Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Mizah / Humour !
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 30 Mai 2009 Messages: 90 Localisation: région parisienne
Posté le: 22 Juin 2009 12:22 Sujet du message:
Kamyon sürücüsü "dikkat, alçak köprü" ikaz levhasını fark ettiğinde iş işten çoktan geçmişti. Olanca hızıyla üst köprüye bindirdi ve orada sıkıştı kaldı. Arkasında kilometrelerce araç kuyruğu oluştuktan sonra trafik/kurtarma ekibi nihayet geldi. Kurtarıcı işine başlarken polis de gözleri sıkışmış kamyonda, sürücüye yaklaşarak söze girmiş olmak için sordu:
- Köprüye sıkıştınız, he?
Sürücü canı burnunda homurdandı:
- Yo, köprü taşıyordum, mazotum bitti.
Inscrit le: 30 Mai 2009 Messages: 90 Localisation: région parisienne
Posté le: 22 Juin 2009 13:56 Sujet du message: Bizim Türk Şoförü
Barbaros bulvarında olmuş bir olay...olayı gören kişi nin anlattıkları
"Arkadaşlarla öyle Barbaros bulvarında yürüyorduk. Bir anda yanımızdan son sürat bir minibüs geçti.
Biz ''Freni patladı'' filan demeye kalmadan, minibüs kafadan elektrik direğine bindirdi.
Hemen koştuk, yardım edelim diye. Minibüse ulaştığımızda manzara şuydu: Yolcuların kiminin kası açılmıs, kiminin dudağı patlamış... Dağılmış vaziyetteler yani.
Ama bir tuhaflık var. Çünkü o hallerine rağmen, gözlerinden yaşlar gelecek şekilde gülüyorlar. Biz ne yapacağımızı şaşırdık.
''Ne oldu?'' diye sorduk.Bir iki tanesi, güçlükle ''Şoför, şoför...'' diyebiliyor ama yine gülmeye başlıyorlar. Bu sarsıcı manzaranın aslını öğrenebilmek için 2-3 dakika geçmesi gerekti.
Meğer şoför, tükürürken minibüsten düşmüş.
Hani, bizim şoförlere özgü, giderken kapıyı açıp dışarı tükürme hareketi vardir ya. Baba, dengeyi tutturamamış, tükürükle beraber, gümbürt aşagı düşmüş.Minibüs de kontrolden çıkıp direğe bindirmiş.."
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 11192 Localisation: Nancy / France
Posté le: 23 Juin 2009 14:39 Sujet du message:
Anne disarida alis-veristeydi. Iki buçuk yaşındaki bebege babasi gözkulak oluyordu.
Aslında bu pek de zor bir şey değildi. Yavrucak halının üzerinde 'çay seti' oyuncağıyla oynarken baba da koltuğunda gazetesini okuyor, ara sıra da bebeğinin kendisine -çay seti oyuncağının minik plastik fincanlarıyla- ikram ettiği suları çay niyetine içerek oyuna iştirak ediyordu.
Derken anne eve geldi. Baba anneye sus isareti yapip, bebegi izlemesini istedi. Bu çok sirin hareketini annenin de görmesini istiyordu.
Anne, bebegin elinde çay fincaniyla salondan çikip, biraz sonra içi su dolu olarak babasina getirmesini ve babanin da onu çaymis gibi içmesini seyretti.
Sonra gayet sakin bir tavirla elindekilerle mutfaga geçerken esine seslendi:
'Uzanabildigi tek su kaynaiginin klozet olduğunu biliyorsun, degil mi?'
Sonuç-1: Anneler evlatlarini çok sever ve onlara dair her seyi bilir.
Sonuç-2: Babalar evlatlarina dair bir çok seyi bilmez ama onlari çok sever.
Inscrit le: 30 Mai 2009 Messages: 90 Localisation: région parisienne
Posté le: 23 Juin 2009 19:19 Sujet du message: Otobus yolculugu
Otobüsle giderken, Bolu Dagi''nda verilen molada hemen tuvalete kosturdu.
Korkunç sikismisti. Sansina bos kabin bulup kendini oraya atti...
Tam oturmustu ki yan kabinden bir ses "merhaba" dedi.
Adam saskin "Merhaba" diye cevap verdi.
Ses devam etti: "Nasilsin?"
Ilk defa basina böyle bir sey geliyordu...
Yine saskin saskin yanitladi: "Sag ol, iyiyim. sen nasilsin?"
Ses sordu: "Ne yapiyorsun?"
Bir an tereddüt geçirdi. Adam onun tuvalette oldugunu bildigi için mutlaka ne yaptigini da biliyordu. Düsündü ve yanitladi: "Ben" dedi "Istanbul''dan Ankara''ya gidiyorum. Sen nereye gidiyorsun?"
Adamin sonraki cümlesi bu muhabbeti sona erdirdi.
"Hayatim, telefonu kapatiyorum.Yandaki tuvalette bir gerizekali var. Sana sordugum sorulara yanit verip duruyor. Ben seni sonra ararim..."
Inscrit le: 30 Mai 2009 Messages: 90 Localisation: région parisienne
Posté le: 24 Juin 2009 1:28 Sujet du message:
Kadının biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış,
Kadın lambayı kumların içinden çıkarmış, ovalamis.
Lambadan cin çıkmış
ve-"Sadece bir dilek hakkin var, iyi düşün öyle dile" demiş.
Kadın hiç
tereddüt etmeden, cebinden bir harita çıkararak:-"Bütün dünyada zulmün,
savasın, açlığın bitmesini istiyorum. Bu haritadaki ülkeleri görüyor musun?
Bu ülkelerin birbiriyle savaşmayı bırakmasını, her yere barisin gelmesini
diliyorum" diyivermiş.
Cin haritaya bakmış ve dehşetle;- "Tanrı askına
Kadın! Bu ülkeler binlerce yıldır savaşıyorlar. Tamam, isimde iyiyim ama o
kadar da değil! Bunu yapılabileceğimi sanmıyorum. Başka bir dilekte
Bulun" diye bağırmış.
Kadın birkaç dakika düşünmüş ve ;- "Hayatim boyunca doğru
bir erkek bulamadım. Bilirsin; hem ince düşünceli, hem dürüst, hem
karizmatik, hem eğlenceli biri, sevecen, ilgili ve ömür boyu sadik
Olacak erkek diliyorum" demiş. Cin derin derin bir iç çekmiş:
Inscrit le: 30 Mai 2009 Messages: 90 Localisation: région parisienne
Posté le: 28 Juin 2009 15:50 Sujet du message:
Fıkra Gibi Olaylar
OLAY 1-
Malum servis söförümüz trafikte hareket
Edemez halde beklerken (gayet de haklıydı
Çünkü önündeki arabalar kuyruk olmuştu)
Arkadan kornaya abanan araç sahibine
Camdan sarkarak 'pokemon'muyum lan
Ben arabaların üzerinden uçayım'
Diye bağırarak tüm servisi yere
Yıkmıştı.
OLAY 2-
Abimiz koyu kahverengi deri, yarım botu
Alıp kasaya yanaşıyor.kasadaki kız botları
Poşete koyarken, sayın abimiz de soruyor;
- 43 lira değil mi?...
- kız, "ne münasebet" der gibi bakıyor ve
"bunlar orijinal deri...indirimli fiyatı
180 lira."
Abimizin bitiş cümleleri, kızcağızın kopuş
Anına denk geliyor;
-olur mu hanımefendi, altında "size 43"
Yazıyor...
OLAY 3-
Konuyla ilgili açıklama yapan davacının avukatı
İdris karadeniz 'müvekkilim marketten aldığı
2 lt.lik kampanyalı cocacola ürününün kapağını
Açtığında hediye çıkmadığını ve tekrar deneyiniz
Yazısını görmüş. bunun üzerine kapağı kapatıp
Tekrar açmış ancak yine aynı şey. bunun üzerine
Aynı şişe kapağında tam 4246 defa deneme yapmasına
Rağmen hediye çıkmamıştır. cocacola şirketinin
Tüketiciyi dolandırdığını düşünen müvekkilim
Şirkete dava açmaya karar vermiştir. biz de bugün
Gelerek dava dilekçemizi adliyeye teslim ettik.
10 bin ytl. maddi tazminat talep etmekteyiz' dedi.
Davadan haberdar olan cocacola yönetimi adına
Açıklama yapan bir sirket yetkilisi olayın çok
Komik olduğunu ve artık karadeniz bölgesine gönderilen
Ürünlerin kapağına ' başka şişede inşallah ' yazmayı
Düşündüklerini söyledi.
OLAY 4-
Adamın biri arabasıyla giderken yolda bir
Yolcu alır arabaya.adam arka tarafa biner.
Şoför: eee hemşerim kimsin nereye gidersin?
Yolcu: ben azrailim..canını almaya geldim.
Şoför alaycı bir tavırla :
Sen mi azrailsin, yahu senin gibi azrail
Olur mu hiç?
Yolcu sakin bir tavırla :
- sen daha önce azrail gördün mü de tarif ediyorsun,
İnanmadın bana öyle mi?
Şoför : inanmadım tabii.
Yolcu :'o zaman 200 metre ileride bir adam
Daha alacaksın.gerçekten de adamın dediği gibi
Şöför 200 metre ilerde bir yolcu daha alır.
Ama yolcu ön tarafa oturur.olaylar bundan sonra
Daha da enteresanlaşır.
Şoför yanındakine:
- ee sen kimsin nereye gidersin.
Öndeki
- abi ben merkezde biryerde indirirsen çok
Sevinirim adım felanca.
Şoför:
- yahu şu arkadaki adam bana azrailim diyo görüyon
Mu şu herifi hem iyilik ediyoz hem de dalga geçiyor
Zibidi.
Öndeki arkaya bakar ama kimse yoktur.
Öndeki:
- abi arkada kimse yok ki.
Şöför hışımla arkaya bakar ve :
- kör müsün be adam arkada oturuyor ya.
Öndeki arkaya bir daha bakar ve :
- abi senin kafan iyi mi yoksa dalga mı geçiyorsun.
Bu sefer arkadaki söze girer:
- gördün mü, öndeki beni ne duyabilir ne de
Görebilir.
Şoförün bir anda dizlerinin bağı çözülür bet beniz
Atar.arkadaki şoföre:
- hadi der arabayı kenara çek 2 rekat namaz kıl
Canını alacam.şoför ağlamaklı çaresiz bir şekilde
Arabayı kenara çeker ve iner arabadan.
Sonra....sonra ne olmuş biliyor musunuz?
Adamlar arabayı aldığı gibi kaçmışlar...
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 11192 Localisation: Nancy / France
Posté le: 13 Juil 2009 1:36 Sujet du message:
Adamla kadın evlenmeye karar verırler ama adamın önemli bir şartı vardır.evlenmeleri halinde basucundaki komodinin en üst çekmecesini asla açmaması için söz vermesini ister
kadın kabul eder evlenırler.aradan 25 yıl geçer ve kadın sonunda dayanamayıp çekmeceyi açar.içinde 3 yumurta ve 700 dolar vardır.kadın adama çekmeceyi açtığını itiraf eder ve bunların anlamını sorar.adam kadını affedip o da itiraf eder.kendisini aldattığını ve her sefer için oraya bir yumurta koyduğunu söyler.
kadın da adamın yapmış olduğu bu 3 kaçamağı affeder ama hala 700 doların ne işi olduğunu anlamamıştır.
adam der ki :
yumurtalar çekmeceye sığmadığı için ara ara onları sattım ve o parayla dolar aldım
Inscrit le: 09 Oct 2007 Messages: 3474 Localisation: Somewhere in the world
Posté le: 15 Juil 2009 22:31 Sujet du message:
KIVIRMAK BUDUR
Amerika'da bir supermarkette, musteri yarim kivi satin almak istiyor.
Tezgahtar bunun mumkun olmadigini soyluyor. Kavga cikiyor.
Tezgahtar kosarak mudure cikiyor:
- "Efendim, hayvanin biri yarim kivi almak istiyor "
der demez soyle bir arkasina donunce ne gorsun !!
Musteri arkasindan gelmis, ensesinde duruyor...
Tezgahtar hemen musteriyi isaret ediyor:
- "Bu beyefendi de diger yarisini almak istiyor, efendim..."
Mudur durumu anliyor, adama yarim kiviyi mecburen verip gonderiyorlar.
Mudur bir saat sonra tezgahtari cagirtiyor:
- "Tebrik ederim, cok zeki davrandin, iyi idare ettin. Nerelisin sen?"
- "Brezilya'liyim efendim..."
- "Amerika'ya niye geldin?"
- "Brezilya cazip bir yer degil efendim, orada insanlar ya orospu, ya
da futbolcu oluyor..."
- "Biliyor musun, benim karim da Brezilyali...!!!"
- "Yaa oyle mi, acaba kariniz hangi takimda futbol oynuyor???
? _________________ Родион Романович Раскольников
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 11192 Localisation: Nancy / France
Posté le: 18 Juil 2009 2:36 Sujet du message:
Roger agir sartlar altinda calisan bir iscidir. Bos zamanlarini hep bowling
ve voleybol oynayarak gecirmektedir. Karisi bu duruma uzulur ve bir hafta sonu onu striptiz kulubune goturmeye karar verir. O aksam beraberce kulube giderler.
Kapidaki bodyguard, "Hey Roger! Seni gormek ne guzel!" der. Karisi sasirir,
"Daha once buraya gelmismiydin Roger?" Roger, "Hayir hayir o adami bowlingten taniyorum..."
Iceri girerler ve bir masaya otururlar.
Garson gelir, "Iyi aksamlar Roger! Herzamanki gibi Cin tonik degil mi?"
Karisi, "Roger bana bak sen buraya daha once geldin degil mi?"
Hafif hafif ofkelenmeye baslayan karisini sakinlestirmek zordur.
Roger, "Ne alakasi var! Voleyboldan tanirim onu bir iki tek icmisligimiz var ordan yani..."
Karisi pek tatmin olmamistir ama susar. Derken stiriptizci hatunlardan biri masaya gelir, stritipzci,
"Selam Roger! Yine ozel masa sovundan mi istersin?" Roger b*ka batmistir...
Karisi hisimla yerinden kalkar ve kulubu terk eder, Roger pesinden kosar,
Kadin bir taksiye biner ve taksi kalkmadan Roger da yetisir. Karisi ofkeden patlayacak gibidir...
O sirada sofor arkaya doner ve soyle der,
"Bu geceki cok suratsizmis Roger!"
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 18 Juil 2009 18:30 Sujet du message:
Otomobil kazasında ölen yaşlı çift doğru cennete gönderilirken görevli
anlatmaya baslar:
"Şu denize bakan villa sizin.
Yanında tenis kortu, yüzme havuzu ve golf parkuru var.
İstediğiniz herhangi bir şey için su düğmeye basmanız yeterli. Cennet
görevlileri derhal takdim edecekler.."
Görevli ayrılınca, adam karisini azarlamaya baslar..
"Allah seni kahretsin Vildan, hep senin hatan.."
"Nasıl yani bey ?"
"O Allah’ın belası yürüyüş programların, vitamin hapların, yulaf çorbaların, içki, sigara yasaklamaların olmasa buraya yıllar önce gelecektik…"
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 20 Juil 2009 22:46 Sujet du message:
Yaşlı ve zengin bir adamın hepsi birbirinden zeki 3 oğlu varmış.
Birgün amansız bir hastalıkla yatağa düşen yaşlı adam verasetini açıklamak
için oğullarını yanına çağırmış.
- 'Oğullarım benim vaktim geldi artık, ecel kapıda. Ben ölünce tabi ki mallarımın hepsi sizin ve siz çok zekisiniz, ama siz mallarımı bölüşeceksiniz diye, birbirinize düşmemeniz için şehrin kadısına gidin. O kadıya benim selamımı
söyleyin, o size mirası bölüştürür.'
Ve adam ölüüür... Oğulları da babalarının isteği üzerine, kadıya gitmek için yola düşerler.
Tabi yeşillik yerlerden, gölden, yağmurdan, çamurdan falan geçerler. Derken önlerine bir adam çıkar ve bizim 3 biradere sorar;
- ' Efendiler ben devemi kaybettim siz yolda bir deve gördünüz mü?' der.
Büyük kardeş sorar;
- 'Tek gözü kör müydü?'
Adam ' Evet ' der.
Ortanca kardeş sorar;
- ' Kuyruğu kesik miydi?'
Adam ' Evet ' der.
Küçük kardeş sorar;
- ' Bir ayağı topal miydi? '
Adam ona da ' Evet ' der.
Bu sorulardan sonra 3 birader devesini kaybeden adama;
- ' Biz senin deveni görmedik ' derler.
Adam birden sinirlenir.
- ' Yaa nasıl olur. Hem bütün özelliklerini bildiniz, hem de görmedik diyorsunuz.
Bende sizinle beraber gideceğim ve gittiğiniz yerdeki kadıya sizi şikayet edeceğim' der.
Biraderler de ' Olur gel' derler.
Ve sonunda kadının yanına varırlar, huzuruna çıkarlar. 3 birader der ki;
- ' Efendim bizim babamız vefat etmeden önce mirası bölüşmemiz için size gelmemizi söylemişti. Biz de bu yüzden geldik. '
Kadı devesini kaybeden adama döner ve;
- ' Sen niye geldin.' der. Adam da;
- ' Efendim ben devemi kaybettim. Yolda bunları gördüm. Onlara devemi gördünüz mü dedim , onlar da devemin bütün özelliklerini bildikleri halde görmedik dediler. Ben bunlardan şüpheliyim' der.
Kadı biraderlere döner ve sorar:
- ' Sen nerden bildin tek gözünün kör olduğunu.'
- ' Efendim, yolda gelirken yeşillik yerden geçtik. Baktım ki yeşillikler hep bir tarafından yenilmiş, öbür tarafına yanaşılmamış bile. Tek gözünün kör olduğunu oradan anladım.'
- ' Peki sen nerden bildin kuyruğunun kesik olduğunu.'
- ' Efendim, yolda gelirken deve pisliği gördüm. Devenin pislikleri hep dağınık düşmüş. Halbuki kuyruğu olsaydı hep toplu düşerdi. Oradan bildim kuyruğunun olmadığını.'
- ' Peki sen nerden bildin bir ayağının topal olduğunu.'
- ' Efendim, gelirken gölden geçtik. Baktım ki devenin 3 ayağının tam izi, bir de yarım ayak izi var. Tek ayağının topal olduğunu oradan anladım.'
Kadı devesini kaybeden adama döner ve ;
- ' Kardeşim bunlar senin deveni görmemişler' der.
Kad ı o adamı gönderir ve düşünür;
- ' Ulan bunlar benden zeki, ben bunlara nasıl miras bölüştüreceğim. Neyse ben bunlara bi ziyafet vereyim, sonra da kapı arkasından dinleyeyim bakalım ne konuşuyorlar’, diye düşünür ve bizim 3 biraderi evine götürür. Hanımına güzel bir ziyafet hazırlattırır, yemek gelir ve kadı;
- ' Siz yemeğinizi yiyin, ben bi yere varıp geleceğim' der ve kapı arkasına geçer.
Büyük kardeş der ki;
- ' Yaa, kuzu çok iyiymiş de, keşke köpek emmeseydi.'
Kadı şaşırır. Ortanca kardeş der ki;
- ' Yaa, şarap iyiymiş de, keşke mezar toprağından yapmasalardı.'
Kadı iyice şaşırır. Küçük kardeş de der ki;
- ' Yaa, kadı iyiymiş de, keşke ibne olmasaydı.'
Kadı bu lafı duyar duymaz, gelenlerin zeki olduğunu düşünerek hemen araştırmaya gider.
Kuzuyu aldığı adama;
- ' Bu kuzu ne emdi' diye sorar. Adamda;
- ' Kuzunun annesi öldüydü, ben de kapının önünde yatan köpeğe emzirttim'
der.
Daha sonra şarabı aldığı adama gider ve
- ' Bu şarabın toprağı nerden' diye sorar. Adamda;
- ' Valla bizim burada en güzel toprak mezarlıkta var, ben de mezar toprağından yaptım' der.
Kadı;
- ' Ulan bunlar ikisini de bildi' diye düşünerekten annesinin yanına gider
ve
- ' Anne ben ibne miyim ' diye sorar. Annesi de;
- ' Oğlum hatırlamazsın, sen küçükken ormanda sana oduncu tecavüz
etmişti' der.
Kadı bu şaşkınlıklar içinde bizim 3 biraderin yanına gider ve baslar sormaya.
Büyük kardeşe;
- ' Söyle bakalım, kuzunun köpek emdiğini nerden bildin.'
- ' Nerden olacak. Bak kuzunun budunun bu kenarında yağ olmaz.
Ama köpeği emdiği için burada yağ var.'
Ortanca kardeşe;
- ' Söyle bakalım, şarabın mezar toprağından olduğunu nerden bildin.'
- ' Nerden olacak. İçiyorum içiyorum zevk yerine keder veriyor.'
Ve küçük kardeşe sorar;
- ' Söyle bakalım, sen benim ibne olduğumu nerden bildin.'
- ' Nerden olacak, ibne olmasan girişe fener bayrağı asmazdın.'
Not : Alex hemen uzerine alinmasin, ben FB versiyonunu koydum ama siz FB'yi silip yerine ne isterseniz koyun, tutar mi tutar...
Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures Aller à la page Précédente1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9Suivante
Page 3 sur 9
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum