310 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 310
Membre(s) : 0
Total :310

Administration


  Derniers Visiteurs

administrateu. : 20h50:12
murat_erpuyan : 20h52:36
SelimIII : 1 jour, 10h17:08
Salih_Bozok : 3 jours
cengiz-han : 4 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Kaç-Ak Saray da Cumhuriyet kutlamasi
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

Kaç-Ak Saray da Cumhuriyet kutlamasi
Aller à la page 1, 2  Suivante
 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 30 Oct 2014 11:36    Sujet du message: Kaç-Ak Saray da Cumhuriyet kutlamasi Répondre en citant

Cumhuriyet'in kurucularina ayyas deeyn adam 29 Ekim de mahkeme kararina karsi gelerek "sikiysa yiksinlar, açacagim da oturacagim da" dedigi yesil alanlar ve en onemlisi Ataturk'un kurdugu ornek çiftlik yokedilerek yaptirttigi bina da Cumhuriyet kutlamasi kokteyli vermis...

Bana igrenç geldi...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 30 Oct 2014 11:40    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:

Kaçak sarayın bize gösterdiği şey

30.10.2014 Perşembe

DÜN itibariyle bir gelenek de son buldu, artık Çankaya denildiğinde aklımıza Cumhurbaşkanlığı makamı gelmeyecek.

Yeni kaçak binaya ne denilecek, gazetelerden takip edebildiğim kadarıyla ortak bir isim üzerinde anlaşılmış değil.

Ak Saray diyen de var, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ya da bulunduğu semt nedeniyle Beştepe diyen de!

Adı ne olursa olsun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet'in geçmişten kalan izlerini silmek yolunda bir adım daha atmış olacak.
Atatürk Orman Çiftliği'nin önemli bölümünü katlederek yapılan bu kaçak binanın bana neyi hatırlattığını düşünüyordum ki yanıtını dün Cengiz Çandar'ın yazısında buldum: Çavuşesku'nun Bükreş'teki başkanlık sarayı!
O binayı gördüm, içine girdim, Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı'ydı, Çavuşesku'nun izleri Romanya'dan silinmeye çoktan yüz tutmuştu ama o bina bir diktatörlüğün simgesi olarak Bükreş'in kalbinde dikilip duruyordu.
Bu bina da gelecekte öyle bir sembol olarak hatırlanacak.

Türkiye'de, Recep Tayyip Erdoğan döneminin, onun iktidar anlayışının bir sembolü olarak.

Mimari ile iktidar gücü arasında bir ilişki olduğu, ilk çağlardan beri biliniyor.
İktidarlar kendi güç ideolojilerini topluma dayatırken bundan fazlasıyla yararlanıyorlar.

Antik kentlerin dev tapınaklarının anlamı da oydu, daha yakın geçmişin Sovyet, Nazi ve faşist İtalyan mimarisinin de anlamı odur.

O mekânların zaman ile ilişkisi böyle kuruluyor, mimari, insanları iktidarı ele geçiren ideoloji doğrultusunda dönüştürüyor, "gücün varlığını" tartışmasız hale getiriyor.

Daha önce bu köşede Londra Tasarım Müzesi'nin müdürlüğünü de yapan Deyan Sudjic'in "Büyük Bina Kompleksi: Gücün Mimarisi" isimli kitabından söz etmiştim.

Þöyle yazıyor Sudjic:
"Neden devlet başkanları, başbakanlar, büyük işadamları, zorbalar, büyük tasarımları hayranlıkla paylaşırlar? Bu, ellerindeki gücü etkilemek veya korkutmak için kullanmak ya da ölümsüzlük arayışı ve egolarını tatmin etme ihtiyacı mıdır?"

Beştepe'de, mahkeme kararlarını dinlemeden yapılan binanın şu kadar bin metrekare olduğu, içinde bu kadar bin kişinin çalışabileceği, o kadar milyon liraya mal olduğu gibi ayrıntıları gazetelerde okuduk, televizyon haberlerinde dinledik.

Bu "büyüklük" tutkusu, gücün sahibinin kim olduğunu bizlere böyle gösteriyor.

Tatmin edilmesi zor bir ego, kendisi gibi düşünmeyeni korkutma ihtiyacı!
Bu binanın bize anlattığı da budur!




http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/mehmet-y-yilmaz_148/kacak-sarayin-bize-gosterdigi-sey_27482581
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11178
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 30 Oct 2014 13:54    Sujet du message: Répondre en citant

Kaç-Ak Saray Fransiz medyasinda da yer bulmus !

http://bit.ly/1wISABU

bakarsaniz ve 30 saniye reklama katlanirsaniz bir video koymuslar.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 31 Oct 2014 1:37    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:


Uğur Dündar
30 Ekim 2014

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!..

Sev­gi­li okur­la­rım,

12’n­ci Cum­hur­baş­ka­nı dün, mu­ha­le­fe­tin pro­tes­to edip git­me­di­ği ka­çak “Ak Sa­ra­y”­ın­da ilk teb­rik­le­ri ka­bul et­ti.
Bu­gün si­ze, CHP’­nin ça­lış­kan mil­let­ve­kil­le­rin­den Umut Ora­n’ın ver­di­ği bil­gi­ler­le bu “İş­gal Sa­ra­yı­”nı ve 12’n­ci­nin du­dak uçuk­la­tan büt­çe­si­ni an­la­ta­ca­ğım.

Ata­tür­k’­ün hal­ka ba­ğış­la­dı­ğı Ata­türk Or­man Çift­li­ği­’n­de, hal­kın ver­gi­le­riy­le in­şa edi­len, Umut Ora­n’­ın “İş­gal Sa­ra­yı­” de­di­ği komp­leks için har­ca­nan pa­ra, hal­ka ıs­rar­la açık­lan­mı­yor, ade­ta sır gi­bi sak­la­nı­yor.
Sa­ra­y’­ın 700 mil­yon li­ra­ya iha­le edil­di­ği bi­li­ni­yor. Tür­ki­ye­’de iha­le­ler ne­re­dey­se iki ka­tı öde­nek­le bi­ti­ril­di­ğin­den, as­ga­ri 1 mil­yar li­ra har­can­dı­ğı tah­min edi­li­yor.

“Ör­tü­lü Öde­ne­k” ve Kal­kın­ma Ba­kan­lı­ğı büt­çe­sin­den ak­ta­rı­lan pa­ra­la­ra hiç de­ğin­me­den, Ka­çak Sa­ra­y’­ın res­mi iha­le ra­ka­mı olan 700 mil­yon li­ra­ya bi­ti­ril­di­ği var­sa­yıl­dı­ğın­da, her va­tan­da­şın ce­bin­den 9 TL çık­mış olu­yor.
Ama bu da yet­mi­yor. Tü­müy­le bi­ti­ri­le­bil­me­si için her­ke­sin ay­rı­ca 9.2 li­ra da­ha öde­me­si ge­re­ki­yor.

* * * *

Ata­tür­k’­ün ken­di el­le­riy­le ağaç­lan­dır­dı­ğı Ata­türk Or­man Çift­li­ği, “İş­gal Sa­ra­yı­” için ta­lan edi­lir­ken 3 bin ağa­cın ke­sil­di­ği, da­ha son­ra ta­ne­si 2 bin Eu­ro­’ya ge­ti­ri­len it­hal ağaç­la­rın da ku­ru­duk­la­rı öne sü­rü­lü­yor.
İş­gal Sa­ra­yı, ABD Baş­ka­nı Oba­ma’nın ya­şa­dı­ğı “W­hi­te Hou­se-Be­yaz Ev”­in tam 6 ka­tı bü­yük­lük­te.

He­men be­lir­te­yim, 12’ncinin, “Be­ni te­le­fon­la ara­dı­” di­ye mut­lu ol­du­ğu ABD Baş­ka­nı Ba­rack Oba­ma­’nın “Be­yaz Ev”­i 214 ya­şın­da…

AB­D’­nin 2. Baş­ka­nın­dan iti­ba­ren Oba­ma­’ya ka­dar ge­çen sü­re için­de 42 ABD Baş­ka­nı bu­ra­da otur­muş.

Ya­ni 238 yıl­lık bir geç­mi­şe sa­hip olan AB­D‘­de baş­kan­lar, 214 yıl­dır ay­nı bi­na­dan ül­ke­yi ve dün­ya­yı yö­ne­ti­yor­lar.

Bi­zim­ki ise Cum­hu­ri­ye­t’­in 91. yı­lın­da Çan­ka­ya­’dan, Cum­hu­ri­ye­t’­in di­ki­li ağaç­la­rı­nı yok ede­rek 1 mil­yar li­ra­ya yap­tır­dı­ğı “İş­gal Sa­ra­yı­”na ge­çi­yor!..

* * * *

AB­D’­de Baş­kan Oba­ma, Be­yaz Ev’­in pen­ce­re­sin­den, 50 met­re öte­de ken­di­si­ni pro­tes­to eden­le­ri gö­re­bi­li­yor.

Biz­de ise 12’n­ci, ko­ru­ma or­du­la­rı­nın ya­nı sı­ra, ken­di­si­ni hal­kın­dan uzak tu­ta­cak ye­ni Ber­lin Du­var­la­rı in­şa et­ti­ri­yor.

Bı­ra­kın pro­tes­to­la­rı si­ne­ye çek­me­yi, ba­zen par­ti­si­ne oy ver­me­yen hal­kı­nı gör­me­ye bi­le ta­ham­mül ede­mi­yor! Hit­le­r’­in her tür­lü tak­ti­ği­ni uy­gu­la­dı­ğı yet­mi­yor­muş gi­bi, “ma­kul şüp­he­”yi ge­rek­çe gös­te­re­rek, tüm mu­ha­lif­le­ri­nin içe­ri atıl­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak dü­zen­le­me­le­ri yap­mak­tan çe­kin­mi­yor.

* * * *

Di­ğer sa­ray­la­ra ge­lir­sek,

Rol mo­de­li Pu­ti­n’­in Krem­lin Sa­ra­yı, 12’n­ci­nin “İş­gal Sa­ra­yı­”nın ya­nın­da müş­te­mi­la­tı an­dı­rı­yor! Zi­ra ka­çak Sa­ray, Krem­li­n’­in 12 ka­tı bü­yük­lük­te!
Fran­sa Dev­let Baş­ka­nı Hol­lan­de­’ın Ely­se­e Sa­ra­yı ise ade­ta bah­çı­van ku­lü­be­si gi­bi ka­lı­yor.

Çün­kü 292 yıl­lık köh­ne­miş (!) Ely­see Sa­ra­yı­’nın “İş­gal Sa­ra­yı­”nın ya­nın­da la­fı­nın bi­le edil­me­me­si ge­re­ki­yor. Zi­ra Ka­çak Sa­ray, on­dan 27 kat da­ha bü­yük!

Uz­man­lar Ka­çak Sa­ra­y’­a har­ca­nan pa­ray­la 350 ya­tak ka­pa­si­te­li ve tam te­şek­kül­lü 14 has­ta­ne ya­pı­la­bi­le­ce­ği gö­rü­şün­de.

* * * *

Du­run da­ha bit­me­di.

Bi­li­yor­su­nuz 12’n­ci ken­di­ne bir de uçan sa­ray yap­tır­dı. Yıl­lar­ca sü­ren iç de­ko­ras­yo­nuy­la bir­lik­te TC-TUR uça­ğı­nın yak­la­şık 500 mil­yon do­la­ra mal ol­du­ğu be­lir­ti­li­yor.

Özet­le “İş­gal Sa­ra­yı­”, 12’n­ci­nin büt­çe­si ve uçan sa­ray için her va­tan­daş ce­bin­den 20’şer TL öde­miş bu­lu­nu­yor.

* * * *

Ya­zı­mı­zı bü­yük şa­ir Tev­fik Fik­re­t’­in san­ki bu­gün­ler için yaz­dı­ğı “Yağ­ma Sof­ra­sı­”n­dan bir alın­tıy­la bi­ti­re­lim:

“E­fen­di­ler pek aç­sı­nız, bu çeh­re­niz­den bel­li­dir, yi­yin, ye­mez­se­niz bu­gün, ya­rın ka­lır mı kim bi­lir?
…Do­yun­ca, tık­sı­rın­ca, çat­la­yın­ca­ya ka­dar yi­yin!..”


Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 31 Oct 2014 16:50    Sujet du message: Répondre en citant

Eee, bu Kaç-Ak Saray daha çok su kaldirir!

Citation:

Ertuğrul Özkök

Oy verip de vergi vermiyor mu

31.10.2014 Cuma

POSTA dağıtım arabası binanın önünde duruyor.
İçindeki resmi görevli, mektupları bırakmak için binaya girerken, arabanın motorunu açık bırakıyor.

İşte bu sırada yaşlı bir kadın arabanın yanına gelip kapıyı açıyor ve kontak anahtarını çevirerek motoru stop ettiriyor.

Biraz sonra şoför işini bitirip döndüğünde ona şunu söylüyor:
"Bu, devlete ait bir araba. Benim vergilerimle çalışıyor. O nedenle motoru açık bırakıp verdiğim vergiyi israf edemezsin..."

Bu hikâyeyi öğretim üyesi bir arkadaşımdan dinledim.
Yıllarca önce ABD'de Boston şehrinde tanık olduğu bir olaymış.

* * *

Günlerdir yeni Cumhurbaşkanlığı binası ile ilgili haberleri okuyorum.
Keyifle otursun...

Ama bir vatandaş olarak çok merak ettiğim bir sorunun cevabını da öğrenmek istiyorum.

Arkadaş bu bina kaça mal olmuştur...
Vatandaş olarak bunu bilmek en doğal hakkımdır diye düşünüyorum.

Ama kimse lütfedip cevap vermeye tenezzül etmiyor.

O zaman da kendi kendime söylenmeye başlıyorum.

* * *

"Arkadaş" diyorum...

"Hadi beni muhalif gördüğün için adam yerine koymuyorsun, vatandaş saymıyorsun, 'Benim cumhurum' dediğin o nüfus içinde benim vatandaş kimlik numaram yok..."

Tamam... Kabulümdür...

Ama hiç olmazsa kendi cumhuruna, yani sana oy verene bunun hesabını ver.

Onların kulağına söyle...

Ama onlara da söylemeye tenezzül etmiyorsun.

* * *

İşte o zaman, Maliye Bakanlığı binasının üzerindeki o sözü hatırlıyorum:
"İradesiyle kendini vergilendiren halk millettir..."

Tabiatıyla merak ediyorum.

AKP'ye oy verenler niye sormuyor, niye merak etmiyor...

Üç ihtimal aklıma geliyor.

-Ya ona çok güveniyorlar...

-Ya kendilerini millet gibi hissetmiyorlar...

Ya da...

-Oy verip vergi vermedikleri için sorma hakkını kendilerinde görmüyorlar...

Acaba hangisi...

Sizce hangisi...

Geçmişte gördügüm üç binadaki yalnız adamlar

SIRP diktatörü Miloseviç'le son mülakatı yapan gazeteci galiba bendim.
Belgrad'da o günü çok iyi hatırlıyorum.

Büyük bir sarayın ortasında yapayalnız oturuyordu.

Tek adamların, diktatörlerin yalnızlığını ilk defa orada hissetmiştim.Yıllar sonra Kanal D'nin Romanya'daki kanalının açılışı için Bükreş'e gittiğimde Çavuşesku'nun sarayını görmüştüm.

Devasa bir binaydı... Buz gibiydi... Ruhu olmayan bir binaydı. Tek adam yalnızlığını orada da hissetmiştim.

Bir de Þam'da hissetmiştim bu duyguyu...
Hafız Esad'ın yaptırdığı Þam'a tepeden bakan bina öylesine ruhsuz, öylesine korkutucuydu ki...

Bu binalar, bir ülkenin yönetim merkezi olmaktan çok, narsist bir tek adamın güç abidesi, istibdat şatosu gibi duruyordu.

Her üçünde de derin bir yalnızlığı ve en az onun kadar derin bir korkuyu sezmiştim.

Her üçü de korkuyordu.

Sanki kendilerini güvende hissetmek için, birer ortaçağ şatosu dikmişlerdi kendilerine...

Oysa kâğıt duvarlar gibi bir günde yıkıldılar.

Meclis mi daha yücedir saray mı daha yücedir


TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi'nin yerleşim alanı 19.372 metrekare.
"Faydalı iç mekânlarla" birlikte bu 56 bin metrekare oluyor.
Yeni Cumhurbaşkanlığı binasının yerleşim alanı ise 40 bin metrekare...
Yani Cumhurbaşkanlığı'nın yerleşim alanı TBMM'den
bile büyük.

Veya faydalı alan kavramı ile ne kastediliyor, onu da katarsanız, neredeyse ona eşit.

Bu karşılaştırma aklıma şu soruyu getirdi.

Demokratik bir ülkede Cumhurbaşkanlığı Sarayı mı daha yücedir, yoksa Meclis mi...

İyisi mi demokrasi ile yönetilen bazı ülkelere bakalım.

-Erdoğan'ın yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın arazisi 210 bin metrekare ve 1000 odası var.

-İngiltere'de kraliçenin oturduğu Buckhingam Sarayı 77 bin metrekare üzerinde ve oda sayısı 775.

Orada yürütmenin başı olan başbakana gelince...

Biliyorsunuz bir mahallenin 10 numaralı evinde oturuyor.

-Fransa'da Elysee Sarayı 11 bin metrekare arazi üzerine oturuyor.

Onun da bir adresi var.

Saint Honore Sokağı 50 numara.
-Bizim "Beyaz Saray" dediğimiz ABD Başkanı'nın oturduğu yerle karşılaştırmıyorum.

Çünkü oranın adı saray bile değil. İngilizcesi "Beyaz Ev".


http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ertugrul-ozkok_10/oy-verip-de-vergi-vermiyor-mu_27489035
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
medar69
Advanced Expert
Advanced Expert


Inscrit le: 28 Fév 2012
Messages: 328
Localisation: annemasse74

MessagePosté le: 01 Nov 2014 16:43    Sujet du message: Répondre en citant

Yahu kardeşim sanki kendine mi yaptırdı o sarayı devletin mali ,
Turkiyemize de o yakışır ,yok gidin adamı dinleyin özel hayatini YouTube de surda burda sergileyin, uzerine de kendi soslarinizi katin,
sonra da cumhuriyetin kurulusundan beri
Bütün işbirlikçi çetelerin mekan kurduğu yerde adamın rahat etmemesine
Anlayış gostermeyin. Üstelik o çankaya mekanında özal zehirlenip olduruldugune ,orda kalmıyor muydu ,peki erdoğan niçin guvensin o mekana ,o da bir insan .

Sozkonusu güvenligi ise isterse on milyar tutsun ,adaminzaten yasi gelmiş atmış yetmişe
Kendisi al!ah omur verdi ise geçireceği en fazla on yıl ,zaten cumhuriyete ait,
Yok hitler gibi ,yok stalline gibi yok essad gibi ,o rejimler gibi olsaydı
Bunu yazan yazarlar yazamazdi ,

L incredulite constente rend incredible sachez le ,

Yahu bu muhalefet partileri iktidarı aslında istedikleri felan yok,
İsteseler gerçekten her şeyden önce bir kemal Kılıçdaroğlu nu
Değiştirir yerine daha. Güvenli r birisini koyarlar,çok komik gerçekten Exclamation
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 02 Nov 2014 19:54    Sujet du message: Répondre en citant

yahu Medar kardesim.....öyle bir seyler yazmisin ki, cevaplamak zor..
Bir kere, adamin 10 sene ömrü kaldigini nereden biliyorsun yahu? Münecim misin ki?
Sanki Cankaya perili kösk, gireni öldürüyor.... Bence Atatürk'ün hayaleti uykusunu kaçiriyor, geceleri kâbus görüyor olmali..... Laughing Laughing Laughing
Saka bir yana, 300 mlilyon dolara malolan ve gayri-kanuni (yâni yargi kararlari hiçe sayilarak) insa edilen bu yapi, dünya basininda da alay konusu oldu, mimarisi Cavusesku ve Kim Jonk gibi diktatörlerin saraylarina benziyor..Onu da geçelim hadi...... Dis ticaret açigi gitgide derinlesen, borç batagina battikça batan ülkede, bu saray bana lise tarih dersinde anlatilanlari hatirlatti..Osmanli borç batagina batiyor, ama sultan kendi sefasi için Dolmabahçe'yi yaptiriyordu, borçla.....Neo-osmanlilk, neo-sultan...Güle güle otursun, sefa sürsün......her çikisin bir inisi vardir..... Ve halkini soyandan bir gün hesabi sorulur..Umarim çok yasar, ve yüregi varsa uzun süre sizlar.... Yer altindaki madencilerin ahi tutar bir gün.....
_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 03 Nov 2014 4:04    Sujet du message: Répondre en citant

medar69 a écrit:

(...)
Yok hitler gibi ,yok stalline gibi yok essad gibi ,o rejimler gibi olsaydı
Bunu yazan yazarlar yazamazdi ,



Yahu Medar 2014 yilinda bunlari yazan yazarlari oldurtecek degil ya! Ama rejim bunlari yazanlara elinden geleni yapiyor :
isten attiriliyorlar, mali kontrole tabi tutuluyorlar, mahkemeye veriliyorlar, yazacaklari kitabin musvetteleri elllerinden alinip tutuklaniyorlar (Soner Yalçin), hapse atiliyorlar...

Bitaraf olmayan bertaraf olur demedi mi adam?

Yandas basina devlet reklamlari akiyor, digerlerine yok, THY yandas basindan yuzlerce binlerce aliyor, Cumhuriyet, Sozcu yok, bunlar basin toplantisina, resmi davetlere bile çagrilmiyor...

Turkiye'ye ayrani yokken içmege tahtiravanla gider s... atasozu misali bu yakismaz, hele agaçlari keserek, sembol haline gelmis ciftligi yok ederek...

Turkiye'ye yakisan, sembollerini korumaktir. Cankaya bir semboldur. TC'ye inanan orada oturur, kabil mi Ingiltere Basbakani sokaktaki evinini yerine kendine saray yaptirsin.

Acin artik gozunuzu yahu...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 03 Nov 2014 4:07    Sujet du message: Répondre en citant

Dedik ya bu Kaç-Ak Saray daha çok laf kaldirir...

Karakugu adli bir muzip vatandas, biraz imla hatasi da yapip,
İstiklam Marşının mehter versiyonu videoya sonradan eklemiş, tanitim videosu diyerek kendi uretimini 29/10 tarihinde Youtube’e postalamis :

https://www.youtube.com/watch?v=ouCnd73OaeE

Yandas basinin TV lerinden biri olan NETTV de bu sahte klipi kendi logosunu koyarak ertesi gun Youtube e yollamis.

NYT da 1/11 de bu sahte klibi sahicisi yerine yayinlamis.

Demek ki NYT i bile aldatmak mumkun !!!


Orijinal klip Huffingtonpost’un yayinladigi klip :

https://www.youtube.com/watch?v=ntZnVFPFoXw.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
medar69
Advanced Expert
Advanced Expert


Inscrit le: 28 Fév 2012
Messages: 328
Localisation: annemasse74

MessagePosté le: 03 Nov 2014 10:27    Sujet du message: Répondre en citant

Rasko kardeş yukarıda yazdığım benim Görüşüm ister cevap ver ister verme ,

Dış başını bende okuyorum ,sadece bu saray dünyanın en büyük cumhurbaşkanlık
Sarayı ,dibi söyleniyor ,
Erdoganin ömrüne gelince ,jsui pas devlet devins, sadece insanoğlunun Ortalama bir omur sureci vardır (esperence de vie) ona dayanarak soyledim,

Siz de yine Ceauşescu kim Hong dediniz,diğeri hitler staline diyor yok hadi ben de amin da da dedim ,var mi artıran ,

Rasko kardeş recep Tayip erdoğan bu yakıştırmaları yapmanız ,gerçekten çok ayıp,
Cengiz diyor ki çankaya bir sembol ,koru mamiz lazim , peki cumhur başkanımız da bir sembol, neyse sizleri ben değiştirecek değilim
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 03 Nov 2014 19:36    Sujet du message: Répondre en citant

medar69 a écrit:
Rasko kardeş yukarıda yazdığım benim Görüşüm ister cevap ver ister verme ,

Dış başını bende okuyorum ,sadece bu saray dünyanın en büyük cumhurbaşkanlık
Sarayı ,dibi söyleniyor ,
Erdoganin ömrüne gelince ,jsui pas devlet devins, sadece insanoğlunun Ortalama bir omur sureci vardır (esperence de vie) ona dayanarak soyledim,

Siz de yine Ceauşescu kim Hong dediniz,diğeri hitler staline diyor yok hadi ben de amin da da dedim ,var mi artıran ,

Rasko kardeş recep Tayip erdoğan bu yakıştırmaları yapmanız ,gerçekten çok ayıp,
Cengiz diyor ki çankaya bir sembol ,koru mamiz lazim , peki cumhur başkanımız da bir sembol, neyse sizleri ben değiştirecek değilim


Burada bir yigin argumanla bu kaçak yapinin ne anlama geldigi anlatiliyor, Medar bunlari gormezden geliyor ya da normal karsiliyor...
Bir defa cumhurbaskaniMIZ degil... Kendi agzindan çikanlara bakilinca ondan olanlar ona dusman olanlar var.

Cumhriyet'in temel degerlerini hiçe sayan, cumhuriyeti parantez olarak kabul eden, cumhuriyet kurucularina ayyas diye hakeret eden, yalan soyleyen, yolsuzluga batan, kanunlari hiçe sayan, mahkeme kararlarina isine geldigince deger veren, yesil alanlari yokeden, varolan anayasanin irzina geçen kisi SEMBOL filan olamaz.

Kaldiki sembol olmak için zamana ihtiyaç vardir.

Bu soylediklerimle ben yalan soyluyorsam, iste bunlar yalan onun için yalancisin diyebilirsiniz, ama serefli bir insansaniz benim yalanlalarimin ne oldugunu somut bir sekilde yuzume vurursunuz.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 03 Nov 2014 19:41    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:


Mehmet Y. Yılmaz

'Kaçak Saray'ın Erdoğan'ın imajına katkısı

03.11.2014


CUMHURBAÞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kaçak Saray"ı, Batı basınının da ilgi odağı olmuş durumda.

Olması da çok doğal, çünkü belli ki bu durumu tam olarak kavrayamıyorlar.
Kavrayamıyorlar, çünkü geleneksel olarak cumhurbaşkanlarının çalıştığı bir köşk varken, neden yenisine ihtiyaç duyulduğunu anlayamıyorlar, bu bir.

İkincisi, binanın kaçak olarak bir orman arazisine nasıl olup da yapılabildiğini hiç anlayamıyorlar.

Üçüncüsü, Erdoğan'ın bizzat çektirip medyaya servis ettiği fotoğraftaki görüntü, onlara bir demokratik ülke liderini değil, Putin'i çağrıştırıyor. International New York Times'da geçen gün buna özel bir vurgu yapılmıştı.
Dördüncüsü, akılları bu büyüklüğü almıyor!

Kaçak Saray'ın, Britanya Kraliçesi'nin oturup çalıştığı

Buckingham Sarayı'ndan, Fransa Cumhurbaşkanı'nın oturup, çalıştığı Elysee Sarayı'ndan ve ABD Başkanı'nın oturup çalıştığı Beyaz Ev'den büyük olduğuna özel bir vurgu yapılıyor.

Ve elbette Kaçak Saray'ın maliyeti de bir diğer akıl almaz faktör.

Kaçak Saray'ın maliyeti en iyimser hesaplarla 350 milyon dolar gibi görünüyor ki bu da demokratik bir ülkede hesapsızca harcanabilecek bir tutar değil.

Bütün bunlar bir araya geldiğinde ortaya çıkan da "demokrat bir lider" tablosu olmuyor haliyle!


Demokraside hesap verilir

NASIL bir ülkede, nasıl bir yönetim altında yaşadığımızın en iyi örneği Erdoğan'ın Kaçak Saray'ı oldu.

Kaçak Saray'ın tam olarak kaça mal olduğunu biz vergi mükellefleri bilmiyoruz.

Bina vergilerimizle yapıldı, bin odası var, 50 dönümden büyük bir kapalı alanı var, içinde Erdoğan ve ailesinin yaşaması için üç katlı bir villa var, bahçesine ahırlar yapılacak vs. ama kaça mal olduğunu bilmiyoruz.

Bir demokrasi ile demokrasi olmayan yönetim biçimini ayırt edebileceğimiz temel husus, şeffaflıktır.

Vergi mükelleflerinin ödediği paralar, babanızın parası değildir.

Nereye, nasıl harcandığının hesabını halka vermeniz gerekir, halk adına bu harcamaların denetlenmesi gerekir.

Bu binanın 350 milyon dolar civarında bir paraya mal olduğu tahmin ediliyor.
Bir demokraside asla olmaması gereken bir şey, bu hesabın "tahmini" olmasıdır.

Niye çıkıp dürüstçe açıklamıyorlar diye kendinize sorun ve yanıtını da kendinize verin!

Açıklamıyorlar, çünkü belli ki açıklarlarsa bu israfı ve hovardalığı uygun bir kılıfın içine sokmaları zor olacak.

Kaçak Saray, devletin öteki inşaat işlerindeki usullere uyularak yapılmadı.
Açık eksiltme usulü bir ihale olmadı.

İnşaat, "özellikli" bir bina olduğu için doğrudan sipariş yöntemiyle yaptırıldı.
CHP Grup Başkanvekili ve Sinop Milletvekili Engin Altay, Kaçak Saray'ın yapılması sırasında müteahhit firmaya, fahiş ödemeler yapıldığını ortaya koyan bir Sayıştay raporunu gündeme getirdi.

Buna göre "makine ile her derinlikte yumuşak ve sert toprak kazılması" imalatının Çevre ve Þehircilik Bakanlığı resmi birim fiyatı 3.10 lira iken, müteahhide yüzde 1120 fazlasıyla 37.19 lira ödenmiş.

"Makine ile her derinlikte yumuşak ve sert küskülük kazılması" imalatının birim fiyatı 4.55 lira iken, müteahhide yüzde 980 fazlasıyla 44.61 lira, "El ile kum-çakıl serilmesi" imalatının resmi birim fiyatı 3.49 lira iken, yüzde 1915 fazlasıyla 66.85 lira ödenmiş.
Liste böyle uzayıp gidiyor!

Hatta aynı iş için müteahhide üç ayrı fiyat üzerinden ödeme yapıldığı bile Sayıştay raporunda yer alıyor.

Bu açıklanmaya muhtaç bir durum ama elbette açıklama yapılmıyor!
"Yaptırdıysam ben yaptırdım, ödediysem ben ödedim, size ne" tavrı var ama ödenen para bizlerin parası!

Ve kusura bakmasın ama bir demokraside kabul edilebilir bir durum değil.
Böyle şeyler diktatörlük altında yönetilen memleketlerde olur.




http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/mehmet-y-yilmaz_148/kacak-saray-in-erdogan-in-imajina-katkisi_27506466
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 09 Nov 2014 11:31    Sujet du message: Répondre en citant


_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 09 Nov 2014 19:21    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:



Can Dündar
Bir Fotoğrafın Anatomisi
Cumhuriyet 04 Kasım 2014 Salı


Fotoğraf makinesi, onu kullanana bağlı olarak bir özgürlük meşalesi olabildiği gibi bir propaganda aleti de olabilir.
Fotoğrafçı, çektiği kareyle iktidarı perçinlemek istiyorsa; bunun yollarını bilir.

O yollardan biri, objeyi alttan çekmektir.

Çekilen, çekene üstten bakınca, bakanlara da tepeden bakmış, onlarda bir üstünlük, bir heybet hissi yaratmış olur.

Objeyi simetrik olarak ortalamak da bir başka yöntemdir. Böylece “Her şeyin merkezinde ben varım” algısı yerleştirilir.
Fonda abidevi mekânların kullanılması, bu otoriter algıya hizmet eder.
Böyle bakıp alt metnini okuyunca, Erdoğan’ın Ak Saray fotoğrafı, tam bir güç gösterisi…

İlk bakışta bir anahtar deliğini andıran çerçeveleme, kırmızı halının resmiyet çağrıştıran ritmik çizgileri, gökten yağan ışık huzmeleri ve o huzmelerin işaret ettiği yüce lider portresi…

Fotoğraf, sadece başrol oyuncusuna “Güç bende artık” dedirtmiyor, aynı zamanda onun totaliter yönetim tarzını ve devrin estetik anlayışını da ortaya koyuyor.

***

Fotoğraf sanatında neyin gösterildiği kadar, nasıl gösterildiği de önemlidir ya; belli ki burada, “Yeni Türkiye”nin fotoğrafı çekilmek istenmiş. Ve ideal fon olarak da, kaçak yapı olması nedeniyle dönemi en iyi yansıtan Ak Saray seçilmiş.

Fotoğrafta aksayan tek şey, Erdoğan’ın duruşu…

Anlaşılan o ki, fotoğrafı çeken, objeden korkusundan duruşa müdahale edememiş ya da sözünü dinletememiş.

Yerçekimine teslim olmuş gibi sarkık duran kolların ifadesizliğinde, arkaya bakan avuç içlerinde ve aralık bacaklarda, okul müsamerelerine özgü bir “Bitse de gitsek” sıkkınlığı hissediliyor.

Ne “Güçleri yetiyorsa yıksınlar” diyen ev sahibinin gür sesi var bu duruşta, ne özendiği beysbol sopalı liderlerin, “Ben size gösteririm” efelenmesi…
Olsa olsa, mahcup bir megalomani denemesi…

“Bana itaat edeceksin” diye gürlemekten ziyade, “Saraya da çıktık şükür” diye mırıldanan bir iç sesi...



***

Bildiğimiz, erken dönem fotoğraflarında hep ekibiyle görüntülenirdi Erdoğan… Yanı yöresi, ona yakın görünmeye çabalayan bakanlar, danışmanlarla dolu olurdu.

Sonra kitleler içindeki fotoğrafları geldi. Kalabalığın onu bağrına bastığı imajı pekiştirildi.

Son dönem fotoğraflarında ise bakanlarının ve halkın yerini yakın korumalar almaya başladı.

“Lider”in çevresi dış sese karşı yalıtılmış, tenhalaşmıştı.

“Ak Saray haşmeti”, o serinin son fotoğrafı…

“Tamamen muktedir ve artık yapayalnız” olmanın itirafı…

***

Bu fotoğraf bizi korkutmaya yeter mi?

Sanmıyorum.

Þatafatlı saraylar, heybetli duruşlar, despotik fotoğraflar muhalifleri sindirmeye, lideri sevdirmeye yetse şimdi Irak, Suriye, Türkmenistan dünyanın önder ülkeleri olurdu.

İktidarı sürdürmeye bin odalı saraylarla altındaki sığınaklar yetse Saddam’lar filan hâlâ işbaşında olurdu.

Öyle olmuyor işte…

İyisi mi ben fotoğraftakine, cenaze namazlarında tabutun üzerine serilen örtüdeki ayeti hatırlatayım:

“Kullu nefsin za-ikatulmevt” yazıyor orada...

Yani; “Her nefs, ölümü tadacaktır.”

Kendisi de fotoğraflarında bu kadar yalnız olmadığı dönemlerde sık sık bu ayeti hatırlatır ve şöyle derdi:

“Yarın hepimiz ölmeyecek miyiz? Öleceğiz. Musallaya koyacaklar bizi... Ne diyecek orada hoca:
‘Cumhurbaşkanı niyetine’ mi diyecek?

‘Trilyoner niyetine’ mi diyecek?

Hayır. ‘Er kişi niyetine’, ‘Hatun kişi niyetine’ diyecek.
Patiskadan kefene saracaklar, ondan sonra da 2 metreküp mezara koyacaklar. Eğer geride bir şeyler bırakmışsan, hayırla yâd edecekler. Bırakmamışsan, ‘Bundan kurtulduk’ diyecekler.”

Tabii, inananlar için bir de sonrası var.

1000 odalı saraydan farklı olarak 2 metreküp mezarda, “Kul hakkı yedin mi”, “Harama el sürdün mü”, “Mazlumun ahını aldın mı” diye soracaklar.

Zor sınav.




Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 09 Nov 2014 19:32    Sujet du message: Répondre en citant



Ne dini, ne de ahlaki olarak kabul edilebilir bir durum degil !

Bekir Coskun'da bunu dile getirmis !

Citation:


Bekir CoşkunFacebook: BEKIRCOSKUNVEYAZILARITwitter: bekrcosknE-mail: bcoskun@sozcu.com.tr
9 Kasım 2014

Diğer Yazıları

Kim ki ağaç keserse, ağaç onun …… ……!

Aynen öyle başlık…
Aklınıza gelen ikinci şey…
*
Başka türlü anlatamadık çünkü…
“Günah” dedik…
“Yazık” dedik..
“Vicdan” dedik…
“Acıyın” dedik…
Anlamadılar…
*
“Üzerinde kuşun yuvası var… Birisi senin yuvanı yıksa?…” dedik…
“Ahirette hesap günü kuş Allah’a; Yarabbim sor o kuluna, benim yuvamı niye yıktı?..” diyecek dedik…
*
Bir çakıl taşı için ölen varsa, bir dal için de ölen vardır…
Yaşlı nineler, çocukları yaşındaki kesicilerin ayaklarına kapanıp yalvardılar…
Kızlar ağaçların gövdesine sarıldılar…
Gençleri vurdular…
*
Yırca köyündeki 6000 zeytin ağacını kestiler, bu çorak ülkede termik santral kuracak başka yer yok muydu?..
Dün gece muhtar televizyonda çocuklar gibi ağladı, bir de babası öldüğünde ağlamıştı…
Hırsız durmuyor…
Can bile çalıyorlar…
Rant varsa; yerin dibine girip maden işçisi olsan kurtulamıyorsun ellerinden, ya da yukarıda bir yamaçta zeytin ağacı…
*
Vatan dediğin; kuştur, sincaptır, kurttur, karacadır, yayladır, ovadır, göldür, koydur, ormandır, deredir, ağaçtır…
Çıkart bunları bak…
Vatan diye ne kalır?..
*
Dağlardakine “eşkıya” diyorsun ya…
Onlardan farkın ne kadar?..
Doğu’da fidan genç askerler bir karış toprak için can verirken, Batı’da suyu, toprağı, dağı, ormanı çalmak, eşkıyalık değilse ne?..
Ne farkın var?..
*
“Merhamet” dedik…
“Kıymayın” dedik…
“Acıyın” dedik…
“Günah” dedik…
Anlamadınız…
*
Sizin tapelerdeki edepsiz dilinizden söyleyelim:
Kim ki ağaç keserse, o ağaç onun …… ……!
Anlaşıldı mı?..

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Aller à la page 1, 2  Suivante
Page 1 sur 2

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.