283 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 283
Membre(s) : 0
Total :283

Administration


  Derniers Visiteurs

administrateu. : 18h52:12
murat_erpuyan : 18h54:36
SelimIII : 1 jour, 08h19:08
Salih_Bozok : 3 jours
cengiz-han : 4 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Tarik Akan
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

Tarik Akan

 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 12 Sep 2016 0:13    Sujet du message: Tarik Akan Répondre en citant

Ben Tarik Akan'in jon promiyerken tanimadim, filmlerini de pek bilmiyordum, ancak zirveye ulasan ama angaje bir sanatci olarak son senelerde kendisine dikkat ettim.

Cumhuriyet'te Zeynep Oral'in yazisini okuduktan sonra Soner Yalçin'in kini de okudum ve gipta ile kendisine saygi duydum.

Allah sifalar versin.


https://fr.wikipedia.org/wiki/Tar%C4%B1k_Akan

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 12 Sep 2016 0:15    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:

Zeynep Oral

Tarık Akan yine direniyor, kazanacak

08 Eylül 2016 Perşembe





Önce, Soner Yalçın’a bir teşekkür. Geçen hafta sonu Tarık Akan başlıklı muhteşem yazısı beni duygudan duyguya sürükledi! Bir de baktım benim de içimde kendi Tarık Akan’ımı yazmak için önlenemez bir dürtü... Ve işte buradayız. Soner Yalçın, “şöhrete yenilmeyen” ve “12 Eylül zulmüne boyun eğmeyen” sinema oyuncusu Tarık Akan’ı, aynı zamanda çocuk gözleriyle izlediği büyülü sinema dünyasında “kötü adamları yenen kahraman” olarak değerlendiriyor. Tarık Akan’ın hastalığını yeni duymuş, kahramanının bunu da yeneceğine inanıyor. “Direnir, kazanır” diyor, “Çünkü daha yeneceği ‘kötü adamlar’ var!”


Arkadaşım

Tarık Akan benim kahramanım olmadı, ama arkadaşım oldu. Ve arkadaşım olmasıyla birlikte dünyalar da benim oldu! Birlikte nice toplumsal olayda yan yana çalıştık... Nice şenlikte, kutlamada birlikte güldük, birlikte coştuk... Nice haksızlığa birlikte direndik... Kâh dünya festivallerinde buluştuk, kâh hapishane ve mahkeme kapılarında... Kâh opera ya da çello partisyonu dinledik; kâh türkü ya da ağıt... Bütün bu olaylarda o bir “star” değil, hep sıradan bir neferdir. Onun “Yakışıklı jön” salon filmlerini izlemedim. Şöhretinin zirvesindeyken aldığı bir kararla ciddi filmlere yöneldiğinde 28 yaşındaydı. Onu, oyunculukta ustalaştığı, toplumsal eleştiriyi içselleştirdiği, “Nehir”, “Kanal”, “Maden”, “Sürü”, “Adak” gibi filmlerle tanıdım, hayran oldum.... Ve Cannes zaferiyle taçlanan “Yol...” Yılmaz Güney’i tanımak, yaşamını değiştirmişti.



Kendisiyle yarışma

“Toplumsal eleştiriyi içselleştirme” tanımlamasını rastgele değil özellikle seçtim. Sadece çevresine değil, en önce kendisine ve yaptığı işe eleştirel bakan; kolay beğenmeyen; kendiyle yarışan bir insan olup çıktı arkadaşım... 12 Eylül, faşist darbe yıllarında, düşüncelerinden, duruşundan ödün vermedi: “Anne Kafamda Bit Var” kitabı tanığımdır... 80’lerde “Pehlivan”, “Ses”, “Derman”... 90’larda darbeleri lanetleyen “Karartma Geceleri”, “Eylül Fırtınası...” Namuslu ve bilinçli seçimler... Yüzü aşkın film, sayısız ödül... Yarışma sadece kendisiyleydi...



Belgesel ustası

Oyuncu Tarık Akan’ı sevmek kolay. Ama bir de belgeselci Tarık Akan var ki, çekmekte olduğu belgeseli anlatırken onu dinleyecek olsanız, ateşiyle tutuşursunuz! Heykeller mi yıktırılıyor, Tarık Akan, Mehmet Aksoy belgeseli çeker! Derken Köy Enstitülerini dile getiren “Bir Meçhul Öğretmen” belgeseli... Sonra “Afrodisias”, “Anadolu’da Romalıların Ayak İzleri”,“İznik” ve “Atatürk’ün Kızları...” (Bunların çoğu hakkında önceden yazmışlığım var, meraklısı internette bulabilir.) Bütün bu belgeseller onun Türkiye, Anadolu sevdasını, Atatürk ilkeleri tutkusunu ortaya koyma; çağdaş, evrensel değerleri yüceltme çabasıdır. Tümünün gelirini kurucu ve yöneticilerinden olduğu Nâzım Hikmet Vakfı’na bırakması da işin tuzu biberidir...


Sonsuz teşekkürler

Bütün bunlar için Tarık Akan’a teşekkür ediyorum. Seçimleri için... Gerçekleştirdikleri için... Direnci için... Örnek oluşturduğu için... Dostlukların değerini bildiği için... Sinemadan kazandığı geliri, mal mülk edinmeye yatırabilirdi. Yapmadı. Sessiz sedasız inandığı ilkeler doğrultusunda çalışan STK’lere yardım etmeyi seçti. Ama en büyük yatırımını eğitime yaptı. Bakırköy’de örnek bir eğitim yuvası kurdu: Özel Taş Koleji. Aydın öğrenci yetiştirmeye hedeflenmiş bir ilim yuvası... Bakırköy’deki bu okul, üniversitelere girme sıralamasında Türkiye çapında ilk sıralarda... Gelelim bu yazıyı yazmama neden olan Soner Yalçın’ın saptamasına: Hastalığı yeneceğine inanıyor. Doğrudur, ben de inanıyorum. Ortalık ‘kötü adamlar’dan geçilmiyor ve iyi adamlara ihtiyacımız var. Ama Tarık Akan’ın bu savaşı kazanması için bir neden daha var: Yanında, her güçlüğü yenmeye azimli Acun Günay gibi can yoldaşı ve onu sonsuz seven, güzel haberler bekleyen koca bir kitle var...


Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 12 Sep 2016 0:18    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:


Tarık Akan


Sözcü, 2 Eylül 2016

Soner Yalçin




Bizim kuşak…

Yani 1960'lı yıllarda Anadolu'da doğanlar “sinema kuşağı”dır.
Taşra dışındaki dünyayı sinemada gördük biz.
Sinemaya gitmek bir törendi. Biletler bir gün önceden alınırdı. Banyo yapılırdı ve annem elimizden tutar o büyülü dünyaya götürürdü.
Film başlar başlamaz, kahramanımızın yanında kimler olduğunu merakla beklerdim.

Yeşilçam'ın “babacan karakterleri” bizden yana olurdu hep; Cevat Kurtuluş, Necdet Tosun, Sami Hazinses, Nubar Terziyan, Hulusi Kentmen, Münir Özkul…

Karşımızda olanlar ise korkutucuydu. Yeşilçam'ın bu “kötü adamlarından” kim korkmazdı ki: Hüseyin Baradan, Önder Somer, Erol Taş, Bilal İnci, Hayati Hamzaoğlu…

Çocuk aklımla her seferinde, “bu kötü adamlar yenilebilir mi” diye
düşünürdüm.

Filmin kahramanına güvenirdim:
“Ne olursa olsun biz yeneceğiz” derdim içimden.
Rahmetli annemle gittiğim filmlerin sadece bazı sahnelerini hatırlıyorum; kahramanın “kötü adamları” yendiği kareler!..

Ve o yıllar…

1970'li yılların başında mahallede bir laf çıktı:

Ağabeyim artist olmuştu!

Mühendis olması için İstanbul'a gönderilen ağabeyim artistliği mi seçmişti? Babam kızdı; annem gülümsedi; mahalleli bayram etti; havamdan geçilmedi bir-iki hafta.

Talihsizlik. Mesele kısa zamanda anlaşıldı:

Beyaz perdede görünen kişi ağabeyime çok benzeyen Tarık Akan idi!
O masalsı çocuk günlerimden beri, benim kahramanım hep Tarık Akan oldu…

Oyunculuktan sanatçılığa

Şöhret, artistler için en tehlikelisidir.

Şöhret, sinsidir ve yumuşacık rahatlığıyla kişiyi esir alıp çevresini sınırlarla kuşatır.

Tarık Akan, kendini kuşatan şöhreti, 1970'li yılların sonunda şöhretin gizemli kelepçesini kırıp attı.

O artık…

Havai fişek gibi kısa sürede parlayıp sönen artistlerden olmayacaktı.

O artık…

Yeşilçam'ın yakışıklı jönü değil…

Salon filmlerinin oyuncusu değil…

Sinema sanatçısı olmak istiyordu.

Haksızlıklara uğrayarak acı çeken yoksul halkın dramını beyaz perdeye taşıyan sanatçılardan olmak istiyordu.

Hayali değil, toplumsal gerçeği beyaz perdeye aktarmak istiyordu.
Hakim ideolojiye yenik düşerek dönemi kutsayan değil; zamana karşı çıkan sinema yapmak istiyordu.

Ve böylece bu düzeni değiştirmek isteyen sanatçılar kervanına katılarak yola çıktı. Fakat…

Biliyordu ki: Türkiye'de oyunculuk kolay.

Biliyordu ki: Türkiye'de sanatçı olmak zor.

Tarık Akan bu bilinçle halkın sanatçısı oldu.

Bu nedenle… Bir buçuk yıl kimse kapısını çalmadı; iş vermedi. “Aç kalacaksın, bizim dediğimizi yapacaksın” dediler. Direndi. Taksicilik yaptı.
Türkiye'de oluk oluk kan akarken; elinde içkiyle şömine karşısına geçip genç kızlara kur yapan zengin jön olmayı reddetti.

Yavuz Özkan ve Cüneyt Arkın'la elbirliği yapıp “Maden” filmiyle Yeşilçam'ın ambargosunu deldi. Film, hasılat rekoru kırdı.

Evet: Tarık Akan Yeşilçam'ı yendi.

Kuşkusuz… Sanatçının tek engeli Yeşilçam değildi.

Türkiye'nin gerçek sanatçılarıyla aynı kaderi paylaştı:
Zincire vuruldu. İşkence gördü. Hapis yattı. “Vatan hainliğiyle” suçlandı.
Ancak serinkanlı dik duruşundan hiç taviz vermedi.
Şöhrete yenilmediği gibi…

12 Eylül 1980 askeri darbesinin zulmüne de boyun eğmedi.
Büyüklük ve kalıcılık getirdi bu yiğitlik ona. Böylece…
Sanatından taviz vermeyen devrimci yücelik mertebesine ulaştı…
Yenilecek kötü adamlar

Tarih: 12 Aralık 2012.

Odatv Davası'ndan 22 aydır Silivri zindanındayım.

Koğuş arkadaşlarım Ergenekon duruşmasına gitti. O gün savcı esas hakkında mütalaasını verecekti.

Kimi haber kanalları duruşma önünden canlı yayın yapıyordu. Türkiye'nin farklı yerlerinden binlerce insan mahkeme salonu önüne gelmişti. Jandarma duruşma salonuna girmelerini engellemek için halka tazyikli su sıkıyor; cop kullanıyordu.

Televizyon canlı yayınında mı; yoksa bir gün sonra çıkan gazetelerde mi gördüm; bugün tam anımsayamıyorum. Gördüğüm şuydu:
Kalabalığın en önünde Tarık Akan vardı; ve eliyle barikatları yıkmaya çalışıyordu!

Hiç unutmam. Unutamam…

Çocukluğumda film seyrederken söylediğimi tekrarlarken buldum kendimi; “kahramanımız geldiyse kötü adamları yeneriz!”
Tarık Akan tüm kumpas mağdurlarının sessiz çığlığının duyurulması için çok çalıştı.

Bu nedenle medyada hakaretlere uğradı.

Bu nedenle hukuki soruşturmalarla sindirilmek istendi.
Tarık Akan'ı kimi şöhrete yenik düşmüş oyunculardan sanıyorlardı! Oysa…
O; işsizliği, açlığı, cezaevi hücreleri gibi nice baskıları göğüsleyen bir devrimci sanatçıydı.

İnadına; hep acı çekenin yanında durdu.

Tarık Akan ile hayatımda sadece bir kez yan yana geldim; hapisteki Balyoz mağduru subaylara gönderilen destek mektuplarından oluşan “Er Mektubu Görülmüştür” kitabının imza gününde.
Kitabı hapisteki subaylar adına biz; gazeteciler, sanatçılar, subaylar imzaladık.

Tarık Akan imzacılardan biri olarak oradaydı.

Beni görmesiyle kucaklaması bir oldu; yazılarıma iltifat etti. O sözler -inanın abartmıyorum- hayatımda aldığım en büyük ödüldü. Demek kahramanımın takdirini kazanmayı başarmıştım! Nasıl bir çocuk gibi mutlu oldum anlatamam…

Ve:
Geçen hafta Tarık Akan'ın hasta olduğu haberini aldım.
İçimden dedim ki, kahramanım bunu da yenecektir. Biliyorum.
Bizi bırakıp gitmez. Direnir; kazanır. Çünkü…
Daha yeneceği “kötü adamlar” var!




Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 17 Sep 2016 2:35    Sujet du message: Répondre en citant

Gitti Tarik Akan, simdi "kotuleri kim yenecek"?





Citation:
Tarık Akan'ın son sözleri:
'Mücadele bitmeyecek'

TÜRK Sineması'nın usta oyuncusu Tarık Akan, Adana'nın merkez Çukurova Belediyesi tarafından 7 Eylül'de düzenlenen Yılmaz Güney'i anma gecesine telefonla bağlanıp, "Mücadele hiç bitmeyecek" mesajını vermişti.
Bu konuşma Tarık Akan'ın kamuoyunda duyulan son sesi oldu. Tarık Akan, yakalandığı amansız hastalığa bugün yenik düştü. Akan, 7 Eylül'de CHP'li Çukurova İlçe Belediyesi tarafından Orhan Kemal Kültür Merkezi'nde düzenlenen Yılmaz Güney'i anma gecesine katılmayı çok istediği halde rahatsızlığı nedeniyle katılamadığını söylemişti. Tedavi gördüğü hastaneden, Yılmaz Güney'i anma etkinliğine telefonla bağlanan Akan'ın konuşması, salonda duygusal anlara neden oldu.
Görüşme sırasında Tarık Akan, Yılmaz Güney'in bir efsane olduğunu ifade ederken eşi Fatoş Güney'den mücadelesini sürdürmesini istemişti. Cep telefonu ile salona dinletilen görüşme sırasında Fatoş Güney, "Tarık; sen bizim canımızsın ve iyileşeceksin, yine güzel işler yapacaksın" sözleri üzerine ünlü sanatçı, "Mücadele hiç bitmeyecek" karşılığını vermişti.
Tarık Akan'ın yoğun bakımda Adana ile yaptığı telefon bağlantısı kamuoyunda duyulan son sesi oldu. Tarık Akan'ın Adana için ayrı bir yeri olduğunu ifade eden Çukurova Belediye Başkanı CHP'li Soner Çetin, "7 Eylül akşamı yüzlerce Adanalıyla birlikte kendisini yüreklerimize misafir etmiştik. Yılmaz Güney'i andığımız geceye bedeni gelememiş ama sesiyle "Geldim, oradayım" demişti. Kaybımız büyük. O hep anıları ve yaptıklarıyla yaşayacak. Başımız sağ olsun" diye konuştu.


http://www.cumhuriyet.com.tr/video/video_haber/600947/Tarik_Akan_in_son_sozleri___Mucadele_bitmeyecek_.html
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11178
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 20 Sep 2016 0:01    Sujet du message: Répondre en citant

Duygu hanim duyarlilik gosterip konuyu açmis, kendi adima utandim, cunku Tarik Akan tam benim kusagimin bir figuru.

Benim soylemek istediklerimi Erdal Atabek gayet ustaca yazdigi için onun yazisini paylasayim en iyisi.

Citation:


Tarık Akan ortak bilincimizdir...

Erdal Atabek
erdalatak@superonline.com

Cumhuriyet, 19 Eylül 2016


Tarık Akan her şeyden önce ve sonra, “ortak bilincimizdir.”

Sinemanın “yakışıklı jön” rollerinin parlak vitrinini bırakıp sanatın düşünen, düşündüren bilinçli alanına geçmek çok zordur.

İnsanın “zordan kolaya geçme” eğiliminin tersine “kolaydan zora” geçmeyi seçti Tarık Akan.

İnsanı da öğüten tüketim kültürünün canlı nesnesi olmayı reddetti.
Geçici olanı bıraktı, kalıcı olmayı seçti.

İnsan, seçimleridir.

Tarık Akan, bunun çok önemli bir kanıtıdır.

Bilinçli olmanın ülkemizdeki trajedisini elbette yaşadı.

İşsiz kaldı. Parasız kaldı. Çevresi seyrekleşti.

Hayır, yılmadı.

Yeni yollar buldu.

Taksicilik yaptı.

Ama istediği filmlerde oynadı. İstediği rolleri canlandırdı.

Anlatan, konuşan, iz bırakan, düşündüren sanatı temsil etti.

Ülkemizin bilerek yozlaştırılan sanat alanında “eğlendirici” olanı, “kafa boşaltıcı” olanı sanat sayan sahtekârlığa karşı çıkan sanatçı ların ön sırasındaydı.

“Aydınlanma Sanatçıları”dır bu gerçek sanatçılar.

Sinemada, tiyatroda, edebiyatta, resimde, müzikte, heykelde, sanatın her dalında, her alanında “Aydınlanma Işığı”nı taşıyan sanatçılardır bu değerlerimiz.

Her alanda siyasal iktidarla çatışanlara bakınız.

Onları göreceksiniz.

Ama Tarık Akan’ı özel kılan bir tutumu vardır.

O, emeğin, emekçinin her zor durumunda oradadır, onların yanın-dadır, onların içindedir.

Grevdeki işçiler, haksız yere tutuklanan insanlar, zorda kalan emekçiler bakarlar ki Tarık Akan yanlarındadır.

İnsanlığın eylemcisidir O.

Ne kariyerini bahane eder, ne sağlığını öne sürer, ne de uğrayacağı zararı düşünür.

Kayıp, orada olmamaktır.

Kayıp, sorumluluk almamaktır.

Kayıp, yapabileceğini yapmamaktır.

Kazanç mı?

Kazanç, insan olmaktır.
Kazanç, kendine dürüst olmaktır.
Kazanç, dünü bilmek, yarını düşünmektir.
Kazanç, yaşama artı değer katmaktır.
Kazanç, dünyaya doğru bir şey katmaktır.
Bilincin güdüsüdür bu.

***

“Aydınlanma Gönüllüsü”nü harekete geçiren güdü nedir?

İnsanın özgür aklının kararı, insanın özgür iradesinin seçimi.

“Aydınlanma Gönüllüsü” bunlar için yaşar, bunlar için savaşır.

Doğan Kuban neden yazmaktadır?

Bozkurt Güvenç neden yazmaktadır?

İlhan Selçuk ne için yaşamıştır?

Turhan Selçuk ne için çizmiştir?

Oktay Akbal yaşamında ne istemiştir?

Hepsini saymama bu sayfalar yetmez.

Bu “Aydınlanma Gönüllüleri” ne için yaşamışlardır, yaşayanlar ne için yaşamaktadır?

Ün için mi? Hayır. Onların ünü yaptıklarıdır.

Para için mi? Hayır. Parayı hiç amaç yapmazlar.

Beğenilmek için mi? Hayır.

Öyleyse ne için?

Dünyayı değiştirmek için.

İnsanları “özgür insan aklına”, “özgür insan iradesine” kavuşturmak için.

Yaptıklarını bunun için yaparlar.

Yaşamlarını bu amaçlara adarlar.

Onlar sadece yaptıklarının anlaşılmasını beklerler.

Onlar sadece yaptıklarının insanlara ulaşmasını isterler.

Bunun için yaşarlar.

Bunun için de ölmezler.

***

Aydınlanma gönüllüsü, yaşarken ölümlüdür.

Yaşamadığı zaman, artık ölümsüzdür.

Aydınlanma ışığı başucunda asılı olacaktır.

Tarık Akan da artık o ışıktır...


Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 21 Sep 2016 1:44    Sujet du message: Répondre en citant

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 21 Sep 2016 1:45    Sujet du message: Répondre en citant



Tekel işçisiyle direnirken kararlılığınla, bir kediyi severken yüzündeki gülümsemenle daima hatırlanacaksın…
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 23 Sep 2016 23:37    Sujet du message: Répondre en citant

ÇYDD'de “Tarık Akan Güzel Sanatlar Bursu”

Tarık Akan anısına


ÇYDD, Tarık Akan anısına “Tarık Akan Güzel Sanatlar Bursu” adıyla bir burs programı başlatıyor. Ailesinin çağrısına uyarak cenazeye çelenk göndermek yerine ÇYDD’ye bağış yapan Tarık Akan dostlarına ve Tarık Akan’ın ailesine teşekkür ederiz.



Değerli Üregül Ailesi,

Sevgili Tarık Akan’ımızı erkenden yitirmiş olmanın acısı, yüreğimizi dağladı.

Sanatçı kimliğiyle birlikte Atatürk Cumhuriyeti’nin, demokrasinin, insan haklarının yürekli savunucusu Tarık Akan, asla unutulmayacak!

Tarık Akan hayranları ve dostları, bu acılı gününüzde size çelenk göndermek yerine Derneğimize bağışta bulundular.

Derneğimiz, Tarık Akan’ın anısını yaşatmak ve yeni Tarık Akan’lar yetişmesine katkıda bulunmak için, bu bağışlarla “Tarık Akan Güzel Sanatlar Bursu” adıyla bir burs programı oluşturmaya karar verdi. 2016 – 2017 Eğitim - Öğretim Yılının ikinci döneminde başlayacak programla güzel sanatlar liselerinde okuyan öğrencilerden çok yetenekli ve desteğe gereksinimi olan 10 öğrenciye burs verilecek.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Merkezi ve tüm şubelerimiz adına acınızı yürekten paylaşıyor, ailenize başsağlığı ve sabır diliyorum.



Saygılarımla,


Prof. Dr. Aysel Çelikel
Genel Başkan
23.09.2016
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Page 1 sur 1

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.