222 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 222
Membre(s) : 0
Total :222

Administration


  Derniers Visiteurs

administrateu. : 08h43:01
murat_erpuyan : 08h45:25
SelimIII : 22h09:57
Salih_Bozok : 3 jours
cengiz-han : 3 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Football en Turquie
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

Football en Turquie
Aller à la page Précédente  1, 2, 3, ... 21, 22, 23  Suivante
 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum Sport
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11178
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 28 Aoû 2010 13:38    Sujet du message: Répondre en citant

Kara Perşembe fena yaktı

Hüseyin Koyuncuoğlu - Hurriyet 28/08/2010

Türk takımları bu sezon Avrupa kupalarındaki performansıyla ülke puanını da tam anlamıyla katlettiler.


Avrupa'da ülkemizi temsil eden 5 takımdan üçünün Ağustos ayında katıldıkları kupalara veda etmesi, ülkeler sıralamasında 9. sırada bulunan Türkiye'nin yerini kaybetmesine yol açacak.

Üstelik Türk takımları ülkeler sıralamasında direkt olarak yarıştığımız ülkelerin temsilcilerine elenince, Türkiye'nin hanesine yazılabilecek tüm puanlar rakiplere gitmiş oldu. Galatasaray'ı eleyen Karpaty Lviv, Fenerbahçe'yi eleyen PAOK aldığı sonuçlarla Ukrayna ile Yunanistan'a puan kazandırmalarının yanısıra, iki takımda Avrupa Ligi'nde ülkeleri adına 6'şar maç daha yapmayı da garantilemiş oldu.



PUANLARI RAKİPLERİMİZE KAPTIRDIK

Türkiye'nin 9'uncu sırada bulunduğu ülkeler sıralamasında, Ukrayna 7'inci, Yunanistan ise 11'inci durumda bulunuyor. 3 temsilcimizin de elenmesiyle birlikte Türkiye'nin sıralamada üst basamaklara tırmanması neredeyse imkansız bir hal aldı. Yerini korumak için bile 5 takımla yoluna devam eden Hollanda ve 4 takımla devam eden Yunanistan ile mücadele etmesi gerekiyor.

ÞAMPİYONLAR LİGİ'NDE 3 TAKIM ARTIK HAYAL

Geçen yıl UEFA'nın ülkeler sıralamasında 11'inci sırada bulunan Türkiye bu nedenle Avrupa kupalarına 5 takımla katılırken, Bursaspor ve Fenerbahçe devler liginde, Beşiktaş, Galatasaray ve kupa şampiyonu Trabzonspor ise ülkemizi Avrupa Ligi'nde temsil etme hakkı kazanmıştı.

Bu yıla 9'uncu sırada başlayan Türkiye, listenin ilk 6'ıncı sırası ile arasındaki puan farkını bir kaç galibiyete kadar indirmeyi başarmışken 3 takımın birden Avrupa'dan elenmesi büyük bir hayal kırıklığı yaşanmasına neden oldu. Böylece Türkiye Þampiyonlar Ligi'nde 2'si direkt 3 takımla temsil edilme şansını da Beşiktaş hariç 4 büyüklerin başarısız sonuçlarıyla tepmiş oldu.

Sadece bu fırsatı kaçırmakla kalmayan Türkiye, bu performanslar ve rakiplerinin daha çok takımla temsil edilmesi nedeniyle gelecek yıl Þampiyonlar Ligi'ne direkt katılma hakkını da kaybedebilir. UEFA bu listeyi oluştururken son 5 yılı dikkate aldığı için, bu yılki muhtemel başarısızlık 5 yıl boyunca karşımıza çıkmaya devam edecek.

Türk takımlarının bu yıl ülke puanına yaptıkları katkı;


SADECE BEÞİKTAÞ VE BURSASPOR'U DESTEKLEMEK YETMEZ

Dün gece yaşanan mağlubiyetlerin ardından, Türkiye'yi sadece Bursaspor ve Beşiktaş temsil etmesi yeterli olmayacak. Çünkü elenmiş olsalar bile Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor'da ortalamaya dahil olacağı için kazanılan puanların ülke puanına etkisi çok sınırlı oranda olacak. Beşiktaş ve Bursaspor'un kazanmasının yanısıra bu yılın geri kalanında Ukrayna, Yunanistan, Hollanda ve Rusya temsilcilerinin maçlarda başarısız sonuçlar alması hiç olmassa ülkeler arasındaki puan farkının açılmasını engelleyecek.

ÜLKELER SIRALAMASI VE ÜLKE TEMSİLCİLERİ NASIL BELİRLENİYOR?

53 ülkeden, 76'sı Þampiyonlar Ligi 161 tanesi Avrupa Ligi'ne olmak üzere her yıl 237 takım kupalara katılma hakkı kazanıyor. Bu takımlar sıralanırken ise UEFA'nın ülkele sıralamaları dikkate alınıyor.

Ülke Sıralaması ÞAMPİYONLAR LİGİ AVRUPA LİGİ


Ülkeler, son 5 yılda Þampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi'ndeki temsilcilerinin performanslarına ve ülkelerine kazandırdıkları puanlara göre sıralanıyorlar. Bu sıralamada takımlar Þampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi'nde yaptıkları ön eleme maçlarında her galibiyette 1 puan, beraberlik durumunda ise 0.5 puan alıyor. Ön elemelerden sonra gruplara kalan takımlar ise galibiyet başına 2 puan beraberlikte ise 1 puan alıyorlar. Ayrıca Þampiyonlar Ligi'nde gruplara kalan takımlara 4 bonus puan veriliyor.
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/15650509.asp?gid=362
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11178
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 12 Sep 2010 16:56    Sujet du message: Répondre en citant

>

Source :
http://www.chronofoot.com/fc-barcelone/le-fc-barcelone-est-le-club-prefere-des-europeens_art6870.html
<
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 26 Déc 2010 20:21    Sujet du message: Répondre en citant

Ce topic est un sacré mélange linguistique. Le Président vénéré a utilisé aussi le turc alors qu'il sort le carton jaune quand on l'use en degors du forum en langue turque.
Voilà un papier qui souligne les impasses du foot ou plus exactement le sport en Turquie. Rien ne va plus parce que :


http://www.turkiyegazetesi.com/makaledetay.aspx?id=473321

Güldürüyorsunuz beni!..
Ocal ULUS

Altını çiziyorum, hem de yıllar yılı, siz deyin “15 yıldır” asırdır, ben diyeyim “çeyrek”, hatta “yarım” asırdır; üç nokta yan yana ve de satırbaşı:

Gazeteci döven kulüp başkanları var mı, var!..

Hakem odalarını basan kulüp başkanları var mı, var!..
Þeref tribünlerinde, protokol tribünlerinde terör estiren kulüp başkanları var mı, var!..

Soyunma odaları koridorlarını gerilim filmine çeviren kulüp başkanları var mı, var!..

Protokol tribünlerinde küfürün, tekmenin, tokadın binini bir para hâline getiren yöneticiler var mı, var!..
Protokol tribünlerinde “kulüp başkanı gibi davranan” belediye başkanları, “taraftar gibi öne çıkan” valiler, kaymakamlar, savcılar, hatta hakimler, milletvekilleri, bakanlar var mı, var!..
Bunları “mecburen” seyreden emniyet müdürleri ve de güvenlik güçleri var mı, var!..

Dahası, “iş olsun torba dolsun” diye mevcut yönetmelik ve kanunlarla verilen “bazı cezaların affı” ya da “azaltılması” için devreye giren, cezayı verenleri eleştiren, fırçalayan milletvekilleri, hatta bakanlar var mı, var!..
Basın tribünlerinde ve gazete sayfalarında, TV ekranlarında “fanatik taraftara taş çıkartmak için” yarışan spor yazarları, gazeteciler, yorumcular var mı, var!..

“Var olan” kanunları, yönetmelikleri “tam, adil ve eşit olarak uygulamak” yerine, durmadan “Kanun yetersiz, mevzuatımız eksik” diye ağlayan, “şiddeti önlemenin mazereti” olmaktan da öteye “bahanesi” olarak “bu talebi” kırık plâk gibi durmadan tekrarlayan yetkililerimiz var mı, var!..

Peki, “bu tabloyu değiştirmek için” yeni kanuna ihtiyaç var mı, yok!..
Yıllar yılı, “neden bu tabloyu değiştirmiyor, değiştiremiyoruz” öyleyse?..
Zira, “değiştirecek olanlar”, yani “yukarıda saydıklarım”, yani “hepimiz”, bu tablonun parçaları, hem de en önemli parçalarıyız da ondan!..
Peki, böyle bir tablo ortada iken, “yeni kanun çıkarsa” ne olacak?..
Trafik Kanunu, “ülkemizde trafik suçlarını ve kazalarını ne kadar önleyebiliyorsa”, işte “o kadar” olacak!..

Nizamı, intizamı, adaleti, eşitliği, düzeni hâlâ “kağıt üzerinde kalan” kanunlardan bekleyenlere gülüyorum; “o kanunları uygulayacak ve o kanunlara uyacak olanların, yani hepimizin zihniyetini değiştirmeden”, neyi değiştirebiliriz ki?..

Zengin-fakir farkı!..

Profesyonel Disiplin Kurulu, “aynı” toplantıda, “hakeme hakaretten”
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a “21 gün hak mahrumiyeti, 30 bin lira para cezası”, Çaykur Rizespor yöneticisi Süleyman Hasan Basa’ya ise 30 gün hak mahrumiyeti, 4 bin lira para
cezası verdi!..

Görünen o ki, “zengine ve de büyük kulüp yöneticisine para cezası çok, hak mahrumiyeti cezası az”; iyi de ya Aziz Başkan’ın “hakem odalarını ziyaret (!)” ve de “hakemlere iltifat (!)” alışkanlığının (Bu kaçıncı?) kararlara hiç mi tesiri olmuyor?..


Voleybol parıldıyor!..

“Türk Voleybolu’nda, aslında Türk Basketbolu’ndakinden daha hızlı ve temeli sağlam gelişmeler olduğunu” yazdığımda, özellikle “basketseverlerden” epey eleştiri almıştım!..
Voleybol Milli Takımımızın, kulüp takımlarımızın uluslararası arenada almaya başladığı “başarılı” sonuçlar, beni “henüz tam olarak haklı çıkarmasa” da, ümitlendiriyor; işte Fenerbahçe Kadın Voleybol Takımı’nın bütün bir ülkeyi onurlandıran, gururlandıran büyük başarısı!..
Elbette “Fenerbahçe’nin de, başkanı Aziz Yıldırım’ın da, Fenerbahçeli yöneticilerin de, Acıbadem’in de, sahibi Mehmet Ali Aydınlar’ın da, Fenerbahçe voleybolunun içindeki herkesin de, teknik adamların ve sporcuların da bu büyük başarıda payları” var; inanıyorum ki, sağlam tohumlar atıldı ve “başarı gelip geçici olmayacak!..”


Kankalar Arda’ya karşı!..

Arda’nın çorbacı çocukluk arkadaşının açılışına gitmeye hakkı “insan olarak” vardır; herkesin ortasında “Ulan Arda sen de mi buradasın” diyecek kadar “zeminden, zamandan, adaptan, büyük rakibine ve kaptanına saygıdan habersiz görünen” Aziz Yıldırım’a “ses edemeyip”, Arda’ya ceza veren bir Galatasaray Başkanı ise haksız, hem de çok haksızdır!..

Çarşamba günü Türkiye Gazetesi’nde sevgili Ümit Aktan’ın yazdığı yazıyı okuyun ey Galatasaraylılar; okuyun da “Galatasaray’ı yöneten” zihniyetin Galatasaray’ı ne hâle düşürdüğünü iyice anlayın!..

Durup dururken “Alın şu kadar milyon euro verin Arda’yı” diyerek, Galatasaray Kaptanı’nı “aylarca” asimetrik psikolojik harekatın izlerini taşıyan psikolojik bir baskıyla karşı karşıya bırakan Fenerbahçe Başkanı’nın “Ulan” sözü için, kimse bana, “Efendim bu samimiyet ifade eden bir cümle, kasıt ve aşağılama aramayın” demesin; bilmem ki bir toplantıda, onca kişinin ortasında mesela bir bakanımız, Aziz Yıldırım’ı görünce, “Ulan Aziz, sen de mi buradasın” dese ne olur; ne düşünülür?..
Ya da mesela bir Real Madrid Başkanı, Barcelona’nın Kaptanı’na herkesin ortasında “Ulan” diyebilir mi, derse ne olur?..


Bitmişiz, bitmiş!..
İnanamıyorum; Türkiye’de gazetecilik ne hâle gelmiş!.

“Dünya’nın en büyük ve en ünlü” kadın basketbolcusu olarak Fenerbahçe’ye transfer edilen Diana Taurasi’nin İstanbul Üniversitesi ile oynanan maçtan sonra alınan idrarında “doping maddesi tespit edilmiş” ve “bu yüzden takımının son maçlarında oynatılmıyormuş”, kimsenin haberi yok; bu nasıl iş; bu nasıl gazetecilik?..

“Bunca” Fenerbahçe muhabiri, “bunca” basketbol yazan-çizen var, ama bu “Amerika’yı bile (Hiç şüphemiz olmasın ki, Amerika, bu konuya bizden çok daha ciddi şekilde eğilecek ve Taurasi’nin ne şöhretine, ne gözünün yaşına da bakacaktır.) sarsacak” haberden “önceki güne kadar kimsenin haberi yok”; neden ?!..

Yoksa “birilerinin haberi vardı” da, “Aziz Başkan korkusundan, onun ‘Bunlar karalamacı’ demesinden, ‘kulüp zeminine ayak atmalarının yasaklanmasından’ çekindiler” de mi, yazmadılar, yazamadılar?!..
FIBA’nın Euroleague maçında oynamıyor, Beko Basketbol Ligi’nde oynamıyor, kalkıp Amerika’ya gidiyor; “Herhalde sakattır” diye düşünülüyor, “Takım arkadaşı Birsel’le kavga etmiş, galiba küsmüş, kırılmış” deniyor, bir Allah’ın kulu da çıkıp “Euroleague de bile oynatılmadığına göre herhalde sakatlığı önemli olmalı” demiyor, soruşturmuyor, araştırmıyor!..

Haberi, ilk örnekte “yasaklı madde” tespit edildikten sonra, “ikinci örneğin açılması” an meselesi hâline gelince, ancak okuyabiliyoruz; “Günaydııınnn!..”

Bir soru daha; bilmem ki, “Efesli Kerem Gönlüm Olayı’nı Aziz Başkan’ın gündemde tutma çabasına canı gönülden olumlu cevap veren” spor medyamız, “iş Taurisi’ye gelince” neden “önemsiz ve sıradan bir olay” gibi davranıyor?..
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 26 Jan 2011 11:37    Sujet du message: Répondre en citant

Un coup de coeur pour moi ce papier paru dans Cumhuriyet du 24.01.2011

DENİZ KAVUKÇUOÐLU
Metin Kurt’u Tanır mısınız?

lire la suite >
http://bit.ly/eExn3e
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 12 Fév 2011 22:17    Sujet du message: Répondre en citant

Evidemment le foot ne pouvait être isolé de l'ambiance générale de Turquie...

http://www.turkiyegazetesi.com/makaledetay.aspx?id=479827

Ense ve şaplak!..
Ocal Uluç

Kadıköy Karaköy vapurunda bir adam gazetesini okurken, birden ensesine bir şaplak inivermiş; adam öfkeyle başını çevirmiş; karşısında hiç tanımadığı biri var; adam “Çok özür dilerim, bir yanlışlık oldu, sizi bir tanıdığıma benzettim, kusura bakmayın” demiş, geçip yerine oturmuş.
Þaplağı yiyen adam dudak bükerek gazetesini okumaya devam etmiş, derken birkaç dakika sonra bir şaplak daha yemez mi; karşısında gene aynı adam, tam ona gürleyecekken, adam boynunu bükmüş ve de “Çok affedersiniz, sizi çocukluk arkadaşıma benzetiyorum, ona hep şaplak atardım, o olup olmadığınıza emin olmak istedim, bir daha olmayacak” diyerek yerine dönmüş!..
Derken, “bir şaplak” daha gelince, adam öfke içinde ayağa fırlamış, “Bu kadarı da fazla, deli misin be adam? Artık bu kadar fazla” diye bağırmış, karşısındaki “aynı” adam bu defa pişkin pişkin gülerek, elini cebine atıp bir tomar para çıkarmış, arkada oturan bir başka adamı işaret ederek demiş ki; “Onda bu para, sende de bu ense oldukça benden daha çok şaplak yersin, arkadaş!..”
Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, “iş işten geçtikten sonra” Perşembe günü yaptığı gibi, çıkıp da ne söylerse söylesin, kendisi de, federasyonu da, hakemleri de şaplak yemeğe devam edecekler; zira onlarda o ense, “o enseye şaplak atmak isteyen” hem de “cepleri dolu”, bitmedi; “pervasız” onca “başkan ve yönetici” varken, dahası, hele “o şaplaklar için” haklı sebepler de bulunursa ve de şaplaklara karşı “gülünç”, ondan da öte “çifte standartlı” cezalar verilirse, bu “şaplağa yeşil ışık yakmak” değil de nedir acaba?..
“Maç esnasında girilmesi yasak” mekana girecek, maçın devre arasında hakemlere “çok ağır sözler” söyleyecek, “yalanlanmayan” gazete haberlerine göre “küfürler edecek” ve de tehditler savuracak, siz de o yöneticiye “sadece 21 gün ceza vereceksiniz”, bu ne demektir; “İşte ensem, gel bir daha vur!..”
Zaten 5 sezonda 7 defa, hem de “koruna kollana benzer” olaylardan 20.5 ay boykot cezası almış bir kişiye “21 gün nedir” ki; “yasak mahalle girmiş, hem de maç oynanırken devre arasında hakemleri tehdit etmiş, küfür etmiş, hakaret etmiş” ve bunca suçun her biri “en az 21 gün cezalık iken” verilen ceza “sadece 21 gün” olursa, “şaplak atmak” biter mi?..
Sezon başından beri “bariz hakem hataları” sebebiyle onca maçı ve puanı kaybetmiş bir başka kulübün başkanı “bu hataları eleştirince” ve de “ligin sıralamasını hakemler yapacak galiba” diye dert yanınca, ona verilen ceza da “21 gün” olursa, bu nasıl bir “adalet dağıtımıdır”; nerede insaf?..
Bitmedi sevgili Mahmut Başkanım, Merkez Hakem Kurulu Başkanınız Oğuz Sarvan’la beraber bu olaylara karşı “öyle” tarafsızsınız(!) ki, hakem
odasının devre arasında basıldığı ve hakaretler, tehditler yağdırıldığı olaydan sonra, “tıs pıssınız”; ama Adnan Polat ile Serdal Adalı, “hakem odası basmadan, maçın devre arasında yasak mahalle girmeden, hakemleri en ağır hakaretlerle tehdit etmeden”, sadece “durum tespitini ortaya koyacak” sözler edince, kükrüyorsunuz; “eğik”, pardon “dik” duruşunuza hayranım; bravooo!..

Tarafsız medyamız!..
Bilica’nın, hem de Roberto Carlos’un Alex’e bıraktığı otomobili ile yaptığı “yaralamalı kazadan sonra” yaralıyı ortada bırakıp kaçtığı ve “24 saat geçtikten sonra” ortaya çıktığı olayın Türk medyası tarafından verilme şekline bir bakınız. Sonra, aynı medyamızın, Guti’nin “yasal promil sınırını aşan” bir şekilde içkili otomobil kullandığı için “gece çevirmesinde ehliyetinin alınışını” kamu oyuna aktar ışına bir göz atınız. Nihayet, medyamızın Galatasaraylı Arda’nın hanım arkadaşının da içinde olduğu bir dost grubuyla “cep sinemasına gidişi” ile ilgili yaptığı haberlere ve art arda dizdiği yorumları da tekrar okuyunuz; “gerçekten” Türk medyasının ne kadar tarafsız (!) olduğunu görecek ve alkış yağmuruna tutacaksınız!..

Milli Takım!..
Güney Kore ile oynadığımız özel maç sonrasında Milli Takımımız da, hocası Hiddink de çok eleştirildi; ben ise “çok başka düşünüyorum”; bardağın dolu tarafına bakıyorum!..
Asya Kupası’nda “onca maç oynayarak” Türkiye’ye istim üzerinde gelmiş ve “şampiyon” Japonya’ya ancak “penaltı atışları ile elenmiş”, kolektif futbolu, hem de “sert” ve “hızlı” oynayarak sahaya döken bir takım önünde, “10 kişi kalan” Milli Takımımızın futbolu “iyi olmasa” bile çok da “kötü” değildi. Dahası “yeni ve ümit veren” milli oyucular ön plâna çıktı; Serdar Kesimal gibi, Mehmet Ekici gibi, Tunay Torun gibi, Yiğit İncedemir gibi!..
Takımımızın tek eksiği “santrfor” idi; Hiddink, Avusturya maçına kadar “bu sorunu çözerse”, Türk Milli Takımı bizleri mahcup etmeyecektir!..

İlkeli!...
Önce “hakemlerin penaltılarla Trabzonspor’u kolladığını“ söyledi, birkaç gün içinde ortaya çıktı ki, “Senaryoyu başkanı yazmış, o oynuyor”; bu adımıyla, Trabzonspor Kulüp Başkanı Sadri Þener “mışıl mışıl uyurken”, Þenol Güneş’in “Fenerbahçeli kalemşorların önüne atılmasını” sağladı, Trabzonspor “hizaya geldi”; şimdi sırada “Bursaspor” ve hedefte Ertuğrul Sağlam var!..
Fiii tarihinde bitmiş, hesabı görülmüş bir maçtan sonra, “maçın galibi futbolcular arasında bulunan”, maçı ve şampiyonluğu kaybetmiş “Trabzonsporlu futbolcular için” söylediği birkaç cümle ile de o tarihten bu yana “ilkeli” diye yere göğe sığdırılamayan
bir adam o!..
Siz, “ilk ele değil, son ele bakın”; onun ne kadar “ilkeli olduğunu” çok iyi anlayacaksınız; zira “bitmiş bir maçın ve kazanılmış bir şampiyonluğunun sonrasında” söylenmiyor bugünkü sözler; “devam eden bir yarışın ortasında
” söyleniyor;
ne ilke ama?..

Yediririm arkadaş, kime ne?..
Elano - Misimovic - Rijkaard - Tabata - Holosko - Fink - Del Bosque ve de vesaire vesaire. Say say bitmez!..
Þöyle bir hesap edin, “önceki yılları saymıyorum”, son birkaç yılda, Galatasaray ve Beşiktaş, “başı da, sonu da bozuk” hoca ve yabancı oyuncu transferlerinde “ne kadar milyon euro ve dolar kaybetti?..”
Bir yandan “UEFA kriterleri ve mâli denetim” diye attığı zaman mangalda kül bırakmayan Federasyonun “6 artı 2 artı 2” izni ile “havaya giden” milyon eurolar ne kadar?..
Sonra, gazetelerde okuyoruz; “eski paramız ile” bu iki kulübün “200 trilyona yaklaşan vergi borçları”, dikkat buyurun, “6 trilyona indirilivermiş!..”
Yıllardır ülkemizde “tüyü bitmemiş yetimin hakkı” edebiyatı yapılır; bitmedi, Galatasaray Başkanı Adnan Polat, “Galatasaray kuruşunu kimselere yedirmem” diye bas bas bağırmaya başlar, ama ortada garip bir çelişki vardır; galiba “Galatasaray’ın değil, tüyü bitmemiş yetimlerin parası yedirilmektedir!..”
Ve bir “galiba” daha; 8 milyon euroluk Misimovic’i çöpe atıp, Cenk Tosun’dan 550 bin euroyu sakınıp, Mersin İdman Yurtlular tarafından hakkında ciddi ciddi ve Bercali tarafından hâlâ yalanlanmayan “Mevsim başında 300 bin euroya bir yıl için bize teklif edildi” iddiası bulunan Stancu’ya 5.5 milyon euroyu “o değil” ben verdim; öyle ya Stancu “benim hemşerim!..”
Ve de Adnan Sezgin de “hemşeri seçicim”; herkes bilsin; “Ben Adnan Polat değilim, o kuruş yedirmez ama, ben milyon euroları yediririm, arkadaş!..”
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 12 Juil 2011 18:46    Sujet du message: Répondre en citant

Que dit le Président de la FFT face aux accusations de truquage des matchs du championnat turc.

"Bir kişi çıkıp rakip takımın oyuncusu ile anlaşma yaparsa bundan tüm kulübü srumlu tutmak sizce ne kadar doğru? Kişisel görüşüm, kurumları kişilerden ayırt etmek lazım. "

Une personne fait un accord avec un footballeur de l'équipe adverse, comment est-il possible de tenir responsable tout un club. Selon moi il faut séparer les organisations et les personnes.

C'est honteux, voire scandaleux!
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 12 Juil 2011 19:41    Sujet du message: Répondre en citant

Autre scandale, le Président de Trabzonspor, le très blagueur (sic) Sadri Sener vient d'être libéré sous caution (200.000TL), somme qu'il a trouvée en un temps record bien entendu. Par contre, il n'a pas pu trouver 55.000 euros pour acheter des matchs ou des joueurs, c'est cela ? De qui se moque-t-on ? Même la tentative de meurtre est un délit. Pour quelle(s) raison(s) le libère-t-on ? Ah oui, je vois, il a essayé de faire du $ike, mais il n'a pas réussi. Il a été maladroit ou il a encore fait une blague, comme d'habitude. Smile

Je ne te le fais pas dire Cengiz. On est les champions pour la justice à géométrie variable. Il faudra aussi que cette justice nous explique -quand elle aura un moment- pourquoi elle n'a pas satisfait la demande d'Aziz Yildirim afin qu'il puisse aussi bénéficier de cette liberté sous caution ?

Il y a comme des émanations nauséabondes qui me parviennent à mes fosses nasales...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 13 Juil 2011 0:05    Sujet du message: Répondre en citant

Ruya goren bir arkadasimdan geldi !


Ben Galatasaraylıyım! Ama herşeyden önce insanım!!!!


Hayırlara vesile olsun , dün gece bir rüya gördüm. Sizlerle paylaşmak istedim. Yorumunu siz yapın artık.

Gizli sahiplerinin Erdoğan'lar olduğu söylenen TAÞ YAPI adıyla maruf inşaat şirketi , İstanbul Kadıköy'deki Salı Pazarının

kurulduğu en az 100 dönümlük araziyi ele geçirdikten sonra, gözünü Fenerbahçe'nin stadına dikiyor, hem stadın hemde bitişiğindeki

okulun arazilerini de alıp, birleştirip 100lerce dönümlük bir alan elde etmeyi düşünüyor. Bu alanda ne yapılacağını hatırlamıyorum. Rüya ya......

Bu plan için ilk önce Aziz Yıldırım'a gidiliyor.Stadın kendilerine verilmesini ,İstedikleri yerde en modern şekilde bir stad yapıp Fenerbahçe'ye

teslim etmeye hazır olduklarını söylüyorlar. Aziz Bey bu teklife kesinilikle karşı çıkıyor.Hatırlı!!! kişilerinde araya girmesi sonuç vermeyince

OPERASYON'a başlanıyor. AZİZ YILDIRIM GİDECEK ,YERİNE KENDİLERİNDEN BİRİ FENERBAHÇE'YE BAÞKAN OLACAK.

En önemli başkan adayları kim 1-MEHMET ALİ AYDINLAR 2- MURAT ÜLKER

M.Aydınların başkanlığı alel acele Futbol Federasyonu Başkanı yapılarak önleniyor.

Geriye tek aday kalıyor. MURAT ÜLKER..........


Operasyonun ikinci ayağında da 1-2 figüranla birlikte AZİZ YILDIRIM yok ediliyor. ....................................

Yok etme aşamasında Aziz bey *konuşursam yer yerinden oynar *gibi bir laf ediyor. Emniyette kendisine gereken TELKİNLER !!!!

YAPILDIKTAN sonra, .......................................................

İşte tam burda uyandım,HAYIRLARA VESİLE OLSUN İNÞALLAH.

NE SAÇMA SAPAN BİR RÜYAYDI. İLERİ DEMOKRASİNİN YAÞANDIÐI ÜLKEMİZDE HİÇ BÖYLE ÞEYLER OLURMU.!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

BU ARADA ,AKLINIZA GELEN HER ÞEYE KARIÞAN BİR ZATI MUHTEREMİ

BU KADAR ÖNEMLİ BİR KONUDA(FUTBOL VE FENERBAHÇE ÜLKEMİZDE SİYASETTENDE ÖNEMLİDİR)

KIYAMET KOPARKEN RÜYAMDA HİÇ GÖRMEDİM.


HEPİNİZE RENKLİ ,SİNEMASKOP GÜZEL RÜYALAR, UYUMAYA DEVAM..................
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 13 Juil 2011 0:06    Sujet du message: Répondre en citant

Bir de bu var !


Cemaat sampiyon olur



Uploaded with ImageShack.us
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11178
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 13 Juil 2011 1:23    Sujet du message: Répondre en citant

Il est vrai que FFT ne pouvait prendre une décision à ce stade sous la pression, non seulement des supporters de FB qui vivent un moment extrêmement dur mais aussi de l'Union des équipes du championnat qui a peur des chutes de recettes au cas où FB soit envoyée à la 2ème division.

Il est certain que la déclaration du président de la FFT est une maladresse qui peut coùter très très chèr au football turc, car si les accusations s'avèrent justes non seulement les clubs mais également à l'équipe nationale.

La force de l'argent est impressionnante. On s'en fiche si les matchs étaient truqués ou pas, pour vu qu'on puisse poursuivre comment avant.

A ce titre la déclaration du président de GS était justifiée, mais c'est une attitude cavaliere. Elle peut attirer également des ennuis sur GS comme d'ailleurs le président de la FFT essaie de l'impliquer. S'il n'est pas possible de coincer GS par les matchs truqués, on trouvera autre chose, par exemple par le truchement des impôts.

Comme avait dit Inönu : namuslular da en az namussuzlar kadar cesaretli olabilirlerse...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 13 Juil 2011 14:11    Sujet du message: Répondre en citant

Personnellement, je dirais qua la récente sortie, mais non moins médiatique d'Ünal Aysal, le Président de GS, relève aussi de l'opportunisme. Plusieurs explications sont possibles.

Primo : dans un contexte plus que tendu où circule l'idée que FB ne va probablement pas être condamné à la descente (ce qui reste à voir encore) en seconde division, Ünal Aysal a ainsi pris la balle en vol afin de faire de la politique politicienne à des fins intérieures, en gagnant la sympathie des membres de son club et de ses fans.

Secundo : il était sévèrement critiqué pour avoir apporté son soutien à un candidat à la tête de la TFF, connu pour son penchant immodéré pour FB. A cette occasion il a ainsi rabaissé le caquet de ses détracteurs en marquant un but salvateur au président de la TFF, Mehmet Ali Aydinlar.

Tertio : Galatasaray a ainsi montré qu'il était une force incontournable de la scène sportive turque, surtout dans un contexte où les trois autres grands clubs que sont FB, BJK et Trabzonspor sont mêlés à des affaires de matchs truqués. Dans ce sens, il veut s'affirmer comme l'arbitre des élégances et le précurseur du grand nettoyage (sic) dont le football turc fait l'objet aujourd'hui.

Quarto : Il prend ainsi sa revanche sur Fenerbahçe, qui suivait le scandale de l'affaire Nalga comme le lait sur le feu.

Quinto : régler ses comptes avec Ali Dürüst, en le ridiculisant devant tout le monde.


D'aucuns diront aussi que c'est une attitude qui s'apparente surtout à l'hôpital qui se fout de la charité, connaissant le casier judiciaire de GS en matière de matchs truqués. J'avoue qu'il m'a un peu déçu, à un moment où je commençais sérieusement à avoir de la sympathie pour lui, comme j'en avais eu pour Alp Yalman et Özhan Canaydin dans le passé.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 16 Juil 2011 9:08    Sujet du message: Répondre en citant

L'homme qui est l'actuel Président de la Fédération de Foot turc avait déclaré il y a qq temps, en qualité du responsable financier de FB que GS offrait des primes aux joueurs de l'équipe adversaire de FB, en occurence ici Bursa.

http://i55.tinypic.com/6ypr9i.png
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 21 Juil 2011 23:58    Sujet du message: Répondre en citant

J'osais espérer qu'avec les récents remous sur le trucage dans le foot turc, les milieux du sport et les supporters allaient enfin changer d'attitude, pour adopter une approche plus digne de l'esprit sportif, avec plus de clairvoyance et de lucidité. Hélas, les évènements m'ont démenti. Ce soir, les supporters de Fenerbahçe, principal club cible, mis en cause dans les affaires de rencontres truquées dans le championnat turc, ont manifesté leur colère lors d'un match amical avec l'équipe ukrainienne de Skaktar Donetz et interrompu la partie en envahissant le terrain. Ils ont également pris à partie les journalistes présents, en empêchant le fonctionnement des caméras de TV proches de la pelouse.
Le quotidien stambouliote à grand tirage, Hürriyet, a titré : "Scandale à Kadiköy".

http://webtv.hurriyet.com.tr/4/19604/0/1/kadikoy-de-buyuk-skandal.aspx
(video des événements)

Encore un mauvais point pour le football turc sous le signe de la violence aveugle, et pour l'image du pays.


_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 23 Juil 2011 11:21    Sujet du message: Répondre en citant

Les évènements de Kadiköy, vus et relatés par la presse de Shakdar:



Istanbul: reports from the scene

21-07-11 23:51:14

The stadium stewards just could not deal with a crazy and unruly crowd that flooded onto the field. Fortunately, the Pitmen quickly left the pitch and walked towards the room located under the main stand thinking about how to find a way to the bus. It was not easy…

The team headed for the airport first. The bus, with media representatives among whom was the Union journalist with a damaged hand, followed the same direction. The Head of Shakhtar Medical Department Arthur Glushchenko gave the reporter first aid.

Everyone has made it to the airport and now is flying to Donetsk. Everybody is upset, especially Mircea Lucescu, who brought the team to Istanbul to play football...


FC Shakhtar
Press Office

http://shakhtar.com/en/news/17902


Turkish adventure: postscript

22-07-11 14:09:28

Shakhtar went to Istanbul for expertise. And they got it. Although, the experience was totally different from what they had expected. The match against Fenerbahce was considered by Mircea Lucescu as an important part of the squad’s preparations for, primarily, the Champions League. But they failed to play the friendly up until the final whistle, the Donetsk delegation had to basically practice their prompt evacuation from the hot spot.

As it turned out, Istanbul really is the city of contrasts. The visit kicked off to the highest standards. In Turkey, they always treat Shakhtar in a special way owing to Lucescu’s popularity there. But this very case has been quite exceptional. Fenerbahce found themselves amid a big scandal, with the club’s president Aziz Yildirim suspended amid allegations of corruption. This triggered a burst of indignation by the Yellow Canaries. They believe that the club fell prey to a conspiracy.

In a word, the important international match, informal though, was of great help to Fenerbahce. And they received the Donetsk side with appreciation. Not any club would dare to come to Istanbul and play football in a similar situation. Fenerbahce fans greeted Shakhtar representatives with applause.

Even an hour and a half before the game, the Þükrü Saracoğlu Stadium’s stands were occupied by a great number of fans who started to back up one another by singing and chanting, enthusiastically responding to the appearance of footballers and coaches on the pitch. The fans waved huge flags featuring portraits of Aziz Yildirim, which added more singularity to the event.

Then the stadium was flooded by the audience, everyone who wanted could put on the mask featuring the face of Fenerbahce president. The merchandise was distributed by the entrance, including the press box. The fans’ shops extended their product range by adding t-shirts with Yildirim’s image, many fans were happy to buy one.

Trouble began even before the starting whistle. The extremely aggressive fans started exerting pressure on the people in the press box. As we learnt from the locals, the fans of the Canaries are greatly dissatisfied with the way the local media cover the Turkish football events related to the match-fixing scandal in general, and the Fenerbahce president in particular.

The general mood and distinctive threatening gestures indicated that the fans had an utterly negative opinion of professional and personal qualities of Turkish sports journalists. On the contrary, the fans had no slightest criticism towards Ukrainian press. However, it hardly made any ethnic difference in the broil of indignation.

Therefore, when coins, lighters, spits and glasses filled with water were tossed towards the press box (with the minimal distance between the fan blocks and the press representatives) the press from Donetsk also got their lot. Our compatriots tried to cover the equipment with their bodies, trying to continue to work.

Even football could not distract the aggressive public from putting pressure on the media. Nearly all Turkish journalists left the box. Ukrainians still remained hopeful that they could still manage to watch the game and work. But the match organizers could not guarantee anything and asked the visitors to go inside. The security staff brought the journalists away, covering the latter.

Photographers were also forced to get inside and hide there. The only photographer left near the pitch was Valeriy Belokryl from Donetsk. By his virtue you can now see the photos depicting the events in Istanbul on our website.

The fans took by storm the stadium’s press box, stretched out the banner and kicked away the cameramen that tried to carry out their duties under such circumstances. The only one, who was not attacked by the fans, was the cameraman of Shakhtar’s analytical group Sergiy Pyschev. Having seen on his chest the emblem of the Donetsk club, hooligans told him not to worry.

After negotiations with Fenerbahce representatives the Ukrainian journalists headed for a safe place where they could continue to work. The only thing that the Turkish side asked for was that reporters do not use their cameras in order to avoid the attention of trouble-makers. According to some of the local experts, among those fans there may have been a lot of people that were on drugs.

The match had to be suspended. Strong guys wearing T-shirts with the image of the Fenerbahce president invaded the pitch. The security service could not stop them. The teams went to the dressing rooms. Security focused on keeping the fans away from the rooms under the main stand. The fans’ aggressive attitude towards the players and the coaches of both teams was not reported, but overall situation remained volatile.

Till the very last moment Mircea Lucescu hoped it would be possible to resume the game. But when this scenario became highly unlikely, the team boarded the bus and went to the airport.

Ukrainian journalists were the last ones to leave the stadium. The bus just could not get through the crowds of excited fans. Famous Makeyevka journalist Roman Popov, who lost all the buttons on his shirt, damaged his hand as a result of some sharp object, thrown from the stands.

When the Donetsk delegation was going to the airport, it became increasingly clear that the case was really serious. Along the road one could see police forces, armed with machine guns and reinforced with armoured vehicles. Fortunately, the fans calmed down and the whole situation did not go from bad to worse.

At around 3 am, the plane with the team, Club’s officials and journalists arrived in Donetsk.

In the morning the Club received letters from the Ukrainian consulate in Istanbul. Our diplomats expressed their concerns over the situation, asked for clarification on several issues and offered their assistance; in case of Istanbul’s story taking another twist. But this is unlikely to happen. The page associated with an unusually intense and emotional friendly match against Fenerbahce has been turned.


FC Shakhtar
Press Office

http://shakhtar.com/en/news/17907


_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 23 Juil 2011 11:46    Sujet du message: Répondre en citant

Et l'article d'AFP:

Il y a le feu à Fenerbahçe

Par Nicolas Rouyer avec AFP

Publié le 22 juillet 2011 à 19h49 Mis à jour le 22 juillet 2011 à 19h57



La pelouse du stade Sukru Saracoglu a été envahie par des supporters mécontents. © Capture d'écran Youtube

VIDEO - Le club est au cœur d'un scandale de matches truqués. Les supporters sont mécontents.

Jeudi soir, lors du match amical face aux Ukrainiens du Shakhtar Donetsk, à Istanbul, les supporters de Fenerbahçe ne portaient pas des masques de Mamadou Niang ou de Daniel Güiza, deux des stars de l'équipe. Non, ils avaient tous revêtu le visage d'Aziz Yildrim, le président du club, en signe de soutien. Au début du mois de juillet, ce dernier, figure du football turc, a été inculpé et emprisonné dans le cadre d'une vaste enquête sur des matches truqués en première et deuxième divisions. Il risquerait jusqu'à... soixante ans de prison !

Mais les supporters n'ont pas fait qu'apporter leur soutien à leur président. Ils s'en sont pris également aux médias, accusés d'avoir relayé les soupçons de tricherie, ou d'avoir publié des photos de Yildirim en garde à vue, comme le quotidien Haberturk. Dès le début de la partie, jeudi soir, les supporteurs ont harcelé les journalistes, criant des injures et lançant différents objets en leur direction (bouteilles, briquets, pièces de monnaie). Deux premiers spectateurs ont d'abord pénétré sur la pelouse avant que le terrain ne soit envahi à la 67e minute de jeu, provoquant l’interruption de la rencontre.

Les supporters de Fenerbahçe envahissent la pelouse : (VIDEO)

Ces incidents traduisent l'onde de choc qui accompagne ce scandale de matches truqués, résultat d'une longue enquête avec écoutes téléphoniques et descentes de police. Cette enquête a été rendue possible par l'adoption, au printemps dernier, d'une loi anti-corruption. Une trentaine de personnes ont été inculpées et emprisonnées ce mois-ci en attendant leur procès. Les accusés sont soupçonnés d'avoir manipulé ou influencé les résultats de 19 matches la saison dernière, qui a vu Fenerbahçe décrocher le titre lors de la dernière journée, devançant seulement Trabzonspor à la différence de buts.

Fenerbahçe avait affronté Sivasspor, dont le gardien avait encaissé un drôle de deuxième but. Selon le correspondant de France Football en Turquie, celui-ci aurait reçu une... Mini Cooper en échange de son coup de main. La semaine dernière, le vainqueur de la Coupe, le Besiktas Istanbul, également impliqué dans ce scandale, a rendu son trophée à la Fédération. Avec deux de ses plus grands clubs pointés du doigt, c'est tout le football turc qui tremble.

http://www.europe1.fr/Sport/Articles/Il-y-a-le-feu-a-Fenerbahce-639931/
_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum Sport Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Aller à la page Précédente  1, 2, 3, ... 21, 22, 23  Suivante
Page 2 sur 23

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.