Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - P.R. François Hollande en Turquie le 27 janvier 2014
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 09 Oct 2007 Messages: 3474 Localisation: Somewhere in the world
Posté le: 03 Fév 2014 16:15 Sujet du message:
İlber Ortaylı 2.2.2014 Milliyet
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande bizim okulda
Türkiye’yi ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande için Galatasaray Üniversitesi’nde de bir tören düzenlendi. Hoş bir tören olduğuna hiç şüpheniz olmasın. Ama geçirdiğim hafif bir baygınlık nedeniyle ben tamamını göremedim
François Hollande müzisyen Candan Erçetin’e Sanat ve Edebiyat Þövalyesi nişanı verdi.
François Hollande 1954 doğumlu. François Mitterrand’dan sonra Fransa’nın ikinci sosyalist cumhurbaşkanı. Ülkemizi resmen ziyareti kendisinden evvel bize gelen Cumhurbaşkanı Mitterrand’dan tam 22 sene sonra. Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı davetine katılamadım. Dolayısıyla orada yaptığı basın konferansının elimdeki metnine göre Türkiye’den beklentilerini açıkça ortaya koymuş; kuvvetler ayrımı yani icra ile yargının birbirine müdahale etmemesi. Temel hak ve özgürlükler, hukuk devleti olmak. Görüşmelerin bu minval üzerine gideceği zannedilebilir. Ama Fransa Cumhurbaşkanı’nın etrafındaki kalabalığa baktığınız zaman François Hollande’ın tıkanan Fransız sanayi yatırımlarını genişleteceği bir yer aradığı açık. Ne kadar verimli bir gezi yaptığı da yakında anlaşılır.
Türkiye’ye Avrupa yolu için bazı işaretler verdi
İkinci gün Galatasaray Üniversitesi’ndeki törene katıldım. Burada Hollande’ın konuşması üzerinde durmam gerekir. Fransız politikacılarının, hangi kanattan olursa olsunlar, halen söylev gücü kuvvetli. Dillerini iyi kullanan, noktayı ve virgülü şaşırmayan adamlar. Bu bizim ülkemizde bir politikacıyı tek başına iktidara götürecek bir meziyet sayılırken, Fransa politikasında herhangi bir mevki için sadece ön şart olduğu bilinir. Fransızlar edebiyat ve retorik (söylem) ne kadar geriliyor diye şikayet etse de, bizim basın yayın organlarımız ve siyasilerimiz için örnek alınacak yönleri var.
François Hollande bazı ilginç noktalara değindi. “General de Gaulle Türkiye’ye geldiğinde, Türkiye’nin Fransa’dan öğreneceği teknolojiden söz etmiş. Kanımca o sırada Türkiye böyle bir dönemeci geçmişti, oysa o günden bugüne Türkiye’de çok şey değişti.
Başka platformda bir ülke var” demeye getirdi. Böyle bir girişten sonra hukuk devleti, kuvvetler ayrımı, yargıya müdahale etmeme gibi sözlerin hiç değilse dinleyiciler tarafından kabul göreceği çok açık.
Birçok Fransız politikacı ve bilakis selefi Sarkozy’nin aksine, Türkiye’ye Avrupa yolunun kapalı olduğunu ima dahi etmedi. Aksine işaretler verdi. Bu alanda Fransız Sosyalist Partisi’yle alakası olmayan bir başka önemli Fransız politikacı Jacques Chirac’ın görüşlerini paylaştığı anlaşılıyor. Zaten Chirac da Fransız devlet adamı geleneğini izlemeleri söz konusu olmayan Sarkozy gibilerini tenkit ettikten sonra, “François Hollande’ı partiler üstü gerçek bir Fransız devlet adamı” olarak nitelemişti. Sağ ve sol arasındaki bu gibi uyum gösterileri önemlidir. Ananevi siyasi olgunluğa işaret eder, çünkü gerçek hayatta ekonomik politikalar çok farklı değildir.
Cumhurbaşkanı’nın konuşmasının bundan sonraki kısmını bir talihsizlik neticesi takip edecek durumda değildim. Hafif bir baygınlıktan sonra nazik hekimimiz ve arkadaşım Dr. Ayşe Baturalp’in müdahalesiyle ayağa kalktım. Cumhurbaşkanı Hollande’dan sözünü kestiğim için özür dileyerek salondan ayrıldım. Benden sonra Hollande nutkunu tamamlamış ve Candan Erçetin’e, candan bir gösteriyle “Chevalier de l’ordre des Arts et des Lettres” (Sanat ve Edebiyat Þövalyesi) nişanını vermiş. Hoş bir tören olduğuna hiç şüpheniz olmasın. Ben tamamını göremedim.
Fransa ile ilişkilerimizi düzeltmek zorundayız
Fransa ve Türkiye’nin ilişkileri iyi değil. Son 10 senedir iktisadi ilişkiler sıfıra yakın gidiyor. Ne Fransız ne de Türk sanayii ve hizmetler sektörü bu düşüşü hak ediyor. Potansiyeli olan iki ülkenin ve devletin böyle birbirini çelmelemesi akıl ve düzen dışıdır. Onun için bir tarafın düzeni kurması gerekir. Anane sahibi eski devletler böyle bir kavgaya başladıkları an derhal “tamirci” denen büyükelçiler ve iktisadi çevre temsilcileri her şeyi yeniden kurmayı planlarlar.
Fransa’nın bir dönemdir önce Bernard Emie ve şimdi de bilhassa Laurent Bili gibi becerikli, Türkçe bilen ve Türkiye’yi tanıyan temsilciler gönderdiği açıktır. Yanlarındaki maiyet de öyle. Türk Dışişleri’nin de aynı biçimde şekillendiği görülüyor. Dünya ekonomisinin buhranlı bir zamanına giriyoruz. Türkiye’nin son 20 yıldır dış iktisadi gelişmeleri, eski Avrupa ile olan kurulu düzenin dışına kayıyor. Bu kaçınılmaz. Kimse Rusya veya İran’la ilişkileri Avrupa için geriye çekemez.
Bu konudaki tedbirsizlikler ve aşırılıklar hükümetin son İran gezisinde görüldü. Bol bol hücum ettiğimiz, küçümsemeye çalıştığımız kadroların önünde oturmak zorunda kaldık. Fransa ile olan ilişkileri de düzeltmek zorundayız. Bu düzeltme isteği karşı taraftan geldi. Hadisesiz ve nutuksuz, uyumlu hareket etmekte fayda var.
Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures Aller à la page Précédente1, 2, 3
Page 3 sur 3
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum