433 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 433
Membre(s) : 0
Total :433

Administration


  Derniers Visiteurs

administrateu. : 1 jour, 11h06:26
murat_erpuyan : 1 jour, 11h08:50
SelimIII : 2 jours
Salih_Bozok : 4 jours
cengiz-han : 4 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Les articles d'Altemur KILIC
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

Les articles d'Altemur KILIC
Aller à la page Précédente  1, 2, 3 ... 18, 19, 20
 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 09 Juin 2013 9:33    Sujet du message: Répondre en citant

Biberon-bibergazı

Biberon ‘bebeklere beslenme şişesi’dir ama ne acıdır ki bugünkü iktidar bibergazını, gaz bombalarını halkına karşı bir silah olarak kullanmakta. Bence Türk polisleri sadist değildirler fakat emir kuludurlar. Ancak hatırlamaları lazım olan kötü bir örnek var. 1960’dan evvelki iktidara alet olduğu için Yassıada mahkemesinde yargılanan ve cezalandırılan eski polis şefi Zeki Þahin ve emniyetçilerden Bumin Yamanoğlu örneği. İleride Recep Tayyip Erdoğan iktidarı devredince ve muhakkak devredecek bugünkü bazı polisler de kurunun yanında yaş gibi yanacaklardır.


Ya Taksim ya da


Tayyip Erdoğan ve takımı Taksim’deki Gezi Parkı’nı yok etmek ve 31 Mart vakalarında yobazların karargahı olan Topçu Kışlası’nın yerine bir alışveriş merkezi kurmak hayali muhakkak ki pazarlamacı Başbakanın sadece rant sağlamak güdüsünden ileri gelmiyor, derin sebepleri var... Kısacası malumdan malum amaçları var. Burada mesele sadece rant meselesi veya Taksim’in düzeltilmesi değil. Altında derin sebepler var.
Bu furya içinde ‘Taksim’in ne olduğunu unuttuk’. Taksim kelimesi adını eskiden bu meydanın bir ucundaki su hazirelerinden gelen suların şehre taksim edildiği, bölüşüldüğü yer olmasından alır.
Çocukluğumuzda, Cumhuriyet Bayramı vs. bu hazirenin üzerindeki fıskiyelerde fışkıran sular özel ışıklarla renklendirilirdi. Biz de bayramlarda özellikle Cumhuriyet Bayramında bu ‘suları görmeye götürülürdük’. Sonra Taksim önce İtalyan mimarı Canonica tarafından yapılan abide ile başka bir anlam kazandı ve bu abidede cumhuriyetin kuruluşu ve kurucuları var. Hatta kurtuluş savaşı esnasında milli mücadeleye silah yardımı yapan Rusya’nın o zamanki liderleri de yer alıyor. Diyeceğim şu ki; abideler ve geziler mesela Ankara’daki Güven Parkı abidesi Mustafa Kemal’in ’Türk övün güven çalış’ direktifini simgeler. Kısacası abidelerin, gezilerin tarihimizde önemli rolleri var. Bence Tayyip Erdoğan, bu simgeleri özellikle de Türkiye Cumhuriyeti’ni simgeleyen ‘T.C.’yi, silmek ister. Taksim Gezi Parkı’na aklını takmış olmasının bir sebebi de bu olsa gerek. Elinden gelse herhalde Ankara’da Ulus Meydanı’ndaki abideyi de yıkacaklar. Velhasıl Recep Tayyip Erdoğan’ın Taksim Gezi Parkı takıntısı bir psikososyal vakadır. Kasımpaşa’dan İstanbul Belediye Başkanlığına, oradan ‘tramvayla’ Başbakanlığa sıçraması bir nevi Cumhuriyet’in elit takımına husumetinin ifadesi.
Böyledir... Bir kıvılcım fundalığı tutuşturur orada başlayan yangın bütün ormanı hemen sarar ve yayılır...

9 haziran 2013
_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 09 Juin 2013 9:35    Sujet du message: Répondre en citant

İşte emanetin sahipleri!..

Evet sonunda oldu...
Başbakan’ın sürekli olarak Türk milletini aşağılaması, Atatürk’ün Cumhuriyetini emanet ettiği Türk gençlerini alkolik olarak nitelemesi ve hele hele o gençlerin büyük bir aşkla bağlı oldukları Ata’larına da ayyaş demesi bardağı taşırdı.
Genellikle bu tür protestolar orta yaş veya ona yakın kesimden gelir. Fakat bu defa öyle olmadı. Dikkat ederseniz, protestolar genç kuşak dediğimiz üniversitelilerden, hatta liselilerden geldi. Bunu hiç düşündünüz mü? Liseliler neden eylemlere katılıyor. Macera olsun diye mi? Bunun altında yatan gerçek; her şeye karışan, her şeyi bilen, iş alemine, spora, sanata diskur çeken Sayın Başbakan’ın onların da geleceklerini dizayn etmek istemesidir. Türk gençliği Atatürk’ün mirasını korumakta kararlı ve bundan da gurur duyuyor. Ve Atatürk’ün de Cumhuriyeti Türk gençlerine boşuna emanet etmediği ortaya çıkmış oldu. Buna mim koyun.
Bir de en önemlisi protestocu kadınlarımızı, genç kızlarımızı yabana atmayın. Hatırlarsanız işgali protesto için yapılan Sultanahmet, Fatih ve Üsküdar mitinglerinin en ateşli konuşmacıları kadınlarımızdı. Halide Edip Hanım’ın, mitinge katılanlara ettirdiği yemini bir hatırlayın bakalım. Nasıldı o yemin; “Türkiye’nin istiklal ve hayat hakkını alacağı güne kadar hiçbir korku, hiçbir meşakkat önünden kaçmayacağız. Yedi yüz senelik tarihin ağlayan minareleri altında yemin ediniz!”


***


Mübarek dinimizde ‘vebal’ diye bir uyarıcı vardır. Bir hareketin veya bir hatanın vebali altında kalmaktan korkulur. Þimdi ülkemizde olanların, özellikle cumhuriyetimize, Atatürk’ün cumhuriyetine karşı saldırıların vebali sadece Erdoğan’ın değil, aynı zamanda onu destekleyenlerin de üzerinedir. Özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki çoğunluğundur. Bu kişiler kanunlara göre dokunulmazlıkları olmasına rağmen milli vicdan önünde bu vebalden kurtulamazlar.


***


Bugüne kadar yani bazı yol kazalarına rağmen Türk ordusu daima anayasalara-yasalara göre Türkiye Cumhuriyeti’ni iç ve dış düşmanlara karşı korumakla hükümlü olmuştur.
Ve ben naçizane, bir Genelkurmay Başkanı gibi bir Türk Genelkurmay Başkanı olan Işık Koşaner, İsmail Hakkı Karadayı ve İlker Başbuğ gibi çok değerli komutanlardan sonra göreve gelen Necdet Özel’in geçmişteki hareket ve sözlerine bakarak bazı şeyleri tahmin etmiştim. Paşa da bu yazılarıma karşı hemen tepki göstermiş bana acı mektuplar yazmıştı. Ama maalesef dediklerimde haklı çıktım.
Þimdi şanlı Türk ordusu yasaların ve geleneklerimizin verdiği hak ve vazifeleri laikiyle yerine getirebiliyor mu?
Ordumuzun kalelerine, harimi ismetine, kozmik odalarına, mahremiyetine tecavüz edildi. Ve en üst komutanlar bugün Silivri’de ve Hasdal’da...
Kimse artık ordumuzun, komutanlarımızın darbe yapmalarını isteyemez. Çünkü görüldü ki askeri darbeler toplumda zararları güç telafi eden yaralar açmıştır. Ama bugün mevzu bahis olan ve arzu edilen darbe değil, Türkiye’nin iç düşmanlara karşı meşru müdafaa mücadelesidir.


***


Bütün meslek hayatında Atatürk Cumhuriyeti’ni korumak görevini yerine getirmeye çalışmış bir yazar için şu sırada Türkiye Cumhuriyeti ve ordusu tehlike içindeyken her gün mücadele etmemek bana çok ağır geliyor. Ama hele şükür ki medyamızda hâlâ bu görevi canla başla yapan genç meslektaşlar var. Adlarını birer birer sayamayacağım bu çok sayıda medya cengaverlerini burada muhabbetle kucaklıyor, şerefli yollarında şaşmadan yürüyeceklerine inanıyorum.

7 haziran 2013
_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 27 Sep 2013 14:45    Sujet du message: Répondre en citant

Bir dertleşme

Başbakan Erdoğan şu sıralarda, demokratikleşme paketi adı altında Türkiye’yi Atatürksüzleştirme planını uygulamakla meşgul. Yakında Türkiye’de Atatürk güneşi batarsa yer, gök inlesin.
Türkiye Cumhuriyeti’nin en zor durumunda yazı yazamamak canımı çok acıtıyor. (Uzunca bir süre sizlerden ayrı kaldım. Biliyorsunuz, yazılarıma nokta koymuştum. Fakat dayanamayıp haftada iki gün dahi olsa yazmaya çalışıyordum. Bundan bir süre önce rahatsızlanınca mecburen ona da ara verdim. Þimdi hamdolsun -eskisi kadar olmasa bile- sağlığıma kavuştum. Gözümün gördüğü ve kalemimin elverdiği sürece, arada aksamalar olsa da birlikte olmaya çalışacağım.) Çok şükür ki benden iyi yazanlar var da bu acımı hafifletiyor. Ama bunlar için neler yazılmadı ki. Yolsuzluk, haksızlık, adaletsizlik, Türkiye’yi parselleyip satmak (şehitlerin içinde yattığı toprakları bile satmak...) polise gereğinden fazla otorite verip, vurdurup, kırdırmak, askeri ve halkı birbirine düşman etmek, mezhep ayrılığı, başka memleketlerin iç işlerine oy uğruna karışıp Müslüman’ı, Müslüman’a öldürtmek, tanınmış iş adamlarını istediği gibi yönlendirmek için gazete satın aldırıp istediğini yazdırmak, son olarak Koç Holding’le uğraşmak... Daha neler neler...


***


Þanlı Türk ordusuna gelince, onun üstünde oynadığı bütün oyunların hepsi nafile. Þanlı ordumuzun A’dan Z’ye her ferdinde bir damla dahi olsa Atatürkçülük kanı olsa(ki vardır) hâlâ aslanlar gibidir. Bugünkü durum sizi yanıltmasın. Onlarla her zaman iftihar ettim.
Bugünün gençliğine ise söyleyecek söz bulamıyorum.
Sağ olsunlar, var olsunlar.
Þimdi herkes paketi bekliyor. Demokratikleşme diye yutturacakları paket açıldığında içinden lokum çıkmayacağı malum.
Sahi bu Türkiye Cumhuriyeti’nin sonu olur mu?..
Çok yanılıyor. Çünkü bu işin içinde yalnız Türkiye Cumhuriyeti değil, Rusya ve ABD de var. Böyle bir paketin açılması onların da işine gelmez. Yani çatışacağı ABD, Rusya ve İran.
Ve çok şükür ki Türkiye Cumhuriyeti gençleri var.
Diyeceksiniz ki onların bunu düşünecek kadar aklı yok mu? Var, var ama akıl hocaları ve menfaat grupları bunu söylemeye cesaret edemiyorlar. Çünkü maazallah gözden düşerler. Ama tecrübeler gösteriyor ki, büyük mevkideki adamların dostu yoktur. Onu iki günde satarlar. Akıl hastasıydı diye canını kurtarsa bile etrafındakiler yine kurtulamaz. Yassıada daha dün gibi... Unutulmadı. Allah bu millete yani Türkiye Cumhuriyeti’ne kudret ve kuvvet versin.
Ne mutlu Türküm diyene sevgili okuyucularım. 27/9/2013
_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 21 Oct 2016 2:29    Sujet du message: Répondre en citant

Altemur abi, bir aile dostumuzdu ve kendisiyle son yillarda birkaç kez telefonda konusmustum. en son olarak, "bilinci kapanmadan" önce... Ata'mizi yakindan taniyan en son taniklardan birini de yitirdik.

http://www.sozcu.com.tr/2016/gundem/gazeteci-altemur-kilic-vefat-etti-1459853/

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/altemur-kilici-kaybettik-148657h.htm

Atatürk'ün silah arkadaşı Kılıç Ali'nin oğlu Altemur Kılıç, 92 yaşında hayatını kaybetti.Antalya'nın Alanya ilçesinde yaşlılığa bağlı rahatsızlığı nedeniyle bir süredir tedavi gören Atatürk'ün yaveri ve silah arkadaşı Kılıç Ali'nin oğlu gazeteci - diplomat Altemur Kılıç (92) hayatını kaybetti. Uzun yıllar çeşitli gazetelerde muhabirlik, yazarlık, yazı işleri müdürlüğü ve genel müdürlük yapan Kılıç, son olarak Yeniçağ'daki yazılarıyla okurlarıyla buluşmuştu. Altemur Kılıç, 4 yıl önce Yeniçağ gazetesindeyken okuyucularına veda etmişti. "Pilim bitmek üzere! Þarj edecek halim ve zamanım yok" diye yazan Kılıç, "Sonun başlangıcı..." başlıklı yazısında, "Bir yazar; 'Benim için en güç yazılan, en son yazıdır' demiş. Ben de meslek hayatımdaki ve Yeniçağ'daki bu son yazımı gözlerim yaşlı, güçlükle yazıyorum. Başarılı aktör sahneyi, suflörden uyarı almadan terk edermiş. Ben hâlâ gene de 'son' diyemiyorum ama sahneden artık ayrılmak zorundayım. Okuyucularımdan beni bağışlamalarını rica ediyorum..." ifadelerini kullanmıştı.Ömür boyu hizmetKılıç, Robert Kolej ve New York New School for Social Research okulu Siyasal Bilgiler Bölümünü bitirdi. Devlet hizmetinde Washington ve Bonn Büyükelçileri'nin Basın Müşavirliği görevlerinde bulundu. İki kez Basın Yayın Genel Müdürlüğü ve bir defa da TRT'nin kurulması sürecinin başında, Turizm ve Tanıtma Bakanlığı'nın radyo ve televizyonlardan sorumlu danışmanlığını yaptı. Birleşmiş Milletler Sekreteryası'nın Basın Bölümü'nde uzmanlıktan sonra da UNICEF'in Avrupa Bürosu Enformasyon Bölümü Müdürlüğünü yaptı. Birleşmiş Milletler nezdindeki Türkiye Daimi Temsilciliği'nde Orta Elçi olarak görev yaptı. 1980 yılında emekli olduktan sonra TRT Yönetim Kurulu ve Radyo - TV Yüksek Kurulu üyeliği yaptı. Türkey and The World adıyla 1957 yılında Amerika'da, Türkiye'nin dış politikası konusunda yayımlanmış bir kitabının dışında Titrek Pusula, Büyük Kürdistan Küçük Türkiye ve Kılıç'tan Kılıç'a Bir Dönemin Tanıklığı adlı kitapları bulunmaktadır. Kore Gazisi Altemur Kılıç, İstanbul'da toprağa verilecek Kaynak: Altemur Kılıç'ı kaybettik
_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Aller à la page Précédente  1, 2, 3 ... 18, 19, 20
Page 20 sur 20

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.