522 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 522
Membre(s) : 0
Total :522

Administration


  Derniers Visiteurs

lalem : 6 jours
SelimIII : 8 jours
adian707 : 9 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Teror amacina ulasiyor
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

Teror amacina ulasiyor

 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 27 Juil 2010 11:14    Sujet du message: Teror amacina ulasiyor Répondre en citant

Asagidaki Cumhuriyet'in haberi teroristlerin amacina ulastiginin tam bir belgesi. Adamlar polis olduruyor, birileri de yoldan geçen urfa plakali araci durdurup linç etmeye kalkiyor, sonra da BDP parti binasini yakiyor...

Teror tam isabet ettirmis oluyor. Amaç halkin birbirini bogazlamasi :

Cumhuriyet 27.07.2010
Dörtyol’da düzenlenen saldırıda 4 polisin şehit olmasının ardından BDP ilçe binası ateşe verildi

Hatay’da gerilim tırmandı

AKIN BODUR

Hatay’ın Dörtyol ilçesinde polis aracına sahte plakalı, kapalı kasa bir kamyonetten ateş açılması sonucu 4 polis memuru şehit oldu. Olaydan kısa bir süre sonra Dörtyol Emniyet Müdürlüğü binasına da uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Saldırıları protesto için emniyet müdürlüğü önünde toplanan yurttaşlar, saldırıyı gerçekleştiren terörist sandıkları, başka bir olayla ilgili gözaltına alınan 3 kişinin kendilerine verilmesini istedi. PKK aleyhine slogan atan grup, Þanlıurfa plakalı bir aracın içinde bulunanlara saldırmaya kalkıştı.

İlk olarak 18.00 sularında, TOKİ Konutları önünde görev devir teslimi yapan polis aracına, sahte plakalı, kapalı kasa kamyonetten uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Saldırıda, araçtaki polisler Ali Hacit Arat, Hasan Aslan ve Emre Yalçın hayatını kaybederken, Fatih Yıldız ağır yaralandı. Yıldız da hastanede yaşamını yitirdi. Teröristler aynı araçla kaçarak izlerini kaybettirdi. Saldırının ardından operasyon başlatan polis, aracı terk edilmiş olarak buldu. Bu olaydan kısa bir süre sonra teröristler üst katında lojmanların da bulunduğu emniyet binasına uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Kısa süreli bir çatışma yaşanırken olayda ölen ya da yaralanan olmadı.

BDP ilçe binası ateşe verildi

Saldırıları protesto eden yaklaşık 300 kişilik grup, İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde toplanmaya başladı. Bu arada, başka olaylarla ilgili yakalanan 3 kişiyi, saldırıyı gerçekleştiren terörist sanan yurttaşlar, zanlıları linç etmeye kalktı. Bir başka grup ise önünü kestiği Þanlıurfa plakalı bir aracın içinde bulunanlara saldırmaya kalkıştı. Dörtyol’a gelen Hatay Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç, binanın istinat duvarının üzerine çıkarak, yurttaşları sakinleştirmeye çalıştı. Bölgeye sevk edilen komando birlikleri de grubu dağıtmak için havaya ateş açtı. Öfkeli kalabalık, daha sonra BDP ilçe teşkilatının bulunduğu binaya yöneldi. 4. katta bulunan BDP binasının kapısını kırarak içeri giren kalabalık, içeride bulunan eşyaları dışarı atıp tahrip ederek binayı ateşe verdi. Sloganlar atarak ilçe merkezinde dolaşan kalabalık, Güneydoğu kökenli yurttaşların sahibi olduğu işyerlerine de saldırarak ateşe verdi. İlçenin birçok noktasından alevler yükseldi. Hatay’da son iki ay içinde terör saldırıları tırmanırken, 31 Mayıs’ta İskenderun Deniz İkmal Komutanlığı’na düzenlenen roketli ve uzun namlulu saldırıda 7 asker şehit olmuş, 6 asker yaralanmıştı. Saldırının ardından “155 Polis İmdat” telefonunu arayan kimliği belirsiz bir kişi “Sıra sizde” diyerek polisi tehdit etmişti.


Dernière édition par murat_erpuyan le 17 Aoû 2012 3:16; édité 1 fois
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 30 Juil 2010 23:17    Sujet du message: Répondre en citant

Ustteki yazimda anlatmaga çalistigimi Sirmen de (hem de dah etkin bir biçimde) irdelemis.
Geriye donusu olmayan yola girilmemesi umuduyla :




Çok Tehlikeli...
ALİ SİRMEN - Cumhuriyet 30.07.2010

Osmanlı’nın son dönemleri, koskoca Düyunu Umumiye binasının iki adım ötesindeki Babıâli’nin avuç içi kadar ufak alanında bir kısım ahali toplanmış gösteri yapıyor:

- İstemezüüük!.... İstemezüüük!...

Zaptiye yapışmış yakasına göstericiler arasında bir hanei berduşun, sormuş:

-Neyi istemiyorsun ulan söyle bakayım!?...

Beriki ne diyeceğini şaşırmış, kem küm etmiş, düşünüp taşınmış sonra,

- Meyhaneci Apostol’u be abi, demiş, herif hep geç açıp, erken kapıyor.

Dört yolda; İnegöl’deki göstericilerin arasından rasgele birini seçsek sonuç pek farklı olmayacak.

Çoğu gösterici, tam olarak tanımlayamadığı duygularını, öfkelerini şiddetle ortaya dökerken çok büyük bir tehlike yaratmakta.

Göstericilerin hepsinin veya her birinin kafalarında belirli amaçların oluşmamış olması, belirsiz bir toplum psikolojisiyle hareket etmeleri bu gösterilerin çok tehlikeli sonuçlar vermekte olduğu gerçeğini gözden kaçırmamalı.

Kürt sorununda yeni bir aşamaya geliyoruz.

Olayın terör boyutlarını aşıp, ayrışma aşamasına gelmesidir bu.

Fevkalade “dâhiyane!” açılım politikası ile bu sonucu sağlamış olan Tayyip Erdoğan için ne demeli bilmem ki!...

Son olayların Tayyip Bey’in açılım politikasıyla ilgisi olduğundan kuşkusu bulunanlar, “açılımın” öncesi ve sonrasındaki durumları karşılaştırmalarında büyük yarar var.

***

Tayyip Bey ve AKP’si her alanda gerginlik, her alanda bölünmüşlük yaratma peşinde Türkiye 2000’lere Tayyip önderliğindeki İslamcıların yüzünden gerginlik ve bölünme eğilimiyle girdi. Bu ortamda Kürt sorununun da gelip buraya dayanmasına şaşmamak gerek.

Üzerinde çok laf edilen ama fikir ve çözüm üretilmeye hiç çalışılmayan Kürt sorununda, illa Kürtler ile Türklerin mutlaka birlikte yaşamaları gerektiğini dayatanlardan değilim. Tabii ki kökeni feodal ayrılıkçı Kürt milliyetçiliğinde ilericilik arayan dangalaklarla aynı rotayı izleyenlere de acırım.

Birtakım tufeylinin “ver kurtulcu” gibi şapşal damgalama girişimlerine hiç aldırmadan, Kürtler ile Türklerin ayrılmasında kimlerin kazançlı, kimlerin zararlı çıkacağının sorgulanmasının bu sorununun sağlıklı çözümünün doğru dürüst tartışılabilmesi için zorunlu olduğunu düşünürüm ve mesele suhuletle halledilebildiği takdirde, ayrılmanın çözümlerin en kötüsü olduğu kanısında değilim.

Ama olayın bamteli eskilerin deyimiyle meselenin suhuletle halledilebilmesidir ki, bunun da o denli kolay olmadığı ortadadır.

Bu yüzdendir ki iki tarafta da gözle görülür biçimde azalmış olmakla birlikte, henüz tümüyle ortadan kalkmamış olan birlikte yaşama iradesi var olduğu sürece onu canlı tutacak ve makul, barışçıl bir çözümün anahtarı yapacak girişimleri ihmal etmemek gerekir.

***

Bu sonucu engellemek isteyenler, geri dönülmez bir Kürt-Türk çatışmasının kıvılcımlarını etrafa saçıp tutuşturmak peşindedir.

Türkiye’de PKK’ye de her türlü ayrılıkçılığa da karşı olduğunu ileri süren her kişi, her an bir kışkırtmayla amaçlarının tam tersi bir sonuca alet olabileceğini bilmelidir.

Medyanın özellikle görsel medyanın bu alandaki sorumluluğunun bilincinde olması gerekir. Aynı zamanda resmi yetkililerin de olaylara tanı koyarken İçişleri Bakanı’nın yaptığı gibi sorumsuz açıklamalardan kaçınması gerekmektedir.

Her şeyden önce olayın kaynağını doğru saptamakta yarar var.

Eğer hâlâ bu gösterilerin AKP’nin anayasa değişikliğini engellemeye yönelik olarak algılanması için, birleştirici yerine yeniden bölücü bir kampanyada ısrar edilirse istenmeyen sonuçlara giden yol açılmış olur.

Herkesin ciddi, herkesin sorumlu ve özellikle herkesin kışkırtmalara kapalı sağduyulu ve soğukkanlı davranması gerekir.

Ama bunun yanı sıra, artık Kürt sorununun çözümü konusunda ciddi ve içerikli önerilerin ortaya atılmasının, ciddi biçimde tartışılmasının zamanı da gelmiştir.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 3006
Localisation: Paris

MessagePosté le: 25 Sep 2011 8:54    Sujet du message: Répondre en citant

Buradada kaniksanmis teror, hergun asker, polis sivil yiginla kisi oluyor, herkes isine devam ediyor...

Turkiye'de eger bir-kaç asker olmezse haber baslik bile olmuyor...

Basbakan dunyayi turluyor, Israyile ver yansin ediyor... Orduda ust duzey komutanlarin neredeyse tamami hapiste...

Ve Turkiye mutlu...

MIT PKK ile gorusunce Devlet gorusmemis oluyor, Basbakan PKK ile gorustu diyenler serefsiz diyor. MIT uzaydan mi gelmis. MIT kimin emrinde. MIT emir almadan mi gorusmus, Kaldiki MIT eslik etmis sadece gorusen kisi Basbakana yakin.

Bari gorusmeler bir sonuç verse. Bari çadir mahkemlerinden bir sonuç çiksa.

Evet teror amacinaadim adim yaklasiyor, belki umursamazlik oyle hale gelmis halk birbirinin bogazina sarilmaz ama baska seyler oluyor, olacak...

Dunya demokrasi oldugunu soyleyipte insanlarinin hergun boyle terorde oldugu kaç ulkede basbakana basarili denebilir. Turkiye'nin yarisi bunu anlayamamis...

Yazik Turkiye'me, yazik...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 3006
Localisation: Paris

MessagePosté le: 12 Sep 2012 11:54    Sujet du message: Répondre en citant

Aradim buldum, ahtirliyordum boyle bir yazi yazdigimi. Bir sene olmus. Olumlu gidsat yerine karamsarlik ve olumsuzluk hakim bugun.

Hurriyet'te asagidaki yaziyi gorunce hatirladim bu konu. Teror insanlari birbirne dusurmek bogozlatmak istiyor. Soyleti olmus da insanlar sokaga dokulmus. Soylenti olmadigi soyleti denen seyin daha evvel hazirlandiginin delili gostericilerin hazirldadigi pankarttan anlasiliyor. Fevarini bir durum yok, hazirlnamis.
Bu ulke 6-7 Eylul olaylarini hiç unutmasin. Hani ataturk'un evi yakildi diye insanlar sokage dokulup Rum avina çikmislardi ya...



Uploaded with ImageShack.us
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 13 Sep 2012 22:47    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:
Bu ulke 6-7 Eylul olaylarini hiç unutmasin. Hani Ataturk'un evi yakildi diye insanlar sokage dokulup Rum avina çikmislardi ya...


6-7 Eylül 1955:
Olaylar böyle fevri bir tepkiyle gelismedi, 6-7 Eylül'de.....Insanlar kendiliklerinden sokaga dökülmediler. Zamanin iktidari Demokrat Parti tarafindan planlanan bu saldiri tam bir "devlet komplosu" niteligindeydi. Ata'nin Selanik'te dogdugu eve bomba atildigi haberi geldikten sonra iktidar tarafindan organize edilmis, çevre kentlerden Istanbul'a getirilmis, eli sopali, fanatik, gözü dönmüs çapulcular basta Rum'lar olmak üzere tüm "gayri-müslim" konutlarina ve isyerlerine saldiriya geçti, ve iki gün boyu kirip döktü, yagmaladi. Bundan bir ölçüde kimi "gayri-müslim" olmayan Türkler de nasibini aldi. Istatistikler oranlarini % 10 olarak belirliyor.
DP'nin 27 mayis 1960 darbesiyle devrilmesinin ardindan Yassiada durusmalarinda DP ileri gelenleri bunun hesabini verdiler.

http://tr.wikipedia.org/wiki/6-7_Eyl%C3%BCl_Olaylar%C4%B1


Evet, bunlar unutulmasin, ders alinsin ki bir daha tekrarlanmasin..
Ama ne gezer, üzülerek görüyorum, isitiyorum, kimi akimlar, terör olaylarina tepki, halki kistirtiyor, hatta silahlanmaya özendiriyor.....
_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13627
Localisation: Paris

MessagePosté le: 14 Sep 2012 0:25    Sujet du message: Répondre en citant

Amaç bol yonet, birbirine girtlaklat akan kandan beslen... Ali Sirmen'in sozunu ettigi cehalet olunca da figuranlari bulmak hiç te zor olmuyor...

Zaten Arap bahari kiskirtanlarin da basini yemege basladi, linç kulturu gelisti mi kontrol etmesi zor olur.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 3006
Localisation: Paris

MessagePosté le: 21 Sep 2012 9:41    Sujet du message: Répondre en citant

Belki de ulasamiyor...
Fatih Altayli bunu islemis.
Kusku yokki PKK Turkiye'de hesbai olan guçlerin piyonu ve zaten terorden besleniyor orgut, amaç kan aksin insanlar birbirine kinlensin...


Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 08 Sep 2015 14:29    Sujet du message: Répondre en citant

1990 da olmadi, bu katkiyi 2010 yazmisim, yine olmamis... PKK insanlari birbirine dusurup (bu sefer yalniz degiller bolucuklukte, kin ve nefret yaratmakta) isyanlar çikarmak, kaos ortami ile durumlarinin saglamlastirmak...

Soner Yalçin'in bugun Sozcu'de yer alan makalesi makalesi de bunu islemis.

Citation:



8 Eylül 2015


PKK’nın son savaşı


93 Harbi denen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nı kaybettik.
Ruslar; Batı’dan İstanbul ve Doğu’dan Erzurum’a kadar geldi.
II. Abdülhamit “beyaz bayrağı” çekip barış istedi.

İki taraf Ayastefanos/Yeşilköy’de 3 Mart 1878’de toplandı.
Ruslar ağır şartlar ileri sürdü; Sırbistan, Karadağ, Romanya bağımsızlığı, Bulgaristan-Bosna Hersek özerkliği gibi…

Görüşme masasındaki Rus Komutan Nikolay Nikolayeviç’in, Ortodoks dindaşlarının eziyet gördüğünü belirterek askerlerinin İstanbul’u almalarının an meselesi olduğunu söylemesi, Osmanlı başkentinde isyana neden oldu.

Tatavla (Kurtuluş) semtindeki Rumlar, Rus heyetinin sözlerini haklı çıkarmak için isyan çıkardı.

- Bugünün İstanbul valisi yetkisine sahip- Dersaadet (Merkez) Zaptiye Müşiri, olay yerine hemen asker gönderilmesini isteyen talebi başvekil/sadrazam Ahmet Vefik Paşa’nın eline geçti.

Başvekil/Ahmet Vefik Paşa asker talebini nelere yol açacağını iyi biliyordu. İsyancıları sokağa dökenlerin amacı buydu.

Ahmet Vefik Paşa hemen arabasına atlayıp Tatavla’ya gitti.

Gösteri sürüyordu; 400-500 kişi vardı.

55 yaşındaki başvekil arabasını isyancıların önünde durdurdu. Eylemciler şaşkındı; bu gösterişli makam arabasının burada ne işi vardı?
Başvekil arabadan indi; romatizmalı ayaklarını taşlara sürterek yürüyerek göstericileri önüne geldi. Ve beklenmedik bir hareket yaptı; elindeki sopayı göstericilere indirmeye başladı. Birden…

İsyancılar çil yavrusu gibi dağılıverdi.

Zaptiye Müşiri, Başvekil Ahmet Vefik Paşa’nın, Tatavla’ya gittiğini öğrenince alelacele yanına koştu.

Ahmet Vefik Paşa. müşiri görünce, “yakınıma gel” diyerek iki parmağını ona uzatıp, “Ben adamın iki gözünü birden oyarım! Seni tembel herif seni! Taburla asker sevkedeceğine kendin gelip dağıtamaz mıydın? Devletin başına gaile mi (sıkıntı mı) açacaksın?”

Tatavla’daki olayın şu sonucu oldu:

Asâkir-i Zabtiyye geçici olarak seraskerliğe bağlandı; müşirliğin yerine kurulan Zaptiye Nezâreti’nin sadece polisiye işleriyle ilgilenmesi sağlandı.
Daha sonra zaptiyenin yerini jandarma aldı; Umum Jandarma Merkeziyesi kuruldu!

Aradan yıllar geçti…

AKP, jandarmayı tekrar valilerin emrine verdi! Valileri komutan yaptı!
Hayır, anlatmak istediğim tam bu değil…

PKK genelgesi

Soru:
Tatavla’daki cesareti gösterecek bir başvekilimiz/ başbakanımız var mı?
Yok!

“Çömelen başkomutanın” başbakanı nasıl olur?

Hakkari Dağlıca’dan şehit haberleri gelirken; yüreklere acı düşerken o futbol maçındaydı, gollere seviniyor; kahkaha atıyordu!

Ekrandaki görüntüsü nedeniyle herhalde uyarıldı ki maç bitmeden Ankara’ya yola çıktı; güvenlik zirvesini toplamak için!

Bu güvenlik zirveleri hiç bitmiyor; sürekli toplanıyorlar; saatlerce konuşuyorlar.

Ardından şehit haberleri geliyor ve yine toplanıyorlar; yine saatlerce konuşuyorlar!

Her seferinde bölgeye asker sevk ediyorlar! Tabii ki kendileri gitmiyor. (Kendileri gitmediği gibi çocukları da gitmiyor!)
Ve… Dün ortaya çıktı ki…

Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz 81 il emniyet müdürlüğüne gönderdiği genelgede polislere “tereddüt etmeyin silah kullanın” dedi! (7.9.20215, Cumhuriyet)

İlk bakışta genelge haklı gibi duruyor. Ama değil…
Silivri Cezaevi’nde 2 yıl aynı koğuşta kaldığım Gazi Astsubay Oktay Yıldırım şöyle yazdı:

“PKK’nın halkı devlete karşı kışkırttığı en büyük eylemi kuşkusuz 1992 yılı 21 Mart’ında Þırnak ve Cizre’deydi. Halkını bir bölümünün desteğini almışlardı… Bugüne baktığımda aynı halk desteğini göremiyorum… Bunun nedeni büyünün bozulmuş olması. Halk gerçek yüzlerini gördü… Bu iş bitiştir.” (6.9.2015, Aydınlık)

Doğru saptama.

PKK onca çabasına rağmen halkı ayaklandıramıyor.

Aksine yaptığı terör bölgede tepki alıyor.

Ya halkı ayaklandıracak ya da artık silah bırakıp sivil siyasete girecek. Başka yolu görünmüyor. Bu derece sertliğinin sebebi de bu’! Peki…
PKK bu haldeyken Emniyet Genel Müdürü’nün genelgesine ne gerek var?
Türkiye; Başvekil Ahmet Vefik Paşa kabiliyetinden o kadar yoksun ki, zaptiye görevlileri bitmiş PKK’ya halk desteği peşinde!..

Öcalan nerede?

PKK eskiden olduğu gibi kırsalda saldırmıyor/ saldıramıyor.
Ne yapıyor?
Halk isyanı çıkarmak için -mayınlarla, suikastlerle- şehirde eylem yapıyor.
Fakat… Bunda da başarılı olamıyor; halk tepki gösteriyor. Bu PKK’yı daha da kızdırıyor; sivillere de saldırıyor.
Aslında…
PKK eylemleri hemen bitebilir. Tabii ki…
Ahmet Vefik Paşa gibi Davutoğlu ve Başbakan’ın “çömelen başkomutanı” elindeki sopayı kafalarına vursun demiyorum.
O fırsat kaçtı. Bunu Turgut Özal yapabilirdi, “üç-beş eşkıya” diye küçümsedi.
Ama… Elde başka “sopa” var; Abdullah Öcalan!
Basit bir soru yönelteyim sizlere:
PKK terörünü kim durdurabilir?
Yanıt belli; Abdullah Öcalan!

Peki…

Neden aylardır Öcalan’ın sesi çıkmıyor?

Ya da…

Öcalan’ın sesini çıkarması neden sağlanmıyor?

Öyle ya…

Öcalan “durun” dese PKK silahları susacak!

Oluk oluk kan akarken “Öcalan kartı” neden devreye sokulmuyor?
Ne diyordu Erdoğan ekranda:

“400 vekilimiz olsaydı, bunlar olmazdı!”

Budur!

Meselenin “bam teli” budur!

Dün:

“Öcalan Nevruz’da mesajını görüntülü verse daha mı etkili olur” diye düşünen bu AKP değil miydi?
Bugün:

Öcalan’ın ağzı kapatılıyor!

Israrla… “Öcalan sopası” devreye sokulmuyor.

Amaç belli değil mi; 1 Kasım seçimleri!..

Ağızlarından kaçırdıkları bu gerçektir.

Yandaş AkTroller istedikleri kadar “Erdoğan’ın tv’deki sözleri çarpıtıldı” diye Hürriyet gazetesine saldırsınlar; hayat bir acı gerçeği önümüze koyuyor!

Görünen o ki…

Bu sürecin PKK gibi bir diğer kaybedeni Erdoğan olacaktır; muhalefet partileri yine kurtarmaya çalışmazlarsa…

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 08 Sep 2015 14:46    Sujet du message: Répondre en citant

Umuyorum ve istiyorum ki teror amacina ulasamayacak. Iste umut veren bir olay :

Citation:



PKK'nın şoke olduğu anlar
AA
3 Eylül 2015
PKK'nın şoke olduğu anlar

Þırnak'ta eşi ve çocuklarıyla hastaneden dönerken yolu terör örgütü PKK mensuplarınca kesilen bir uzman çavuş, teröristlere direnen vatandaşlar tarafından kurtarıldı.

Olay, dün Þırnak'ta Ömer Kabak Meydanı'nda yaşandı. Jandarma Özel Harekat Tabur Komutanlığında görev yapan ve ismi açıklanmayan bir jandarma uzman çavuş, çocuklarını da yanına alıp, rahatsızlanan eşini hastaneye götürdü.

Þırnak Asker Hastanesindeki muayenenin ardından ailesiyle birlikte şehir merkezine dönen uzman çavuşun yolu, Ömer Kabak Meydanı'ndan geçerken, bölücü Terör örgütü PKK mensubu 4 kişi tarafından kesildi. Bu sırada silahına davranan uzman çavuş, ailesini düşünerek elini silahtan çekti.

Yola geçici engel atan silahlı 4 terörist, uzman çavuşu arabadan indirdi. Araçtan inip kocasının yanına gelen uzman çavuşun eşi, "Öleceksek beraber ölelim" diyerek, teröristlere direndi. Uzman çavuşun çocukları ise olan biteni korku dolu gözlerle arabadan izlediler.

VATANDAÞLAR MÜDAHALE ETTİ

Bu sırada Ömer Kabak Meydanı'nda yaşananları izleyen vatandaşlar, uzman çavuş ve ailesini korumak için müdahale etti. Ailenin etrafında toplanan bir grup vatandaş, eli silahlı teröristlere direnmeye başladı. Teröristler, sayısı bir anda artan vatandaşları korkutmak için havaya ateş etti. Vatandaşlar, bu kargaşadan yararlanarak jandarma uzman çavuş ve ailesini, bir araca bindirip meydandan uzaklaştırdı.

Þırnaklı vatandaşlar sayesinde kurtulan Jandarma Uzman Çavuş, bölgeden uzaklaştırılırken PKK'lıların arkadan ateş açması sonucu, hafif şekilde yaralandı. Vatandaşlar, ellerindeki silahlara rağmen direndikleri teröristleri bölgeden uzaklaştırdı.

Olayın ardından bölgeye gelen emniyet ve jandarma ekipleri, teröristlerin yakalanması için bölgede operasyon başlattı.





http://www.hurriyet.com.tr/gundem/29980849.asp


.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13627
Localisation: Paris

MessagePosté le: 08 Sep 2015 23:03    Sujet du message: Répondre en citant

Murat, yaniliyor olabilirsin, ama umarim hakli çikarsin...

Türkiye'den gelen haberler çok vahim, cehalet ve biat kulturu içinde yetismis yiginlar tuzaga dusmekte, nihayet PKK 30 yil sonra hedefine yaklasiyor, Turk olduklarini iddia eden senin dedigin gibi beyinsizler Kurt oldugunu dusunduklerine fiziken saldiriyor, katliama çagri tweetleri atiyorlar.

400 milletvekili olsaydi bunlar olmazdi diyebilen ile Kandil'deki teror baronlari gariptir ayni hedefe odaklanmis gorunuyorlar...

Ben bu beyinsiz insanlarin yaptiklarindan ve yapacaklarindan son derece kaygiliyim...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 09 Sep 2015 23:39    Sujet du message: Répondre en citant

Durum gayet vahim!

Siddeti korukleyenler nihayet kitleleri de ayaklandirdilar ki bunu sonu çok kotu olabilir...

Bugun Marc Semo, ki Turkiye'yi çok iyi bilir bu durumu irdelemis :

http://www.ataturquie.fr/la-turquie-prise-dans-lengrenage-de-la-violence/

de même Le Monde en fait part comme d'autres médias de langue françaises...

http://www.ataturquie.fr/en-turquie-des-extremistes-mettent-a-sac-des-locaux-du-parti-prokurde/
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
lalem
Advanced
Advanced


Inscrit le: 20 Oct 2014
Messages: 121

MessagePosté le: 13 Sep 2015 22:28    Sujet du message: Répondre en citant

Bak güzel kardeşim, biraz uzun olacak ama tane tane anlatmaya çalışacağım;

* Önce bazı klişe lafları sil dünyandan. Mesela şehitler ölmez deme, ölür. Ölüyor da. Sonra mesela "hain pusu" da deme. Adı üzerinde, pusu bu. Ne yapacaktı? Mektup mu yazacaktı pusu atacağım diye? Savaş var şu anda o bölgede. Adamlar da gerilla çarpışması yapıyor. Bunu aklına sok.

* Bu savaş öyle "dağlar te-miz-le-ne-cek!" ile bitmez kardeşim. Çünkü senin füze falan fırlattığın o dağlarda adamlar mağaralarda, inlerde yaşıyorlar. Füze atarak, operasyon yaparak bitiremezsin terörü. Hele PKK yı hiç bitiremezsin. Bu şekilde bitirmeye kalkarsan her gün onlardan 70 bizden 16 can gider durur. Ama ölen her canın yerine yenileri gelir. Bitiremezsin.

* Biraz akıllı ol kardeşim. Düşün Allah aşkına, sen şimdi HDP ye saydırıyorsun ya, HDP tam da mecliste 3.parti olmuşken, 80 milletvekili ile sesini duyurma şansı yakalamışken neden savaş istesin? Neden? HDP nin piçleri diyip duracağına, oku biraz, ne bileyim proteinli yiyecekleri içecekleri tüket biraz, kan gitsin beynine ki düşünebilesin. Salak olma canım kardeşim. Bu ölümler, bu saldırılar, neden tam da seçimlerin hemen ardından başlasın? HDP meclise girince hükümet neden "çözüm süreci rafa kalkmıştır artık" desin? Bu kaos ortamı en çok kimin ekmeğine yağ sürüyor düşün.

* Bazı gerçekleri görmek için sosyal psikoloji ya da siyaset bilimi okumak şart değil biraderim. Bu millet delikanlı geçinip, adamın tekine anca 15 kişi sopalarla saldıran, onda bile dayak yiyip oturacak kadar delikanlı olabilen bir millettir. Asar keser ama iş icraate girince çıktığı yere nasıl gireceğini şaşırır. O yüzden şimdi en kolayı nedir?

Toplar mahalleden arkadaşlarını, gider HDP binasını taşlar, mevsimlik işçi olarak çalışan garibanlara saldırır. Ulan teröristin tillahı her gün güneydoğuda yüzünde poşularla, maskelerle askere saldırıyor, atlayın otobüse bakayım, hele bi gidin oralara da onları taşlayın, göreyim delikanlılığınızı diye düşün kardeşim. Yapmaz ama. Hamurunda yok çünkü. Kuytuda kıstırınca coşan, ışığı görünce yusuf yusuf uzayan insanlar topluluğudur karşındaki.

* Bak benim melek kalpli kardeşim, teröre lanet edip sokaklarda terör estirerek hiç bir şeyi çözemezsin. Sen CHP ye, sen MHP oy verince sana laf edenlere isyan edip, başkası HDP ye oy verdi diye ona şerefsiz dersen zamanında yediğin hurmalar gün gelir bir yerlerini tırmalar, net. Sen demokrasi istiyor musun önce ona karar ver. Eğer cevabın evet ise, HDP aslanlar gibi %13 oy aldı, 80 milletvekili çıkardı benim saf kardeşim. Bırak adam konuşsun, bırak adam anlatsın... Ağzından köpük saçarak bir yere varamazsın, akıllı ol. Uyanık ol... Haa, demokrasi istiyorum ama bu HDP şerefsizlerini mecliste istemiyorum diyorsan onun adı demokrasi olmuyor benim nur yüzlü kardeşim. O dediğin sistemde güçlü güçsüzü eziyor ve sen tam da şu anda o sistemle eziliyorsun, salaklık etme.

* Benim kalbi güzel, kendi saf kardeşim, hani sen Facebook ta Allahın günü askerlerimizin nasıl havaya uçurulduğunu, yaralı halde nasıl yerlerde süründüğünü yayınlıyorsun ya, hah, yapma onu işte. Gerizekalı olma. Terörizmin birinci yöntemi korku salmaktır. Bunu da kendi reklamını bol bol yapmakla sağlar. IÞİD neden Hollywood çakması kelle kesme videoları çekip yayınlıyor sanıyorsun? Yayınladığın her video teröriste, terörizme hizmet etmeye yarıyor sadece. Hayatına aynen devam et güzel biraderim. Korkma, sinme, sinemaya git, konsere git, AVM ye git. Kaçımızı öldürürse öldürsün, korkmadığımızı, geri adım atmayacağımızı gördüğü an yenilmiş demektir terörist, inan bana.

* Terörizm ve PKK topla tüfekle, bomba yağdırılarak bitirilemez. Mecliste temsil gücü olan tüm partiler bir araya gelecek, bir komisyon kuracak, o komisyon güneydoğuyu kalkındırma programı için çalışıp, atılacak tüm adımları kamuoyu ile paylaşıp, bu milletten beklentilerini açıklayacak. Sonra askerini, güvenlik güçlerini o bölgelerde kuş uçurtmayacak şekilde konuşlandıracak ve uyanık olacak. En az 10 senelik bir programdan bahsediyorum. Sen meclise gönderdiklerinden işte bunu bekleyeceksin benim canım kardeşim. Bunun için baskı yapacak, bunun için gösteri yapacak, bunun için haykıracak, hakkını arayacaksın. Devlet de neden ille savaşarak bu mücadeleyi verdiğini halkına açıklamak zorunda kalacak. Zaten açıklayamayacak da... Çünkü mesele terörü bitirmek değil benim ceylan gözlü kardeşim. Öyle olsa bugün bu saatte o meclis hala kapalı olur muydu?

* Kardeşim benim, bak adam 400 milletvekili verilseydi böyle olmazdı diyor. Ama ondan önce ne diyor? Bunlar bizi kandırmış, biz anlamamışız diyor. Meğer bizimle çözüm konuşurken silah depolamışlar, patlayıcı stoklamışlar diyor. Zaten Fettullah da kandırmıştı bunu. Eh be birtanem, hele şu poşetleri bir tutuver de kapıyı açam bile diyemeyeceğin adama ülke yönettiriyorsun ama sen de. Gelen kandırıyor giden kandırıyor adamı. Sen hala alık alık izliyorsun.

* Benim yürekli kardeşim, her kürt PKK lı değil, her Türk dostun değil, anla artık. Allahını seversen dingillik etme. Bu ülkeyi yönetenler tam da böyle düşünmeni istiyor. İstiyor ki sen telefonda kürtçe konuşanı 6 yerinden kesesin, gidip HDP binası falan basasın.. Böylece hiç huzur kalmasın ki millet AKP nin kıymetini anlasın. Böylece 400 milletvekilini de versin. Yapma, etme, bi akıllı ol be...

* Canım benim, kardeşim benim... Artık bi silkelen kendine gel. 10 ar 10 ar ölüyoruz artık, kanla, kavga ile olmayacağını, olamayacağını defalarca gördü bu ülke. Git sor babana, dedene, büyüklerine, anlatsın sana biraz... Bu gidiş iyi değil, uyan artık.
* En güzeli kardeşim, sen git bir yerlerden Mustafa Kemal Atatürük'ün Nutuk kitabını al. Aç onun 429. sayfasını, Oku bak ne demiş ulu önder;

"Efendiler, sırası gelmişken, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!"

Anladın değil mi?

Salak olma diyor... Hıyarlık etme diyor... Sen eşek olursan sana semer vuran çok olur, eşeklik etme diyor....

E mi kardeşim?...


Emre Dölcel

https://m.facebook.com/emre.dolcel/posts/10153463118918277
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 15 Jan 2016 0:24    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:

(...)

Sorunu siyasi düzlemde çözebiliriz


ÜLKEMİZİN bazı kentlerinde sokak sokak çatışmalar yaşanıyor.

Nedenini biliyoruz: PKK, Suriye’deki gelişmelerden ve IÞİD nedeniyle Batı ile kurduğu ittifaklardan da yararlanarak “özyönetim” adı altında kantonlar oluşturmak peşinde.

Dünya yüzündeki hiçbir devlet, egemenliği altındaki topraklarda, eli silahlı grupların kentleri ve kasabaları hendeklerle, barikatlarla çevirerek böyle bir işe kalkışmasına müsaade etmez, edemez.

Nitekim Türkiye de sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte bu silahlı kalkışmayı bertaraf etmek için askeri operasyonlar yapıyor.

Bu operasyonlara neden olan şeyi görmezden gelerek “Silahlar sussun” demek, barışa hizmet edecek bir şey değildir.

PKK, bölgede sivil kayıplar da yaşanacağını bilerek ve isteyerek bu işe kalkıştı.

Ölen kadınlar ve çocuklar PKK’nın da umurunda değil.

Amaçları belli: Bölge halkına, artık Türkiye’de ortak bir yaşam olamayacağını göstermek istiyor.


Bölgede gerçekten barış olsun, Türkler ile Kürtler birlikte yaşamaya devam edebilsinler düşüncesinde olanların, PKK’nın bu siyasetini görmezden gelmelerini anlayabilmek zor.

Kürt sorunu çözülecek ise bu silahla olamayacak bu çok açık.

Sorunu siyasetin düzlemine çekmek gerekiyor, bunun için PKK’yı zorlamak gerekiyor. Bu görev de en başta Kürt siyasetçilere düşüyor.

(...)




Mehmet M. YILMAZ, Hürriyet 14.01.2015

Not : Altini çizdigim bolum isin ozu...


Dernière édition par murat_erpuyan le 15 Jan 2016 0:32; édité 1 fois
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 15 Jan 2016 0:30    Sujet du message: Répondre en citant

Konuyla iliskisi oldugunu dusunerek Taha Akyol'un bugun Hurriyet'te çika yazisini buraya koyuyorum.

Citation:

'1100 Akademisyen'


MALUM 1100 kadar akademisyen devleti ağır ifadelerle suçlayan bir bildiri yayınladı.

Bu konuya nasıl bakmalı? Somut bir olayı örnek vereceğim.

Geçen salı, Sur ilçesinde bir sokaktaki 4 cenazeyi almak için, HDP milletvekili Sibel Yiğitalp ve arkadaşları valiye başvurdular. Cenazeleri almaları için çatışmaya ara verilmesini istediler. Vali kabul etti. Yiğitalp ve arkadaşları, polislerle beraber sokağa gitti. PKK’lı teröristler evlerden ateş açarak cenazelerin alınmasını engelledi. Yiğitalp “Çatışma çıkınca cenazeleri alamadık” diye konuştu fakat hiçbir HDP’li PKK’ya en ufak bir eleştiri yapmadı, sitemde bile bulunmadı.

Merhum Tahir Elçi’nin katillerini bulmak için savcılığın delil tespiti işlemlerini yine PKK’lılar her defasında ateş açarak engelledi değil mi? HDP’lilerden en ufak bir sitem geldi mi? Hayır! Ama her gün devleti suçluyorlar.

AKADEMİK DEÐERLER?


İşte “1100 Akademisyen”in bildirisi de aynen böyledir! Batı demokrasilerinin ve evrensel hukukun yargı makamı olan AİHM’nin “terör örgütü” olarak tescil ettiği PKK hakkında hiçbir eleştirileri yok!

PKK’nın kanlı terör eylemleri hakkında tek kelime “sitem” bile etmiyorlar!

Fakat devletin “kasıtlı ve planlı kıyım” yaptığını, operasyon ve sokağa çıkma yasaklarıyla bölgede “özgürlük ve güvenlik hakkını ihlal ettiğini” söylüyorlar.

PKK terörünün bölgedeki vatandaşlarımızın “özgürlük ve güvenlik hakkı”nı nasıl ihlal ettiğine dair tek kelime etmiyorlar! Hatta şöyle diyorlar:

“Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam...”

Bu tek gözü kapalı, öbür gözü mikroskopla bakan ajitatif bildiri “akademisyen” vasfının gerektirdiği objektifliğe de, etik değerlere de taban tabana zıttır. Bu bildiri “akademik” kaliteden yoksundur, sıradan bir siyasi eylemdir.

PKK terörünü görmemek hiçbir insani, ahlaki, akademik değerle izah edilemez.

İKTİDARIN TEPKİSİ


Bildirinin altında Noam Chomsky ve Immanuel Wallerstein gibi dünyaca tanınmış, uluslararası basın ve akademyada etkili akademisyenler de var. Bunların Türkiye’deki durumu yeterince bildikleri söylenemez, genel ‘protest’ tavırlarından dolayı imzaladıklarını düşünüyorum.

Bildiriyi yayınlayanlar hangi çevreleri etkilemek istediyse, iktidarın açıklaması da o çevreleri ikna etmeyi amaçlamalı, böyle bir dilde ve içerikte olmalıydı.

İktidarın tepkisi, ağır başlı bir açıklamayla dünya akademyasını aydınlatmayı amaçlamalıydı. İmzacı akademisyenleri objektifliğe ve etik davranmaya çağırmalıydı. PKK terörü hakkında AİHM kararlarını da hatırlatan özlü bir bilgi verilmeli, bölgedeki terör örgütlenmesi ve operasyonların meşru amacı anlatılmalıydı.

BATILI DEMOKRASİLER

Aksine, öfkeli açıklamalar, hele de Cumhurbaşkanı’nın konuşmasının ardından YÖK’ün ve bazı üniversitelerin cezai nitelikte işlem başlatması “otoriter iktidar, akademisyenleri susturmak istiyor” şeklinde anlaşılacak, en azından bu şekilde lanse edilecektir.

Kaldı ki öfkeli tepkiler ve ceza tehditleri imza sahiplerini etkilemeyecek, aksine bileyecektir.

“Bildiri” olarak kalacak bir hareket, öfkeli açıklamalar ve cezai işlemlerle adeta sansasyone edildi, adeta dünyanın dikkatine getirildi!

Batılı demokrasilerin böyle bildiriler kendi ülkelerinde yayınlandığında ‘ifade hürriyeti’ deyip geçmelerinin bir sebebi de büsbütün bilemekten sakınmalarıdır.


DOÐRU TEPKİ


Bu satırlar yazılırken Başbakan Davutoğlu bu konuda hiç konuşmamış, Başbakanlık’tan da bir açıklama yapılmamıştı. Davutoğlu’nun ülke bütünlüğü konusundaki hassasiyeti bellidir. Fakat bir akademisyen olarak bilir ki, dünya akademyası çok etkilidir. Karşıya itmek yerine, yatıştırmak ve aydınlatmaya çalışmak lazımdır.

Davutoğlu konuşursa, daha “ölçülü” bir tonda konuşur sanıyorum.

Netice: Yanlışa karşı davranış doğru tarzda ortaya konulmalıdır.


Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Page 1 sur 1

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.