Inscrit le: 17 Mar 2006 Messages: 996 Localisation: Grenoble
Posté le: 30 Juil 2006 0:12 Sujet du message: Mine KIRIKKANAT-Vatan gazetesi 26 temmuz
Mine KIRIKKANAT ilgiyle okuduğum kadar, fiziğiyle de hoşlandığım bir yazar
Bakalım ne dedi geçen gün?
Bizim savaşımız değil
"Savaş, ava çıkmak gibidir. Ancak savaşta, tavşan da ateş eder."
Charles DE GAULLE
Tarih, Orta Doğu'nun masa başında çizilen siyasal coğrafyasını değiştirmeye hazırlanıyor. Ne yazık ki yeni sınırlar öyle ya da böyle kanla yazılacak, bu açık.
Irak, bölünmesiyle sonuçlanacak bir iç savaşa her gün biraz daha yaklaşırken, İsrail'in Hizbullah'ı bitirmek amacıyla saldırdığı Lübnan'da bir kara harekâtına girişmesi, sonu belirsiz bir "tabula rasa"nın başlangıcı olacaktır. Başka deyişle, her olasılığın gerçekleşebileceği bir "sil baştan" alanıyla karşı karşıyayız.
"Tabula rasa", doğası gereği ucu açık bir yöntemdir. Hele yıkılarak yeniden kurulan satranç tablası siyasal coğrafya, baş taşları ve piyonları insanlar olduğu zaman.
Tabloya kim sorumlu, kim suçlu diye geriye dönük bir vicdanla bakmak, meşru olsa da kısır bir düşünce idmanı sayılır. Türkiye'nin burnu dibinde nereyi yakacağı belli olmayan bir yangın gelişiyor. Bu yangından korunmak mümkün mü, bilmiyorum. Ancak en azından korunmaya çalışmak için öngörmek, öngörmek için de duygusallıktan arınmış, soğukkanlı düşünmek gerekiyor.
İsrail ile Hizbullah arasındaki savaş, bizim savaşımız değil. Ne kadar hazin olsa da, Lübnan'da İsrail bombalarına kurban giden sivillerin acısı da, Türkiye'nin PKK'yla savaşta yitirdiği otuz bin can ve her gün yenileri düşen gencecik başların içimizi acıttığı kadar "bizim acımız" değil.
General George Patton, "Savaşın konusu ülkesi için ölmek değil, karşıdaki herifin kendi ülkesi için ölmesini sağlamaktır," demiş.
Hasımlara aynı mesafeden ve duygudan arınmış bakacak olursak, İsrail Hizbullah milislerini, Hizbullah da İsrail askerlerini "kendi ülkesi" için ölmeye zorluyor.
Hizbullah'ı ezmek, yarım yüzyıllık varlığına karşın bölgede "yama" gibi algılanan, sınırları hâlâ "eğreti" İsrail için bir ölüm kalım sorunu. Çünkü Hizbullah, eğer İsrail tarafından kurcalanmasaydı, önümüzdeki yıllarda Lübnan'ın tamamını ele geçirecek ve palamarı İran'a bağlayacak kadar güçlenmişti.
Türkiye açısından Hizbullah nedir? Amacı, Lübnan'da Þii bir mollalık kurmak olan bu radikal dinci ordusu, 1986 yılına kadar ASALA'ya destek vermiş ve bazı suikastlarda Ermeni teröristleri "taşeron" olarak kullanmış, sünni ve laik Türkiye düşmanı bir örgüttür (Bkz. www.terrorwatch.ch)!
Peki İsrail, Türkiye dostu mudur? Hayır! İsrail de Kuzey Irak'taki olası bağımsız Kürdistan'a akraba çıkmaya çalışan bir Amerikan kirvesidir. Zaten uluslararası ilişkilerde dostluk yoktur, ortak çıkara dayalı işbirliği olur ancak... Dolayısıyla ne ona, ne buna yakınlık gerekir.
Olası bir kara savaşında, tepeden tırnağa en modern silahlarla donatılmış 161 bin 500 mevcutlu İsrail ordusu, Lübnan'da Hizbullah'ı ütüler, kanısında dünya. Ben emin değilim. Hizbullah'ın 40 bin milisi var, silahı teçhizatı tam bilinmiyor ama savaşların teknoloji ve asker sayısıyla kazanılmadığını, en iyi "çılgın" Türkler bilir! Afganistan'da yenilen Kızıl Ordu ve tabii ABD'yi yenen Vietnamlılar da çok iyi bilir. ABD'nin 150 bin askerle Irak'ta nasıl bir "zafer" kazandığı da her gün gözümüzün önünde, bellidir. İsrail de bu kez "6 günden fazla" sürecek bir savaşı kazanamayacağını göz ardı etmiyor. Tam da bu hesapla, Lübnan'a NATO'ya bağlı "gereğinde savaşacak" bir barış gücü istiyor. Condoleezza Rice, bu iş için bölgede. Başka bir deyişle Orta Doğu, Irak'tı Filistin'di derken, çok sayıda ülkeyi içine çekecek bir yangına gebe olabilir.
Türkiye'nin çok temkinli, çok hesaplı davranması ve tüm taraflara karşı aynı "soğuk" mesafede durması gerek.
Aga bizim O/G'de yillar once bir soylesi yapmistim Mine ile bana verdigi fotografta gazeteciden çok super vamp bir kadin resmiydi.
Ben de kendisini çok severim en genis anlamiyla.
Ancak, bu yaziyi buraya kopyalamak yerine bana gonderseydin, actualite'de (dossiers'da) extrait de la press turque bolumune koyardim.
Bi kirmizi kart daha, ama sen bu karti bizi iskalayip geçtigin Cek'i de birali kafan ile biraz sor gorursun.
LOL
Not 1 : Lol'un ne oldugunu ogrendigine gore...
Not 2 : lol'dan lolita anlamak iyi hayir degil ama neyse !
Inscrit le: 17 Mar 2006 Messages: 996 Localisation: Grenoble
Posté le: 07 Sep 2006 11:57 Sujet du message:
Merhaba üstat
Dogrudur, buradan çekistan'a gittim, Morava'da birkaç gün yagmurun dinmesini bekledim ve de acilen Istanbul'a kaçtik dinmeyecegi asikar olunca
Bak, Mine ile ilgili bir yazi buldum
Türkçe'de dendigi gibi, bir içim su, çok "albenili" bir bakisi, "sexy ve suggestive" dudaklari var....Neyse bir "red card" daha yemeyelim zati-alinizden...bu sefer de müstehcenlik nedeniyle..ama benim en önemli ilgi odaklarimdan biri bu aslinda....yaa....bira, raki ve benzeri dünya nimetleriyle birlikte....
ve de son yazdigi yazinin linki....sitede yayinlamani rica ederim...tam benim kafamdan geçenleri okumus gibi yaziyor..aramizda gerçek bir "symbiose" var gibi....
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum