Forums d'A TA TURQUIE

[Salih_Bozok]

BURAYA TIKLAYIN:

http://www.doguperincek.gen.tr/

http://www.youtube.com/watch?v=1GTfWuSbUfs

http://www.youtube.com/watch?v=xn1qE419o-M

İsviçre gazetelerinden Basler Zeitung, şu başlığı attı: "Rassismus Gesetz wird Spielball der Politik." Türkçesi şöyle: "Irkçılık Kanunu politikanın ayak topu oldu."

İSVİÇRE KANUNU DEÐİÞTİRECEÐİNİ İLAN ETTİ

"Irkçılık Kanunu" dedikleri, soykırımı inkar suçunu işleyenleri cezalandıran Ceza Kanunu hükmü. İşte biz o Engizisyon yasasını söylenen hale getirdik. İsviçre'nin en büyük gazeteleri aylardan beri İsviçre Adalet Bakanı Blocher'in ağzından, bize uygulanmak istenen yasanın kaldırılacağını yazmaktadır.

İki yıla yakın zamandır yürüttüğümüz mücadele, emperyalist önyargıları kırmış ve konunun İsviçre kamuoyunda tartışılmasını sağlamıştır. Geçen yıllar bize hakikati söylediğimiz için, "provokasyon yapıyorlar" diye saldıran "özgürlükçü" Avrupa basını, bu kez aynı suçlamayı kampanya halinde İsviçre Adalet Bakanı Blocher'e yöneltiyor. Yalan Kanunu, İsviçre'de can çekişmektedir. Adalet Bakanlığı'nda kurulan Komisyonun Başkanı Leupold de, bu maddeyi değiştireceklerini açıkladı. Milletimize, 24 Temmuz 2005 Lozan Harekâtı'nda bu kanunu üç yıl içinde kaldırtacağımız sözünü vermiştik. Mutluyuz, iki yıl geçmeden hedefimize ulaşıyoruz.

90 KİLO BELGEYLE GİDİYORUZ

Lozan'a 90 kilo Rusça ve Ermenice belgeyle gidiyoruz. Bu belgeleri Lozan mahkemesinin kürsüsüne koyacağız. Batılı emperyalistlere yalanlarını Ermeni ve Rus belgeleriyle göstereceğiz. Ermenistan'ın başbakanlarının, devlet adamlarının, komutanlarının ve tarihçilerinin yazdıkları raporlar, aralarındaki yazışmalar; bir Ermeni soykırımı olmadığını, savaş içinde karşılıklı kırımların yaşandığını ispatlamaktadır. Daha önemlisi Ermeni devlet adamları ve tarihçileri, bu savaşta Ermeni örgütlerinin emperyalist devletlere alet olduklarını ve Türkiye'nin vatan savunması yaptığını saptıyorlar. Rus Çarlığının ve Sovyet devletinin arşivleri de aynı yöndedir.

KAVİMLERİ BİRARADA YAÞATMA KÜLTÜRÜ

Bizi en iyi İsviçrelilerin anlaması gerekir. Çünkü her iki ülkenin kültüründe kavimleri birarada yaşatma geleneği vardır. Türkler, tarih boyunca Asya'dan beri büyük devletler ve imparatorluklar kurmuşlardır. İmparatorluk, çok sayıda kavmi birarada yaşatabilmek demektir. Soykırım ve ırkçılık, bu açıdan Türk devlet geleneğine ve kültürüne yabancıdır.

TÜRKİYE-İSVİÇRE DOSTLUÐU İÇİN

Çabalarımız aynı zamanda Türkiye ile İsviçre arasında sağlıklı bir dostluğun kurulmasıdır. İsviçre, emperyalistlerin 90 yıllık yalanlarını seslendirerek dostluğu baltalamaktadır. İsviçre'de yaşayan 100 bine yakın Türkü ve çocuklarını haksız yere soykırımla suçlamak, İsviçre'de Türk düşmanlığını ve Türklere karşı ırkçı baskıları kışkırtmaktan başka bir işlev görmüyor. İsviçre, yalanlara alet olarak kendi ülkesinde huzuru baltalamaktadır.

İSVİÇRE'NİN ABD'NİN BÜYÜK ORTADOÐU PROJESİNDE ÇIKARI YOK

Ermeni soykırımı yalanı, dün İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusyası'nın psikolojik savaşında kullandığı bir malzemeydi. Bugün aynı savaş aracı ABD emperyalizminin hizmetindedir. ABD, Kerkük petrolleri ve Diyarbakır'a doğru yönelttiği tehdide karşı Türkiye'nin direncini kırma planı içinde bu yalanı piyasaya sürmüş bulunmaktadır. ABD emperyalistleri, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü gerektiğinde silahlı kuvvet kullanarak savunacağını çok iyi biliyor. Soykırım suçlamaları, o günler için hazırlanmaktadır.

Ortadoğu ve Orta Asya'nın enerji kaynak ve yollarının ABD denetimine geçmesinde İsviçre'nin yararı değil, zararı vardır. Kaldı ki ABD yenilmektedir. İsviçre, umarız ABD'nin bozgununu paylaşmayacaktır.

DOÐRU POLİTİKANIN VE DİK DURUÞUN BAÞARISI

Doğru politika, doğru pratikle ispatlanmıştır. Batının emperyalist devletleri karşısında boynu eğik politikayla artık Türkiye'nin çekileceği bir mevzi kalmamıştı. Haklıydık ve dik durduk. Taarruza geçtik. Yurtdışındaki beş milyon Türkümüzü harekete geçirme planı başarıyla uyguluyoruz. En önemlisi doğru siyaset, milletimizin vicdanında onaylanmış ve yankı bulmuştur. Genelkurmay Başkanımız Org. Yaşar Büyükanıt, ABD ziyareti sırasında Ermeni meselesinde yurtdışındaki insanlarımızı ve kuruluşlarımızı harekete geçirmenin gereğini belirtti.

YALAN CEPHESİNİN BOZGUNU İSVİÇRE'DEN BAÞLAYACAK

Lozan savcıları bizi neyle suçlayacak?

Bir buçuk yıl önce takipsizlik kararı verdikleri haklı eylemlerimizle mi?

Mahkeme bize hangi kanunu uygulayacak?

"Ayak topu" haline gelen ve İsviçre Adalet Bakanlığı'nın kaldırılacağını açıkladığı kanunu mu? Lozan'dan milletimize iyi haberler vereceğiz.
_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]

[Salih_Bozok]

Hürriyet'in haberi : 6 mart

Lozan'da Doğu Perinçek duruşması
6 Mart 2007
LOZAN (A.A)
Ermeni soykırımının "emperyalist yalan olduğunu" söylediği için bugün Lozan'da hakim karşısına çıkan İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek, "Emperyalistlerin piyasaya sürdüğü soykırım yalanı önünde boyun eğmeyeceğini" söyledi.

Lozan adliye sarayında sabah başlayan duruşmanın ilk bölümünden sonra Türk ve İsviçre basınına açıklama yapan Perinçek, "Duruşmanın kendisi açısından çok iyi gittiğini" ifade ederek, "Duruşmada sadece beni değil, Talat Paşa'yı da yargılıyorlar. Savcı ve hakimden sürekli Talat Paşa ile ilgili sorular geliyor. Sonunda dayanamayıp savcıya, (burada beni mi yoksa Talat Paşa'yı mı yargılıyorsunuz?) diye sordum" dedi.

Savcının ısrarlı soruları üzerine "Talat Paşa'nın büyük bir devrimci olduğunu ve İstanbul'da işgal kuvveti olarak bulunan emperyalist İngilizlerin kurduğu mahkemede yargılandığını" anlattığını belirten Perinçek, "24 temmuzda kurulan Talat Paşa hareketinin amacına ulaştığının bu duruşmada da görüldüğünü" kaydetti.

Duruşmaya İsviçre'deki Ermeni dernekleri Birliğinin de 40 kişiyle "mağdur taraf" olarak katıldığını hatırlatan Perinçek, şunları söyledi:

"Biz Ermenileri karşı taraf olarak görmüyoruz. Bizim taraf olarak gördüklerimiz İngiliz, Fransız emperyalistlerle Rus emperyalistleridir. Ama Ermeniler ille de duruşmaya gelip kendi düşüncelerini açıklamak istiyorlarsa gelsinler, açıklasınlar."

Duruşmada savcı ve hakimin "müthiş bir ön yargıyla hareket ettiğine tanık olduğunu belirten Perinçek, hakime ve savcıya, dolaylı tercüme hatalarına neden olmamak için Almanca yanıtlar verdiğini, bu vesileyle hakim ve savcının hem Almanca hem de Fransızca tercümesiyle sorularına iki kez üst üste yanıt almış olduklarını söyledi.

Sorular üzerine Osmanlı imparatorluğu ve Cumhuriyet dönemini bütün detaylarıyla anlattığını belirten Perinçek, "Türk milletinin büyük bir imparatorluk geleneği ve ardından Atatürk devrimciliğinden gelen bir millet olduğunu, Türklerin imparatorluk kurdukları topraklarda herkesin huzur içinde yaşamış olduğunu anlattığını" bildirdi.

Duruşma hakiminin kendisine, "Uluslararası bir komisyon kurulsa ve Türklerin 1915'te Ermenilere karşı soykırım suçu işlediği kararı alsa bu kararı kabul edip etmeyeceği" şeklinde bir soru yönelttiğini ifade eden Perinçek, "Hakime ve savcıya, böyle bir kararı kabul edemeyeceğimi,benim bilimsel fikirlerim olduğunu ve elimde soykırım iddialarını çürütecek somut kanıt ve belgeler bulunduğu yanıtını verdim" dedi.

LOZAN'DA TÜRK GÖSTERİSİ

Doğu Perinçek'e destek amacıyla Türkiye'den ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden Lozan'a gelen Türk vatandaşları, Duruşmayı etkilememek ve polisle bir tartışmaya girmemek için Lozan kent merkezindeki Rippon meydanında büyük bir miting yaptılar.

Rippon meydanında sabah saatlerinde bir araya gelen Türk vatandaşları, ellerinde Türk, KKTC, Azerbaycan ve İsviçre bayrakları ve Mustafa Kemal Atatürk posterleriyle gösteri yaptı.

Lozan adliye sarayındaki duruşmanın sabah oturumundan sonra 150 kişilik bir grup Adliye binası önünde toplanarak, Perinçek'in çıkışında lehte tezahüratta bulundu.

İşçi partili görevlilerin uyarısı üzerine slogan atmayan Türk vatandaşları, ellerinde bayrak ve posterlerle Perinçek'e desteklerini alkışlarla gösterdi.

Adliye sarayı önündeki bu alkışlı kısa gösteriye, İsviçre polisi müdahale etmedi.

Doğu Perinçek'in bugün Lozan adliye sarayında başlayan duruşmasının, 9 marta kadar aralıklı olarak devam edeceği bildirildi.

Bu arada bu günkü duruşmaya "özel tanık" sıfatıyla Amerikalı tarihçi Prof. Justin Mc.Charty de katılarak, sözde Ermeni soykırımına ilişkin bildiklerini mahkeme heyetine anlattı ve savcıyla hakimin çeşitli sorularını yanıtladı.

Prof. Mac Chraty, duruşmanın sabahki bölümünden sonra dışarı çıktığında, gazetecilere "Ben işimi bitirdim ve kendim de bittim. çok yoruldum. Otelime gidip biraz dinlenmek istiyorum" demekle yetindi.
_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]

[Salih_Bozok]

Yeniçag'dan (7mart2007)

Isviçre’de adalet rezaleti
Lozan’da, Perinçek’in avukatları bile salona sokulmadı ama Ermeniler duruşmayı izledi.

“Ermenİ soykırımı emperyalist bir yalandır” dediği için hakkında dava açılan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in Lozan’daki duruşması bir hukuk skandalına sahne oldu. Perinçek’e destek olmak amacıyla Türkiye’den gidenler ile Türk gazeteciler, Lozan Adliye Sarayı’ndaki duruşma salonuna alınmadı.

Utanç davasında hukuk skandalı
İsviçre’de İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e destek vermek isteyenlerle Türk gazeteciler mahkeme salonuna alınmadı

Sözde Ermeni soykırımının emperyalist bir yalan olduğunu söylediği için hakkında dava açılan İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek’in Lozan’daki duruşması dün başladı. Perinçek’e destek olmak amacıyla Türkiye’den gelen Talat Paşa Komitesi üyesi 160 kişi ile Türk gazeteciler, Lozan Adliye Sarayı’ndaki duruşma salonuna alınmadı. Adliye Sarayının güvenliğinden sorumlu bir sivil görevli, önceden yazılı akreditasyon yapılmadığı gerekçesiyle Türk gazetecileri ve Talat Paşa Komitesi üyelerinin salona girmelerine izin verilmeyeceğini açıkladı.

McCharty’e engel
Bununla birlikte, güvenlik görevlileri, İsviçreli ve İsviçre’de sürekli görevli yabancı gazeteciler ile İsviçre’de yaşayan bir grup Ermeninin salona girmesine izin verdi. Duruşmaya tanık olarak gelen Amerikalı tarihçi Prof. Justin McCharty de, İsviçre polisinin güvenlik duvarına takıldı. Başlangıçta Prof. McCharty’nin salona girmesine karşı çıkan Lozan polisi, İşçi Partililerin ısrarlı itirazları sonunda salona girmesine bir süreliğine izin verdi. Öte yandan Doğu Perinçek’in yargılanması 9 Mart Cuma gününe kadar devam edecek.

İsviçre’de engizisyon mahkemesi kuruldu
Talat Paşa Komitesi Genel Sekreteri, Ferit İlsever, “Ermeni soykırımı yoktur, demeyi, fikri suç sayan zihniyetin yargılamasıda böyle olur“ dedi

İşçi Partisi Lideri Doğu Perinçek’e destek vermek amacıyla İsviçre’ye giden ancak duruşmaya alınmayan Talat Paşa Komitesi Genel Sekreteri Ferit İlsever dünkü yargılamanın ardından bir basın açıklaması yaparak İsviçre’deki gelişmeleri değerlendirdi. İlsever’in açıklaması şöyle: “Ermeni soykırımı uluslararası bir yalandır” dediği için Lozan’da yargılanan Perinçek’in duruşmasına, Türk gazete ve televizyon mensupları alınmadı. Avrupa Basını ise duruşma salonuna alındı. Salona alınmayan gazeteciler arasında Yeniçağ, AA, İHA, Sabah, TGRT Haber ve Ulusal Kanal muhabirleri bulunuyor.

Ermeni diasporası içeride
Duruşmaya Doğu Perinçek’in avukatları da alınmadı. İstanbul ve İzmir barolarından mahkemeyi izlemek için giden avukatlar da salona giremedi. Perinçek’in duruşmasını izleyenlerin çoğunluğu sabahın erken saatlerinde içeri alınan Ermeni diasporasından kişiler. Doğu Perinçek’in avukatlarından Osman Aydın Þahin durumu “hukuk dışı” olarak değerlendirdi. “Doğu Perinçek’in vekili olmama rağmen duruşma salonuna girmeme izin verilmedi” dedi. İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi Zeki Yıldan’da durumu “Uygar zannettiğimiz Batı ülkeleri yalnızca kendileri için varlar” sözleriyle yorumluyor. İzmir Barosu’nu temsilen Lozan’da bulunan avukat İrfan Koçana da bu davanın Türkiye tarafından dikkatli izlenmesi gerektiğini söyledi ve şu gerçeği dile getirdi: “Davanın hukukçular tarafından izlenmesi engelleniyor.”

İşçi Partisi Genel Başkanı Perinçek utanç davasının görüldüğü Lozan Mahkeme Binası’ndan çıktıktan sonra kendisine destek olmak için gelenlere teşekkür etti.

“Maske düşmüştür”
Olaya tepki gösteren basın mensupları Perinçek’e destek vermek için Türkiye’den ve Avrupa ülkelerinden Lozan’a gelenlerin bulunduğu Rippon Meydanı’nda toplandı. Türkiye’den ve Avrupa’nın birçok ülkesinden Perinçek’e destek için Lozan’a sabah saatlerinde gitmek isteyenler ise sınırda İsviçre polisinin engeliyle karşılaştı. Gece yola çıkan Avrupa’da yaşayan Türkler tam 4 saat sınırda bekletildi. Böylece “uygar” geçinen Batının “uygarlık” maskesi, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in yargılanması vesilesiyle bir kez daha düşmektedir. “Ermeni soykırımı yoktur” demeyi, yani fikir açıklamayı suç sayan zihniyetin “yargılaması” da böyle olur. Ermeni soykırımını inkarı suç sayan tutum, ancak böyle kamuoyundan saklanarak ve kaçırılarak uygulanabilir.”

İsviçre’nin Lozan kentinde yargılanan Doğu Perinçek’in duruşmasında Amerikalı tarihçi Prof. Dr. Justin Mc Charty de tanık olarak dinlendi.


Perinçek’e destek için Lozan’da bulunan KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Ermeni diasporasının saldırılarının devam ettiğini söyledi.

İP’den ABD elçiliği önünde eylem
Sözde Ermeni soykırımı tasarısının ABD Kongresi’nde gündeme gelmesini protesto etmek için İşçi Partisi üyeleri ABD’nin Ankara Büyükelçiliği önünde protesto eylemi gerçekleştirdi. İşçi Partisi (İP) Genel Sekreter Yardımcısı Kamil Dede, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in Ermeni soykırımı iddialarına karşı geldiği için İsviçre’de yargılandığını hatırlatarak, Perinçek’in Türkiye’yi bir kez daha Lozan’da savunduğunu ifade etti. Aynı dönemde ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu’nda Hrant Dink cinayetinin kınanacağı bir karar alınacağını belirten Dede, komisyonun bir süre sonra da sözde Ermeni soykırımını tanıyan bir tasarıyı gündeme getireceğini söyledi.
Hrant Dink’in öldürülmesinin kime hizmet ettiği apaçık görülmektedir. Dink cinayetinin arkasında ABD vardır” dedi. Dede son olarak, “ABD’yi uyarıyoruz, Türk milletinin sabrını taşırmasın” dedi.


(ANKA)


Haber Tarihi : 07.03.2007
_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]

[narine]

Müteffik devletlerin 1920 lerde yaptiklari Osmanli Devletini parçalama hesaplarina bakilacak olursa, Ermeni soykırımının "emperyalist yalan olduğunu" söylen Doğu Perinçek, Lozan’da ikinci bir kere Ismet Pasa nin çizmelerini dahi cikartmadan antlasma masasina oturarak kazandiklarini hukuken bir kez daha koruma gayretinde olan bir memleketsever olarak algilanmali.
Tam 23 sene önce Ugur Mumcu’nun Cumhuriyet gazetesindeki bir yazisinda yer verdigi Atatürk’ün de bir cümlesine bakilacak olursa :

[Salih_Bozok]

Doğu Perinçek'e 90 gün hapis cezası
9 Mart 2007
A.A
Doğu Perinçek'e 90 gün hapis cezası İsviçre'de sözde Ermeni soykırımını "inkar" yasasını ihlal ettiği gerekçesiyle Lozan'da yargılanan İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek'e 90 gün tecilli hapis ve 16 bin 873 İsviçre frangı para cezası verildi.

Lozan'da yargılanan İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek hakkındaki karar açıklandı.

Mahkeme, Perinçek'i 90 gün hapis cezası karşılığında her günü 100 İsviçre Frangı (yaklaşık 115 YTL) olmak üzere 9 bin İsviçre Frangı para cezasına çarptırdı ve bu cezayı iki yıl tecil etti.

Lozan mahkemesi, bunun dışında 3 bin İsviçre Frangı para cezasına çarptırdığı Perinçek'in, bu parayı hemen ödemediği takdirde 30 gün hapis yatmasına karar verdi. Perinçek, ayrıca 1000 İsviçre Frangı sembolik olarak buradaki Ermeni cemaatine ödeyecek. Mahkeme masrafı olarak 5873,55 İsviçre Frangı ödemesine hükmedilen Perinçek'in, aleyhinde dava açan Sarkis Þahinyan'a da 10 bin İsviçre Frangı ödemesi istendi.

Perinçek, İsviçre'de yaptığı bir konuşmada, "Ermeni soykırımı emperyalist yalandır" demişti.

Perinçek, İsviçre yasalarına göre suç olan bu bu açıklama nedeniyle 6 Mart gününden beri bu ülkede yargılanıyordu.

"KARAR KİN DOLU"

Perinçek, Lozan mahkemesinin verdiği kararla ilgili olarak, “Bu karar, İsviçreli hakimin Türkiye'ye ve Türk ulusuna karşı duyduğu kinin açığa vurulmuş somut kanıtıdır” dedi.

"Kararın kin dolu olduğunu" ve "tarafsız olmadığını" belirten Perinçek, ”Ama her şey bitmiş değil. Temyiz hakkımızı kullanıp bir üst mahkemeye itirazda bulunacağız. İsviçre adaletine olan güvenimi hala koruyorum. Temyiz mahkemesinden sonuç alınmaması halinde de konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar götüreceğim” diye konuştu.
_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]

[Salih_Bozok]

Perinçek'le hemfikir olmayabilirsiniz.
Ama..bir TC'li Lozan'da yargilandi..
SOYKIRIM EMPERYALIST YALANIDIR dedi
Hangi tepki???
Suskunluk hüküm sürüyor....
Belki birileri, kendini türk görenler dahil, "oh olsun" diyorlar...
Işte bunun için kaybediyoruz...biriyle şu veya bu nedenden hemfikir olmadık mı, vur abalıya..
Bari medeni cesaretinizi toplayın, neden tepki vermiyorsunuz söyleyin..
Ya da kına yakın 'mına koyum!
Galiba emperyalizm çoğunuzun gönlünü fethetti, hepimiz ermeniyiz demek daha cazip mi çoğumuz için....yalakalık, batı yardakçılığı..filan falan???
Bilinçaltımızda, Altemur abinin dediği gibi acep soykırımı kabul mü ettik??
Denktaş'ı okuyun desem, "ardından toprak talebi gelir" diyor, Denktaş ve Kıbrıs kimin orasında?
Vur abalıya, milliyetçiye, ulusalcıya!
Emperyalizm bizim içimize girdi, bellegimizi, türklügümüzü sildi.
KIZGINIM, ÖFKELIYIM!
_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]

[narine]

Bir gün bütün Fransa ‘hepimiz türküz’ diye yollara düsecek, eminim.

Je suis sur qu’un jour toute la France descendra dans les rues en disant ‘nous sommes tous des turcs’ !

Ils sont tellement reconnaissants!

[Salih_Bozok]

Bugün Vatan Gazetesinde Ruhat Mengi, söyle yaziyor: (11 mart 2007)

Avrupa’daki Türkler nerede?

Dün Doğu Perinçek’in İsviçre’de verilen para cezasını ödemeyip hapse girmesinin bu haksız “parlamento kararları” açısından daha güçlü bir delil oluşturacağını yazdım. Ve ‘ben olsam kesinlikle para cezasını ödemezdim’ dedim.

Bazı okurlar “Yerinde olmanıza gerek yok, siz de gidip ‘Soykırım yoktur’ diyebilirsiniz” önerisinde bulunmuşlar. Biri “Siz saygın elitler hep öneride bulunur, kendiniz gitmezsiniz” bile demiş.

Bunlar beni iyi tanımayan okurlar... İyi tanıyanlar gerektiğinde bu tür bir eylemi, hukuk çerçevesinde (gerçi İsviçre’deki, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, ifade özgürlüğüne tümüyle aykırı olduğu için hukuksuzluk çerçevesi sayılsa da) hiç çekinmeden yapacağımı bilirler.

Benim gitmem gerekirse giderim.

Belki Doğu Perinçek’ten sonra sırayla gitmek de iyi fikir olabilir. Örneğin; Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğünü Türkiye yasalarına karşı cansiperane savunan yazarlar, aydınlar da eyleme katılabilirler. Bu konuda bize ders vermeye kalkan Avrupa ülkelerinin (İsviçre AB’de değil ama nasılsa Fransa, Hollanda gibi ülkeler de aynı yolda) kendilerinin insan haklarına aykırı davrandıkları böylece açığa çıkmış, yeterince duyurulmuş olur.

Hepimizi bir bir atsınlar içeri, bakalım dünya basını susacak mı?

Kısacası; “Sıra sizde Ruhat Hanım” dendiğinde oradayım bilinmiş olsun. (Ama herhalde bunda da ilk benim gitmem beklenmiyordur.)

Öte yanda Avrupa’da; İsviçre ve yakınında yaşayan Türklerin böylesine önemli bir olayda (şahsını beğense de, beğenmese de) haksızlığa uğrayan bir vatandaşlarını yeterince destekleyip desteklemediklerini, daha da doğrusu İsviçre’nin -ilerde diğer ülkeler tarafından benzerinin yapılması beklenen- uygulamasına yeterince tepki gösterip göstermediklerini merak ediyorum.

Türkiye’nin, davanın temyize gideceği süreyi “dünyanın dikkatini bu anti demokratik olaya çekmek için” kullanması gerekiyor.

Bunu içerde ve dışardaki STK’lar ve Dışişleri organize edebilir.

Ermeni diasporası’nın yıllardır yaptığı gösterileri ve faaliyetleri hiç değilse kısa bir süre için yapalım. İsviçre’deki olay bir fırsattır.

Yoksa davayı toptan kaybedeceğiz.


La Tribune de Genève'in dünkü sayisina göre, Lozan'a en yakin Dışişleri temsilcisi, yani Cenevre Konsolosumuz da, bu karardan memnun oldugunu söyleyemeyecegini, ama görevi geregi de bir yorum yapamayacagini söylemis......

_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]

[Salih_Bozok]

Dogu Perinçek'in yurda dönüsü :

IP'nin yorumu

"Öncü Cesur Doğu Perinçek, Türkiye sizinle gurur duyuyor"
LOZAN KAHRAMANI DOÐU PERİNÇEK'İ BİNLERCE YURTTAÞ KARÞILADI! KARÞILAMA MİTİNGE DÖNÜÞTÜ!







Ve Atatürk havalimanindan görüntüler :

http://www.doguperincek.gen.tr/

http://www.youtube.com/watch?v=J9RKtvetPEQ

Daha Onceki basin aciklamasi: Almanya'da cadi avciligi ve soykirim yalani

http://www.youtube.com/watch?v=iZ_Dm5xwmFc

ve Rauf Denktas ta Lozan'da :

http://www.youtube.com/watch?v=y3oruiK-hlQ
_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]

[Salih_Bozok]

Arslan TEKİN
arslantekin@yenicaggazetesi.com.tr
...........................................................
Lozan’dan notlar (4)
Bu dava burada bitmez!
Lozan’da “millî dava” nın görüldüğü mahkeme, Leman Gölüne tepeden bakan 19. yüzyılda yapılmış bir bina idi. Ermenilerin de mahkeme binası önünde birikeceklerini düşünmüştüm. Salona giren bir grup dışında gelen olmamış. Onların da hangi kapıdan girip hangi kapıdan çıktıklarını görmedim. Salon en fazla 60 kişi alıyor. Gazetecilere öyle şartlar getirmişler ki, hiçbirimiz davayı içeriden takip edemedik. Doğu Perinçek’in avukatlarının çoğu da dışarıda kaldı.
İsviçreliler her hareketleriyle taraftılar. Sanki biz Türkler kapıya yükleneceğiz, bağırıp çağıracağız, ortalığı yakıp yıkacağız... Öyle bir beklenti ve öyle bir beklentiye karşı abartılmış tedbir vardı. Mahkemenin ana ve yan kapıları çevrelenmiş, kısa aralıklarla polis dizilmişti.

* * *

Perinçek’in bir sosyalist olarak “millî mesele” de kendisini öne atması anlamlı. Sosyalistlerde alışık olmadığımız bir durum: “Ermeni soykırımı yoktur.” demek, Türk bayrağı taşımak... Perinçek bu görüntüyle Avrupa’ya da ders verdi.
Mahkeme heyeti kimi niçin muhakeme ettiğinin farkında değil... Hakikaten vaziyet gülünçtü. Perinçek de bunu söylemiştir: “Burada iki gündür yapılan iş, yargılamaya benzemiyor; akademik bir toplantıya benziyor. İsviçre basınının yorumu da bu yöndedir. O zaman yanlış bir salon seçilmiştir.”
Hâkim, Perinçek’i ikaz ediyor: “Suçlama konusu içinde kalın. Mahkemeyi tenkit etmeyin!”
Perinçek hemen söze giriyor:
“Ben de suçlamaya cevap veriyorum. Açıklamalarım, akademik hürriyetle ilgilidir. Üniversitelerin işini mahkemeler yapmaz. Mahkeme salonlarında tarih tartışılmaz. Yargıçlar, tarih hakkında hüküm veremez. Aksi hâlde, tarih tartışmasını yok ederler. Ve yapılan iş, Avrupa uygarlığı için ayıptır. Eğer buradaki faaliyet, ille bir yargılamaya benzetilecekse, Ortaçağdaki yargılamaların bir örneğidir. Sabahtan beri sorulan sorularla beynimin kıvrımları arasında dolaşılmaktadır. Cadı davalarında olduğu gibi, bilimsel kanaatim, düşüncelerim araştırılmaktadır ve suçlanmaktadır. Bu yapılanlarla bana bir zarar verilemez. Ama İsviçre’ye ve Avrupa’ya zarar verirsiniz. Bilimsel konuların tartışılmasını mahkemeyle, polisle, hapishaneyle, gardiyanlarla önlemeye kalkarsanız, kendinize yazık edersiniz.”
Perinçek, Türk milletinin aleyhinde konuşsaydı, mahkeme salonları Avrupa’nın sosyalistleriyle, sözüm ona insan hakları savunucularıyla dolup taşardı... Türkiye’den nice “aydınlar” İsviçre’ye akın ederlerdi.
Mahkeme önünde 200-300 kişi boyunlarında duruşmayı sembolize eden ayyıldızlı kırmızı atkıları, ellerinde Türk bayraklarıyla son derece vakur “millî dava” yı takip ettiler.
İsviçreliler yapabilselerdi belki Türkleri hiçbir yere sokmayacaklardı. Mahkeme binasının geniş bahçesinin bir köşesindeki kafeye bile tembih etmişler: “Türkler su isterlerse şişeyle vermeyin sakın. Eylem yapabilirler, şişeleri fırlatabilirler!”
Avrupalının beyni de dumura uğramış. Eğer Türklerin eylem niyeti olsaydı, hazırlığını başka türlü görür, şişeleri de 100 metre öteden başka bir kafeden alır ve hatta molotofkokteylleri bile hazırlardı! Hâdise çıkarılacağını hiç mantığınız alıyor mu?
Lozan’ın içinde toplantı düzenlenecekti... Talât Paşa Komitesi mensupları kaç salonla anlaştılarsa sonradan vazgeçmişler. Polis hepisini dolaşarak: “Türklere salon kiralarsanız ruhsatınızı iptal ettiririz.” demişler.
Türkiye’de Nobel ödülü verilmiş yazarın ve diğer Taşnakçı zihniyettekilerin muhakeme edilişleri aklımıza geldi ve konuştuk orada... Yabancı gazetecilere çay-kahve bile ikram edilmişti. Avrupa Parlamentosunun milletvekilleri müstemleke memleketinde dava takip eder gibi burunları havadaydı ve etraflarına küçümseyerek bakıyorlardı. Dışarıdan gelenlerin hiçbirine: “Yerimiz yetmez, giremezsiniz.” dememişlerdir. Hâkimlerimizin “sanıklar” dan bir özür dilemedikleri kalmıştı.

* * *

Lozan’daki dava “millî dava” dır. Gittim, gördüm ve iliklerime kadar bunu yaşadım. O anda beni ilgilendiren Perinçek’in geçmişi, sosyalistliği, Kemalistliği değildi... Yüreğindeki millî heyecanı, elindeki ayyıldızlı bayrağı idi. O “Türk’üm” dediği ve “Türk” ün tezini dillendirdiği için Avrupalı’nın gözünde “sanık” tı.
Avrupa’da ilk defa Rus arşivleri hâkimlerin önüne konmuştur. Bu arşivleri ortaya çıkaran da yine Doğu Perinçek’in oğlu Mehmet Perinçek’tir; Moskova’da yıllarca çalışmış, belgeleri bulup yayınlamıştır. Türk tezi için bu belgeler yeni bir ufuktur.
Keşke, diyordum; Lozan’da dava görülürken, Bakü’de de bütün Türkler toplanmıştı ve bu toplantının da birinci meselesi Ermeni katliamı, Ermeni işgaliydi... Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı R. T. Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ellerine her iki ülkenin bayrağını alıp Lozan’a gelselerdi. Bu görüntü neleri ifade etmezdi ki...

Tarih:12.03.2007
_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]

[Orcun]

"Hepimiz Ermeniyiz" diyenler nerede ?

Keske "Toplumca Hepimiz Travestiyiz" denilseydi daha DOGRU olurdu.

Cok yumusaklik, çok döneklik, çok sertlik, çok bokluk.
Cik isin içinden.

[Salih_Bozok]

Bir süre önce soru sordum:

Türkiye'ye "dost" siteler nerede?
Onlar, kürt, ermeni, azinlik haklari, Türk devletinin zayiflatilmasi, ordunun zayiflatilmasi pesinde!!!
Isim de vereyim mi?
Milliyetçileri Türkiye'nin en büyük belasi gören Reynald'lar, Aurel'ler, kürt ve ermeni yalakalari, örnegin Thomas'lar süt dökmüs kedi gibi...
Ermeni, Kürt ve diger azinlik hak ve kültürleriyle ugrasa dursunlar, 301'e karsi savas versinler...
Nalinci keseri misali, özgürlük, insan haklari, söz hürriyeti, hep bir tarafa yontulur!!!
Beyaz takke takanlar fasisttir, provokatördür, yasaklansin diye teshir edilir...
Türk milliyetciligi en pis milliyetciliktir,
Atatürk soykirimcidir, ermenileri katletmekle kalmamis, Dersim'de kürtlere de soykirim uygulamistir...
Dogu Perinçek, hem milliyetci, hem uslanmaz irkçi, hem de inkarcidir..
Neredeyse katli vaciptir...

Cevap verin büzügünüz sikiyorsa!

_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]

[narine]