Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Cumhuriyet Gazetesi
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 31 Juil 2017 11:48 Sujet du message:
Citation:
Aydın Engin
Bir MİT TIR’ları haberi daha yakalarsak...
31 Temmuz 2017 Pazartesi
Meğer dünya dönmeye, ırmaklar akmaya, denizler dalgalanmaya, rüzgârlar esmeye devam ediyormuş. Oysa biz öncesiyle, sırasıyla, sonrasıyla on gündür “Cumhuriyet davası”na kilitlenmişiz; İstanbul Adalet Hamamı’nda bir yandan zırıl zırıl terleyip, bir yandan hukuk dersi, gazetecilik dersi vermeye çabalıyorduk.
Bitti. Yani “biraz” bitti. Yedi arkadaşımızı kaptık. Dördünü şimdilik kapıp getiremedik. Bir de Emre İper, beş arkadaşımız hâlâ “Adalet ve hukuktan bağımsız yargının” tutsağı.
Bir sonraki duruşma günü 11 Eylül. O güne kadar günlük görevlerimizi sırtlayıp 93 yaşındaki delikanlı Cumhuriyet’i her gün okurların eline, beleşçi (şaka şaka; ama biraz da gerçek) okurların ise bilgisayar ekranına sunmaya çabalayacağız.
Mesela yeni bir “MİT TIR’ları” haberi elimize geçerse, sadece ve sadece haberin doğru olup olmadığını, olanca meslek titizliğiyle sağlama bağlayıp, doğru ise duraksamadan, “Yav başımıza yeni belalar açılmasın” gibi ödlekliklere sırtımızı dönerek yayımlayacağız.
Yapmazsak ne olur?
MİT TIR’ları bağlamında kısaca anlatayım.
Hatırlayın, 2013 sonuna kadar can ciğer kuzu sarması olup, el ele tutuşup 17/25 Aralık’tan sonra birer can düşmanına dönüşen AKP tepeleri ile Gülen Cemaati’nin tepeleri kapıştı. Birbirlerinin kirli ve kanlı çamaşırlarını gün ışığına taşımaya başladılar.
Eğer doğruysa -ki büyük olasılıkla doğru- FETÖ saflarında yetişmiş asker ve polisler, Suriye yönüne giden MİT TIR’larını durdurdular, aradılar, içindeki roketatarları, mermileri, silahları, bombaları kamera ile saptadılar.
Yarım yamalak haberler medyaya sızdığında İktidar kanadı açıklama yaptı:
-O TIR’larda silah yok. İnsani yardım malzemesi var...
Eğer Cumhuriyet olmasaydı halk o konuda bu açıklama ile yetinmek zorunda kalacaktı. Cumhuriyet açıkladı, kanıtladı:-Orada ilaç, mercimek, bulgur yok. Silah var silah. İşte kanıtı, işte görüntüleri...
İktidarın tepelerinden ikinci bir açıklama geldi:
-Evet, tamam, silah var ama onlar MİT’in bir istasyonundan, yurtiçindeki bir başka istasyonuna sevk edilen silahlar ve mühimmattır...
Eğer Cumhuriyet olmasaydı halk bu kez ister istemez bu açıklama ile yetinecek, “Haaaa, MİT’in işleri gizli ya, demek o yüzden önce insani yardım malzemesi denmiş” gibi avuntularla oyalanacaktı.
Cumhuriyet ifade tutanakları, tanık anlatımları ile yeniden açıkladı:
-Hayır, MİT Yasası’na göre istihbarat örgütünün silah deposu olamaz. O yüzden bir istasyondan ötekine açıklamaları mavaldan ibarettir... O TIR’lar Suriye’ye, İslamı kanlı ve karanlık bir din gibi algılayan ve algılatan dinbaz terör örgütlerine
gidiyordu...
Yani, eğer Cumhuriyet olmasaydı, halk bu karanlık ve kanlı ve ülkeyi bir savaşa sürükleyebilecek kadar önemli bir olayın içyüzünü öğrenemeyecekti.
“Bunu onların yanına komam” diye naralanan AKP Reis’inin sözlerini emir bellemiş hukuktan ve adaletten bağımsızlaşmış yargı, dava açtı. Erdem Gül ve Can Dündar arkadaşlarımız üç ay Silivri’de volta attılar.
Geri adım atmadık ve bu yüzden “Cumhuriyet operasyonu” için düğmeye basıldı. Bu kez de 11 arkadaşımız dokuz aylığına “Silivri voltası”na zorunlu kılındılar.
***
Bizleri casus, ajan filan ilan etmeye yeltendiler.
İşte geçen haftaki beş gün boyunca mahkemede anlatmak istediğimizin özü, özeti bu “gazetecilik anlayışı”ndan ibarettir.
Casuslar, ajanlar elde ettikleri gizli bilgileri elde edince, onları hizmet ettikleri yabancı devlete verirler.
Gazeteciler ise devlet sırrı örtüsünün ardında çevrilen dolapları elde edebilirlerse (ki zordur) o bilgileri halka verir, gün ışığına taşırlar.
Casusluk yüz karasıdır, sahici gazetecilik ise ertelenemez bir halk hizmetidir.
Gazetecilik suçlanamaz... Sahici gazetecilik susturulamaz.
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 11194 Localisation: Nancy / France
Posté le: 04 Aoû 2017 0:23 Sujet du message:
Citation:
Bağımlı yargının ‘yarı adil’ kararı
Ali Sirmen - Cumhuriyet, 30 Temmuz 2017
Cumhuriyet davasını görmekte olan İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi beş günlük duruşma sonunda, nihayet ara kararını verdi, arkadaşlarımızdan yedisi tahliye olurken, beşinin de tutukluluk halleri devam etti.
Hemen belirtmeliyim ki bu olayda, hukuken açıklanabilecek hiçbir gelişme beklemediğim için, karar beni hiç şaşırtmadı, herhangi bir başka karar da şaşırtmayacaktı.
Ama kimileri haklı olarak soruyor:
- Þimdi bu karar karşısında ne denebilir? Acaba beş kişiyi içeride tutarken yedi kişiyi tahliye eden bu karara bakıp da “bardağın yarısı daha doğrusu yüzde 71’i dolu, yüzde 29’u boş” mu diyeceğiz?
Tutukluluk halleri sürdürülen sanıklarla ilgili kararı sert biçimde eleştirenlere “Yahu insaf ama adamlar yedi kişiyi de tahliye ettiler, kararın sanıkların yüzde yetmişi için adil olan yanını görmemek de haksızlık değil mi” diyenlere ne yanıt vereceğiz?
“Hiç de haksızlık değil, karar baştan sona adil değildir” yanıtı vermekte haklı olacağımızı baştan söyleyeyim.
Yüzde yetmişi adil, yüzde otuzu gayrı adil bir karar olmaz.
***
Pilav üstü yarım döner gibi, yarım adil bir karar olamaz.
Adalet bir bütündür. Bir karar da ya tümüyle adildir ya da hiç adil değildir.
Eğer biri hariç bütün sanıkların tutukluluk hallerine son verilmiş olup da yalnız biri içeride tutulsaydı da yine yargılamanın adil olup olmadığı konusundaki saptama değişmeyecekti.
Yargının adil olup olmadığı kararların yönüne değil, içeriklerine, hukuki gerekçelendirilme ölçütlerine, müsnet suçların gerçekte sabit olduğunu saptayacak delillerle kanıtlandırılıp kanıtlandırılmadıklarına, kararı veren yargıçların yürütme veya hehangi bir başka güce bağımlı olup olmadığına yani tarafsızlıklarına bağlıdır.
Bu ölçütlere uygunluk açısından bakıldığında, Cumhuriyet davasında tutukluluk halleri devam eden arkadaşlarımız hakkında verilen kararların hukuki dayanaklarının olmadığı veya kararda açıklanmadığı (ikisi de aynı kapıya çıkar) görülmektedir.
Tutukluluk hallerinin devamıyla ilgili olarak ileri sürülen, artık alışılmış formalite formülü haline gelmiş klişeler, AİHM’nin bu konuda aradığı ölçütlerden yoksundur.
***
Ara karara bakıldığı zaman, tutukluluk haline son verilenler ile tutukluluklarının devamına hükmedilenlerin hangi ölçütlere göre ayrıldıklarını kestirmek imkânı yoktur.
Örneğin hakkındaki gözaltı kararını yurtdışındayken haber alınca onurlu bir davranışla, mahkeme önünde hesap vermeye gelen Akın Atalay’ın kaçma şüphesinden söz edilemeyeceğine göre hangi ölçütlerle tutukluluğunun devamına karar verildiğini anlamak imkânsızdır.
Herhalde, Kadri Gürsel’in tahliye edilmesi halinde FETÖ’cülüğüyle ilgili delilleri yok etmesinden söz etmek mümkün değildir. Zira bunların zaten mevcut olmadıkları dosya mündericatından anlaşılmış olup olmayan bir şeyin yok edilmesi de mümkün değildir.
Kısacası İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ara kararı adil olduğunu kanıtlayacak gerekçelerden yoksundur.
Zaten çağdaş toplumlarda adil ve tarafsız yargının önkoşulu onun bağımsızlığıdır.
Çağdaş toplumlarda her zaman belirtildiği gibi, bağımsız olmayan yargıdan adil karar da sadır olması beklenemez.
Çağdaş toplumlarda yargıçlar yürütme karşısında bağımsız değillerse, her halükârda kararlarının adil olduğu konusunda bir şüphe oluşur.
Bu konudaki en ufak makul şüphe bile yargının aleyhindedir. Başka bir deyişle adaletin gerçekleşmesi için yalnız yargının bağımsız olması yetmez ama aynı zamanda bu konuda en ufak bir makul şüphenin de olmaması gerekir.
Cumhuriyet davasının ara kararına bu gözlükle bakın! Ne görüyorsunuz?
