64 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2208

Actuellement :
Visiteur(s) : 64
Membre(s) : 0
Total :64

Administration


  Derniers Visiteurs

Knt : 1 jour, 18h59:59
cengiz-han : 2 jours
duygu : 2 jours
SelimIII : 2 jours
lalem : 2 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Atatürk
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

Atatürk
Aller la page Prcdente  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7
 
Poster un nouveau sujet   Rpondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Coup de Coeur / Coup de Gueule
Voir le sujet prcdent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
Georges
Spammer
Spammer


Inscrit le: 22 Juil 2008
Messages: 448
Localisation: Paris

MessagePost le: 14 Nov 2017 1:30    Sujet du message: Rpondre en citant

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message priv
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 8971
Localisation: Nancy / France

MessagePost le: 02 Ao 2020 20:06    Sujet du message: Rpondre en citant

2017 den bu yana bu dosyaya bir sey eklenmemis! Rahmetli Coskun / Georges'un katkisi da çok ilginç.

Diyanet Isleri Baskanligi koltugunda oturan kisi kiliçla hutbeye çikip bir de Atatürk'e ustu kapali lanet edince tepkiler çok oldu. Iste onlardan biri :

Kayseri Olay Gazetesi 25 Temmuz 2020 Cumartesi yazısı, bazi cumlelerin altini ben çizdim.

Citation:



ATATÜRK OLMAK...

Zırhlı Mercedesi ile geldiği İbadethanede, sahte kahramanlar gibi kılıç kuşanmak ve sonrada ülkenin kurucu değerlerine, kurucusuna hakaret etmek..
Adama, “Haddini bil efendice yerinde otur” derler.
Hem de, Türkiye Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık Senedi Lozan’ın imza altına alındığı günün yıldönümünde.
Hemi de geçmişinde, Fetö Haininin ayak izlerine rağmen.

Atatürk olmak için önce, Arap Hayranlığını bir kenara koyup, Türk olmak lazım Efendi...

Sonra bu milletin onu Ata olarak görmesi gerekir.

Atatürk olmak için başka neler gerekir sayayım mı?

Düşman çizmesi altında çiğnenen topraklarda isyan ateşi yakma becerisi gerekir...

Bir avuç inanmış insanla yola çıkarak bir ülkeyi nakış nakış örmek gerekir.
"Bağımsızlık Benim karakterimdir" diyerek bu değere bir ülkeyi, bir toplumu inandırmak gerekir.

Her türlü imkansızlığa rağmen, ülkenin işgal altında olmasına bakmadan topyekun bir isyan ateşini yakmak gerekir.

İngilizi, İtalyanı, Yunanı, hatta Avusturalyalısından oluşan devasa orduları Çanakkale Boğazına gömebilecek inanç ve iman gerekir.

Atatürk olmak için Devletin hazine anahtarı elinin altındayken, anneden gelen "Paramız kalmadı oğul" mesajına "Evdeki kilimleri satın" diyebilecek kadar sağlam karakter ve sarsılmaz Ahlak gerekir.

Atatürk olmak için 4 kadını bir erkeğe cariyelik için uygun görmek değil, her kadını birey olduğuna inandırmak, onun da erkek gibi seçilip seçebileceğini ona anlatmak gerekir.

Atatürk olmak için kadının 4 adım önünden yürümek değil, yan yana, kol kola yürüyebilecek kadar aydınlık olmak gerekir.

Atatürk olmak için, bir köşkün çatısını tehdit eden ağacı kesmek yerine, Köşkü yerinden kaydırtarak ağacı kurtaracak kadar çevreci ve doğa düşkünü olmak gerekir.

Atatürk olmak için, köylü ile bu aziz vatan toprağının üzerinde bağdaş kurup sohbet edebilecek kadar kibirden arınmak, gittiği tarlada galoşsuz yürüyebilmek gerekir.

Atatürk olmak için Millete inanmak, güvenmek, yalan söylememek gerekir.
Atatürk olmak için milletvekilinin de bir öğretmen kadar maaş alması gerektiğini savunabilmek, ülkenin bağımsızlığının, dışa bağımlılıktan kurtulduğumuzda güvence altına alınacağına inanmak ve üretimi her alanda geliştirmek gerekir.

Atatürk olmak, bu ülkede yaşayan herkese aynı ölçüde yakın, aynı ölçüde uzak olmayı gerektirir.

Atatürk olmak kutsalları basamak olarak kullanmak yerine, onların insanın manevi dünyasına uygun değerler olduğunu savunmak ve saygı duymayı gerektirir.

Atatürk olmak, Allahın ayetleri ile bir yandan alay ederken, bir yandan da o ayetleri kitleleri uyutmak için kullanmaya izin vermez.

Atatürk olmak, Misak-ı Milli demektir.

Atatürk olmak ülkede ve dünyada barışı savunmak demektir.

Atatürk olmak, teröriste uzak durmayı, başka ülkelerin iç işlerine karışmamayı, ama ülkenin iç işlerine de kimseyi karıştırmamayı gerektirir.
Atatürk olmak, ülkenin okullarında fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirilmesi için her imkanı seferber etmeyi, bilimi, aklı, medeniyeti, çağdaşlığı savunmayı gerektirir.

Atatürk olmak, bırakın teröristle, bu topraklarda gözü olan devletlerle bile masaya oturmaya izin vermemektir.

Atatürk olmak, çalmamak, çaldırmamaktır.

Atatürk olmak, çağdaş yaşamı sadece kendisine değil, ülke toprakları üzerindeki her bireye uygun bir yaşam tarzı olarak kabul etmeyi gerektirir.
Ve Atatürk olmak, demokrasiyi kafanın içinde benimsemek, ülke toprakları üzerinde her ferdin kanunlar önünde eşit olduğunu savunabilmektir.

Atatürk olmak, Yasama, Yürütme, Yargı, Basın, Üniversite gibi oluşumların bağımsızlığını sonuna kadar savunmayı gerektirir.

O nedenle önce sen, oturduğun koltuğun ilk sahibi Rıfat Börekçi’nin hayatını oku da, sonra kılıç kuşanıp Ahkam Kes...

Ayrıca Unutma, Atatürk, Bağımsızlık, Demokrasi ve Cumhuriyet gibi değerler bu ülkenin, bu milletin ‘Bam Teli’dir.

Onlar üzerinde fazla dolaşma.

Kısacası Sayın demeye dilimin varmadığı çakma kahraman. Sen ve senin kafandakiler, bırakın Atatürk’ü eleştirmeyi, yanında çırak bile olamazdınız.
O nedenle ettiğin laflara dikkat et.

Hem de unutma;
Soytarılarının ömrü krallarının ki kadardır...

Ahmet ZORLU

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message priv
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 8971
Localisation: Nancy / France

MessagePost le: 10 Nov 2020 3:42    Sujet du message: Rpondre en citant
















<
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message priv
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 8971
Localisation: Nancy / France

MessagePost le: 10 Nov 2020 3:44    Sujet du message: Rpondre en citant

Atatürk'de demokrasi kavrami :

Mustafa Kemal -verdiği uzun yanıtta- şöyle deme gereğini duyar: 'Bir milletin, bir hükümetin prensiplerini tahkir etmemek mecburiyetindeyiz... Fikir cereyanlarına karşı şiddetle mukabelede bulunmak, o cereyanı yok etmez. Herhangi bir insanla konuşulduğu zaman, onun herhangi bir fikrini kuvvet zoruyla reddederseniz o ısrar eder. Israr ettikçe de kendi kendini aldatmakta daha çok ileri gidebilir…'

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/cumhuriyetin-yol-gostericisi-ahmet-taner-kislali-prof-dr-hakki-uyar-1774939



<
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message priv
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 8971
Localisation: Nancy / France

MessagePost le: 14 Nov 2020 0:19    Sujet du message: Rpondre en citant

Citation:


Sü’lale devri

Yılmaz Özdil, Sözcü - 10 Kasım 2020



Kızkardeşi duldu.

İkinci evliliğini 1935 yılında bir işadamıyla yaptı.

Damadın İstanbul'da fabrikası vardı, evlenir evlenmez müteahhitliğe başladı, dikkat çekici hızla zenginleşiyordu, aynı zamanda milletvekiliydi, İş Bankası yönetimine sızmaya çalışıyordu.

Cumhurbaşkanı'nın kulağına tatsız laflar geliyordu.

Yakın çevresinin kendi forsunu kullanarak menfaat sağlamaya çalışması, en sevmediği davranış biçimiydi.

Babasız büyüdükleri için kızkardeşini ömrü boyunca kanatları altında tutmuştu, en zor şartlarda bile maddi/manevi yanında olmuştu, daima korumuş kollamıştı ama, millete karşı hissettiği sorumluluk duygusu, ailesinin bile önündeydi.

Bir akşam sofradayken maliye bakanını hemen yanındaki sandalyeye oturttu, sohbet sırasında bir ara kulağına eğildi, “ne yapıp yap, bizim enişteye iltimas geçilmesine mani ol, benim namıma iş yaptığı zannedilir, kendisinin öyle niyeti olmasa bile öyle zannedilir” dedi.

Lisanı münasiple “defterini dür” demişti!

Çok geçmeden fabrika kapandı.

Eniştenin iflas ettiği duyuldu.

Bir daha asla Çankaya Köşkü'nün kapısından bile giremedi.

Milletvekilliği sona erdi.

Harç bitti yapı paydos, boşandılar.



Kardeşine bile torpil yapmazdı.

Kızkardeşini milletvekili yapabilirdi mesela, yapmadı.



Baba tarafından akrabaları vardı.

Amcasının çocukları İstanbul'da yaşıyordu.


Kuzenlerini çok severdi, onca işinin arasında asla ihmal etmez, hepsiyle yakından ilgilenirdi, herhangi bir ihtiyaçları olursa, kızkardeşi üzerinden haberdar olurdu, kendi cebinden yardımcı olurdu, nişanlarını yaptırdı, düğünlerini yaptırdı.

Hiçbirini milletvekili yapmadı!

Akrabaları da O'na yaraşır bir hayat sürdüler, ne devletten koltuk istediler, ne menfaat talep ettiler, ne de şöhret olmaya çalıştılar.

Son derece mütevazı, sıradan yurttaşlar olarak yaşadılar.

Dördüncü/beşinci kuşaklar da, bugün aynı böyle devam ediyorlar.



Manevi çocuklarını milletvekili yapmadı.

Hatta “siyasete girmeyeceksiniz” diye vasiyeti vardı.

Rahmetli olduktan sonra, tüm partilerden manevi çocuklarına teklif üstüne teklif götürüldü, CHP dahil, her defasında “hayır” cevabı aldılar.

Siyasete asla girmediler.



Manevi kızı evlendi, damat mühendisti, İzmit kağıt fabrikasında çalışıyordu.


Bir gün, kızının da bulunduğu ortamda, fabrikanın müdürüyle karşılaştılar, gayet açık şekilde tembih etti, “bunlar benim evlatlarımdır, lakin iş neyi icab ediyorsa, her zaman öyle davranınız, sakın benim evlatlarımdır diye düşünmeyiniz” dedi.

Ayrıcalık tanınmasına izin vermedi.

Her mühendis nasıl çalışıyorsa, damat da öyle çalıştı.



Bir akşamüstü, Çankaya Köşkü'nün penceresinden bakarken, manevi kızının otomobile binip gittiğini gördü. Yaverini çağırdı. “Derhal peşinden gidip buraya getirin” dedi. Getirdiler. Karşısına aldı… “Sen benim kızımsın ama, bu arabalar babanızın malı değildir, millete aittir, her aklına esen buradan araba alıp gidemez” diye azarladı.

Makamı mevkiyi boşver, millete ait otomobili bile çocuklarına vermedi.



Erkek kardeşi yoktu.

Ama, kardeşten öte arkadaşı vardı, Nuri.

Çocukluk arkadaşı, mahalle, okul, silah arkadaşıydı.

Annesi ve eşinden başka “Kemal” diye hitap edebilen tek kişiydi.

Can yoldaşıydı, sırdaşıydı.

Nuri'siz sofraya oturmazdı.

Sadece Nuri'nin nazını çekerdi.

Sadece Nuri'nin sesini yükseltme imtiyazı vardı, zaten davudiydi, gümbür gümbür bağırırdı, çok kafası bozulduğunda masaya yumruğunu vura vura konuşurdu.


Hareket ordusu, Trablusgarp, Çanakkale, Muş cephesi, Kurtuluş Savaşı… O nerede, Nuri oradaydı. Cephede göğsüne şarapnel parçası isabet ettiğinde bile hemen yanındaydı, kan lekesini görünce “vuruldun Kemal” diye telaşlanan bile Nuri'ydi.

Paşa olabilirdi.

Bakan olabilirdi.

Başbakan olabilirdi.

Tbmm başkanı olabilirdi.

İstemedi.

Teklif bile etmedi.

Arkadaş kalmayı tercih etti.

Arkadaşlığını asla suistimal etmedi.

İnsanız, eminim içinden istemiştir ama, alacağı cevabı biliyordu.

Herkesten fazla hakkı bile olsa, “laf olur, bize yakışmaz” diyeceğini biliyordu.



Bugün 10 Kasım.

Ve, her 10 Kasım, aslında bir vesile.



Koskoca devletin damatlarla eniştelerle, kayınpederle dünürle yönetilmesinin ne kadar yanlış olduğunu hatırlamamız için bir vesile.



Akraba-i taallukat zihniyetinin, demokrasiye ne kadar ters, ne kadar zararlı olduğunu bir kez daha görmemiz için vesile.



Türkiye Cumhuriyeti'nin “aile şirketi”ne dönüşmesine gözyuman, lale devrinden ibret almayıp “sü'lale devri”nin açılmasına sebep olan Türk milletinin, şapkasını önüne koyup düşünmesi için bir vesile.



<
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message priv
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 8971
Localisation: Nancy / France

MessagePost le: 25 Nov 2020 2:00    Sujet du message: Atatürk Entrance Rpondre en citant

Atatürk, savastiklariyla bile savastan sonra dost olabilen bir insan... Iste ol nedenle Anzak askerlerinin 1914 de denize açildigi Albany limani korfezine "Atatürk Entrance" adi verilmis...



Konu hakkinda site :
https://bit.ly/2Jdmz4r






<
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message priv
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Rpondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Coup de Coeur / Coup de Gueule Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Aller la page Prcdente  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7
Page 7 sur 7

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas rpondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas diter vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont dposs, les commentaires sont sous la responsabilits de ceux qui les ont posts dans le forum.