272 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 272
Membre(s) : 0
Total :272

Administration


  Derniers Visiteurs

administrateu. : 21h19:11
murat_erpuyan : 21h21:35
SelimIII : 1 jour, 10h46:07
Salih_Bozok : 3 jours
cengiz-han : 4 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - FETHULLAH GÜLEN
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

FETHULLAH GÜLEN
Aller à la page Précédente  1, 2, 3, 4
 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 18 Aoû 2016 17:03    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:

Erol Manisalı


Üstüme yürüyen Gülenci dostum




16 Ağustos 2016 Salı

Günlerdir ekranlarda, gazetelerde vitrine çıkan eski Fetocular, Gülen’in çılgınlıklarını, saçmalıklarını, hurafelerini bir bir anlatıyorlar. Gençlik yıllarımdan beri çok yakından tanıdığım ve takdir ettiğim çok ünlü bir yönetmene, “Senin gibi bu noktaya gelmiş, Türk sinemasına imzasını atmış bir insan nasıl olur da Gülen’in fikirlerini savunur” dediğimde, adeta çıldırmış ve üzerime yürümüştü. 14, 15 yıl öncesindeydi. Gerçekten çok şaşırmıştım. Bir bardak su iç, sakinleş demiştim.

Kendi fakültemdeki kimi profesörlerin Gülenci çizgiye girmeleri beni hep şaşırttı. Çoğunun yüzüne vurdum, aram açıldı.

Neydi Gülen’in “kerameti”? Bu kadar akıllı, bu ülkede bilime ve sanata katkı yapan bu insanları, “böceğin, ışığın cazibesine kapılıp ilerlemesi, sonra da kavrulması” misali bağlayan cazibe neydi?

10 yaşındaki fakir çocuğun devşirilerek kurşun asker yapılmasını anlayabilirim.

Ama 50-60 yaşına gelmiş zaten ünlü olmuş bir sanatçının, bir bilim insanının, zaten zengin bir işadamının, popüler bir sporcunun Gülenciliğini anlamak çok zor. Bunda, Türkiye’nin 1980 sonrasında, özellikle 1990 sonrasında içine sürüklendiği yeni koşullar etkili oldu. Tabii ABD ve AKP faktörleri yanında.

Neden ‘Gülenci’ oldular?

Bunun çeşitli nedenleri var;

1) 1961 Anayasası’nın, “bize fazla bol geldi, daraltmak gerekir diyen iç ve dış çevreler tarafından ortadan kaldırılması”, tetikleyici bir rol oynadı.
“Katılımcı demokrasiye” ortam hazırlamaya başlayan “toplumsal örgütlenmeler” yerine dinci, tarikatçı, cemaatçi örgütlenmeler gelişti. Demokratik toplumsal örgütlenmelerin yerini bunlar alınca, siyaseti ve iktidarı bu antidemokratik örgütlenmeler belirlemeye başladı.

2) İkinci büyük tetikleme 1990’da küresel güçlerin Türkiye ve Ortadoğu’da BOP’a yönelik süreci başlatmaları ile oldu. ABD Türkiye’yi, “askerler ve büyük sermaye ile” yönlendirirken, bunun yerini ılımlı (uyumlu) İslam modeli aldı. Artık Gülen cemaatine yalnız Türkiye’de değil, tüm dünyada yeni görevler “verilebilirdi”.
Türkiye’deki Fetoculuk 90’lı yıllarda büyük sıçrama yaptı. Üniversitelerden medyaya, sermaye çevrelerinden TSK’ye kadar devşirme ve yerleştirme eylemleri yaygınlaştı.

3) Refah Partisi’nin başındaki Amerika karşıtı Erbakan’ın devrilerek yerine “uyumlu İslamcıların getirilmesi operasyonu Gülen cemaatine verildi”, dış destek arttı.
Kimi ABD’ye çok yakın askerler de kullanılarak, cemaat kamufle edildi. O günlerde ben bunları yazarken kimi “Atatürkçü” yazarlar internet sitelerinde bana, “28 Şubat Atatürkçü bir harekettir” diyerek, farkında olmadan, Gülen’in işini kolaylaştırdılar, beni eleştirdiler.

1) Gülen’in, ABD’nin desteği ile 150 dolayındaki ülkede eğitim etkinlikleri yapmaya başlaması cemaatin gücünü dev aynasına çıkardı.

2) Gülen’in arkasında ABD’nin bulunduğunu gören ya da hisseden sermaye, medya, üniversite, sanat ve spor çevreleri “Gülenci ve İslami” bu yeni rüzgâra “transfer olmaya başladılar”.

3) AKP üst yönetiminin, birkaç yıl öncesine kadar Gülen cemaati ile tam bir işbirliği içinde bulunması, bürokrasi, adalet, güvenlik, sermaye ve eğitim çevrelerinde Gülenci hareketin güçlenmesinde çok etkili oldu. Gülen’e destek, AKP’ye destektir diye baktılar.

4) ABD’nin denetimindeki Gülen hareketinin PKK (ve Kürdistan) projesi ile beraber çalışmaları, cemaati daha da güçlendirdi ve darbe girişimi noktasına getirdi.

Gülen Cemaati’nin dış destek yanında iki temel ayağı ve dayanağı bugün de vardır; Türkiye’deki dinci örgütlenmeler bataklığı ve Kürtçü hareketler ayağı. Bu iki kaynak tasfiye edilmeden FETÖ’yü yok etmek çok zordur.

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/585110/Ustume_yuruyen_Gulenci_dostum.html
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 18 Aoû 2016 17:23    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:

Hikmet Çetinkaya


Yargıtay Fethullah Gülen’i nasıl akladı...



16 Ağustos 2016 Salı


1970’ten bugüne değin geçen süreç, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat...
17/25 Aralık... Yıl: 2014...

40 yıllık bir süreç...

Fethullahçıların devletin tüm olanaklarını, halkın ve siyasetçilerin, ülkeyi yönetenlerin, askerlerin gözlerinin içine baka baka kullanmaları.
Üç darbe sürecinde ister sivil, ister darbe döneminde olsun devletin olanaklarını kullanarak devletin en duyarlı kurum ve kuruluşlarında kadrolaşmaları, onlara her türlü olanağın sağlanması.
Himmet adı altında toplanan paralar, açılan özel okullar, şirketler, dershaneler.

Devleti çoktan ele geçirmişlerdi aslında...

Kimse ama kimse FETÖ’cülerin TSK’de kanlı darbe girişiminde bulunacak kadar örgütlendiğini tahmin etmiyordu.

Laik devletin altının oyulmasının Fethullahçıların ne denli işine yaradığını 15 Temmuz akşamı anladık, tanık olduk.

Felaketin kıyısından döndük...

Hâlâ dinci-etnik milliyetçilik ruhuyla Türkiye’nin demokrasiyi koruyacağını sananlar var. Onlara göre laiklik dinsizlik.

Demokrasi dinci-etnik milliyetçilik temelinde değil, laiklik temelinde yükselir...

Türkiye’deki tarikatların, cemaatlerin dinci-etnik milliyetçilik sarmalında hayat bulduğunu bilmezsek, yıllardır olduğu gibi bugün de “demokrasi” diye çırpınır dururuz.

Önce dindarlıkla-dinciliğin ne olduğunu anlatmalıyız topluma.
Halkın mutlak iradesi, laiklik temelinde demokrasinin hayata geçmesiyle gerçekleşir...

İşte o zaman hayat çiçeklenir, umutlar çoğalır... Çocuklarımız sık sık değindiğim gibi aydınlık sabahlarda uyanır...

***

Ulusal birlik dinci-etnik milliyetçilikle gerçekleşmez. Demokrasiyle, özgürlüklerle gerçekleşir.

Bilinçli birey olmak, eğitim sistemiyle, bilime verilen katkıyla oluşur...
Bilinçli birey, her türlü dine, inanca, düşünceye saygı gösterir, egemenliğin kayıtsız şartsız halkın olduğuna inanır...

Uygar toplumlarda biat kültürü olmaz... Biat etmek bağnazlıktır...
İnsan özgür doğar, özgür yaşar!

Düşünceye zincir vurulmaz!

Özgür toplumlar, demokrasinin ve özgürlüklerin önündeki tüm engelleri kaldırır...

Temel hak ve özgürlüklere sahip çıkar!

Fethullah Gülen, devletin tüm olanaklarını 40 yıl boyunca tepe tepe kullandı; yargıdan polise, eğitimden Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dek devletin en duyarlı kurumlarında, devletin olanaklarını arkasına alıp örgütlendi.

Öyle kolay değil devletin içinde yapılanan 40 yıllık çeteyi ayıklamak...
Irk ve inanç sorgulaması yapılmış, mezhep ayrımcılığına gidilmiş, Komünizmle Mücadele Dernekleri’nin çizdiği yol haritası izlenmiş FETÖ’cü yapılanmada.

5 Mayıs 2005’te 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası’nın “terör tanımı” başlıklı birinci maddesinde yapılan değişiklikle terör tanımına “cürüm işleme ve silahlı eylem” koşulu getirilince Fethullah Gülen paçayı kurtarmış...


Neden mi?

Emniyet Müdürlüğü’nden gelen raporda Gülen’in cebir ve şiddet içeren bir suça katılmadığı bildirilmiş...

Dava sonucu: Gülen beraat etti ve ABD’yi mesken tutup Türkiye’ye dönmedi.

***

Yargıtay Başsavcılığı beraat kararına itiraz etti. İtirazın gerekçesi özetle şöyle:
“Türkiye’de mevcut anayasal düzeni değiştirmek, laiklik ilkesini kaldırarak yeri-ne şeriata dayalı devlet kurmak. Yurtdışına çıktığı 21 Mart 1999’dan sonra da ABD’de eğitimli kadroyla, şirketler oluşturarak, aynı amaçlar doğrultusunda, devlet yönetimini ele geçirmek doğrultusunda çalışmak...”

Başsavcılığın bu itirazı reddedildi. Haziran 2008’de Yargıtay Genel Kurulu, Gülen’in beraatına oybirliğiyle karar verdi...


15 Temmuz’da kanlı darbe girişimi yapıldı. Alçakça bir katliam yaşadık...
Son söz: ABD Fethullah Gülen’i derhal Türkiye’ye iade etmelidir...

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/585090/Yargitay_Fethullah_Gulen_i_nasil_akladi....html
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Aller à la page Précédente  1, 2, 3, 4
Page 4 sur 4

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.