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 08 Mar 2018 13:58 Sujet du message:
RTE'nin avukati gayet açik ifade etmis:
“Görüldüğü üzere Cumhuriyet gazetesi her zamanki gibi müvekkilim aleyhine yayın yapma stratejisi nedeniyle yeni müvekkilim Recep Tayyip Erdoğan’a atılan asılsız iddiaları fırsat bilerek çarpıtılmış başlıklarla haberleştirmiştir. Cumhuriyet gazetesi gibi her fırsatta müvekkilimi kamuoyu önünde karalamayı ve suçlamayı yayın politikası haline getirmiş Birgün ve Sözcü gazeteleri de bu iddiaların çarpıtılarak kamuoyuna sunulmasında öncülük etmekte, müvekkilimin şahsına ve itibarına yönelik saldırı eylemlerini birlikte gerçekleştirmektedirler.”
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 25 Avr 2018 15:48 Sujet du message:
Ve mahkeme devam ediyor...
Savci 2013 de Feto gazeteyi ele geçirdi diye iddianname hazirliyor bu dava için ancak o 2013 yilinda ayni savci Cumhuriyet'in yazari Orhan Bursa'liya "RTE-FG iktidarı ortaklaşa bu siyasi sahtekarlığı tezgahladı" dedigi için FG ile RTE'ya hakaretten dava açiyor!!!
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 11194 Localisation: Nancy / France
Posté le: 15 Sep 2018 16:25 Sujet du message:
Cumhuriyet gazetesinde yonetim degisti. Daha dogrusu Gazetenin sahibi olan Vakif'ta yapilan yonetim kurulu seçimleri yargiya yansimis; bu seçimlere itiraz edenlerin girisimi sureç tamamlanmis ve yargi itiraz edenlere hak vermistir. Bunun uzerine yapilan seçimlerden sonra gerçeklesen yonetim degisikliginin isleyici tam gunumuz Turkiye'sine gore yapilmis. Yeni gelen yoneticiler bir anlamda gidenleri kovmuslardir...
Ve gazeteden ayrilanlar, cefa çeken, iktidar tarafindan aylarca hapiste tutulan insanlardir. Yeni yonetimin bu kisilere vefasiz davrandigini dusunuyorum ki AB Parlementosu uyesi Bayan Piri iktidarin yapamadigini yeni yonetim yapti suçlamaisini getirmistir.
Yeni yonetimde benim çok saygi duydugum ve de sevdigim Ali Sirmen, Emre Kongar, Mine Kirikkanat gibi isimlerin de bulunmasina ragmen bu sekide gerçeklesen bir yonetim degisikligi bende uzuntu ve hayal kirikligi yaratmistir.
Gazete çok degerli yazarlarini kaybederek zayiflamistir.
Cigdem Toker'in gidisi nedendir. Kadri Gürsel ve Musa Kart'siz Cumhuriyet nasil olur. Ahmet Insel 2010 referandumun evet demis olabilir, Ermeni soykirimini kabullenmesi tartisilabilir ama bir gazetede ayni tornadan çikmis insanlar yazmazki.
Ugur Dundar : Cumhuriyet'in kalesi artık Cumhuriyet'e gönül verenlerin elinde!..
diye yazdi. Yani gonderilenler Ataturk dusmanimiydi?
Evet Can Dundar'in gelisi yadirganmisti ama bu yonetim degislmigi yonetimi Cumhuriyet'e hiç mi hiç yakismadi.
Inscrit le: 22 Juil 2008 Messages: 435 Localisation: Paris
Posté le: 20 Sep 2018 13:16 Sujet du message:
Murat çok hakli. Yeni yonetim bir çok yazari kapi disari ederek Cumhuriyet gazetesini "fakirlestirdi". Gunumuzde Erdogan'a karsi guçbirligi yapmak gerekirken. Ayip ettiler ve çok kotu bir algi biraktilar :
Bugun L'Humanité de konuyu bu algiya gore islemis :
Citation:
Recep Tayyip Erdogan en rêvait, le nouveau conseil d’administration de Cumhuriyet l’a fait. En quelque dix jours seulement – depuis le 7 septembre – le célèbre quotidien d’opposition turc a été purgé de ses esprits les plus critiques envers le régime islamo-conservateur, de ses talents les plus libres et les plus appréciés aussi par une large partie du peuple turc. Une trentaine de journalistes ont été contraints de démissionner du quotidien fondé voilà près de cent ans par le père de la Turquie moderne, Mustafa Kemal Atatürk, suscitant des inquiétudes vives pour l’avenir de ce bastion de la liberté de la presse, plus que malmenée sous Erdogan. Parmi les plumes remisées à l’encrier, celles du journaliste et écrivain Kadri Gürsel, auteur de l’éclairant essai Turquie, année zéro, du caricaturiste Musa Kart, de la journaliste Cigdem Toker ou encore de l’économiste...
Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures Aller à la page Précédente1, 2
Page 2 sur 2
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum