505 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 505
Membre(s) : 0
Total :505

Administration


  Derniers Visiteurs

administrateu. : 2 jours
murat_erpuyan : 2 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Dikkat : Cumhuriyet tehlikede
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

Dikkat : Cumhuriyet tehlikede
Aller à la page 1, 2  Suivante
 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
Salih_Bozok
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 25 Nov 2006
Messages: 1441

MessagePosté le: 09 Avr 2007 11:30    Sujet du message: Dikkat : Cumhuriyet tehlikede Répondre en citant

“16 MAYIS’TA SAATLER 100 YIL GERİYE ALINIYOR”
CUMHURİYETİNİZE SAHİP ÇIKIN”
BU BİR PARANOYA MI? YOKSA GERÇEK Mİ?


100 YIL OLMASA DA 80 YIL ÖNCE DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLAYAN HANIMLAR BÖYLEYDİ...



BÖYLE İDİ ...



BU RESİMLER 80 YIL ÖNCESİNİN NOSTALJİK YOLCULUÐU DEÐİL!...



YAKLAÞAN TEHLİKENİN FARKINA VARMAK,
SIKIÞTIKÇA ANITKABİRE GİTMEMEK...




İÇİN!...



CUMHURİYETİNİZE SAHİP ÇIKIN DİYENLERİN SESİNE KULAK VERELİM...



YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN!



HALKIMIZA ÇAÐRIMIZDIR
"Herkes ulusal görevini ve

sorumluluğunu bilmeli, memleket

meseleleri üzerinde o düşünceyle,

düşünüp çalışmayı

görev edinmelidir."


Mustafa Kemal ATATÜRK


Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde
her yaştan biz, Genç ve Dinç Atatürkçülerin
nasıl bir Cumhurbaşkanı istediğimizi


14 NİSAN 2007


Cumartesi Günü
Saat 11.00'de
Ankara Tandoğan Meydanı'nda
yapılacak olan mitingimizle
göstereceğiz


ATATÜRKÇÜ DÜÞÜNCE DERNEÐİ
_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]


Dernière édition par Salih_Bozok le 13 Avr 2007 12:04; édité 1 fois
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Salih_Bozok
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 25 Nov 2006
Messages: 1441

MessagePosté le: 13 Avr 2007 12:02    Sujet du message: Répondre en citant


_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Salih_Bozok
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 25 Nov 2006
Messages: 1441

MessagePosté le: 15 Avr 2007 9:25    Sujet du message: Répondre en citant

Millet Tandogan'da kucaklasti:

http://deathvadisi.blogcu.com/

http://www.milliyet.com.tr/content/galeri/yeni/goster.asp?id=43&galeriid=1024

http://www.youtube.com/watch?v=vx5lGRRufAU
_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Salih_Bozok
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 25 Nov 2006
Messages: 1441

MessagePosté le: 15 Avr 2007 21:52    Sujet du message: Répondre en citant

Cumhuriyet 15 nisan 2007

GÜNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
'Son Cumhurbaşkanı'nın Uyarılarından Son Uyarı Mitingine...

Adı ne olursa olsun, isteyen Cumhuriyete Sahip Çıkın Mitingi, isteyen Cumhuriyet Yürüyüşü desin; dünkü görkemli, onurlu mitingin anlamı: Katılım heyecanıyla, davranışlarıyla, coşkuyla Cumhuriyetin tehlikede olduğunu halkımızın haykırmasıydı.

Halkımız meydanlara çıkarak Cumhuriyetin tehlikede olduğunu ilk kez haykırmak gereğini neden duydu acaba?

2002'de AKP iktidarıyla birlikte başlayan Cumhuriyetin temel ilkelerine saldırıları iktidara egemen olan kafanın 2007 yılının mayıs ayından itibaren gelecek yıllarda Cumhuriyetin temel ilkelerine vuracağı olası darbeleri sindiren toplum dün "patladı".

Anıtkabir'e yürüyerek Atatürk 'le buluşan dünkü mitingin gerçek hedefi, tehlikenin baş aktörü... ABD desteğiyle bugün uyguladığı ılımlı İslamı ilk fırsatta hışımlıya dönüştüreceğinden kuşku duyulmayan RTE 'dir.

Bu miting: Cumhuriyeti tehlikeye attığını her hareketi, her sözü ile (ve tabii geçmişiyle) kanıtlayan, Çankaya'ya çıkarsa artık görünen tehlikeyi daha da derinleştireceğinden hiç kuşku duyulmayan yaratıcısı RTE ve onun dar kafalı kadrosuna karşı toplumsal son bir uyarıdır.

*****

Laik demokratik rejimi Çankaya'da savunan, koruyan cumhurbaşkanları dönemi Sayın Ahmet Necdet Sezer ile artık kapanıyor.

Yedi yıl boyunca, üstelik AKP iktidarının Meclis'teki sayı üstünlüğüne dayanan kaba bir mantıkla anayasayı bir değil yüz kez delmeye yönelik yasal girişimlerine, devletteki kadrolaşma çabalarına karşı verdiği savaşım... yaşadığımız bütün bu gerçekler; beni Sayın Sezer'in artık Atatürk mekânında, Atatürkçü düşünceleri savunan, laik rejimi koruyan ve kollayan "Son Cumhurbaşkanı" diye adlandırmaya, algılamaya götürüyor.

Zira 16 Mayıs'tan sonra -Çankaya'ya ister RTE çıksın, ister benzeri başka birisi- Sayın Sezer'in şu cümlesini, bu cümlenin içindeki gerçeği içeren şu sözünü duymayacağız:

"Türkiye'de siyasal rejim, Cumhuriyet kurulduğundan beri, 'hiçbir dönemde günümüzde olduğu kadar' tehlikeyle karşı karşıya kalmamıştır".

İşte tablo: "Cumhuriyetin temel değerleri ilk kez açıkça tartışma konusu yapılmaktadır. İç ve dış güçler, bu konuda aynı amaç doğrultusunda çıkar birliği içinde hareket etmektedir."

*****

Cumhurbaşkanımız ayrılıyor görevinden. Fakat devletteki görevini sürdürecek, üstelik Atatürk rejimini, laikliği, ülkenin bölünmez bütünlüğünü dün ve bugün olduğu gibi yarın da savunma görevini üstlenen, bu rejimi Atatürk'ten miras alanların söylemesi gerekenleri Sayın Sezer söylüyor...

Üstüne üstlük Sayın Sezer bu uyarıları Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt 'ın açıklamalarını RTE'nin "makul ve olumlu" , sorulara verdiği yanıtları "devlet adamına yaraşır" ve iktidar kadrolarının patronlarının "özüyle sözüyle yakışır" bulduklarını gösteren haberlerin basına yansıdığı gün... geleceğin komutanlarını yetiştiren Harp Akademileri'nde yapıyor.

Hiç kuşku yok, Cumhurbaşkanımızın bu uzun, hemen her alanda gerçekleri saptayan, uyarılar içeren konuşmasını başta RTE, arkasından gelen Gül ve saireler... "bir son nasılsa" diye önemsemeyecekler.

Çünkü onların yolu "ılımlı İslamı radikal İslama çevirme" yoludur.

Çünkü onların yolu -Sezer'in sözlerinden algılayarak söyleyelim-; "Türkiye'de yaşanan toplumsal gelişmeler, toplumsal ve bireysel yaşamda sergilenen çağdışı görüntüler...dinci fetvalar, saldırılar ve karışmalar... kamusal alanda türban kullanılmasına ilişkin tüm yüksek yargı kararlarına karşı tutumlar... görevi din adamı yetiştirmek olan okulları bitirenler ile tarikat ve cemaat mensuplarının devletin her kademesinde yerleştirilmeye çalışılması... bu tabloya bakarak Türkiye'nin bu adamlar elinde nereye götürülmek istendiğinin anlaşılması için yeterlidir" ama:

Bu son miting, Cumhurbaşkanımızın son uyarıları; demokrasi gibi milleti de amaçlarına ulaşmak için bir araç gören ve kullanan RTE ve kadroları için yeterli olacak mıdır? Göreceğiz!

Dün bir ışık yandı, bir ateş! Atatürk yolundaki bu ışık, bu ateş ülkeyi bir baştan bir başa sarmalı, kucaklamalı.
_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
laroserouge
Spammer
Spammer


Inscrit le: 13 Oct 2006
Messages: 439
Localisation: france paris

MessagePosté le: 15 Avr 2007 23:46    Sujet du message: Répondre en citant

tesekkurler salih bozok
_________________
L'homme politique qui a besoin du secours de la religion pour gouverner n'est qu'un lâche. Or, jamais un lâche ne devrait être investi des fonctions de chef de l'Etat."

Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Salih_Bozok
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 25 Nov 2006
Messages: 1441

MessagePosté le: 16 Avr 2007 22:00    Sujet du message: Répondre en citant

Kemalistler.net bildirisini buraya aktaririm :

Sayın Kemalistler.net okuyucuları; Kemalist İdeolojinin sanal platformdaki odağı haline gelen Kemalistler.net Forum Üyelerince Cumhurbaşkanı Kim Olsun? diyerek bir anket başlatmıştık.

Bugünlerde Türkiye Cumhuriyeti, AKEPE iktidarının seçmesi muhtemel Cumhurbaşkanı adaylarını konuşuyor. Kemalistler.net olarak biz defalarca forumlarda tekrarladığımız şeyi burda yineliyoruz: Kemalistler olarak, AKEPE'nin -hukukiliği ve meşruluğu tartışmalı bir şekilde- seçeceği tarikat müridi, laik Cumhuriyet ile problemleri olan, Ulus Devlet yapısından gocunan, Amerikanın emperyalist vatan parçalama projelerinin görevlisi veya herhangi bir emperyalist projenin savunucusu (Batıcı Ümmetçi) bir kişinin kağıt üzerindeki sıfatı, kimliği ne olursa olsun Çankaya'ya çıkmasına karşıyız. Diyoruz ki Amerikan Mollaları Çankaya'ya çıkamaz. Cumhurbaşkanlığı makamı, Cumhuriyet yıkıcılarına, vatan bölücülerine, emperyalizm işbirlikçilerine teslim edilemez. Kamuoyunun ve kemalist ilkelerin bu şekilde değerlendireceği birisinin gayrimeşru olarak cebren Cumhurbaşkanlığı koltuğunu zapt etmesi durumunda, bu şahsın Cumhurbaşkanlığını tanımayacağımız gibi kendisinin vatana ihanetten yargılanması sürecinde üzerimize düşen her görevi yerine getireceğiz.

Kemalistler.net üyelerinin bir kısmının katılımıyla gerçekleşen anket neticesinde, ankete kullanılan oyların %47'sini alan Emekli Yargıtay Başsavcısı sayın Vural Savaş'ı Cumhurbaşkanı olarak görmek istediğimizi herkese duyuruyoruz. Sayın Vural Savaş gerek hukukçu kimliğiyle gerek görevdeyken Cumhuriyetin temel değerlerine bağlılığını Refah Partisi, Saadet Partisini ve Hadep'i kapattırarak; bütün ölüm tehditlerine, hedef göstermelere rağmen korkusuzca Þeriatçıların ve Bölücülerin üzerine giderek ispatlamış, bu kemalist duruşunu emekli olduktan sonra da yazdığı kitaplarla, makalelerle taçlandırmış, Amerikan ve Avrupa Birliği emperyalizmine karşı Atatürk Milliyetçiliği'ni her ortamda savunmuş kahraman bir vatan evladıdır. Ülkemizde Cumhurbaşkanlığı makamına layık pek çok vatan evladı vardır ve sayın Vural Savaş da onlardan birisidir. Biz gericilerin, kürtçülerin, emperyalistlerin adaylarına karşı kendi adayımızı ortaya koyuyoruz. Sayın Vural Savaş'ı veya Vural Savaş gibi bir Atatürkçü'yü Cumhurbaşkanlığına seçtirecek iradeyi şu anki meclis tablosuna bakarak göremeyebilirsiniz ancak böyle bir ulusal irade Türk Milletin'de mevcuttur ve Türk Milletinin öncüleri, kemalistler, Zinde Kuvvetler, Türk Silahlı Kuvvetleri yani bütün Cumhuriyetin Kuvvetleri bunu gerçekleştirebilecek güce sahiptir. Biz de Türk Milletinin gönlündeki bu iradeye güvenerek Cumhurbaşkanlığına o makamı hak eden birisinin , Cumhuriyetin Kuvvetlerince seçilmesinin mümkün olacağına inanıyoruz ve karşı devrimcilere Çankaya kalesini teslim edilemeyeceğini bir kez daha vurguluyoruz.

El-Tayyeap ve Ilımlı İslamcı Ekibi Cumhuriyet'in Mahkemelerince Yargılansın!

Kemalistler.net olarak diğer bir isteğimiz ise Türkiye Cumhuriyeti'nin şuanki geldiği noktada büyük pay ve sorumluluk sahibi olan RTE ve ekibi mahkemelerce yargılanması, Türk Milletine ve Cumhuriyete hesap vermesidir. RTE'lerin yargılanması için hukuki zemin çok önceden vardır. Gerek Cumhuriyet ile barışık olmayan söylemleri, gerekse bir şekilde ele geçirdiği iktidarı dönemindeki Atatürk Cumhuriyeti yasalarıyla bağdaşmayan icraatları yargılanması için yeterlidir. Bunları uzun uzun anlatmaya kalksak sayfalarca sürecektir. Türk Milletinin de bildiği, gördüğü ve altında ezildiği AKEPE İktidarının yanlışları, hukuksuzlukları, zihniyeti ve bu zihniyetin sorumlusu olarak da Başbakanlık koltuğunda oturan, orayı ele geçirmiş olan, nasıl ele geçirdiği ve nasıl Hükümet olabildiği de araştırılması ve derinlemeye düşünülmesi gereken şahıs ve o şahısın çevresindeki kişiler gösterilebilir. Kemalist Devrimi içine sindiremeyip karşı devrim mücadelesine girişen, Amerikanın Büyükortadoğu Projesinin (Türkiye'yi bölecek olan projenin) Eşbaşkanı olduğunu kendi ağzıyla itiraf eden, Cumhuriyet'in laiklik ve ulus devlet gibi en temel özellikleri konusunda ciddi ve kasıtlı yanlışları olan, uyguladığı politikalarla milleti yoksulluğa, çaresizliğe, umutsuzluğa sevk eden, Cumhuriyetin Kuvvetleriyle ve çeşitli kurumlarıyla kavgalı olan, vatandaşı azarlayan, şehitlerimizin kemiklerini sızlatan, bölücübaşına "sayın" diyen, iktidarları döneminde ucu Fethullahçı tarikatlara ulaşan çeşitli provokasyon ve saldırıların altında kalan, kabinesinin ve danışmanlarının nerdeyse tamamı (Fethullahçı, nakşibendi vb) tarikat müridi olan, milletin ve vatanının maddi manevi değerlerini pazarlayanlar er geç bunların hesabını vermek zorunda kalacaklardır ve milletin vicdanında, kemalistlerin kanunları karşısında mahkum olacaktırlar. Bütün bunları -hatta daha da fazlasını- içine alan suçlara karşılık HÜKÜMLERİ ortaya koymak sayfalar hatta kitaplar konusudur. Yeni Osmanlıcı zihniyeti, biz kısaca forumlarda değindiğimiz bazı başlıklarla dikkat çekeceğiz. El-Tayyeap ve ekibini devirecek irade de yine Türk Milleti ve Türk Milletinin öncüsü olan Zinde Kuvvetlerdir. Kemalist Cumhuriyetin temelleri dinci, kürtçü ve emperyalizm işbirlikçisi her tür anlayışı Kemalist Devrimin Mahkemelerince (İstiklal Mahkemelerinde vb.) cezalandırmak üzere atılmıştır. Ölümsüz Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözleri Kemalist Kuvvetlerin rehberidir:

Ebedi Þefimiz Mustafa Kemal ATATÜRK:

"...... Eğer onlara (kemalizm düşmanlarına) karşı benim kişisel tutumumu öğrenmek isterseniz, derim ki, ben bir kişi olarak onların düşmanıyım; onların olumsuz yönde atacakları bir adım, yalnız benim kişisel inancıma değil, o adım benim ulusumun yaşamıyla ilgili, o adım ulusumun yaşamına karşı bir kasıt, o adım ulusumun yüreğine gönderilmiş zehirli bir hançerdir. Benim ve benimle aynı düşüncedeki arkadaşlarımın yapacağı şey, kesinlikle ve kesinlikle o adımı atanı tepelemektir.
Kuşku yok ki arkadaşlar, ulus birçok özveri, birçok kan karşılığında en sonunda elde ettiği yaşam ilkesine kimseyi saldırtmayacaktır. Bugünkü hükümetin, Meclisin, yasaların, Anayasanın niteliği ve varlık nedenleri hep bundan ibarettir. Sizlere bunun da üstünde bir söz söyleyeyim: bir varsayım olarak, bunu sağlayacak Meclis olmasa, öyle olumsuz adım atanlar karşısında herkes çekilse ve ben kendi başıma yalnız kalsam, yine tepeler, yine öldürürüm!" (Mustafa Kemal ATATÜRK)



NOT: Kemalistler.net üyeleri ve gönüldaşları bu bildirimizi bütün e-posta gruplarına, tanıdıklarının e-postalarına, forumlara gönderip herkesçe okunmasını sağlarlarsa üstteki taleplerimizin gerçekleşmesi noktasında büyük bir adım atılmış olacaktır.

Saygılar


Benim notum :
Cumhuriyet, laiklik ve üniter Türk devleti oy pusulalariyla kurulmadi.
gerekirse kan, ates ve demirle korunacaktir.
Bu böyle biline!
_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Salih_Bozok
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 25 Nov 2006
Messages: 1441

MessagePosté le: 17 Avr 2007 8:16    Sujet du message: Répondre en citant

Cumhuriyet'te bir yazi : Hâlâ güncel, hem de çok güncel...

Ayetullah Fethullah!..

O. Doğu SİLÂHÇIOÐLU

Cumhuriyet Gazetesi, Olaylar ve Görüşler, 10 Mayıs 2006.

Siyasal İslam ve Bölücü /Ayrılıkçı hareketten kaynaklanan bir büyük tehdit altında bulunan Türkiye'de, özgürlükçü (liberal) sağın ve halkçı (demokratik) solun kendi içlerinde bütünleşerek bir işbirliğine ya da birlikteliğe gitme arayışlarının yoğun hale geldiği; bu yolda umutların yeşerdiği bir dönemde; Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ''Cumhuriyet Düşmanı'' bir kişi hakkında aldığı beraat kararı, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğinden kaygı duyan tüm yurttaşları endişeye sevk etmiştir!.. Mahkemelerine, yargıçlarına güvenen, yargı kararlarına büyük saygı gösteren Türk toplumu, bu kararın hukuksal gerekçelere uygun olduğundan kuşku duymasa da; yurttaşların birçoğu, bu kararla doğacak sonuçların ne gibi gelişmelere yol açacağını düşünmeye başlamıştır... Bir erken seçimin gündemde olduğu Türkiye'de, bu kararla bağlantılı olarak ortaya çıkacak gelişmelerin tüm siyasal dengeleri altüst etmesi olasılığı belirmiştir...
Sürdürülen çabalar

Geleceği göremedikleri için 2002 seçimlerinde kendi içlerinde bütünleşmeyi ve iki kanat arasında birlikteliği sağlayamayan ''özgürlükçü sağ'' ve ''halkçı sol'' için ortaya çıkan bu gelişme karşısında artık tek çıkar yol kalmıştır: ''Ulusal Bütünleşme İçin Birliktelik!..''

Türkiye'de ''sağ'' ın bütünleşme koşullarının giderek arttığı bir ortamda, ''sol'' un da bütünleşmeye gitmesi kaçınılmaz görünmektedir. Ne var ki, her iki kanadın birliktelik olasılığı, Türkiye'yi yörüngede tutmak isteyen bir küresel gücü önlem almaya yönlendirmiştir. Çünkü ulusal bütünleşmeyi gerçekleştirebilecek bir ''Özgürlükçü Sağ/Halkçı Sol Koalisyonu'' , ABD'nin ''Ilımlı İslam'' ve ''Büyük Ortadoğu'' planlarını bozacaktır. Böyle bir koalisyonun oluşturulma aşaması öncesinde atılacak tek adım; ABD'deki emin adamın, ''Cumhuriyet Düşmanı'' nın Türkiye'ye gönderilmesidir. Oyunun sondan bir önceki sahnesi bu olacaktır...
Olurlar ve olmazlar

İran'da 56 yıllık monarşiyi yıkan siyasal İslam, bugün Türkiye'de 83 yıllık Cumhuriyeti tehdit altında tutmaktadır. Þubat 1979'da İran'da gerçekleştirilen İslam Devrimi ile İran'ın 27 yılda geldiği nokta ortadadır. İran bugün çağdışı ''Siyasal İslam'' ın koyduğu kurallarla çizilmiş sınırlar içerisinde, karanlık bir yaşamla baş başadır. Türkiye'de yaşamakta olup da İran'a özlem duyanlar bile bu resimden korkar olmuşlardır...

İran'da devrim çok süratli gelişmiştir. Yönetim ve Silahlı Kuvvetler ilk günlerde dağılmıştır. El ilanları ve duvarlara asılan pankartlarla ''Asker; Humeyni 'nin Emri ile Firar Et'' çağrılarıyla parçalanan Silahlı Kuvvetler, yetişmiş kadrolarını ve komuta kademesinin tümünü başlangıçta kaybetmiş, bir yıl sonra Irak'la girişilen savaş (1980- 1988) bu nedenle yönetilemez hale gelmiştir. Hapsedilen ve emekli edilenler hariç sadece kurşuna dizilerek öldürülen generallerin ve amirallerin sayısı 30'u bulmuştur. (Silahlı Kuvvetlerde, Emniyet Teşkilatında, Haber Alma Teşkilatında SAVAK'ta görevli general ve amirallerin, üst düzey yöneticilerin idam kararları, maiyetlerindeki görevliler tarafından infaz edilmiştir.) Bu arada ideolojik nedenlerle, ''özgürlük ve demokrasi'' sloganlarıyla monarşik yönetime karşı çıkarak mollalarla birlikte hareket eden ve ''İran İslam Cumhuriyeti'' özlemiyle mollalara destek veren, Halkın Fedaileri, Halkın Mücahitleri, Yasadışı Komünist Partisi/TUDEH gibi sol kanattaki bütün örgütler tasfiye edilmiş ve yandaşlarının tümü idam edilmiştir.

Devrim sonrasında yönetim mollaların eline geçince ilk uygulama kadınların tesettüre (örtünmeye) sokulması olmuştur... Örtünmeyen kadınların yüzüne yollarda kezzap atılmış ya da yüzleri jiletle parçalanmıştır... Kız ve erkek çocukların okulları ilk günden ayrılmıştır... İçki satan yerler tümüyle tahrip edilmiş ve kapatılmıştır... Müzik ve eğlence programlarının tamamı yasaklanmıştır... Sahipsiz kalan taşınır ve taşınmaz malların hepsi yağmalanmıştır... Eğer ''Bunların hiçbiri Türkiye'de olmaz'' diye düşünenler varsa, geçmişin ve bugünün Türkiye'sinden fotoğrafları yan yana koyarak gelinmiş olan noktayı görmeli ve düşüncelerinin sağlamlığını irdelemelidirler...
Tekrarlanan sahneler

Air France'ın 1 Þubat 1979 tarihli Paris-Tahran seferiyle İran'a dönen Humeyni'yi örnek alarak, elinde Pan American'ın Washington- Ankara seferi için açık tarihli bilet bulunduran bir ''Cumhuriyet Düşmanı'' bugün yola çıkmak için sabırsızlanmaktadır. Onun gibi, onu karşılayacaklar da sabırsızlanmaya başlamıştır. Bu kişinin yetiştirmeleri onun yolunu gözlemektedirler. Küçük yaştan itibaren beyinleri şekillendirilerek yaratılmış bir neslin mensupları olarak, artık devleti ele geçirme zamanının geldiğini düşünmekte ve ''Cumhuriyet Düşmanı'' nın liderliğini beklemektedirler. Uçaktan iner inmez onun da ''Ben değiştim'' diyeceğini umut etmektedirler...

''Laik Türkiye Cumhuriyeti, İslam çizgisinden ve Osmanlı yolundan ayrılmıştır'' ,''Allah ve Peygamber emirleri yerine Türkiye'de Atatürk' ün emirleri geçerlidir'' diyen Humeyni'nin Türkiye'deki temsilcileri, bugün ondan daha da ileri gitmişler; işgal ettikleri makamları, bulundukları konumları unutmuş görünerek, başta ''Laiklik'' olmak üzere ''Türkiye Cumhuriyeti'' nin anayasal niteliklerini tartışmaya açacak kadar; devletin en yüce makamlarına, anayasal kurum ve kuruluşlarına saldıracak kadar derin bir ihanet çukuru içine düşmüşlerdir. Bu resim içinde Türkiye'de şeriat ve bölücülük tehlikesi olmadığını söyleyenler de boy göstermiştir. Onların bu kapsamdaki söylemleri belli bir maksada yöneliktir. Bu yolda alınabilecek önlemlerin başlangıçtan itibaren etkisiz kılınması için bir taktiktir. Amaç; tehdidi yok göstererek, şeriat ve bölücülüğe karşı alınabilecek önlemleri engellemek, oluşabilecek direnci önceden yok etmektir! ''Bu millet istedikten sonra laiklik tabii ki elden gidecek'' diyenlerin ve ona destek verenlerin başka türlü düşünmesi zaten mümkün değildir!..
Türkiye İran olabilir mi?

''Türkiye İran olmaz'' , ''olmayacak'' diyebilenler varsa; bugünden tezi yok ortaya çıkmalıdırlar!.. Ulus tümlüğü ve ülke bütünlüğünden yana olan; ''Laiklik'' başta olmak üzere, Cumhuriyetin anayasa ile belirlenmiş temel niteliklerinde hiçbir görüş ayrılığı bulunmayan, ''Atatürk İlke ve Devrimleri'' ni aynı biçimde algılayan, yalnızca isimleri farklı olan ''özgürlükçü sağ'' ın ve de ''halkçı sol'' un liderleri, parti örgütlerinin temsilcileri, her iki hareketin destekçileri, sivil toplum örgütleri ve tüm yurtseverler bir kutsal görev için hemen mücadeleye soyunmalı ve yola koyulmalıdırlar...

Bugün Türkiye'de, ''Laik Cumhuriyet'' in ''İslam Cumhuriyeti'' ne dönüştürülmesi planı, İran arşivinden yararlanılarak oluşturulmaktadır... Bu arşivde yer alan yöntemler kullanılmaktadır... Bölücü ayrılıkçılarla, şeriatçılarla, ikinci cumhuriyetçilerle; özet olarak tüm Cumhuriyet karşıtları ile dayanışma içinde olan bir ''Cumhuriyet Düşmanı'' , şimdi Amerika'da kendisine tahsis edilmiş bir konutta, ''Humeyni'nin Tahran'a Dönüşü'' adlı bir filmi seyretmekte; Esenboğa'da kendisini uçağın merdivenlerinde karşılayan, dizi dibine diz çöküp el öpmeyi çok seven bir başka ''Cumhuriyet Düşmanı'' nın kolunda merdivenlerden aşağı doğru indiğini düşlemektedir...

Bugün Türkiye'nin üzerinde dolaşan bir kara buluttur!.. Türkiye'nin geleceği tehlikelerle doludur!.. Kurtuluş için tek yol ''Ulusal Bütünleşme İçin Birliktelik'' yoludur. Bu yol Türkiye için son umuttur...



_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Salih_Bozok
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 25 Nov 2006
Messages: 1441

MessagePosté le: 21 Avr 2007 13:40    Sujet du message: Répondre en citant

http://rapidshare.tc/89006786
_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Orcun
Expert
Expert


Inscrit le: 04 Déc 2006
Messages: 225

MessagePosté le: 21 Avr 2007 20:55    Sujet du message: Répondre en citant

Salih_Bozok a écrit:
http://rapidshare.tc/89006786

Yeter Salih_Baba YETER
Gelecek Cumhurbaskanimizin kimin oldugunu....
Sabrim tasiyor artik !
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
narine
Spammer
Spammer


Inscrit le: 24 Jan 2007
Messages: 684

MessagePosté le: 21 Avr 2007 23:04    Sujet du message: Répondre en citant

Salih_Bozok a écrit:


AKEPE'nin -hukukiliği ve meşruluğu tartışmalı bir şekilde- seçeceği tarikat müridi, laik Cumhuriyet ile problemleri olan, Ulus Devlet yapısından gocunan, Amerikanın emperyalist vatan parçalama projelerinin görevlisi veya herhangi bir emperyalist projenin savunucusu (Batıcı Ümmetçi) bir kişinin kağıt üzerindeki sıfatı, kimliği ne olursa olsun Çankaya'ya çıkmasına karşıyız. Diyoruz ki Amerikan Mollaları Çankaya'ya çıkamaz. Cumhurbaşkanlığı makamı, Cumhuriyet yıkıcılarına, vatan bölücülerine, emperyalizm işbirlikçilerine teslim edilemez.

Kamuoyunun ve kemalist ilkelerin bu şekilde değerlendireceği birisinin gayrimeşru olarak cebren Cumhurbaşkanlığı koltuğunu zapt etmesi durumunda, bu şahsın Cumhurbaşkanlığını tanımayacağımız gibi kendisinin vatana ihanetten yargılanması sürecinde üzerimize düşen her görevi yerine getireceğiz.

Kemalist Devrimi içine sindiremeyip karşı devrim mücadelesine girişen, Amerikanın Büyükortadoğu Projesinin (Türkiye'yi bölecek olan projenin) Eşbaşkanı olduğunu kendi ağzıyla itiraf eden, Cumhuriyet'in laiklik ve ulus devlet gibi en temel özellikleri konusunda ciddi ve kasıtlı yanlışları olan, uyguladığı politikalarla milleti yoksulluğa, çaresizliğe, umutsuzluğa sevk eden, Cumhuriyetin Kuvvetleriyle ve çeşitli kurumlarıyla kavgalı olan, vatandaşı azarlayan, şehitlerimizin kemiklerini sızlatan, bölücübaşına "sayın" diyen, iktidarları döneminde ucu Fethullahçı tarikatlara ulaşan çeşitli provokasyon ve saldırıların altında kalan, kabinesinin ve danışmanlarının nerdeyse tamamı (Fethullahçı, nakşibendi vb) tarikat müridi olan, milletin ve vatanının maddi manevi değerlerini pazarlayanlar er geç bunların hesabını vermek zorunda kalacaklardır ve milletin vicdanında, kemalistlerin kanunları karşısında mahkum olacaktırlar.

Ebedi Þefimiz Mustafa Kemal ATATÜRK:
"...... Eğer onlara (kemalizm düşmanlarına) karşı benim kişisel tutumumu öğrenmek isterseniz, derim ki, ben bir kişi olarak onların düşmanıyım; onların olumsuz yönde atacakları bir adım, yalnız benim kişisel inancıma değil, o adım benim ulusumun yaşamıyla ilgili, o adım ulusumun yaşamına karşı bir kasıt, o adım ulusumun yüreğine gönderilmiş zehirli bir hançerdir. Benim ve benimle aynı düşüncedeki arkadaşlarımın yapacağı şey, kesinlikle ve kesinlikle o adımı atanı tepelemektir.
Kuşku yok ki arkadaşlar, ulus birçok özveri, birçok kan karşılığında en sonunda elde ettiği yaşam ilkesine kimseyi saldırtmayacaktır. Bugünkü hükümetin, Meclisin, yasaların, Anayasanın niteliği ve varlık nedenleri hep bundan ibarettir. Sizlere bunun da üstünde bir söz söyleyeyim: bir varsayım olarak, bunu sağlayacak Meclis olmasa, öyle olumsuz adım atanlar karşısında herkes çekilse ve ben kendi başıma yalnız kalsam, yine tepeler, yine öldürürüm!" (Mustafa Kemal ATATÜRK)



Salih_Bozok a écrit:

Benim notum :
Cumhuriyet, laiklik ve üniter Türk devleti oy pusulalariyla kurulmadi.
gerekirse kan, ates ve demirle korunacaktir.
Bu böyle biline!


On est d’accord. Mais..
Kanli günlere gidilmeden meclis feshedilmeli bence.

Est-ce que ça vient cette dissolution de l’assemblée nationale actuelle !?
C’est la solution pour qu’AKP n’arrive pas à designer un candidat.

Eger Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilleri hep birlikte istifa ederlerse , meclis feshedilir.
Bilmiyorum simdiki Cumhurbaskani A.Necdet Sezer’in böyle bir yetkisi var mi? Tahminim yok. (kemalistler.net de herhalde böyle bir metin hazirlamazlardi ve oraya kadar da düsünürlerdi!)
Eger RTE veya onun partisinden Cumhurbaskani seçilecek herhangi biri olursa, laik Türkiye Cumhuriyetini Iran’a benzetip -gelecek savastaki karmasaliklarla yaratilacak bölme planlarinin devam etmekte oldugundan hiç bir kaygi duymayiniz.
Türkiye’yi onbes sene sonra ufak bir mercimek tanesi gibi kalan topraklarla, Kuzey Kibris’i kaybettiktan sonra, büyük Ermenistanlar’la, Kürdistanlarla Avrupa’ya sokmayi basaracaklar !

Yarin gidip oy verecegiz. Neymis efendim, Türkiye Avrasya’daymis !?
Salak ! Kibris nerede ? Turkiye’ye 60 km.
Bunuda herkes yiyor.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Orcun
Expert
Expert


Inscrit le: 04 Déc 2006
Messages: 225

MessagePosté le: 24 Avr 2007 8:15    Sujet du message: Répondre en citant

Küçük çocuk ders veriyor :


Source : kanalturk, guignol [EXTRACT] 40 SN.

Icerik :
- 23 nisan
- cumhurbaskanlik
- Segolene / Sarkozy
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
narine
Spammer
Spammer


Inscrit le: 24 Jan 2007
Messages: 684

MessagePosté le: 25 Avr 2007 21:48    Sujet du message: Répondre en citant

Pas bien compris..Orcun

Bana cevap sandim..
Türkiye'de 301, 311, 341 varda, fransiz anayasindaki ki gibi bir 12. madde yok mu.. ?

C’est pas une impossibilité que N.Sarkozy décrète une ‘patriote act’ à la framçaise avec son copain Dévedjian. S’il est élu,l’article 16 est pour lui.
Soit disant, qu’ils se sont intéressés à la culture kurde, à quoi serviraient-ils s’ils les ont libéré ? Peut-être à N.Sarkozy est à son copain pour des actes sur le territoire française, et ensuite à N.Sarkozy l’Article 16 de la Constitution :
Citation:
Lorsque les institutions de la République, l'indépendance de la Nation, l'intégrité de son territoire ou l'exécution de ses engagements internationaux sont menacées d'une manière grave et immédiate et que le fonctionnement régulier des pouvoirs publics constitutionnels est interrompu, le Président de la République prend les mesures exigées par ces circonstances, après consultation officielle du Premier ministre, des présidents des assemblées ainsi que du Conseil Constitutionnel.
Il en informe la Nation par un message.
Ces mesures doivent être inspirées par la volonté d'assurer aux pouvoirs publics constitutionnels, dans les moindres délais, les moyens d'accomplir leur mission. Le Conseil Constitutionnel est consulté à leur sujet.
Le Parlement se réunit de plein droit. L'Assemblée Nationale ne peut être dissoute pendant l'exercice des pouvoirs exceptionnels.


Alors que s’il y avait un ressemblant d’article 12 en Turquie, il pourrait servir à l’actuel président de la république turque:
Citation:
La dissolution de l'Assemblée nationale (selon l’article 12 de la Constitution)
Le droit de dissolution est une prérogative propre du Président de la République dont il décide discrétionnairement l'usage, sans contreseing ministériel (article 12 de la Constitution). Son exercice est soumis à des conditions de forme : le Président de la République doit consulter préalablement le Premier ministre, le Président du Sénat et le Président de l'Assemblée nationale mais sans être tenu de suivre leur avis. Par ailleurs, la dissolution ne peut intervenir :
- dans l'année qui suit des élections intervenant après une dissolution,
- pendant l'exercice par le Président de la République des pouvoirs prévus par l'article 16 de la Constitution,
- pendant l'intérim assuré par le Président du Sénat (article 7 de la Constitution) en cas de vacance de la Présidence de la République.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Orcun
Expert
Expert


Inscrit le: 04 Déc 2006
Messages: 225

MessagePosté le: 25 Avr 2007 21:59    Sujet du message: Répondre en citant

narine Narine Smile bi önceki post'um cevap degildi.

Citation:
Eger RTE veya onun partisinden Cumhurbaskani seçilecek herhangi biri olursa, laik Türkiye Cumhuriyetini Iran’a benzetip -gelecek savastaki karmasaliklarla yaratilacak bölme planlarinin devam etmekte oldugundan hiç bir kaygi duymayiniz.

zaten simdiden cumhuriyetçileri ve dincileri birbirine düsürmeye basaracaklarini dusunuyorum...

(Pour le reste de ton mesage je ne comprends pas car ici c'est la partie du forum 100% turc... oups ! )
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
narine
Spammer
Spammer


Inscrit le: 24 Jan 2007
Messages: 684

MessagePosté le: 27 Avr 2007 15:29    Sujet du message: Répondre en citant

27 Nisan 2007 Cuma
Bugün saat 15 de Türkiye Büyük Millet Meclisin’de toplanan milletvekilleri milletin tamamini temsil eden bir çogunluk yaratamamislardir.
Bu toplanti sonucunda büyük devlet kurucusu Atatürk’ün büyük ideallerle kurmus oldugu ULUS meclisinin seçebilecegi bir 11. Türkiye Cumhurbaskani tamamiyle gayri mesrudur.
Dinsel tutumlariyla yatkinliklarini saklamadan katiyetle Türkiye Cumhuriyetinin laikligini tehlikeye düsüren 2002 seçimlerinin tartisilabilen mesruluguyla ve yüzde 60 katilim oranin yüzde 30 unu oy alarak meclis çogunlugu saglayan bu parti tek basina TÜRK ULUS’unu temsil etmemektedir.
Yüce Anayasa Mahkemesinde geçmis örneklere bakilmadan bu meclis çogunluguyla Türkiye’nin 11. Cumhurbaskaninin seçilmeme karari mesrudur.
Meclis toplantasinin hemen sonrasinda yapilan milletvekilleri oyunlari içersinde düzenlenen hesaplarla tek aday olarak birakilan cumhurbaskani adayi Abdullah Gül, yüce Türk ordusuna sef ve lider olabilecek bir 11. Cumhurbaskani adayi konumunda degil, sadece bir parti kuklasidir.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11194
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 27 Avr 2007 15:51    Sujet du message: erdem ! Répondre en citant

Narine'in itirazlarina katilan da katilmayan da olur.
Ancak gorunen o ki AKP egoist ve akilciliktan uzak bir inat içinde devletin en onemli makamini 7 sene için tartismaya açmaktada bu makam etrafinda kavga yaratmaktadir.

Bu ortamda erdemli davranis bilgelik, butun Turkiye'yi bagdastirabilecek bir aday etrafinda birlesmektir. Turkiye geleneginde Cumhurbaskanlari partilerle yakindan bagli olmazlar (Ataturk ve Inonu tartisma konusu degil). Demirel'in ve hatta bir anlamda Ozal'in cumhurbaskanligi konsensus sonucu oldugu için kabul gorebilir. En iyi ornek su andaki Cumhurbaskani'dir. Ecevit'in onerisi bir uzlasmaya donusup Sezer seçilmistir.

AKP'nin tutumu ben iktidarim benim dedigim olur; ancak bu çok tehlieli bir gidistir. Bir zamanlar DP de ben iktidarim istedigimi yaparim, isterseniz seraiti bile getirirsiniz, ben odunu bile milletvekili seçtiririm soylemleriyle ulkeyi 1960 getirmis, Inonu'nun "sizi ben bile kurtaramam" sozu gerçeklesmistir.

Kavgayla iktidar olmak diktatorluklere donusebilir. Ol durumda diktatorlesenler zarar gorurler ama en onemli Turkiye zarar gorur.

Iyi bir devlet adami burnun ucundan otesini gorebilen, satraçta soylendigi gibi 5-10 hemle sonrasini dusunebilendir. Ne yazik ki Turkiye de bu konumda bir politikaci yok. Aci olan da bu.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Aller à la page 1, 2  Suivante
Page 1 sur 2

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.