Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - "Mon corps ma décision / Benim bedenim, benim kararim"
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 08 Juin 2012 12:21 Sujet du message: "Mon corps ma décision / Benim bedenim, benim kararim"
Une journaliste turque a lancé une campagne de protestation contre l'idée d'interdiction de l'avortement suite aux récentes déclarations du PMturc qui a assimilé l'avortement à l'assassinat;
Inscrit le: 09 Oct 2007 Messages: 3474 Localisation: Somewhere in the world
Posté le: 08 Juin 2012 14:59 Sujet du message:
Mais c'est également valables pour les hommes....
"Mon corps, c'est moi qui décide..."
Notre ami Aurel le photographe, où est-il dans ces moments cruciaux si opportuns, lui qui prend des photos de ces magnifiques turco-françaises......Hé camarade, m'entends-tu?????? _________________ Родион Романович Раскольников
Inscrit le: 09 Oct 2007 Messages: 3474 Localisation: Somewhere in the world
Posté le: 12 Juin 2012 3:31 Sujet du message:
Mavi Kalem Derneği'nin Kürtaj Yasağına Karşı Bildirisi / 01.06.2012
par BEDENLERİMİZ BİZİZ, mardi 5 juin 2012, 14:51 ·
KURTAJ HAKKI, SAÐLIK HAKKIDIR!
KURTAJ HAKKI KADINLAR İÇİN YAÞAMA HAKKIDIR!
Türkiye’de Tam 30 yıldır kadınlar yasalar karşısında isteyerek gebelik sonlandırma(kürtaj) hakkına sahip. 1983 yılında kabul edilen “Nüfus Planlaması Kanunu” na göre, 10 haftaya kadar olan gebelikler isteğe bağlı olarak sonlandırılabilir. 10 Haftadan büyük gebeliklerde ise, annenin hayatı tehdit altındaysa ya da bebeğin yaşamsal engelleri varsa, hekimin önerisi ve ailenin onayıyla gebelikler sonlandırılabilir.
Bu yasanın ardından gelen ilk 5 yıl kadınlar kürtajın belli koşullarda yasal olduğunu öğrendiler. Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Kliniklerinde ve Aile Planlaması Birimlerinde bu sağlık hizmetinin ücretsiz alınabildiğini öğrendiler. Artık komşudan aldıkları tavsiyelerle kendilerine zarar verecek yöntemleri kullanmalarına gerek olmadığını öğrendiler. Sonuçta, güvensiz ortamlarda yapılan düşükler azaldı ve anne ölüm oranlarında iyileşmeler görüldü.
Bugün 40 yaşında ve daha genç olan kadınlar ne mutlu ki Türkiye’de kürtajın/isteyerek gebelik sonlandırmanın yasa dışı olduğu günleri ve yasakların kadınların yaşamını nasıl tehdit ettiğini, ölüme yolaçabildiğini bilmiyor.
Maalesef yasal haklar her koşulda kullanılamıyor. Gelenek, din, ahlak, töre zaman zaman yasal hakların kullanılmasını güçleştiriyor. Türkiye’de de kadınlar bunu yaşadı. Gün geldi yasal haklarını gizlice kullandılar, gün geldi şiddete uğrayıp kullandılar, gün geldi engellendiler. Ancak bu zorluklara ve yasadaki bazı yetersizliklere rağmen kurtaj hakkına sahiplerdi ve halen öyleler.
Þimdi ülkenin başbakanı tarafından 30 yıldır ihtiyaç halinde kurtaj hakkını kullanan kadınlar ve uygulayıcı hekimler cinayetle suçlanıyor. Bir tür sözel linçe maruz bırakılıyorlar. Kendisi de bir hekim olan sağlık bakanı tecavüze uğrayanların dahi doğurmalarını ve devletin o çocuklara bakacağını söyleyebiliyor. Bu cüret nereden geliyor?
Son 10 yıldır kadın sağlığı hizmetleri koruyucu sağlık hizmetlerinin de azalmasıyla adım adım geriledi ve özel sektöre kaydırıldı. Uygulanan sağlık politikaları gerek gebelikten korunma yöntemlerine ücretsiz ulaşılabilmeyi gerekse isteyerek gebelik sonlandırma hakkının kullanılabilmesini zorlaştırdı. Hizmet veren birimler azaltıldı. Süreç istenmeyen gebeliklerde artışa ve kadın hayatını tehdit edecek düşük yöntemlerinin geri dönmesine doğru evriliyor. Bir de buna yasal olarak 10 haftaya kadar uygulanabilecek kurtaj hakkının dört haftaya indirilmesi gibi hiç bir tıbbi/bilimsel degeri olmayan iddialar eklendiğinde Türkiyede kadın hayatına karşı tehditlere bir yenisinin daha ekleneceği endişesi taşıyoruz.
Oysa bizler için ücretsiz kadın sağlığı hizmetlerinin, gebelik, doğum ve doğum kontrolu ile gebelik sonlandırma ünitelerinin yaygınlaştırılması temel bir ihtiyaçtır. Çok kısa olan yasal gebelik sonlandırma/kürtaj süresinin 10 haftadan 12-14 haftaya çıkarılması kadın sağlığı risklerini azaltacak bir taleptir.
Kürtaj hakkını gasp etme girişimi kadını birey olarak görmeyip; kadının bedenini, cinselliğini ve doğurganlığını denetleme girişimidir. İktidar tarafından kadın her fırsatta ana ve eş oluşu ile tanımlandı. Kadın bakanlığının adı “aile ve sosyal politikalar” olarak değiştirildi. Kadın, 3- 5 çocuk doğurmaya yalnız teşvik edilmedi aynı zamanda bunu yapmadığı için kınandı.
Türkiye’de kadınların 30 yıldır sağlık haklarından biri olan isteyerek gebelik sonlandırma hakkı elinden alınmak isteniyor. Bu süreçte iktidar son derece pervasız usluplarla, toplumsal hassasiyetleri kaşıyarak ve her iki adımdan birinde dini referans göstererek hareket ediyor. İsteyenin kullandığı istemeyenin kullanmadığı bir yasal hakkın herkes için yasağa dönüştürülmesinin amacı nedir?
Türkiye’de kadınlar bu haklarının tartışılmasına ve ellerinden alınmasına izin vermeyecekdir.
Kadının bedeni devletin tasarrufunda bir kamu alanı değildir.
Bedeni, sağlığı ve yaşamı hakkındaki kararlar sadece kadına aittir.
Mavi Kalem Derneği / 01.06.2012 _________________ Родион Романович Раскольников
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum