Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - GS tarih yaziyor...
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
La situation actuelle de Galatasaray n'est pas le fruit du hasard..Depuis quelque temps déjà, le "cemmaat" (la congrégation) des religieux liés à Fettulah (l'enfoiré d'imam qui vit aux usa) et au gang qui dirige la Turquie (Gül, Erdogan et consorts..) voulait faire main basse sur cette institution séculaire qu'est Galatasaray, considéré comme la "porte ouverte sur l'Occident" et le bastion de la laicité ne se réduisant en rien à une équipe de foot. Or, les succès internationaux de l'équipe ont suscité encore plus de convoitise s et créé des opportunités pour conquérir de l'intérieur le bastion en cherchant à couper progressivement les liens de cette institution avec son passé, et surtout le lycée du même nom qui lui a donné la vie en 1905.
Une forte implantation des religieux "fetosistes" (du nom de Fettulah) dans l'équipe, et notamment des joueurs prestigieux comme Hakan Sükür, Arif Erdem, Hakan Ünsal.....a ouvert la voix dès la fin des 90's pour aboutir à une marginalisation des dirigeants issus du lycée et à des différends publics provoqués contre ces derniers. Ce qui est en perspective, c'est de jeter le discrédit sur le club et de couper le lien ombilical avec le lycée afin de favoriser la prise en main total par les islamistes......comme cela a déjà été fait pour d'autres clubs, comme Bursa par exemple, champions en titre.....
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13616 Localisation: Paris
Posté le: 06 Jan 2011 0:22 Sujet du message:
Après le transfert de Colin Kazim les adhérents du club ainsi qu'Ultraaslan déclarent leur colère...
En effet là où se trouve Adnan Sezgin il ne faut pas étonner des transferts pareils...
Pendant la derniière présidence de Adnan Polat le club a essuyé des plâtres : scandale de Cemal Nalga en basket, la violence qu'a subi les joueurs de l'équipe U17 de FB dans les locaux de GS, les transferts de nombreux joueurs renvoyés de leur équipe...
De nombreux supporters pensent que le club sportif subi une érosion éthique.
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13616 Localisation: Paris
Posté le: 06 Jan 2011 21:49 Sujet du message:
İnternette dolaşan Colin Kazım geyiklerinden bazıları şöyle:
- Biz savaşan futbolcu istedik, Adnan Sezgin sevişen futbolcu aldı.
- Pembe forma alana kelepçe bedava.
- G.Saray Başkanı Adnan Polat: Ben sporcunun ahlaksız, beleş, sakat ve başarısız olanını severim
- Açık konuşmak gerekirse 6-0'a bile bu kadar üzülmemiştim.
- Promosyon olarak Güiza'yı da alın
- Kazım "Avrupa yakasına da bakalım, orda da süper ortamlar varmış" düşüncesiyle gelmiştir.
- Galatasaray yönetimine uyarımı yapayım: Seneye İbrahim Üzülmez'in sözleşmesi bitmiyor, jübilesini yapacak, boşuna heyecan yapmayın.
- Alemim Kralı Kazım da G.Saray'da
- Para da verecek miyiz?
- Metin Oktay’ın parçalı formasını kelepçe Kazım’a mı giydireceksiniz.
- Bank Asya’ya razıyım, yeter ki siz gidin G.Saray geri gelsin.
- Kazım transferinin ardından Selçuk Þahin için görüşemelere başlamış kulüp...
- Galatasaray yeni stadının açılışını sansasyonel bir transferle yapacak. Bir de Bilica'yı alırsa o stat yıkılır.
- On küsür kişilik scout ekibini Kazım Kazım'ı almak için kuran takım. Evet, utanıyorum takımımdan...
- Kazım = Simao + Fernandes + Guti + Almeida + Quaresma
- İyi ki Kazım'ı aldılar. GS'da sorun olacak hiç bir futbolcu kalmamıştı.
Ön adı da var, Türk Telekom,ne kadar Türk o kadar telekom!
Hele bir de "şükürler" ediliyor ki
her şeyi ters yüz etmiş bir başbakana,
Cumhuriyeti cemaate,
Laikliği ılımlı islama,
Özgürlüğü sadece "turban"a bağlamış biri.
"Batıya açılan pencere" diye bildiğimiz
GALATASARAY'ımızın banisi konumunda.
Zaten kendi kendine yetememenin koyduğu büyük öfke,
Neresi "ULTRA" dediğim saçma sapan bir oluşum,
Kendini "paranın yeşili de sarısı da makbul" diyen yöneticilere
teslim etmiş koca bir camia!?
ARENA!
Benim mi?
Gerçekten Galatasaray'lının mı?
Bir gün,
birileri,
kafama kafama vurup,
diyetini isteyecek mi?
Onlar istemeden kolumu kesip bırakıyorum!
Bu stad "BENİM DEÐİL"
Bir zamanlar "üzerimize tanklarla geldiler" diyenler,
Neredeyse 8 yıldır badem bıyıkları ya da turbanlarıyla kuruldukları,
her vilayette,her ilçede ya da her köyde aldıkları ihalelerden
paylarına düşen son model Jipleriyle hepimizin üstünden geçtiler!
Ben "ARENA" ya gitmeyeceğim!
Engin Ardıç gitsin.
Arena ya yakışan Galatasaraylı O!
Ama benim "NECDET KUT" dan öğrendiğim Galatasaray'lılığa
ne O,ne de ARENA yakışmıyor!
Yanlış mı bilmiyorum,,
GALATASARAY'lılık bu kadar ucuz değil.
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 11178 Localisation: Nancy / France
Posté le: 01 Fév 2011 2:27 Sujet du message:
GS'lilar kendileriyle girgir geçmesini iyi bilirler, iste bir ornek :
G.Saray'da Nangishlishma ve Barsal-Nuna sesleri
Divan Kurulu Üyesi Yılmaz Toköz'ün eski gol kralı Hakan Þükür'e yeniden Galatasaray'da futbol oynaması teklifi götürmesinden sonra kulübün transfer komitesi başkanlığına ünlü Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ getirildi... Çığ, ilk icraat olarak, iki Sümer kralı Nangishlishma ve Barsal-Nuna'yı sarı-kırmızı renklere katmak için çalışmalara başladı. Yeni yapılanmayla ilgili basına bilgi veren Adnan Polat, “Takıma çağ atlatamadık, bari Çığ atlatalım dedik... Yalnız Muazzez Hanım'ın çalışırken sürekli protestocu gibi ıslık çalması canımı sıkıyor” dedi...
ERGENEKON Savcısı Zekeriya Öz, Galatasaray Kulübü’ne kongre üyesi oldu. Galatasaray taraftarlığı ile bilinen Öz’e üyelik kartını bizzat Başkan Adnan Polat verdi. Öz 15 bin 286 sicil no ile kayıt oldu. Öz’ün üyeliği camiada ilginç bir olay olarak karşılandı.. Polat’ın başarısız olduğunu ve bırakması gerektiğini ifade eden kulüp üyeleri “Başkan artık yırttı.. Kendisi Galatasaray’dan her yere gider, ama bir tek Silivri’ye gitmez” diyerek üyelik olayına esprili bir bakış açısı getirdiler..
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13616 Localisation: Paris
Posté le: 20 Mar 2011 18:25 Sujet du message:
GS İçin Vahim Olan
Cumhuriyet 20.03.2011
Ali Sirmen
Sevgili,
Dün sabah, İznik Gölü’ne bakan Kerametaltı’nda kuyumcu Zeki Bey’in zeytinliklerini budayan köylüler, bir gece önceki Galatasaray-Fenerbahçe maçının eleştirisini yapıyorlardı.
Artık spordan çok gösteri yönü ağır basan futbol, televizyonun da etkisiyle yaşamımızın ana öğelerinden biri haline geldi, yurdun dört bir yanında insanların ortak bir dil edinmesini sağladı.
Ali Sami Yen Spor Tesisi Arena Stadı’ndaki bir ilk Galatasaray-Fenerbahçe maçı olan önceki günkü karşılaşma ise Galatasaraylılar için 2010-2011’deki son şanstı.
Aslında Galatasaray ezeli rakibini yense de hiçbir şey olmayacaktı, ne puan cetvelinin tepelerine tırmanma olanağını kazanacaklardı, ne gelecek yıl Avrupa’da oynama olanağını yakalayacaklardı, ne de herhangi bir kupa alabileceklerdi. Sadece kendileri için her zaman bir mihenk taşı olan Fener’i yenmiş ve olası şampiyonlukları yolunda sarı lacivertlilere bir çelme takmış olacaklardı.
***
Bir tür züğürt tesellisi olacaktı yani alınabilecek iyi bir sonuç.
Yine de maçtan önce bu yönde fazla bir umut taşımadığımı söylemek isterim.
Çünkü futbolda sürprize inanan, ama mucizeye inanmayanlardanım.
Futbolda sürpriz, en vasat hatta kötü takımların bile en güçlüleri yenebileceklerini olasılık dışı bırakmamanızı öğütler.
Evet, zayıf bir takımın daha güçlüsünü yenmesi olabilir bir sürprizdir. Ama bir takımın, toplama başıbozuklar grubu tarafından yenilmesi bir mucizedir ki, bu oyunda işte ona yer yoktur.
Nitekim öyle de, oldu.
İlkokul yıllarımda, Galatasaray’ın yediği son dakika golü üzerine İnönü Stadı’nın kapalı tribününde bayıldığım zamanlar geride kaldı. Artık futbolu bir keyif öğesi olarak kabul ettiğim için, Galatasaray kazandığı zaman keyifleniyor, ama yenilgi halinde de, kara yaslara bürünmüyorum.
Nitekim son zamanlarda Galatasaray’ın oyunu bana öylesine keyif vermiyor ki, kimi zaman nadiren kazanılan maçları bile TV’de izlerken yarıda bırakıp, zapingle film kanallarından birine geçiveriyorum.
O yüzdendir ki, Süleyman İlden ile birlikte heyecanla izlediğimiz maç yenilgiyle bitince, fazla şaşırmadan, kara yaslara da bürünmeden kanalı değiştirmekle yetindik.
***
Tabii ki, cuma gecesi uğranılan sonuç, herhangi bir yenilginin ötesinde anlamlar taşıyordu.
Bir takım bir gün yenilir, bir başka gün ise yener, zaten futbolun güzelliği de, her takımın her an galip gelmesi imkânının olmamasından kaynaklanıyor biraz da.
Ama Galatasaray’ın bu yılki hali, böyle değil, bundan çok beter, yalnız Türkiye’de değil, bir zamanlar Avrupa’da da başa güreşmiş, adını her yerde duyurmuş olan Galatasaray futbol takımı artık takım olmaktan çıkmış, durumda.
İşin asıl üzerinde durulması gereken yönü bu.
Ama bence bunun da üstesinden gelmek mümkün. Daha doğru dürüst bir yönetim ve teknik kadroyu işbaşına getirip, bir sonraki yıl doğru dürüst bir takımın temellerini atarak, başarı sürecinin önünü açmak mümkün. Geçmişte de bunun örnekleri yaşandı. Ama bunlardan da daha ağır olmak üzere, Galatasaray’ın bütün kaynakları kısa süre içinde tehlike altına sokulmuş, Galatasaray’ı, Galatasaray yapan değerler, teker teker ayaklar altına alınmış bulunmakta...
İşte bunu aldırmazlıkla izleyemiyorum. Çünkü beni Galatasaraylı yapan, yalnız o spor kulübüne can veren okuldan olmam değil, Galatasaray’da olduğuna inandığım değerlere bağlılığımdır aynı zamanda.
Takım yenilir, başka zaman da yener, takımlar eskir, yenileri kurulur, ama mali dayanaklarıyla birlikte, moral değerlerini de yitirirse bir kulüp, onun sonu yoktur. Galatasaray şimdi böyle bir tehlike ile karşı karşıya.
İşte Galatasaray için asıl vahim olan da bu.
Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures Aller à la page 1, 2Suivante
Page 1 sur 2
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum