205 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 205
Membre(s) : 0
Total :205

Administration


  Derniers Visiteurs

cengiz-han : 01h07:53
SelimIII : 14h47:48
murat_erpuyan : 1 jour, 03h15:48
vickii : 4 jours
duygu : 5 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Atatürk
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

Atatürk
Aller à la page Précédente  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8  Suivante
 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Coup de Coeur / Coup de Gueule
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2993
Localisation: Paris

MessagePosté le: 10 Nov 2015 10:54    Sujet du message: Répondre en citant

Burada daha evvel sozu geçmisti ama yine de gunun onemine ragmen buraya koymami hos karsilarsiniz Dogan Hasol'un 2011 den kalma yazisini

Citation:


Atatürk 20. Yüzyılın Dünya Lideri

Kaynak : 09.12.2011 - Cumhuriyet Gazetesi

İnternette rastladığım bir haber, Atatürk’ün 20. yüzyıl politik liderleri arasında dünyanın en büyüğü olduğunu belirten bir kitaptan söz ediyordu. Anılan kitabı yurtdışından getirttim ve böylece incelemek olanağına kavuştum.

ABD’deki Kentucky Üniversitesi’nin yayımladığı “King of the Mountain: The Nature of Leadership” (Dağın Kralı: Siyasal Liderliğin Doğası) adlı kitaptı bu. Kitap 18 yıllık bir çalışmanın ve çok geniş, çok ayrıntılı bir araştırmanın ürünü. Yazarı Arnold M. Ludwig, Kentucky Üniversitesi’nin onursal psikiyatri profesörü; on kitabın ve birçok ödülün sahibi. Gerçekten de uzun ciddi inceleme ve araştırmalara dayalı bir puanlama ve sıralamadan sonra kitap, Atatürk’ü 20. yüzyılın en büyük siyasi lideri olarak belirliyor.

Araştırma 20. yüzyılın tümünü ele almış ve kitabın ilk baskısı 2002’de çıkmış. 1 Ocak 1900’dan 31 Aralık 2000’e kadar uzanan 101 yıllık dönemi kapsayacak şekilde 199 bağımsız ülkeden tam 1941 ülke yöneticisi belirlenmiş, bunların içinden 377’si daha dikkate değer bulunduğu için daha derinlemesine incelenmiş.

Liderlerin nasıl iktidara geldikleri, nasıl güç yitirdikleri, karşılaştıkları tehlikeler… Yaşamları, karakterleri, kariyerleri ve akıl sağlıkları çeşitli güvenilir kaynakların yanısıra sağlanan biyografi bilgilerine dayanılarak tarafsız bir gözle incelenmiş.

Yazar, izlemeye aldığı liderleri, hem insani yönleriyle, hem de yurttaşları ile ilişkileri bakımından irdelemiş. Liderleri davranış biçimlerine göre altı gruba ayırmış. Buna göre lider tipleri şöyle:
• Hükümdarlar (Krallar, şeyhler, sultanlar, imparatorlar: Franz Joseph, 2. Abdülhamit gibi)
• Tiranlar (Zalimler-Kötü liderler: İdi Amin gibi)
• Vizyonerler (Toplum mühendisleri ve ütopyacı sosyalistler: Mao, Atatürk gibi)
• Otoriterler (Asker kökenli liderler ya da atanmışlar: Peron gibi)
• Geçiciler (Demokrasiye geçmekte olan ülkelerin liderleri: Kenyatta, Adenauer gibi)
• Demokratlar (Kurulu demokrasilerin liderleri: Churchill, de Gaulle, JFK gibi)

475 sayfalık kitap liderleri incelerken bir bakıma 20. yüzyılın toplumsal-siyasal tarihine de ışık tutmuş oluyor ve değerlendirmeler, yorumlar, karşılaştırmalı tablolarla sürüp gidiyor.

Askeri zaferler, sosyal yapılanma, toplumun doğasını değiştirme, ekonomik başarı, ahlâk gibi ölçütleri kapsayan 11 maddelik bir “Siyasal Büyüklük” belirleme sistemi ile yapılan derecelendirme sonunda, incelenen 377 liderin konumu bir çizelge halinde abecesel sırayla verilmiş. O listeyi burada vermenin olanağı yok; ama derecelendirmeye göre ilk sıralarda durum şöyle:

Siyasal Büyüklük puanlamasına göre Atatürk 31 puanla en başta. Onu 30 puanla Mao (Çin) ve Franklin D. Roosvelt (ABD), sonra da Josef Stalin (Sovyetler Birliği), 28 puanla Lenin (Sovyetler Birliği) izliyor. Daha sonra 27 puanla Fransa’dan Charles De Gaulle, Çin’den Deng Xiaoping, Kuzey Vietnam’dan Ho Þi Minh geliyor. Listede Atatürk’ün dışında bizden iki lider daha yer alıyor: Değerlendirmeye göre İsmet İnönü 13, 2. Abdülhamit ise 12 puanla epeyce sonraki sıralarda.

Yazarla yapılmış bir röportaja yine internetten ulaştım. Röportajı yapan Brian Lamb soruyor: “Niçin Atatürk bütün bu kişilerin en başında?” Yazar yanıtlıyor: “Atatürk’ün neler yaptığına bakalım… Atatürk Türkiye’yi kurdu, yarattı. O zaman var olan Osmanlı İmparatorluğu’na son verdi. O yalnızca ülkenin kurucusu, yaratıcısı olmakla kalmadı, Türkiye’de derin bir toplumsal dönüşüm sağladı. Türkiye’ye demokrasiyi getirdi; bir bakıma askerî tipte bir demokrasi, ancak ne olursa olsun bir demokrasi. Tarihte din ve devlet işlerini birbirinden ayıran ilklerden biri oldu. Gerçekte, İslamiyet etkisinde bir ülke olmasına karşın, bazı tip özgürlüklere, haklara olanak tanındı. Yine gerçekten, demokrasiye herhangi bir şekilde müdahale olması halinde askerler önlemekle yükümlüdür. Böylece her düzeyde, Atatürk inanılmaz bir etkiye sahipti ve başarısı olağanüstü idi.”

İşte, Atatürk’ü 20. yüzyılın en önemli dünya lideri olarak ilân eden, liderleri sıralama alanında dünya çapında bugüne kadar yapılmış en kapsamlı çalışma böyle. Ne yazık ki biz kendi kısır iç çatışmalarımızı aşıp değerlerimize bile tam olarak sahip çıkamıyoruz. Değerlerimizin büyüklüğünü ortaya koymak da yabancılara düşüyor.

Çok kısa bir süre için bile olsa Atatürk’le aynı havayı soluyabilmiş bir Cumhuriyet çocuğu olmak ayrıcalığından dolayı bir kez daha mutlandım, gururlandım.



http://www.doganhasol.net/ataturk-20-yuzyilin-dunya-lideri.html
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 11 Nov 2015 3:32    Sujet du message: Répondre en citant

Her 10 Kasimda titreyip çatlayan bir taraflarini yirta dursunlar...


.

.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 11 Nov 2015 11:36    Sujet du message: Répondre en citant



https://www.change.org/p/akit-tv-atat%C3%BCrk-e-hakaretin-hesab%C4%B1n%C4%B1-yarg%C4%B1-%C3%B6n%C3%BCnde-vermeli-akitelanet?utm_source=action_alert&utm_medium=email&utm_campaign=438938&alert_id=QxEHbRbZKL_NZOstwauhvv7kQl63Y13KrFZ9hIokRTtpanMO6HeCVB%2FXP6z04b133037O18AOLq
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Georges
Spammer
Spammer


Inscrit le: 22 Juil 2008
Messages: 435
Localisation: Paris

MessagePosté le: 13 Nov 2015 2:41    Sujet du message: Répondre en citant

Quand j'ai signé cette pétition il y avait seulement 260 mille signatures!!!

Evidemment qu'il faut aller devant la justice, sauf qu'en Turquie désormais la justice n'est qu'un des outils du pouvoir...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2993
Localisation: Paris

MessagePosté le: 30 Juil 2016 17:00    Sujet du message: Répondre en citant

Ahmet Hakan, journaliste de Hurriyet, considéré islamo conservateur modern, vient de faire des louanges à Atatürk, admettant qu'il ne l'aimait pas notamment pour son principe de laïcité!

Citation:
Sen ne büyükmüşsün hey Atatürk
/ Qu'estce que tu étais Grand Atatürk.

Voici le lien de son article dans Hürriyet orné d'une photo d'Atatürk.

http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ahmet-hakan_131/sen-ne-buyukmussun-hey-ataturk_40174815


Et par ailleurs, le siège social d'AKP vient de placer un poster d'Atatürk sur sa façade!!!

source : http://www.hurriyet.com.tr/bu-kez-15-temmuzdan-sonra-astilar-40174821
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2993
Localisation: Paris

MessagePosté le: 04 Aoû 2016 15:41    Sujet du message: Répondre en citant

Hatirlatmakta yarar var mi?!!


Citation:

Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür. Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek ve zekayı geliştirmektir.


M. Kemal Atatürk
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2993
Localisation: Paris

MessagePosté le: 14 Sep 2016 9:49    Sujet du message: Répondre en citant

Neden Atatürk bir baska, neden tarihin en önemli liderlerinin en öndekilerinden? Iste bir cevap daha :

Citation:


Biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil, bilakis bu tip yapılar din ve devlet düşmanı oldukları, Selçuklu ve Osmanlı'yı batırdığı için yasakladık.
Çok değil yüzyıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki, bazı kişiler bazı cemaatlerle bir araya gelerek bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek, ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirlerine düşeceklerdir.
Ayrıca unutmayalım ki o gün geldiğinde her bir taraf diğerini dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır



17 Aralık 1927

www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/mehmet-turker/ataturkun-muthis-o ngorusu-1391578
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11167
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 23 Oct 2016 19:11    Sujet du message: Répondre en citant

J'observe que ce dossier "Atatürk" est composé de contributions en langue turque et aussi en française. La règle n'a pas été respectée.

Bon j'ai appris seulement, grâce à la lecture de courriels oubliés qu'une radio fondée par Alain Soral a fait une émission l'année dernière sur Atatürk.

C'est intéressant et mérite d'être dans ce dossier, notamment pour cette info selon laquelle il y a eu un courant "kémaliste" en France dans les années 50 à 60!!!











http://www.egaliteetreconciliation.fr/Mustafa-Kemal-Ataturk-un-mythe-34692.html
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11167
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 10 Nov 2016 1:12    Sujet du message: Répondre en citant

Un lien pour information assez complète sur

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, OEUVRE ET INFLUENCE

http://www.atam.gov.tr/dergi/sayi-08/mustafa-kemal-ataturk-oeuvre-et-influence
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11167
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 10 Nov 2016 1:13    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:


‘Atatürk düşmanı bir babanın oğluyum!..’
27 Ekim 2016

Maalesef babam (Allah rahmet etsin) ve çevresi Atatürk düşmanıydı. Ben büyük önder Atatürk'e ilişkin akıl almaz sığ ve adi hikayeler dinleyerek büyüdüm. On iki yaşımdan itibaren de Atatürk'e karşı yapılan bu haksızlıkla mücadele ettim. Burası çok ilginç değil mi? Böylesine yoğun Atatürk düşmanlığına rağmen nasıl oldu da karşı duruşuma izin verdiler. İşte bu konuyu yazma nedenim de budur. Ayrıntıya babamın nasıl biri olduğunu anlatarak gireyim.

Hani belgesellerde duyduğumuz nesli tükenme ifadesi var ya, işte babam tam da öyle nadir bulunacak dürüst bir insandı. Asla, ama asla yalan söylemezdi…

* * *

Atatürk düşmanlığının en önemli nedeni, onun yaptığı devrimlerin içerisinde, dindeki Kuran dışılıkların düzelmesi için yaptığı uygulamalardır. Tabii bu devrimler yüzlerce yıllık geçmişi olan ve dinden nemalanan şeyhleri, hocaları harekete geçirmiş! Atatürk'ü milletin gözünden düşürmek, ona düşman etmek için akıl almaz iftiralar uydurup gizlice yaymışlar, milletin inanç hassasiyetini kullanarak, kışkırtmışlar. Bunun için Kuran'ı da alet etmekten çekinmemişler!..

* * *

Yirmili yaşlardaydım. O zamanlar babam ve arkadaşları sık sık bizde toplanırlardı. Yine böyle bir toplantıda konu Atatürk'e geldiğinde her zamanki gibi ona Deccal (Kıyamette ortaya çıkacak, yalancı ve kötü yaratılışlı kimse) diye hitap ettiler. Ben bunu duyunca zorunlu olarak itiraz ettim:

“Bakın!” diye söze başladım “Savaşta bile insanca düşünen, esir aldığı askerlere “Üzülmeyin savaşta olur böyle şeyler” diyen, ölen düşman askerlerinin ailelerini “Çocuklarınız bize emanet” diye teselli eden, “Yunan bayrağını bir milletin simgesidir” diye çiğnemeyen asil, erdemli ve yüksek bir karakterle savaş kazanmış bir komutana Deccal diyemezsiniz. Bunu diyen ya bu geçeği bilmeyen cahildir ya da iyi karakterli değildir” dedim.

* * *

Babamın arkadaşlarından birisi sözümü keserek “Bir dakika! Savaşı o kazanmadı ki! Allah ordularını gönderdi onlar vasıtasıyla zafere ulaştık” dedi! Arkasından da “Esir alınan birçok Yunan subayı, bizi Mustafa Kemal'in askerleri yenmedi, biz gökten inen yeşil bereli askerlere yenildik demişler” diye devam etti! Bu anlatılana delil olarak da bana, Allah'ın savaşta inananları desteklemek için ordular gönderdiğine ilişkin ayetler okudu…

Ben de gökten inen askerler olayının gerçek olup olmadığına hiç girmeden “Kuran'da yazıyorsa doğrudur hacı abi” dedim “Ancak, bu ayetlere ve senin anlattıklarına göre, Allah'ın Atatürk'ü desteklemek için ordularını gönderdiğini siz kendi ağzınızla itiraf ediyorsunuz” deyince, birbirlerine baktılar! Zira hiç beklemedikleri bir cevaptı. Sonra o kişi ayağa kalkıp “Hayır, asla öyle değil” diyerek devam etti “Ordumuz, imamlarla, hocalarla doluydu ve abdestinde namazında askerlerden oluşmuştu, Allah onlara yardım için ordularını gönderdi, Atatürk için değil” dedi!..

* * *

Gülümseyerek dinledikten sonra “Size bunları Allah söyletiyor hocam çünkü bilmeden Atatürk'ü övüyorsunuz” dedim. Þaşkınlığı artmıştı. “Hayatta o kafiri övmem” diye cevap verdi. “Beni sabırla dinleyin açıklayayım dedim. “Bildiğiniz gibi Atatürk, bahsettiğiniz o imanlı orduyu dışarıdan getirmedi. Onlar Osmanlı askerleriydi. Öyle değil mi?..” Başlarıyla tasdik ettiler.

– “Osmanlı, aynı imanlı askerlerle girdiği savaşların çoğunu kaybetti. Osmanlı askerleri de abdest alıyor, namaz kılıyor ve tekbir getirerek savaşıyorlardı ama yenildiler. Sonunda Osmanlı yıkılma noktasına geldi. Yoksa o askerler imansız mıydı” diye sordum. “Olur mu hiç, elbette imanlıydılar” diye cevap verdiler.

– “Madem öyle Allah o savaşlara neden ordularını göndermedi de savaşları kaybettiler?..”

* * *

Hiçbiri cevap veremeyince devam ettim:

– “Çünkü, Allah yalnızca imanlı olanlara değil aynı zamanda haklı olana, hak edene ve daha da önemlisi, galip gelmesini istediklerine yardım eder. Onun için eğer Allah Osmanlı'nın bekasını isteseydi, Osmanlı yıkılmazdı. Kısacası okuduğunuz ayetler ve anlattıklarınızdan çıkan sonuç şu: Abdestinde, namazında ve de tekbir getirerek savaşan bir ordu, Osmanlı'nın bekası için mücadele edince Allah yardım etmedi yenildiler ve sonları geldi. Fakat aynı imanlı askerler bu kez Atatürk önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmak için savaşınca Allah yardım etti ve mucize ötesi bir sonuçla galip geldiler. Demek ki Allah Osmanlı'nın değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasını istedi” dedim.

Kısa bir sessizlikten sonra babam söze girdi. “Aslında söylediklerin doğru olabilir. Zaten Atatürk savaşırken iyi idi. Ama sonradan şımardı ve dine düşman olup kafir oldu” dedi!..

* * *

“Yapma baba” diye başladım. “Atatürk İslam dinini bilime emanet etmek için 1924'te imam hatip okullarını kurdu, Diyanet İşlerini kurdu. Daha sonra millet okuduğunu anlayarak inancını sürdürebilsin diyerek Kuran'ın Türkçe mealini hazırlattı. Kuran'ı anlayarak okumak Allah'ın emridir. Düşünsenize, hiç din düşmanı, kafir olan biri öncelikle bunları yapar mı? Hem de çok güçlü olduğu bir zamanda... Bu konuda bir türlü göremediğiniz şey şu; Atatürk, dine değil, Kuran'ın da lanetlediği dini menfaat için kullananlara, yobazlığa ve hurafelere savaş açtı” dedim. Daha sonra işim gereği aralarından ayrılırken “Son bir şey daha söyleyeyim” dedim “Sizin söylediğinize göre bir kimse okul, hastane cami gibi hayırlı eserler bırakırsa öldükten sonra da o kişinin amel defteri kapanmaz, o eserler durdukça onun defterine sevap yazılır öyle değil mi?” diye sordum “Evet” dedi babam. “Peygamberimizin hadisidir…”

* * *

– “O zaman bu hadise göre; Afyon'a kadar gelmiş düşmanı yenip, bu topraklarda bize özgür bir vatan olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni inşa eden başta Atatürk olmak üzere onun arkadaşlarının da amel defterleri açıktır. Bu durumda yapılan her okulda, hastanede, camide, her okunan ezanda, özgürce yapılan ibadetlerde, Atatürk ve arkadaşlarının defterlerine sevap yazılıyor. Ayrıca farkında değilsiniz ama siz de özgürce kıldığınız her namazda yaptığınız her ibadette nefret ettiğiniz, Deccal dediğiniz Atatürk'ün defterine sevap gönderiyorsunuz bilesiniz. Ben Atatürk'ü Allah'ın gönderdiğine ve desteklediğine inanıyorum. Çünkü büyük imkansızlıklar içinde savaşmışlar. Kazmayla, kürekle dünyanın en güçlü ve donanımlı ordularına karşı kazanmak mümkün değildir. Zaten böyle bir zaferin tarihte başka bir örneği yoktur. O zaman siz Allah'ın desteklediği birine düşmanlık ediyorsunuz demektir. Bunu bir düşünseniz iyi olur.” dedim “Ayrıca şunu da unutmayın, Allah nankörleri sevmez!..”

* * *

Sevgili okurlarım, bu satırları deniz ve su ressamı olarak bilinen Mustafa Günen'in guncelhaberajansi.com adlı haber sitesindeki yazısında okudum.
Günen, özetlediğim yazısını “Atatürk karşıtlarının çoğu bu fikre özgür düşünceleriyle ulaşmış değillerdir. Dolayısıyla bu konudaki gerçekleri anlatmak pek işe yaramaz! Çünkü sorun onların neye inandıklarında değil, neden inandıklarındadır” diye bitirmiş.

Neden inandıklarını düşünmek ise, Cumhuriyet Bayramı öncesinde hepimize ev ödevi olsun!..
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11167
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 10 Nov 2016 1:14    Sujet du message: Répondre en citant

Atatürk demande l'utilisation de carburant issu de la végétation dans la ferme modèle qu'il a fondé à Ankara (Atatürk Orman Ciftligi) en 1934!!!





http://www.hurriyet.com.tr/gunumuzun-yakitini-ataturk-77-yil-once-aoc-de-urettirdi-18773802
&
http://www.ntv.com.tr/yasam/ataturk-bir-ilki-daha-basarmis,R4a5MGAsLkaCZ_afKSBz9w
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11167
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 10 Nov 2016 1:37    Sujet du message: Répondre en citant

Kıraç’tan 10 Kasım için özel bir çalışma!

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11167
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 11 Nov 2016 12:22    Sujet du message: Répondre en citant

par AA!

Anitkabir en 1881 photos

http://aa.com.tr/tr/vg/video-galeri/1881-karede-anitkabir-/2
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13614
Localisation: Paris

MessagePosté le: 13 Nov 2016 3:07    Sujet du message: Répondre en citant

Emin Colasan'in makalesinden benim için Ataturk'e yakistirilan diktator sifatinin ne kadar yersiz oldugunu kanitlayan bir bolum.


Citation:


* * *

İşte, günümüzde AKP iktidarı ve din tüccarları tarafından yok edilmek ve belleklerden kazınmak istenen Atatürk bu.

Size bir örnek daha vereyim. Atatürk hayatta iken ona yazıları ve söylemleriyle muhalefet eden, sol'un temsilcisi, ünlü gazeteci yazar Zekeriya Sertel… (1890-1980)

İşte Sertel'in 1977 yılında yayınlanan “Hatırladıklarım” isimli kitabından kısa bir alıntı:

“Atatürk, Hitler ve Mussolini biçiminde bir diktatörlüğe gitmedi. Bütün koşullar onun Doğulu bir diktatör olmasına elverişliydi. Fakat asker olmasına rağmen yumuşak, sevimli ve akıllı bir otorite kurdu.
Bu otorite korkuya değil sevgiye dayanıyordu. Ona bu kuvveti veren, halkın kendisine sevgiyle bağlı olmasıydı.

Onun için, bizim istediğimiz kadar değilse de, yine de günün koşullarının elverdiği ölçüde hür bir rejim kurdu. Biz eleştirilerimizi özgürce yapabildik. Nazım Hikmet en devrimci şiirlerini onun döneminde yazdı.

Zaten büyük adamlar ancak ölümlerinden sonra anlaşılır. Atatürk de bütün ölçüleriyle şimdi anlaşılmaya
başlanmıştır.

Onun için, Atatürk dün de büyüktü, bugün de büyüktür, yarın da büyük kalacaktır.”

* * *


http://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/emin-colasan/boyle-bir-sevgi-1501637
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11167
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 12 Jan 2017 1:08    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:


ALMANYA'DAKİ HUKUKUN ÜSTÜNLÜÐÜ VE M.KEMAL




Alman Kralı II. Frederick 1750 yılında Potsdam'dan geçiyor. Orayı çok beğeniyor ve 'Bana şuraya bir saray yapın" diyor. Ertesi gün adamları gidip bakıyorlar, Kral'ın beğendiği yerde bir değirmen. Adamlar kapıyı çalıyor, yaşlı değirmenci açıyor.

- Buyrun?

- Bizi Kral gönderdi. Burayı görüp çok beğendi, satın alacak. Kaç para?

- Satmıyorum ki ne parası?

- Saçmalama Kral istedi.

- Bana ne. Ben satmadıktan sonra kimse alamaz ki.

Adamları gelip Kral'a diyorlar ki;

- Efendim beğendiğiniz yerdeki değirmenci deli. Satmıyorum dedi.

- Çağırın bakalım bana şu adamı.

Değirmenci gelip, Kral'ın karşısında duruyor. II. Frederick;

- Yanlış anladınız herhalde beyefendi, ben satın almak istiyorum orayı. Kaç para?

- Yoo yanlış anlamadım, adamların da dün bunu söyledi. Satmıyorum!

- Beyefendi inat etmeyin, paranızı fazlasıyla vereceğim.

- Sen koskoca kralsın, paran çok. Git Almanya'nın heryerine saray yap.

Burayı benden önce babam işletiyordu. Ona da babasından kalmış, ben de çocuğuma bırakacağım. Satmıyorum!

II. Frederick ayağa kalkıyor;

- Unutma ki ben Kralım!

Değirmenci bakıyor ve diyor ki;

- Asıl sen unutma ki Berlin'de hakimler var!

Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar kral bile olsa adaletten üstün değildir. Hiçkimse adaletin üstüne çıkamaz. Orada oturamaz. Bugün bütün gelişmiş ülkeler hukuk fakültelerinde bu olayı anlatırlar. "Berlin'de hakimler var!"

- Potsdam'da Sansosi Sarayı. Saray ve değirmen yanyana. Kral ve değirmenci adaletle komşu oluyor.

Sabahları II. Frederick arka bahçeye çıktığında değirmenci sesleniyor;

- Hey Frederick, ekmek yaptım göndereyim mi?

II. Frederick diyor ki;

- Adalet her sabah bana, sıcak bir ekmek kokusuyla gelirdi.

Ve 31 Aralık 1917. Berlin'de bir otelde yılbaşı kutlamaları yapılacak,
Osmanlı heyeti var orada. Aralarından biri bu öyküyü anlatıyor. Ve;

- Hadi Potsdam çok yakın. Gidip adaletin simgesi olan o değirmen ve sarayı yanyana görelim.

Kimse gelmiyor ve o öyküyü anlatan tek başına kalkıp gidiyor.
Herkes yılbaşı kutlarken o gidip adaletin simgesini izliyor uzun uzun.

O kişi Mirliva Mustafa Kemal'dir....




Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Coup de Coeur / Coup de Gueule Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Aller à la page Précédente  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8  Suivante
Page 6 sur 8

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.