Warning: htmlspecialchars(): charset `ISO-8859-9' not supported, assuming utf-8 in /homepages/14/d311014336/htdocs/forum/modules/phpBB2/viewtopic.php on line 388 Association A TA TURQUIE
Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Turkiye Islam Cumhuriyeti'ne dogru
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 2446 Localisation: Paris
Posté le: 30 Juil 2017 17:35 Sujet du message:
2007 de "Turkiye Islam Cumhuriyeti'ne dogru mu ?" basligi ile baslatmisim bu tartismayi.
Bugun soru halini kaldirdim (zaten katilanlardan biri de bunu onermis, geçenlerde).
Durum açik, ilkokul anaokul dahil butun okullarda kadinlar ve erkekler için birer mescit olacak, cihad okullarda ogretilecek, ve muftuler nikah kiyacak...
Tabii arda bir kadinlar sokakta kiyafetleri nedeniyle dovulecek, yaratigin biri çikip (dun) Ataturk heykeline saldiracak dinimizde putperestlik yoktur diye...
Soruya hacet mi var, isim ne zaman degisecek o biraz muglak. 2023'u dusunuyorlar ama o zamana kadar belki de vatana ihanetten cezaevinde olurlar, belli mi olur.
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 8148 Localisation: Nancy / France
Posté le: 20 Sep 2017 10:51 Sujet du message:
Ertugrul Özkök benimsedigim bir gazeteci degil ancak asagidaki yazisinin altina imzami rahatlikla atabilirim.
Citation:
Başkan galiba kendini şeyhülislam zannettin
Hürriyet 20 Eylül 2017
YENİ Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş göreve başlarken şu kesin yargıyı dile getirmiş:
“İnsanlık sekülerizmin ve hiçbir değer tanımamanın kıskacında kıvranmaktadır...”
*
“Sekülerlikle” “hiç birdeğer tanımamanın” nasıl yan yana getirildiğini anlamadım ama çok iyi anladığım bir şey var.
Yeni başkan kendine bir dünya misyonu yüklemiş...
Ve bütün konuşmasında kendine yüklenen misyonu da tarif etmiş:
İnsanlığı sekülerizmin kıskacından kurtarmak...
Vay vay vay...
Karşıki dağları yaratmak olayı yani...
*
Cumhurbaşkanı’nın veya Başbakan’ın veya bağlı bulunduğu bakanın başkana şunu hatırlatması gerekmez mi:
“Biiir... Başkan sen şu yolundan çıkmış fani dünyayı hizaya sokma misyonundan önce bizim Diyanet’i bir derleyip toplasan...
Fetva parodisine dönen şu kuruma biraz ciddiyet versen...
*
İkiiii... Diyanet seküler bir yapının kurumudur, bunu da unutmasan....
Yani seni şeyhülislam değil, sadece Diyanet İşleri Başkanı olarak tayin ettik...
Bir de bunu öğrensen...”
*
Vallahi daha iyi olur...
GÜNÜN BİLMECESİ: NUSRET ELİYLE MAKES BULMAK
DİYANET İşleri’nin yeni başkanı Ali Erbaş’ın göreve başlama nutkundaki ifadelerden bir potpuri:
“Rahmeti rahmana kavuşmuş”, “Berhayat olanlar”, “Leyyin ve hikmetli bir dil”, “İnanç, düşünce ve beyin işgalcilerine karşı din güvenliğini sağlamak”, “Nusret eli”, “Makes bulmak”, “Derc etmek”, “Ahlak-ı hamide sahibi olmak”, “Sekinet veren sada”...
Yeni başkan konuşmasında “sahih ve sarih bir üsluptan” söz ediyor...
Eğer o üslup buysa vay halimize...
Demektir ki artık Diyanet’le ancak bir tercüman aracılığıyla konuşabileceğiz...
BU MÜFREDAT EN BÜYÜK ZARARI MUHAFAZAKÂRLARA VERECEK
- Devlet gündüz çocuklarımıza okullarda “cihat”ı öğretecek.
Bizse akşam evlerimizde çocuklarımıza barışı, vatan sevgisini anlatacağız.
*
- Devlet, gündüz okulda çocuklarımıza inancı farklı insanları “kâfir” olarak gösteren şeyler öğretecek.
Bizse akşamları çocuklarımıza bizim gibi olmayan insanların da bizim gibi insanlar olduğunu anlatacağız.
*
- Devlet gündüz okulda çocuklarımıza “erkeğin reis olduğunu, üstün olduğunu, kadının ona biat etmesi gerektiğini” öğretecek.
Bizse akşamları evde çocuklarımıza “kadın ve erkeğin eşit olduğunu” anlatacağız...
- Devlet, gündüz okullarda çocuklarımıza biat etmeyi en büyük erdem olarak öğretecek.
Bizlerse akşamları çocuklarımıza farklı düşündüğünde, haklı olduğunda itiraz etme hakkı olduğunu öğreteceğiz.
*
- Devlet, gündüz okullarda çocuklarımıza “İnsanı Allah yaratmıştır” diyecek.
Bizse akşamları çocuklarımıza “İnsanı Allah yaratmıştır” diyeceğiz, ama Evrim Teorisi’ni, biyolojiyi, uzayı, fiziği, genetik bilimleri öğreteceğiz.
*
Ve bir gün bu rejim sona erdiğinde yeni nesiller hep birlikte şunu görecek...
O yüzden iddia ediyorum.
Bu müfredat en büyük zararı muhafazakâr ailelerin çocuklarına verecektir.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 2446 Localisation: Paris
Posté le: 01 Oct 2017 17:48 Sujet du message:
Citation:
Ahmet İnsel
Türkiye’de ‘laiklik’ laik midir?
Takip et: @cumhuriyetgzt
30 Eylül 2017 Cumartesi
AKP iktidara geldiğinde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 74 bin personeli vardı. Çoktu. Daha da çoğaldı, 2017’de personel sayısı 117 bin oldu. On beş senede artış yüzde 58. Aynı dönemde Türkiye nüfusu yüzde 22 arttı. DİB’in kadroları, nüfus artışının yaratacağı hizmet artışı ihtiyacının çok üstünde büyüdü. Çünkü AKP iktidarında ve son yıllarda giderek daha fazla, DİB Sünni din hizmeti verme görevinin ötesinde, iktidarın kültür ve eğitim politikasının önde gelen bir aktörü oldu.
Diyanet’in 2017’de 117 bin 378 olan kadro toplamının dağılımı şöyle: İmam hatip 71 bin 362, Kuran kursu öğreticisi 19 bin 721, müezzin 11 bin 908. Geri kalanı teknik personel. AKP iktidara geldiğinde cami sayısı 75 bin 941’di. 2016 sonunda 87 bin 300 oldu. On beş yılda DİB personeli, cami sayısından neredeyse dört kat fazla büyüdü. Buna paralel olarak DİB’in bütçesi, özellikle son yıllarda hızla arttı. 2015’te DİB’in bütçe başlangıç ödeneği 3.5 milyar TL idi. 2017 sonu bütçe gerçekleşme tahmini, 8.1 milyar TL. Son üç yılda Diyanet’in harcamaları yüzde 76 arttı. Enflasyondan arındırılınca, üç yılda gerçek artış yüzde 50!
Bu harcamaların yüzde 90’ını personel giderleri oluşturuyor. Türkiye’de Sünni din hizmetinin bütçe içindeki payını dikkate alırken, buna Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne bağlı çalışan personeli de ilave etmek gerekir. Bu sayı 2015’te 56 bin 328’di. İmam hatip okulu açılışı furyası içinde son iki yılda muhtemelen artmıştır. 2016’da Milli Eğitim bütçesi içinde bu genel müdürlüğe 3.6 milyar TL ayrılmıştı.
Türkiye’de devletin yarı resmi dini konumunda olan Sünni İslam eğitim-öğretim ve din hizmetlerinde bugün 180 bine yakın kamu görevlisi çalışıyor. 2016’da devletin doğrudan verdiği din hizmetleri ve din eğitim-öğretimi için kamu bütçesinden 10 milyar TL’den biraz fazla harcandı. Diyanet Vakfı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün toplamda bir milyar lirayı geçen harcamaları buna dahil değil. Laik Cumhuriyete hoş geldiniz!
Gelgelelim, zaten doksan yıldan beri bu “laik” Cumhuriyet yürürlükte değil mi? AKP iktidarı laikliği, din ve devlet işlerinin ayrılması olarak başından beri tasarlamamış olan devlet yapısı içinde, DİB’i sadece kuruluş amacının tersi yönde kullanıyor. Laikliği, devletin dini denetim altında tutması olarak anlayan laikçi anlayışın kurduğu ve geliştirdiği kurumu, AKP iktidarı, yasalarda hiçbir değişiklik yapmadan, dinin topluma yön ve şekil vermesinin aracına dönüştürdü. Bugün hâlâ seküler otoriter Cumhuriyetin savunucuları, Diyanet’in bir merkezi devlet idaresi olmasını eleştirmekten imtina ediyor. Hatta bir kısmı, DİB’in kurum olarak laisizmin özüne uygun olduğunu savunuyor.
Ülkemizde on yıllardır süregiden bir kültür savaşı var. Diyanet, AKP liderinin özel yönlendirmesiyle, şimdi toplumu dindarlaştırma politikasının hücum gücü olarak kullanılıyor. Buna gayet haklı olarak tepki gösterenlerin bir kısmı, Diyanet’in laik bir kurum olduğunu iddia etmekten geri kalmıyor. Din hizmetleri vermekle yükümlü laik bir kurum olabilir mi sorusunu sormaktan kaçınıyorlar. Halbuki laikliği devletin dini denetim altında tutması olarak tanımlayan anlayışın yarattığı bu kurumun, hiçbir kurumsal değişiklik geçirmeden, dindar nesiller yaratılması ve dinin toplumsal yaşamı yönlendirmesi aracına nasıl kolay döndüğü ortada.
Laiklik demokrasinin olmazsa olmaz tamamlayıcısıdır. Kuşkusuz, ama hangi laiklik? Soruyu tersten soralım. Dini denetim altında tutmak için veya tam tersine toplum üzerinde bir dini denetim ve baskı yaratmak için devletin doğrudan din hizmeti vermesi, üstelik bunu çoğunluğun mezhebiyle sınırlı tutması, demokrasiyle bağdaşabilir mi? Otoriter laiklikle otoriter Sünniliğin ortak paydası, demokrat olmamalarıdır. Zaten bu yüzden, Diyanet’in ne kuş ne deve kurumsal yapısı her ikisine uyuyor.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 2446 Localisation: Paris
Posté le: 07 Oct 2017 12:16 Sujet du message:
SelimIII a écrit:
Gazete okumaya gor, AKP Turkiye'si ornekleri bitmekle bilmiyor...
Citation:
Tayyip Erdoğan'ın Saray'da ağırladığı isimlerden olan Atatürk düşmanı Mısıroğlu gençlere yaptığı konuşmasında şu ifadeleri kullanıyordu:
"İstediğimiz olmuş değildir. Yarı yoldayız. Nasıl buluğa ermemiş bir çocuğa 'niye evlenmiyorsun' demezsen Hükümet'e de 'niye şeriatı ilan etmiyorsun' diyemezsin. Vakti var. Her ulus bir zamana rehmolunmuştur. Sizin nesliniz İslam'ın mutlak galebesini, küfrün mutlak yıkılışını, heykellerin köpek leşi gibi sürüklendiğini görecek. Siz göreceksiniz. O gün beni hatırlayın."
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 2446 Localisation: Paris
Posté le: 02 Déc 2019 12:09 Sujet du message:
Reis buyurmuslar :
“Dinimiz İslam, hayatın tüm alanlarını kuşatan, kucaklayan, ihata eden kurallar, yasaklar manzumesidir. Ticaretimizden beşeri münasebetlerimize, eğitim öğretimden evliliğe, temizlikten kılık kıyafete, yaşantımızın her safhasını düzenleyen bir dine inanıyoruz.
Zaman ve şartlar değişse de, İslamın nasları değişmeyecektir. Nerede ve hangi zamanda yaşarsak yaşayalım, kelimeyi şehadet, namaz, oruç, hac, zekât bizler için farzdır ve öyle kalacaktır. Faiz, yalan, zulüm, kibir, iftira, tecessüs, zan, hırsızlık, masumu öldürmek ise yasak olmaya devam edecektir. Hangi sebeple olursa olsun Kuran’ın emirlerini yok saymak, hafife almak veya hükümsüz kılmak bir Müslümana yakışmaz. Dolayısıyla dinde ekleme çıkarma, yani bidat olmaz. ‘Bana uymuyor, zamana uymuyor, hoşuma gitmiyor, aklım almıyor’ bahanesiyle kimse nasları inkâr edemez. Çünkü bir Müslüman dinini hayatın şartlarına göre değil, hayatını inancının esaslarına göre uyarlamakla mükelleftir.
İslam bize göre değil, biz İslama göre hareket edeceğiz. Nefsimize ağır gelse de hayatımızın merkezine dönemin koşullarını değil, dinimizin hükümlerini yerleştireceğiz. Elbette bu süreçte aşırılığa, ifrata ve tefrite de kaçmayacağız. Özellikle dini, hayattan tecrit eden, sadece belli kalıplara, şekillere, davranışlara hapseden dogmatik bir anlayışa itibar etmeyeceğiz.”
Adam bunu Cumhurbaskani sifatiyla yaptigi konusmada soyluyor. Simdi, ben dinsizsem, hatta ateit isem TC vatandasi olma hakkim kalmiyor.
Yani 2023 de resmilestirmek istedikleri islam cumhuriyetinin kurallarini soyluyor laikligi koruyacagi konusunda serefi ve namusu uzerine yemin eden kisi.
Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures Aller à la page Précédente1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9
Page 9 sur 9
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum