ve üç yardımcısının giderlerinin 5 yılda Meclis'e bindireceği ilave harcama 200 milyon TL hesabı yapılıyor. Ne ihtiyaç vardı milletvekili sayısını artırmaya? Meclis İdare Amiri Salim Uslu, bu soruyu sormadı ama pusuya yatmış CHP'li vekil 1.2 milyon TL haberleşme harcamasını geçince “yakalayın canavarı” yapıyor.
CHP'li vekil de çok pişkin!
“Beni uyarmadılar” diyor.
Özre bak!
* * *
Asıl şu 3 soruya bak:
1: Cumhurbaşkanı Sarayı kaça mal oldu? 2: Sarayın günlük, haftalık, aylık, yıllık harcaması ne kadar? 3: Ayrılan bütçe yetmediği zaman açık nereden nasıl karşılanıyor? Ankara'da asıl büyük harcama canavarı bu 3 sorunun içinde.
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 01 Fév 2017 1:30 Sujet du message:
Dinime laf eden bari musluman olsa diye bir laf vardir, iste CHP'li TBMM baskanlik divani uyesini 1,2 milyonluk masrafi için ifsa edenler, bir de RTE'nin hesabini açiklamadigi 3 milyar 332 bin TL'lik ortulu odenek konusuna deginseler.
Olsun, ne gam. Nasilsa Anayasa Mahkesmi bu konun kendisini ilgilendirmedigine karar vermis...
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 05 Fév 2017 2:32 Sujet du message:
Sosyal medya hesabında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret eden paylaşımda bulunduğu gerekçesiyle eylül ayında tutuklanan Fikret Yorgun, 2 ay sonra serbest bırakıldı.
Bursa 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nde son defa hakim karşısına çıkan Yorgun, 1 yıl 11 ay hapis cezası aldı. Ancak 5 yıl içerisinde suç işlememek şartıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi.
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 05 Fév 2017 3:09 Sujet du message:
Guya AKP musluman halkin partisi. AKP zamanindaki kadar asagilanmamisti bu halk, Iste Yilmaz Ozdil bir cetele tutuvermis. Iktidar hakaret yagdirirken iktidara muhalif laf soyleyeni "halka hakeret etmekle" suçlamak iyi saptirma.
Bunlar oylesine zengin fakir ayrimi yaptilar ki, znegin çocuklari (basta kendilerinki) askere gitmediler ama parasiz gidiyor, ya teror ya da Suriye'de sehit oluyor. Onun da kulpunu buldular : Sehit olmak ne guzel...
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 08 Fév 2017 10:44 Sujet du message:
"Bitaraf olmayan bertaraf olur"
Ve oluyor, hayir diyeceklerini soyleyenler, kendileri gibi dusunmeyenler ...
Citation:
FETÖ diye başladılar, demokratları temizlediler: Dükkanı kapattık, patron çıldırdı
Resmi Gazete'de dün gece yayınlanan KHK ile Türkiye'nin en köklü üniversitelerinden 330 akademisyen ihraç edildi. İhraç edilen akademisyenlerin 115'nin Barış için Akademisyenler İnisiyatifi'den olması dikkat çekti. Yazar Emrah Serbes, ihraç edilen Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü'nde görevli Prof. Dr. Beliz Güçbilmez'e "Hocam herkes atıldı mı yani, bu kadar okudunuz tamam mı dediler, kapatıyoruz mu bölümü" diye sordu. Güçbilmez ise "Evet öyle görünüyor. Dükkanı kapattık. Patron çıldırdı" diye yanıtladı.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 08 Fév 2017 10:49 Sujet du message:
Devletin zemini kaynadi...
Once orduda "Ataturkcu" olduklarini ileri surdukleri Ergenekon, Balyoz gibi operasyonlarla elimine edildi, arkasindan kendi yerlestirdikleri FG taraftari dedikleri ihraç edildi.
Hakimlerde ayni operasyon.
Ogretmenlerde ayni sey.
Ve Universitlerin içi bosalti.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 16 Fév 2017 20:30 Sujet du message:
Citation:
Özgür Mumcu
Ahmet Þık kazanacak
16 Þubat 2017 Perşembe
Meşhur İngiliz futbolcu Garry Lineker’in neredeyse kendi kadar meşhur sözüdür: “Futbol; 22 kişinin 90 dakika bir topu kovaladığı ve sonunda her zaman Almanların kazandığı basit bir oyundur.”
Herhalde Türkiye’deki siyasi davalar için de benzer bir tanımlama yapılabilir:
“Türkiye’de siyasi davalar cemaatin ya da iktidarın güç kovaladığı ve sonunda hep Ahmet Þık’ın tutuklu olduğu basit bir oyundur.”
Dün, İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde cemaatin kumpaslarından Odatv davasının karar duruşmasına Ahmet Þık’ın Gülencilikten tutuklu halde getirilmesinin başka bir izahı var mı?
Odatv davasının orijinal savcı ve hâkimi kaçmış, senelerce her yerde bas bas bağırılmasına rağmen yargı davanın bir komplo olduğuna yeni uyanmış, cemaatin dalaveresi ortaya çıkmış. Cemaatin emniyete nasıl sızdığını anlattığı için tutuklanıp kitabına el konmuş Ahmet Þık ise cemaatçi olduğu iddiasıyla tutuklu. Duruşmaya Silivri’den katılıyor.
Diğer koğuşlarda ise Cumhuriyet gazetesinin yönetici ve yazarları var. Onlar da cemaatçi olduğu gerekçesiyle hakkında ömür boyu hapis cezası istenen ve yurtdışı çıkış yasağı bulunan bir savcının marifetiyle 100 günden fazla bir süredir tutuklu.
Peki, Odatv davasının gönüllü savcıları nerede?
Bütün siyasi kariyerini cemaat davalarını savunmaya borçlu şahıs milletvekili olmuş, 15 Temmuz darbe girişimini araştırması beklenen komisyona başkanlık yaptı.
Köprüden önce son çıkışı yakalayıp direksiyonu ustaca kıran gazeteciler bugün cemaatçi avında. Odatv davasındaki hile ve hurdayı görüp yazdığımızda cemaatçi köşedaşları tarafından tehdit edilirken onlara destek olanların en vicdanlıları iktidarın “kandırıldık” şemsiyesinin altına sığınmış.
“Zekeriya Öz’ün heykeli dikilecek” diye kostaklanan Bank Asya kredi borçluları cemaatle ilk defa dün karşılaşmış gibi pişkin.
Odatv’den yargılananlar tutukluyken cemaatin yemeklerinden, gezilerinden, Türkçe Olimpiyatları’ndan çıkmayanlar suçluların telaşı içinde en büyük cemaat düşmanı olmuş.
Gülencilerin Ahmet Þık’ın kitabını toplatmasına “Bazı kitaplar var bombadan etkilidir. Bomba kullanmak suçtur, bombanın yapılacağı maddeleri kullanmak da suçtur. Bomba ihbarı gelmişse, güvenlik güçleri bunları toplamaz mı” diye sahip çıkan sayın Erdoğan, bugün Þık’ın mağduriyetinden kendine meşruiyet devşirmek için “Kitap yazdı diye değil, hazırlığını yaptı diye insanlar mahkûm edildi” diyor.
“Aynı menzile varmayı hedefledikleri” dönemde kumpas davalarının savcılığını üstlenenler bugün başka davaların savcılığına soyunmuş.
İlk savcılıklarının neticesi ortada. İkincisininki de farklı olmayacak.
Kumpas siyasi davalar oyunu bitmedi. İlk devreye damgasını cemaat-iktidar ortaklığı vurdu. İkinci devrede ise iktidar eski ortağından öğrendiği taktikleri uyguluyor.
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 20 Fév 2017 1:29 Sujet du message:
Kitap okumayan ama herseyden anlayan bir REIS'in ulkesinde kulturun ne anlami olabilir? Yaniti o kadar da kolay degil...
AKP doneminde sanatin, tiyatronun ne hale geldiginin bir somut ornegi daha :
Citation:
Muammer Karaca Tiyatrosu’nun çürümeye terk edilişi ilk kez fotoğraflandı
(...)
Atatark’ün Darülbedayi sanatçılarının bir gösteriminden sonra Ankara’da yaptığı şu doğru konuşmayı hatırlatalım: “Efendiler… Hepiniz mebus olabilirsiniz… Vekil olabilirsiniz… Hatta Reisicumhur olabilirsiniz… Fakat sanatkâr olamazsınız. Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim…”
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum
FAQ
Rechercher
Liste des Membres
Groupes d'utilisateurs
Profil
Se connecter pour vérifier ses messages privés
Connexion
