Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Nerede bu AKP'liler ?
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13633 Localisation: Paris
Posté le: 06 Aoû 2008 23:50 Sujet du message: Nerede bu AKP'liler ?
Yahu, biraz "contradiction" olsun diye basbas bagiriyorum, nerede bu AKP'liler diye? Bilhassa bu Turkçe forumda AKP uzerine çok sey yazildi, benim gorebildigim kadariyla, ben, narine, selimIII AKP hakkinda devamli yaziyoruz, hiç mi hiç tepki almiyoruz. Nerede bu % 47 ?
Posté le: 07 Aoû 2008 23:04 Sujet du message: Tüm direnç noktaları kırıldı...
Arama, bulmana da gerek yok ! (Veyahutta gençsin herhelde ve kaybedecek çok zamanin var !)
Türkiye`de AKP`li yok , `Ampule parmagini bas, Memet amca` seklinde mesrulastirilan bir hükümetin güttügü yüzde 47 lik bir halk var. Bir de 6 senede de tüm direnç noktaları kırılan, kirdirilan yüzde 53 lük diger Türkiye var ! Bunu da en iyi Vatan gazetesinden Mustafa Mutlu kaleme almis : (Fransa`dakiler ne yapsinlar !? Fransa ile mi ugrassinlar, yoksa Türkiye`yi Türkiye içersinden yikanlarla mi ?)
Tüm direnç noktaları kırıldı... Sırada artık radikal adımlar var!
AKP kapatılmazsa siyasetteki tansiyon düşer” diyen iktidar yandaşları yine yanıldı: Çünkü dilekleri oldu ama ülkedeki fırtına dinmek bilmiyor... Bir yanda CHP ile Genelkurmay kavga ediyor, diğer yanda “tarafsız cumhurbaşkanı” buram buram siyaset kokan rektör atamalarına imza koyabiliyor...
Böyle durumlarda doğru olan, olaylarla uğraşmak yerine genel gidişe bakmaktır. Biz de öyle yapalım ve ağaçları bırakıp, ormana göz atalım:
***
Ülkeyi din devletine dönüştürmek isteyenler, büyük bir dirençle karşılaşınca bu direnç noktalarını tek tek belirlediler.
1) SİVİL TOPLUM
İlk iş laik, cumhuriyetçi, Atatürkçü kitlelerin meydanlara dökülmesini engellemek ve muhalif yazarların, aydınların susturulmasını sağlamaktı.
Kirli işlere bulaşmış bazı adamları da işin içine dahil edip, bir “örgüt” yarattılar ve adına “Ergenekon” dediler...
Ülkede ne kadar aydınlatılamamış ve “gizli haber alma servislerinin parmak izleriyle dolu” eylem varsa bu örgütün işlediği suçlar hanesine yazdılar...
Sonra da kendileri için engel teşkil eden emekli askerleri, siyasetçileri, öğretim üyelerini, yazarları, gazetecileri, sivil toplum örgütlerinin yöneticilerini bu “ağır suç”ların sanığı olarak içeri tıktılar...
Kısa zamanda iktidar ve para gücüyle etkili bir “yandaş basın” oluşturup, içeri tıkmadıkları diğer muhalifleri de “Ergenekoncu” olmakla suçlayıp, sindirdiler...
2) ASKER
Bir yandan bunu yaparken diğer yandan da tüm enerjilerini “engel oluşturan” diğer baskı gruplarını ele geçirmeye harcadılar.
Laiklik karşıtı gelişmelere büyük tepki gösteren askerlerle, (nasıl olduysa) birdenbire kanka oluverdiler. Daha 15 ay önce laiklik karşıtı gidiş yüzünden iktidarı e-muhtıra yayınlayarak eleştiren asker, aynı iktidar partisinin “laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmak”tan suçlu bulunmasından sonra bile ağzını açamaz hale geldi!
3) ÜNİVERSİTELER
Aynı güçler, eğitim alanındaki gerici tırmanışa büyük bir kararlılıkla direnen YÖK’ü ele geçirip, başına kendilerinden birini oturttular. Ardından YÖK Genel Kurulu’nda çoğunluğu ele geçirip, bu kurumu dikensiz gül bahçesine çevirdiler.
Ama bazı rektörler, öğretim üyeleri direnmeye devam ediyordu. Onların önemli bir bölümünü de önceki akşam ki atamalar sırasında cımbızla seçercesine tek tek ayıkladılar.
Parti mensubu avukatların çoğunlukta olduğu bazı illerde baroları ele geçirerek, Barolar Birliği’nin gücünü kırdılar.
Yandaş medyayı kullanarak yüksek yargı kurumlarından, aleyhlerine çıkan her karar sonrasında fırtınalar estirdiler, hatta Anayasa Mahkemesi üyelerinin Meclis tarafından yargılanmasını bile talep ettiler. Böylece bu kurumların güvenilirliğini zedelemeye çalıştılar. Yandaş medya yetmeyince devreye destekçileri olan “dış güçler”i soktular.
***
İki yıl öncesiyle karşılaştırın artık bu ülkede “direnç noktası” kalmadı...
- Muhalif aydınlar, gazeteciler, yazarlar, sivil toplum örgütleri ve halk tepki göstermekten, gösterirse Ergenekoncu ilan edilmekten korkar oldu!
- Asker, “laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmaktan sabıkalanan” iktidar partisiyle büyük bir uzlaşı içinde ama bunu eleştiren ana muhalefet partisiyle kavga ediyor.
- YÖK ve bazı rektörler ehlileştirildi.
- Yüksek yargı kurumları yıpratıldı, kararları tartışmalı hale getirildi.
Başa dönelim:
Tüm bunları neden yaptılar?
Çünkü bu kişi ve kurumlar, ülkedeki “dinci yapılanma”ya şiddetle karşı çıkıyordu...
Artık onlar olmadığına göre...
Varın bundan sonrasını siz tahmin edin!
***
GÜNÜN SORUSU
Üniversitelerinde en fazla oyu alan adaylar yerine yandaş adayların rektör olarak atanması, her fırsatta demokrasiden dem vuran birilerinin “demokrasi”yi sadece “araç” olarak gördüklerini göstermeye yetmedi mi?
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13633 Localisation: Paris
Posté le: 08 Aoû 2008 12:23 Sujet du message:
Demokrat AKP !
Prof. Akaydın, “...Kendilerine gelince demokrasi için sandıktan çıkmış olmak önemli oluyor. Ama bize gelince sandıktan çıkan oyların hiçbir önemi yok…” diyor.
Ve bir ekleme daha :
Dokuz Eylül Üniversitesi'nde 1.184 oy kullanıldı.
Profesör Gidener 564 oy aldı.
Profesör Füzün 181 oy aldı.
Gül, hangisini rektör atadı?
181 oy alanı.
564 oy, toplam oyun yüzde kaçı?
Yüzde 47’si!
Tamı tamına AKP’nin oyu yani.
Sevsinler demokratlari... Haa pardon tramvay olarak seviyorlar sahi...
En iyisi ben tatile çikayim Sarko'dan Güllü Tayyip'den uzak bir yerlere gideyip, kizlara bakip biraz ferahlayim...
Posté le: 08 Aoû 2008 17:43 Sujet du message: Atatürkçü Düşünce Ulusal Aydınlanmadır
Alex a écrit:
Nerede bu AKP'liler mi ? Guillaume Perrier'nin ve Aysinin bloglarinda bulabilirsiniz. Kolay gelsin !
Guillaume Perrier son yazdiklariyla T.Erdogan`i bu kadar sevimli göstermeye çalismasi nerede oldugunun en iyi göstergesi.
Diger bologa gelince, geçenlerde biri Atatürk`ün diktatör oldugunu yaziyordu, bir digeriyse Fethullah Gülen`in (ve onun okullarinin) reklamini yapmaya devam ediyor. Basli basina arastirilacak iki konu !
Haydi bu gönderdigim de onlar için olsun :
Citation:
Atatürkçü Düşünce Ulusal Aydınlanmadır - 2008/7/19
- İ. GÜRÞEN KAFKAS
Ateşin yukarı doğru alevlendiği günümüzde sorgulamalar, aramalar, tutuklamalar tepelerden başladı. Ülkenin bilinmeyen karanlığa gidişi göz ardı ediliyor, yollar çatallaşıyor…
Bugünlere acı gülümsemeyle bakıyoruz. Ergenekon belirsizliği, tutuklamalar sonrası tümümüzü hüzne ortak kılıyor.
Atatürkçü düşüncenin devrimlerle aydınlığa dönüştürdüğü ülkemizin bu yapısı kimilerince travma diye algılandı. Oysa devrimler geçmişin, gericiliğin zincirlerinden kurtulması ve bilimsel düşünce yolunun açılmasıdır.
Osmanlının bitmişliği, yaldızının kazılmışlığı sonrasında altta kalan bitkin, yorgun ve yoksul halk karanlığa sürüklenmişti. Atatürk’ün devrimleri karanlıklara tutulan birer fener olmuştu. Birey olma, özgür bir yaşam, eşitlikçi davranış devrimlerle halka anlatıldı. Bireysel ve toplumsal aydınlanma çabası, insan hakları ve demokrasi anlayışı Atatürkçü düşüncenin özüydü.
Ezber ve nakli bilgi (aktarma) yerine, bilim ve fen taşıyıcılığının önemi vurgulandı. Bilimsel ve eleştirel düşünce eğitimin, öğretimin ana kaynağı sayıldı. Eğitim bütünsel bir yapıya ulaştırıldı. Atatürkçü düşünce bilimsel verilerle ürünlerini bir bir verdi. Devrimleri karalayarak, laik demok-ratik yapımızı teolojiye dönüştürme düşü, toplumsal gerilimi bugünlere getirmiştir. Yeşil devrim söylemleriyle ılımlı İslama kanatlanmak, 85 yıllık Cumhuriyet birikimleri karşısında başarıya ulaşamayacaktır.
Devrimlerle kazanılan çağdaş ve bilimsel yapı halkımızın genelinin yaşam biçimidir. Laiklik, çağdaş yaşam, özgür davranışın ivmesidir. Bundan vazgeçilemez. Sokrates’in: “Üzerinde düşünülmeyen bir yaşam, yaşanmaya değer değildir.” özdeyişi dayatılmaya çalışılan dinsel yaşam biçiminin istenmezliğinin anlatımıdır.
AKP yöneticileri söylemlerini yergi, karalama, suçlama şeklinde dillendiriyorlar. Verimli, üretken, geliştirici olmak varken, bu aykırılık anlaşılmazdır. Basın ve TV’lerdeki haber, sunum ve bildiriler iç dünyamızı karartıyor. Çözümsüz öykü kurguları beynimizi yoruyor. Nedenleri, nasılları göz teması, beden diliyle sorar olduk. Başarılı askeri hizmetleri sonrası emekli olan Þener ve Tolon paşaların köşelerine çekilmek yerine, sivil toplum hizmetlerinde birikimleriyle topluma aydınlatıcı olmaları, Atatürkçü olmaları takdir edilmelidir. Þener Eruygur Paşanın ADD Genel Başkanlığı’nı yapması, ülke aydınlığına birikimleriyle ışık tutması, saygı duyulacak bir çabadır. Karanlıklarda çakan bir yıldız olmaktır, yıldızları karartılmamalıdır.
Kadıköy ADD’de yönetim kurulunda birlikte çalıştığım Birol Başaran’ın özverili çabası, eğitim, yönetim, yardımlaşma ve aydınlanma ile ilgili didinmelerinde yanındaydım. Ruhsal yapısıyla, aydınlığa örnek ve üretken bir insanın toplumsal değerini anlatmak istedim.
Mustafa Balbay’ın Cumhuriyet gazetesiyle bütünleşen yapısı, doğruları, gerçeği arayan, haksızlığa karşı koyan soluğu onu okurlarının gözdesi kılmaktadır. Önce İlhan Selçuk sonra Balbay bugün ne yazmış, ne demiş!.. Gazete sayfaları karıştırılır, sonra diğerleri okunur. “Rüzgârlar ne denli sert eserse essin, meşaleler her zaman dik dururlar dağ başında” özdeyişinin anlam yüklülüğü Selçuk’ların, Balbay’ların, Þener, Tolon paşaların, Aygün’lerin, Başaran’ların birer meşale aydınlığı hep sürecektir. Atatürkçü düşünce, ulusal düşüncedir, ulusal hazinedir, aydınlıkları dik duracaktır. Atatürkçü düşünce, ulusal kurtuluşumuzun ilk kıvılcımını çakanların, ülkeyi yangın yerinden kurtaranların ve yeniden kuranların gelişim ve değişim öyküsüdür. Atatürk’ü ve düşüncelerini anlamak gerek… Ne yazık ki; onca yıl anlatamadık.
Kalkınmış, çağdaş dünya devletlerine ulaşalım, aşalım derken, nerelere itiliyoruz?.. Uygarlıklar vadisi Anadolu’muzu, bulunduğu coğrafyanın en saygın, kalkınmış, gönençli (huzurlu) güç dengesi yapabilmeliydik. On beş milyon gencimize kalkınmış bir ülkeyi miras olarak bırakmalıydık. Gençler, işsizliğin, okul sorunlarının, gelecek kaygısının umutsuzluğunda boğuladurdular. Biz devlet eliyle ayrımcı, farklı düşüncelerle onların dopdolu tutkularını, canlı yapılarını ve düşüncelerini yıkmanın sentezlerinin peşinden koşuyoruz.
Atatürkçü Düşünce Derneği emekçileri batıl inançla bilim arasındaki gerçeği devrimlerin ışığında çevrelerine yoğunlukla anlatan bireylerdir. Onlar, Atatürk ilke ve devrimlerinin tüm toplumca bilinmesi ve uygulanması gereğine inananlardır. Bulunduğumuz coğrafyada daha çağdaş, yenilikçi ve gelişkin farklılığımız 1923’lerden bu yana devrimlerin uygulanıyor olmasındandır. Laik demokrat, sosyal bir hukuk devleti yapımız övüncümüzdür. Ülkemizin güzel insanlarını germek yerine, onlara çağdaş, başarılı ve üretken olmaları doğrultusunda hizmet edilmelidir.
Güçlü, istikrarlı, mutlu ve aydınlık bir gelecek Atatürkçü düşünce felsefesinin içeriğindedir. Başka ülkelerden arayışlara, model ve simgelere gerek yoktur. Ülkeler kendi gerçeklerini dünyaya benimsetiyorken, bizlerin model arayışını sürdürüyor olmamız ülkemizi ayrımcılığa itecektir. Aykırılık bu farklı düşüncelerden ve kurgulardan doğmaktadır. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” Atatürk’ün bu özdeyişi Atatürkçü düşüncenin özüdür. Çünkü Atatürkçü düşünce ulusal ve bilimsel aydınlanmadır.
AKP’lilerin yogun bulunduklari ortama laikler gelmiyor ve laiklerin cogunluk olduklari yere AKP’liler katilmiyor.
Farkli dusunceye sahip insanlari bir araya getirmek gerçekten çok zor. Sanki farkliliklara hiç tahammül yok. _________________ Bir ulus sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.
ATATÜRK
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 11193 Localisation: Nancy / France
Posté le: 15 Aoû 2008 19:26 Sujet du message:
Herkes tatilde ! Forum'a sessizlik hakim...
Biraz senlik olsun diye bu konuyu sulandirmak uzere bir fikra :
Temel'den harika fikra
AKPli bir heyet Trabzon'un köylerinde dolasiyormus. Bir kahvehanede toplanan kalabaliga binbir palavra anlatirlarken, köyün ihtiyarlarindan Temel içlerinden birini yanina çagirmis ve sormus;
- Usagim de bakayim siz içki içer misinuz?
- Yok dede biz içkiyi agzimiza sürmeyiz, günahtir.
- Sigaraniz var midur?
- Dede biz sigaraya karsiyiz, yasakladik bile.
- Peki kumarinuz var midur?
- Yok dede biz oldugumuz sürece memlekette kumar oynanmaz.
- Kari kiz isleriyle araniz nasildur?
- Dede hiç olur mu, o da örf adetlerimize aykiridir.
- Eyi de usagim, sizin hiç masrafinuz yoktur, neden bu kadar çalaysunuz?
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3005 Localisation: Paris
Posté le: 16 Aoû 2008 15:17 Sujet du message:
Ne yaptin Cengiz Han efendi... Yaktin beni. Beni AKP'ye muhalif ilan etmissin. Yandim gitti simdi. Ben bir daha Turkiye'ye gittigimde ne yapacagim. Bankalardan kredi bulamam, Fettullahçilar bana para vermez... Olur mu olur bir de ergenekoncu ilan edilir hapse filan da atilirim.
Sen gelip beni kurtaracak misin? Hammazlik bu yaptigin.
Ben AKP'ye karsi olur muyum hiç. Benim ki sadece kiskançlik. Onlar yiyor ben yiyemiyorum o kadar. Aslinda imreniyorum onlara, ah keske ben de yapabilsem diyorum yaptiklarini ama becereksizin biriyim beceremiyorum.
Isin asli budur. Ben AKP dusuncesinin gizli hayraniyim. Bu boyle biline.
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13633 Localisation: Paris
Posté le: 12 Sep 2008 22:44 Sujet du message:
papatya a écrit:
AKP’lilerin yogun bulunduklari ortama laikler gelmiyor ve laiklerin cogunluk olduklari yere AKP’liler katilmiyor.
Farkli dusunceye sahip insanlari bir araya getirmek gerçekten çok zor. Sanki farkliliklara hiç tahammül yok.
Haklisiniz !
Ustelik bugunlerde ya utançdan saklaniyor, ya da liderleri gibi keskin sirke olup kuplerine zarar veriyorlar...
ANCAK ! Ben by % 47'den suphelenmeye basladim, bu konuda yiginla saia çikmisti galiba dogru soylentiler, % 47 alan bir partinin minimum bir militan bazi olmasi lazim !!!
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13633 Localisation: Paris
Posté le: 12 Sep 2008 22:44 Sujet du message:
papatya a écrit:
AKP’lilerin yogun bulunduklari ortama laikler gelmiyor ve laiklerin cogunluk olduklari yere AKP’liler katilmiyor.
Farkli dusunceye sahip insanlari bir araya getirmek gerçekten çok zor. Sanki farkliliklara hiç tahammül yok.
Haklisiniz !
Ustelik bugunlerde ya utançdan saklaniyor, ya da liderleri gibi keskin sirke olup kuplerine zarar veriyorlar...
ANCAK ! Ben by % 47'den suphelenmeye basladim, bu konuda yiginla saia çikmisti galiba dogru soylentiler, % 47 alan bir partinin minimum bir militan bazi olmasi lazim !!!
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3005 Localisation: Paris
Posté le: 15 Fév 2009 13:43 Sujet du message:
Cengiz-Han Bey,
AKP'liler boyle militanlik gibi basit islerle ugrasirlar mi hiç...
Yapacak daha çok rantabl isler varken...
Bakin mesela ergenekoncu oldugundan suphe etmedigim hain Vatan gazetesi ne yazmis yine :
Başbakanlık Basın Müşaviri oldu!
Başbakan Erdoğan’ın danışmanı ve Başbakanlık Basın Sözcüsü Akif Beki görevinden ayrılınca dün sormuştum:
“Bakalım bu kez Kanal-7’den hangi isim bu göreve atanacak?”
Yanılmadım... Başbakanlık’ın yeni Basın Müşaviri, Kanal-7 kökenli Kemal Öztürk oldu.
Peki; adı AKP hakkında açılan kapatma davasının iddianamesinde de geçen Kemal Öztürk kimdir?
***
1969’da Ağrı’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdi.
Yazı hayatına 1990 yılında İran Devrimi yanlısı bir yayın politikası olan Girişim ve Selam isimli dergilerde başladı. Bu Meydan, İmza, Nehir, Yeni Zemin, Sözleşme, İstanbullu dergilerinde Mir Mahmut Rıza mahlasıyla laiklik karşıtı yazılar yazdı.
1995’te muhabir olarak Yeni Þafak Gazetesi’ne, 1996’da da belgesel yapımcısı olarak Kanal-7’ye geçti. Hazırladığı “İlk Meclis” belgeseli, laiklik karşıtı bulundu ve RTÜK tarafından yasaklandı.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hakaretten bir yıl hapse mahkûm oldu.
1999’da Kanal-7’den ayrılarak, dil ve mesleki eğitim almak üzere Amerika’ya gitti.
Daha sonra Bülent Arınç’a danışmanlık yaptı; ardından AKP Basın Bürosu’nda görev aldı.
Nükte Yayınları’ndan 1994 yılında çıkan ve Mir Mahmut Rıza mahlasıyla yazdığı “Bir Garip Oğlanın Hikâyesi” kitabı mahkeme kararıyla toplatıldı. Bu kitap yüzünden de bir yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Bakın, yeni Başbakanlık Basın Müşaviri, 15 yıl önce yazdığı o kitapta kahramanların ağzıyla neler diyordu:
***
- “Devlet kimdir? Helvadan yapılmış puttur.”
- “En sonunda beni bir numaralı terörist yapacak bu pez...nkler, bütün laikleri bir bir şişe geçirecem, ondan sonra anlayacaklar laikliğin faziletlerini. Elin o...pusu bile kalkıp ‘Ben laikim, namusumla çalışıyorum, kimse karışamaz’ demeye başladı. Ula ben böyle laikliğin...”
- “Bak bizim sahte Müslümanlar nasıl bölücülük yapıyorlar. Ben bu yüzden bu adamları sallandıralım diyorum. Ayrıcalık yapanın dinde de katli vaciptir çünkü. Ama dinleyen yok!”
- “Herkes, sineğin şıraya yapıştığı gibi laikliğe sarılır ama kimse onun gerçekte ne anlama geldiğini bilmez. Ne kadar da utanmazlar. Rahmetlinin (Atatürk’ü kastediyor) mirasına sahip çıkan mendeburların hiçbiri, laikliğin ne anlama geldiğini ve nereden geldiğini bilmezler.”
- “Eskiden Türkler’in yetiştirdiği ‘marimus öküzü’nün sol arka bacağının uyluk yeri ile işkembesinin ayrıldığı yerde bir et parçası bulunur. İşte tam buraya ‘laik’ denir. Vee bugün kullandığımız kelimenin de aslı buradan gelmektedir.”
***
İşte; Başbakan’ın yeni Basın Müşaviri böyle biri!
Eminim ki o da, “Canım ben de Sayın Başbakanımız gibi değiştim, öyle düşündüğüm günler geride kaldı” diyecektir!
İyi de Başbakan; hep geçmişte laikliğe küfreden adamları bulup da böyle kritik görevlere getirmek zorunda mı?
Inscrit le: 18 Jan 2009 Messages: 366 Localisation: Istanbul/Turquie
Posté le: 16 Fév 2009 0:08 Sujet du message:
Parti de l'Injustice et du Recule
Un député préfabriqué,
Il a besoin d’une idendité,
Il brandit la menace de l’expulsion,
Au fond il est un gros con.
Y a un député mouillé qui nous parle,
On comprend bien qu'il n’est pas normal,
A l’AKP y a beaucoup d’idiots,
croyez moi il est un gros zéro.
Sa vie doit etre une comédie une longe nuit,
elle ne dure que le temps d’un verre de raki,
Maintenant il a fait un gros pétard,
En mangeant chiche kebap du matin au soir.
En fait il ne sais pas danser,
Roi de con nous invite à dîner,
Oh mon Dieu que tu nous proteges de con,
AKP fait nous honter sous notre horison.
Inscrit le: 15 Déc 2008 Messages: 182 Localisation: France, Paris
Posté le: 27 Mar 2009 11:31 Sujet du message:
Ben gittim AKP Gençlik forumuna adamlar beni 6 saat sonra banladilar, BOP'tan falan bahsettim avcularini yaladilar serefsizler. bide ATATÜRK'ten bahsediyorlar terbiyesizler. ATATÜRK'ü forumlarina koymak resmen hakarettir! _________________ Ey Ulu Basbug ATATÜRK ; senin için ölürüz, öldürürüz! Daglar, taslar ve hatta Türklerin tüm düsmanlari bunu böyle bilsinler!
"Bu memleket tarihte Türk'tü,bugün de Türk'tür ve ebediyen de Türk olarak yaşayacaktır. TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR."
Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures Aller à la page 1, 2, 3Suivante
Page 1 sur 3
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum