Forums d'A TA TURQUIE

[Cuneytbelmondo]

Dayak yiyen kadına, dayak atan polislerden fazla ceza istendi

http://webtv.hurriyet.com.tr/2/25430/0/1/kadina-karakolda-feci-dayak.aspx

Fevziye Cengiz isimli kadının İzmir Karabağlar karakolunda feci şekilde dövülmesinin ardından ortaya çıkan skandallarla ilgili yargıdan yeni kararlar geldi. İzmir Başsavcılığı, dayakçı polislere istenen cezayı 5 yıl 9 aya çıkardı. Bu ceza, 6.5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan dayak mağduru Cengiz’e istenen cezanın altında kaldı.

Vatan Gazetesi'nden Kemal Göktaş'ın haberine göre, İzmir’de ailesiyle birlikte eğlenmeye gittikleri müzikholde gözaltına alınan 37 yaşındaki Fevziye Cengiz’in karakolda yediği feci dayağın görüntülerini ortaya çıkmıştı. Cengiz hakkında polislere hakaret ettiği, koluna eliyle vurduğu, tırmaladığı ve ittiği gerekçesiyle 6.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılırken polislere ise “basit yaralama” suçundan 1.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Cengiz’in avukatlarının bu karara yaptıkları itiraz üzerine Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi, daha önce basit yaralama suçundan 6 aydan 1.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan Hakan Yörük ve Beyit Sezgin hakkında “tehdit ve hakaret” suçundan ek dava açılmasına, Tekin Doğan isimli polise de dayağa yardım ettiği, hakaret ve tehditte bulunduğu için dava açılmasına karar verdi. Mahkeme dayağı izleyen ve görünmemesi için perdeyi çeken Nevzat Atasever’e de “kasten yaralamaya yardım” suçundan dava açılması gerektiğine hükmetti.

Savcı Alaaddin Dokur da bu karar doğrultusunda yeni davaları açtı. Buna göre dayak atarken görülen Beyit Sezgin ve Hakan Yörük 1 yıl 3 aydan 5 yıl 10 aya kadar hapis istemiyle yargılanacak. Savcı daha önce takipsizlik verdiği Tekin Doğan’a da dayağa yardım ettiği, tehdit ve hakarette bulunduğu iddiasıyla 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istedi. Dayağı izleyen karakol grup amiri Atasever hakkında ise 3 aydan 9 aya kadar hapis istedi.

Savcılık ayrıca dayak görüntülerini izleyerek rapor hazırlaması için görevlendirilen Bilgi İşlem Þubesi’nde görevli bir komiser yardımcısı ve iki polis memuru hakkında da soruşturma açtı. Savcılığın konuya ilişkin tutanağında bilirkişi skandalı şu sözlerle ortaya konuldu: “Karakolun kamera kayıtlarından elde edilerek gönderilen CD’lerin başsavcılığımızdaki soruşturmaları etkileyecek ve farklı sonuçlar çıkaracak şekilde sonuçlandırılmasına neden olacak şekilde çözümleme ve fotoğraflama yapmak suretiyle suç işledikleri sonucuna ulaşıldı.”


Soruşturma konusu olan polis raporunda, dayaktan hiç bahsedilmemiş ve polislerin hararetli konuşan ve sakinleşmeyen kadını etkisiz hale getirmek için fiziki müdahalede bulundukları ileri sürülmüştü. Cengiz’in bu fiziki müdahaleye karşılık verdiği için “arbede” çıktığı savunulan raporda, “fiziki müdahale” sırasında bir polisin gömleğinin yırtıldığının özellikle vurgulanması da dikkat çekmişti. Görüntülerde dayak devam ederken bir polisin perdeyi çekerek dayağı gizlemeye çalıştığı da yer almamıştı.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19773938.asp

[Cuneytbelmondo]

Bitmedi!

Polisten degil, kocadan dayak olursa... kadinlara yönelik siddet konusunda yeni Türkiye usulü çözümler...



Aile birliğini sağlamada arabuculuk sistemine, dinadamları, ulemalarda dahil ediliyor

Þiddeti önlemede din adamından medet umuluyor!


Kadına yönelik şiddet yüzünden boşanmaların önüne geçmek için Malatya İl Genel Meclisi, dinadamlarının arabuluculuk yapmasını imkan tanıyan rapor hazırladı. Rapor, Başbakanlığa ve tüm siyasi partiler ile ilgili kurumlara gönderiliyor

Malatya İl Genel Meclisi Kadın Hakları ve Eşitlik Komisyonu, eşler arasında yaşanan şiddet olaylarında, yaşanılanların mahkemeye taşınmadan bölgenin ileri gelenleri ve din adamlarının arabulucuk yapmasına imkan tanınacak düzenleme yapılması yönünde rapor hazırladı. Raporun, ilgili kurumlara gönderilmesi benimsendi.

İl Genel Meclisi Kadın Hakları ve Eşitlik Komisyonu Başkanlığı, TBMM'de üyesi bulunan siyasi partilerin kadın kollarının bugüne kadar ''Kadın Hakları ile Eşitlik'' konusunda yaptığı çalışmaları inceleyerek, kadının sorunları ve çözüm önerilerine ilişkin bir rapor sundu.

İl Genel Meclis Başkanı Naci Þavata başkanlığında gerçekleştirilen Malatya İl Genel Meclisi'nin bugünkü toplantısında sunulan rapor kabul edilerek, ilgili kurumlara iletilmesi benimsendi.

Raporda, kadın ve erkeğin çatışan iki güç değil birbirini tamamlayan eş olarak görülmesi gerektiği belirtildi. Kültürel değerler çerçevesinde kadının hiçbir zaman ikinci sınıf vatandaş olarak görülmediği ifade edilen raporda, bu nedenle komisyonun kadınların sömürülmesi, horlanması, şiddete maruz kalmasını reddettiği vurgulandı.

Günümüzde çalışan kadınların, iş, ev, eş ve çocuktan oluşan ciddi yükümlülükleri barındıran bir ortamda hayat sürmek zorunda kaldıklarına işaret edilen raporda, ''Bu yükümlülüklerin ağırlığı kadını mutsuz ve yorgun bir hale getirmektedir'' denildi.

Çalışan kadınların sorunlarını hafifletici ve rehabilite edici kreşler, emzirme odaları gibi ortamların hazırlanması gerektiği önerilen raporda, toplumda kadına karşı ayrımcılığın, şiddetin, cinsel istismarın önlenmesi için de zihinsel bir reforma ihtiyaç duyulduğu kaydedildi. Raporda, konuyla ilgili toplumdaki bilinçlendirme çalışmalarının hızlanması, üniversitelerden de destek alınması gerektiği vurgulandı.

RAPOR İLGİLİ KURUMLARA GÖNDERİLDİ

Kadına yönelik şiddete ilişkin çözüm önerilerine de yer verilen raporda, şunlar kaydedildi:

''Eşler arasında yaşanan şiddet olaylarında, yaşanılanların mahkemeye taşınmadan evvel bölgenin ileri gelenleri ve toplum üzerinde etkisinin olduğuna şüphe duymadığımız din adamlarının arabuluculuk yapmasına imkan tanınacak düzenleme yapılmalı. Bütün bu çalışmalara rağmen şiddet ortamından kurtulamayan kadınlar için hayatlarını kimseye muhtaç olmadan kazanabilmeleri adına eğitim durumları ve yeteneklerine göre çeşitli işlere yerleştirilebilecek çalışmalar yapılmalıdır. Böylece devletin şefkat eli korunmaya muhtaç olan bu kadınlara ulaştığı için toplumda doğabilecek diğer olumsuzlukların da önüne geçilmiş olunacaktır.''

Siyaset içindeki temsil güçleri artırılarak kadınların hem merkezi idarede hem de yerel yönetimlerde etkinliğinin arttırılmasının da önerildiği raporda, ancak günümüz Türkiye'sindeki siyaset yapılış tarzının buna fazla imkan vermediği, bu durumun değiştirilmesi gerektiği belirtildi.

http://www.kazete.com.tr/siddeti-onlemede-din-adamindan-medet-umuluyor_19965.htm