285 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 285
Membre(s) : 0
Total :285

Administration


  Derniers Visiteurs

administrateu. : 21h56:
murat_erpuyan : 21h58:24
SelimIII : 1 jour, 11h22:56
Salih_Bozok : 4 jours
cengiz-han : 4 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Inançdan iyi de kazanç olur...
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

Inançdan iyi de kazanç olur...
Aller à la page 1, 2, 3  Suivante
 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 15 Jan 2008 12:54    Sujet du message: Répondre en citant

Hem de nasil ?

Allah herkese böyle misyon nasip etsin!
Mustafa Mutlu – Vatan 20/11/2007

Tekbir Giyim'in sahibi Mustafa Karaduman, ABD'nin önde gelen televizyon kanallarından ABC'ye demeç vermiş ve "Benim misyonum mümkün olan çok sayıda kadının başını örtmesini sağlamaktır ve ben bunu sopa ile değil tasarımla yapıyorum" demiş. "Misyon"un dilimizde iki karşılığı var:

1) Görev...

2) Amaç...

Beyefendinin verdiği bilgiye göre şirketinin sadece geçen yılki cirosu 50 milyon dolar... Bu cironun en az yüzde 20'si kâr olsa, bu da 10 milyon dolar eder! Ne güzel bir "misyon" değil mi? Dini kullanacaksın, kasanı parayla dolduracaksın!
Hem sevap kazanacaksın, hem para... Hem manevi olarak rahatlayacaksın, hem maddi olarak!
Allah herkese böyle "amaç ve görev" nasip etsin!

***
Ne zaman hayatımıza girdi, "türban?"
1980'li yıllardan sonra...

Tekbir Giyim hangi yıl kuruldu?
1982'de!

***
Türban savaşları ne zaman başladı?
1990'lı yıllarda!

Tekbir Giyim, hangi yıl A.Þ. oldu?
1990'da...

***
Türban takanların sayısı ne zaman arttı?
AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında.

Tekbir Giyim'in Mahmutbey'deki 17 bin 500 metrekare kapalı alanı olan dev fabbrikası ne zaman hizmete girdi?
Arap-İngiliz dillerinin kırması; Tekbir Plaza, dev mağaza ve hemen hemen bütün büyük kentlerimize yayılan 22 Tekbir şubesi ne zaman açıldı?
Hepsi AKP iktidarı döneminde!

***
Tablo açık:

1980'li yılların başından bu yana halkımızın dini duygularını siyasete tahvil edenler bugün iktidarda... Ticarete tahvil edenlerin de keyfi yerinde; Darphane
gibi para basıyorlar...

Ne diyelim; Allah daha çok versin!
Versin de...
Bari bu insanlar çıkıp "bal gibi ticaret"lerine, ulvi bir anlam yüklemesinler!
Tek dertleri "misyonerlik"se; bunu adlı adınca yapsınlar! Hem dini duyguları sömürerek para basacaksınız, hem "dini misyon"dan söz edeceksiniz. ..
Sevsinler böyle misyonerliği!
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 08 Mai 2008 1:48    Sujet du message: Din somurusu Répondre en citant

Hurriyet (08/05) basligi atmis :
Atma Hocam din kardesiyiz !

Ulemaya göre, kerameti cinsel gücünden menkul 8 Mayıs 2008


Fatma AKSU/İSTANBUL



Hüseyin Üzmez’le ilgili basında çıkan haberlere "fitne" diyen Vakit Gazetesi’nin görüş aldığı ilahiyat Profesörü Süleyman Uludağ, "Sûfi Gözüyle Kadın" kitabında, "bir gecede 60 kez ilişkide bulunan şeyhleri" anlatıyor.

"Hak erenler ve Allah dostları"nın cinsel gücünün "tam ve mükemmel" olduğunu belirten Prof. Uludağ, 80 yaşındaki bir şeyhi "Bekaretini bozduğu 14 yaşındaki bir kızla ilk gece 60 kere cinsel ilişkide bulundu" diye yazıyor.

VAKİT Gazetesi’nin, yazarı Hüseyin Üzmez’in 14 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel taciz iddiasıyla tutuklanmasına yönelik yayınları "fitne" olarak değerlendirdiği haberinde görüş aldığı İlahiyat Profesörü Süleyman Uludağ, "Sûfi Gözüyle Kadın" adlı kitabında "cinsel gücün keramet olduğunu" savunuyor.

"Hak erenler ve Allah dostları" nın cinsel güç açısından "tam ve mükemmel erkekler" olduğunu vurgulayan Prof. Uludağ, kitabında 80 yaşındaki bir şeyhin gücünü, "Bekaretini bozduğu 14 yaşındaki bir kızla ilk gece 60 kere cinsel ilişkide bulundu" diye anlatıyor. Sedidüddin Muhammed Gaznevi’ye dayandırılan rivayete göre, Jendepil Sagura Reisi’nin istememesine rağmen 14 yaşındaki kızıyla evlenen Þeyh Ahmet Cam Nameti, 60 cinsel birleşmenin yaşandığı gece sonrasında kıza şunları söyler: "Eğer sana acımamış olsaydım, bu sayıyı 100’e çıkarırdım. Artık bir daha annen ’Kızımı 80’lik bir ihtiyara vermek istemem’ diyemezdi."

Uludağ Üniversitesi eski öğretim üyesi Prof. Dr. Süleyman Uludağ, 1998’de İnsan Yayınları’ndan çıkan, aile ve çocuk eğitimini konusunda tasavvufun önemine işaret ettiği "Sûfi Gözüyle Kadın" adlı kitabında, örnekler verdikten sonra şunları aktarıyor:

1000 karısını aynı gece hamile bıraktı

Görüldüğü üzere cinsi güç ve çok ilişki keramet sayılmaktadır. 120 yaşındayken, bir kızın bekaretini izale eden ünlü Zahid, Zirr b. Hubeyş’in menkıbesi, evliyanın cinsel güce verdikleri önemi gösterir. Hz. Zekeriya’nın da çok yaşlı iken oğlu olmuştu. Hz. Süleyman’ın 1000 karısı olduğu, bir gecede hepsini hamile bıraktığı rivayet edilir.

Cennete giren, bakire kızlarla sefa sürer

Başta İbn Abbas ve İbn Mes’ud olmak üzere pek çok alim ve müfessire göre, Yasin Suresi’nin 55. ayeti "Cennete girenler bakirelerin kızlıklarını bozarak safa sürerler" şeklinde. Hoşlarına gittikleri için erkeklerin ikide bir bahis konusu ettikleri ayetin bu yorumuna Rabia Hatun karşı çıkar: "Zavallılar, cennette eşleriyle zevk ve safa sürme derdindeler." Arabi’ye göre cennetlikler aslında Allah’la meşgullerdir. Rabia (ilk evliyalardan) bunun farkında değildir.

Yanlışlıkları medya körüklüyor

Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi eski öğretim üyelerinden Prof. Dr. Süleyman Uludağ, Vakit Gazetesi’nde yer alan açıklamasında şunları söylemişti: "Dinden haberi olmayan insanların yalan yanlış konuşmaları bir yana, bir de bazı ilahiyatçılar gelişi güzel beyanlarda bulunuyorlar. Tehlikeli olan da bu. Bu yanlışlar, her gün medya tarafından sürekli körükleniyor. Toplum kasıtlı olarak bunlarla meşgul ediliyor. İslam böylece yanlış anlaşılıyor. İslam dinini yıpratmak isteyenler de amacına ulaşmış oluyor."

60 defa ilişki yaratılışa aykırı

Yazar İsmail Nacar, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Türkiye’de, din konusunda bir fitne ortamı olduğu doğrudur. Ama maalesef bunun malzemesini oluşturanlar da bazı ilahiyatçılar ve tarikat şeyhlerinin kitapları, davranışları ve eylemleridir. Bu kültürün ortaya koyduğu din anlayışı ve eylemleridir. Kainatta fiziksel, biyolojik, kimyasal, sosyal yasalar var. Allah’ın koyduğu tabii yasalar da bilimsel ve objektif yasalar çerçevesinde işler. Yani bir erkeğin, bir kadınla bir gecede 60 defa cinsel ilişkiye girmesi, yaratılış yasasına aykırıdır. Azami sınırı vardır. Saçma sapan düşünceler, insanı psikolojik sıkıntıya sokar."
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 30 Juin 2008 11:36    Sujet du message: Répondre en citant

Cehalet ve şarlatanlık
Hurriyet - 30 Haziran 2008

Onur SAÐSÖZ/ERZURUM, (DHA)


Kanser başta olmak üzere tedavisi olmayan bazı hastalıkları dua ile tedavi ettiğini öne süren Kocaeli’deki Gonca FM’in sahibi olan Tuncer Çiftçi, Erzurum’da yaklaşık 1300 kişiye ’dua seansı’ yaptı.

Yerel yayın yapan Yıldız FM’in davetlisi olarak Erzurum’a gelen Çiftçi,’dua almak’ isteyenler için toplantı düzenledi. İki seans halinde düzenlenen toplantıya hastalar 10 YTL ödeyerek girdi. 500 kişilik salona yaklaşık 1500 kişi girmek isteyince izdiham oldu. Bedensel engelli çocuklarını da getirenler zor durumda kaldı. İlk seansta 1000 kişi hazır bulundu. Alkışlar arasında sahneye çıkan Tuncer Çiftçi, "Þimdi hep birlikte dua edeceğiz. Bunun için elinizi kalbinize koyun, gözlerinizi kapatın" dedi. Salondaki herkesin içinden ’Estağfurullah’ demesini isteyen Çiftçi, daha sonra 2 dakika süreyle dua etti. Çocukları ile gelen çoğu kadın yüzlerce kişi gözyaşları arasında duaya katıldı. Bazı kişiler hastalık ve sorununu yazdığı küçük not kağıtlarını Tuncer Çiftçi’ye göndermeye çalıştı. Yüzlerce not kağıdı poşetle toplanarak Çiftçi’ye ulaştırıldı.

Kapasiteli insanım

İlk seanstan sonra salon dışına çıkan Çiftçi, bekleyenlere "İçeridekiler birazdan çıkacak, siz de biletinizi alıp salona girin. Bakın bu salonu tuttuk, 2 gündür otelde kalıyorum, ses cihazlarına para ödüyorum. Haydi kardeşlerim güzel bir şekilde biletlerinizi alın" dedi.

Kapasiteli bir insan olduğunu söyleyen Çiftçi, "Kocaeli’nde 4 telefon servisi açtık. 6 ay boyunca çağrılara cevap verdik ve 48 bin telefon aldık. 21 bini ’Namaza başladım’ dedi, 27 bini de ’Hastalıklarıma şifa buldum’ dedi. Doktorlar bile şaşırıyor. Raporlu birçok hasta derdine şifa bulduğunu söylüyor" diye konuştu. Çiftçi, kendisine ’hoca’ denildiğini ancak hocalığı olmadığını söyledi.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Aurel
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 1435
Localisation: France / IDF

MessagePosté le: 02 Juil 2008 21:30    Sujet du message: Répondre en citant



Celle là je vais l'acheter pour un ami turc qui vient d'avoir un petit garçon... je suis sûr que ça sera très instructif et amusant pour lui de mettre à poil une poupée comme celle-là... à moins qu'il préfére la mordre pour faire ses dents et lui arracher les jambes !
Exclamation Idea

Aurel

P.S : non, je n'ai aucun respect pour les intégrismes, quels qu'ils soient !
_________________
Donnez nous des bars, des filles à matelot,
Des chansons à boire ou à sanglots,
Suivez nous un soir au rencard des héros
Vivre l'histoire de la gigue et du couteau...

Soldat Louis
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé Envoyer un e-mail
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 19 Juil 2008 1:20    Sujet du message: Répondre en citant

Vatan - 18.07.2008 Cuma - 10:48

Günaha sokmayan diş macunu çıktı!

Bardakta mısırdan sonra Malezya’dan bu kez de helal diş macunu ithal ettik.


Fatih Koç adlı girişimci içinde anason bulunmayan helal sertifikalı diş macunu getirterek Mu’min adıyla piyasaya sürdü. “Artık sizin de bir diş macununuz var” sloganıyla tanıtılan macunlar marketlerin yanı sıra dini yayınevlerinde de satışa sunuldu. Dişlerini helal macunla fırçalamak isteyenler saf nane şeker aromalı Mu’min’i evine de isteyebiliyor. Malezya İslam Kalkınma Dairesi ve Malezya Müslüman Tüketiciler Birliği tarafından denetlenerek helal sertifikası alan macunun kutusunda da bu bilgiler yer alıyor.

175 GRAMLIK DEV TÜP

175 gramlık tüpüyle Türkiye’deki diş macunları arasında en büyüğü olan yeşil kutulu Mu’min’in fiyatı ise 5 YTL. Memnun kalınmadığı takdirde ürünü 15 gün içinde iade aldıklarını söyleyen Türkiye Distribütörü Koç, “Anasonun bazı çeşitlerinin belli bir oranı geçtiği zaman alkole dönüştüğü biliniyor. Bu çerçevede piyasadaki diş macunlarının alkol içerip içermediğinden emin değiliz. Þayet böyleyse haram olacağını söyleyenler var. Biz de Malezya ile irtibat kurduk. Helal damgalı bu ürünü Türkiye’ye getirdik.

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nden de gerekli tüm belgeleri aldık. Satışlarımız gayet güzel” diye konuştu. (AKÞAM)
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11178
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 02 Sep 2008 13:58    Sujet du message: Répondre en citant

Yoruma gerek var mi ?


Dernekle soymak
Oktay EKÞİ
Hurriyet - 2 Eylül 2008


BİZİM Yalçın Bayer sadece "iyi gazeteci" değildir, hem "erken öten horoz"dur, hem de boynunu kaptırmayacak akıl ve beceriyle bu işi yapar.

Yaklaşık bir buçuk yıl kadar önce "Deniz Feneri Derneği"nin marifetlerini yazdığı zaman pek kimse üstünde durmamıştı. Þimdi oyun ortaya çıktı.

Oyun dediğimizin de Almanya’daki kısmından söz ediyoruz.

Aynı isimle kurulmuş bir dernek de Türkiye’de var. Almanya’dakinin marifetleri ortaya dökülürken, buradan oraya, oradan da buradakine çantayla para taşındığı iddia ediliyor.

Ama henüz meselenin o tarafı tam aydınlanmadı.

Þimdi o noktaya gelmeden, şu yukarıdaki kısımla ilgili temel bilgiyi verelim:

Yalçın Bayer geçen yıl yani 27 Nisan 2007 tarihinde kendi sütununda aynen şöyle yazmıştı:

"Son bir yıldır Deniz Feneri ile ilgili olarak çok şey konuşuluyordu; topladığı kurban, zekát, fitre ve öteki paraların kendilerine bağışlanması için verdiği büyük gazete ilanları... Ve de Kanal 7’deki duygulara hitap edecek tarzda hazırlanmış özel programlar...

Geçen kasım ayının başında bir telefon almıştık; muhatabımız "Almanya’daki Deniz Feneri’ne dikkat edin... Önümüzdeki aylarda ipleri pazara çıkacak" diyor, Kanal 7’nin parasal kaynağının bu örgüt olduğunu öne sürüyordu.

Bugün gerçekler ortaya çıktı. Alman Federal Polisi, 2 savcının yürüttüğü teknik takip ve banka hesaplarını inceledikten sonra (...) 300 polis, Kanal 7 ve Deniz Feneri’nin bulunduğu Frankfurt’taki binayı basarak bütün evrakı aldı ve tutuklamalar oldu."

Almanya’dan gelen haberlere göre, derneğin 3 yöneticisi hakkında "dolandırıcılık" iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması dün Frankfurt’ta yapılmış. Savcı, "yardım" gerekçesiyle toplanan 41 milyon 434 bin Euro’nun amaç dışı kullanıldığını yani bağışçıların "dolandırıldığını" iddia etmiş.

Haberlerden Deniz Feneri Derneği’nin, aynen bir süre önce Kombassan ve YİMPAÞ yöneticilerinin yaptığı gibi Almanya’daki insanlarımızın dini duygularını sömürdüğünü söyleyebiliriz.

Almanya’daki dernek ile Türkiye’deki dernek arasında para alışverişi olduğu da ileri sürüldüğüne göre, Türkiye’dekine "kamu yararına çalışan ve izin almadan yardım toplayabilen dernek" statüsü veren AKP hükümetlerinin ve özellikle savcılarımızın bu bilgileri "ihbar" kabul edip etmeyeceğini doğrusu merak ediyoruz.

Sadece onu değil, bir derneğe "kamuya yararlı dernek" statüsü verildiği zaman onun hesabının kitabının da kamuya açık olması, nereden ne kadar bağış topladıysa onun, nereye ne kadar yardım yaptıysa o bilginin düzenli bir şekilde kamuoyuna duyurulması gerekmez mi diye düşünüyoruz.

Oysa Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği’nin resmi internet sitesinde buna ilişkin tek kelimelik bilgi yok. Ne gelirlerinin kaynağı ne giderlerinin miktarı ve yeri belli.

Türkiye’nin her yerinden bağış toplamak için yeterince örgütlenmişler. Ama ne Dernek Tüzüğü’nü yayınlamışlar, ne gelir-gider tabloları ile bunların kaynağı hakkında bilgi vermişler.

Böyle yardımseverlik herkesin başına! Hele böyle hesap sormayan bir ülkede olursa.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 22 Sep 2008 23:31    Sujet du message: Répondre en citant

Plus musulman que moi tu meurs !
Turkçe forumda Fransizcaya musaade va mi administrateur aga ?! Wink

BJK Futbol takimi çalistiricisi Ertugrul Saglam :
''iftarini yapip inonuye gelecek taraftarlara futbol ziyafeti cekecegiz'' demis..!!??!!!

ne demek istemis olabilir???

*oruc tutmayan maca gelmesin!!
*besiktas carsisinda bira icip maca gelenler kafirdir!!
*ben taraftarin musluman olanini severim!!
*iftar yoksa futbol ziyafeti de yok!!
* ac karnina gelmeyin!!

dogru cevap verenler arasinda cekilecek kura sonucu
bir talihliye bir adet ramazan paketi hediye edilecektir....
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11178
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 15 Déc 2008 1:25    Sujet du message: Répondre en citant

>

<
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
narine
Spammer
Spammer


Inscrit le: 24 Jan 2007
Messages: 684

MessagePosté le: 19 Déc 2008 2:54    Sujet du message: Cami yönetiminden kültür ataşeliğine Répondre en citant

Belki bazilariniz biliyordur, ama genede sonra duyduyduk,duymadiydik demeyin !!

Citation:
Cami yönetiminden kültür ataşeliğine 19 Aralık 2008
Muammer ELVEREN / PARİS


Fransa İslam Konseyi Başkanı Hasan Yavuz, AKP’nin iktidara gelişiyle 2004’te Başbakanlık müşavirliğine getirilmişti. Cami yönetimlerinde de bulunan Yavuz’un ağustos ayının sonunda hiçbir sınavdan geçirilmeden Paris Turizm Müşavirliği Kültür ve Tanıtma Ataşe yardımcılığına atandığı ortaya çıktı.

FRANSA’da 40 bin Türk’ün yaşadığı Thionville kentinden Besançon’a kadar olan Alsace Lorraine ve Moselle bölgesinde Milli Görüş Teşkilatı’na bağlı 18 caminin bir araya geldiği Fransa İslam Konseyi Başkanı olan ve AKP iktidara geldikten sonra 2004 yılında Başbakanlık Müşavirliği’ne getirilen Hasan Yavuz, Champs Elysee bulvarındaki Paris Turizm Müşavirliği Kültür ve Tanıtma Ataşe yardımcılığına atandı. Yeni ateşe yardımcısı Yavuz, hiçbir sınavdan geçirilmeden Ağustos sonunda imzalanan tek kişilik özel bir kararname ile yeni görevine getirildi.

Fransa Deniz Feneri’ni kurdu

Yavuz’un, merkezi Strasbourg’taki Fransa-Deniz Feneri’nin kuruluşunda da görev aldığı belirtiliyor. Kanal 7’nin Strasbourg muhabirliği yaptığı
ve Maineau kesimindeki Eyüp Sultan Camisi’nin yönetiminde bulunduğu dönemde Yavuz’un, işbirliği içinde olduğu Protestan İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Profesörü Ralf Stehly’i cuma namazından önce defalarca cemaate hitap etmek üzere davet ettiği ortaya çıktı.

Strasbourg’da Protestan İlahiyat Fakültesi’ne bağlı olarak kurulan ve kısa adı GERI olan İslam Bilimi Araştırmaları ve Çalışma Grubu’nun kurulmasına büyük destek veren Yavuz için, fakültenin belgelerinde şu ifadelere yer veriliyor:

"Hasan Yavuz, kısa adı CIF olan Fransa İslam Konseyi Başkanı olarak, buraya bağlı bütün dernek ve camilerle GERI’ye büyük destek vermektedir. Strasbourg’daki Eyüp Sultan Cami Derneği ve Strasbourg Türk Öğrenci Derneği, Protestan İlahiyat Fakültesi ile ortak etkinliklerde de bulunmaktadırlar. GERI, Fransa’da İslam ilahiyatı ve şeriatını üniversite seviyesinde araştıran tek kurumdur. Bu araştırma grubu, hukuki olarak şeriat kurallarının ve İslam’ın bölgede yerleştirilmesine çalışıyor."

Yavuz ise bir başka Fransızca belgedeki konuşmasında şunları söylüyor:

"Ben Alsace ve Moselle bölgesindeki yaklaşık 40 bin kişilik Türk toplumunun temsilcisi olarak, GERI projesinin gerçekleşmesine destek verdiğimizi belirtmek isterim. Fransa’da 1500 camii ve ibadet yeri var. Biz Türk toplumu olarak Fransa’da büyük problem yaşıyoruz. Fransa’da farklı yaşayan ikinci nesil Türklerle, Türkiye’de eğitilerek gönderilen imamlar arasında büyük bir görüş ayrılığı var. Bu gerçekten çok zor."

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10601121.asp?gid=233



Ces principes de charria vont risquer que la France emmêle ses lacets un jour comme un peu ce qui se passe en Angleterre avec le droit islamique qui se mêle du droit civil.
Peut-être qu’ils agissent et sont tolérés sous la surveillance de la Faculté de Théologie de Strasbourg, mais ils devraient être pris au sérieux et mieux cernés !
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 19 Déc 2008 16:26    Sujet du message: Répondre en citant

Imamdan Orkestra yonetmeni olur da turizmci olmaz mi?
Ne var yani bunda ?

SelimIII a écrit:
Iste AKP'nin ne menem bir parti oldugunun bir delaleti daha.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi – Kent Orkestrası Müdürü'nun CV şahane... Tam Kent Orkestrası müdürlüğü için biçilmiş kaftan. İlahi, pardon müzik bilgisi eminim çok derindir.Tipik bir AKP zihniyeti.... Yazık ülkeme..

Celal Sevencan, 1954 yılında Trabzon'un Of ilçesinde doğdu. 1975 yılında tamamladığı ortaöğreniminin ardından, 1976 yılında Samsun Yüksek İslam Enstitüsü'ne girdi ve 1981 yılında mezun oldu. Meslek hayatına 1982 yılında Bitlis Merkez Atatürk Ortaokulu'nda öğretmen olarak başladı. Bitlis ve Samsun'da çeşitli okullarda öğretmen, müdür yardımcısı ve müdürlük görevlerinde bulundu.1994 yerel seçimlerinde Refah Partisi Samsun Tekkeköy İlçe Belediye Başkan adayı olarak seçimlere girdi. Seçimlerin ardından aynı yıl içinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yazı İşleri Müdürü olarak göreve başladı. 1995 yılında atandığı Mezarlıklar Müdürlüğü'ndeki 5 yıllık hizmetinin ardından 1999 yılında İtfaiye Daire Başkanlığı'na Programcı olarak atandı. 01.05.2001 tarihinde Sosyal ve İdari İşler Müdürlüğü'ne getirilen Sevencan, 17.11.2004 tarihinde Katı Atık Yönetimi Þube Müdürlüğü'ne Asaleten Müdür olarak atanmıştır.
04.08.2006 tarihinden itibaren Kent Orkestrası Müdürlüğü'ne asaleten atanmış olan Sevencan, evli ve 5 çocuk babasıdır.

INANMADINIZ DEGIL MI ?
EH BAKIN BAKALIM BELEDIYENIN SITESINE, Ingilizcesi bilem var :
http://www.ibb.gov.tr/en-US/Organization/birimler/kentorkestrasi/Pages/AnaSayfa.aspx


voir :
http://www.ataturquie.asso.fr/modules.php?ModPath=phpBB2&ModStart=posting&mode=quote&p=27624&sid=33c548ab6c4635924efb8cb6c4ee657c
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 29 Déc 2009 3:13    Sujet du message: Répondre en citant

Olay, dogru olmasa bile uygulamanin benzerlei çok...

İNGİLİZ DÜZENBAZLIÐI VE ÞEKERE BOY ABDESTİ.


Bazı şehirlerimizde, meselâ Erzurum'da, çay içilirken şeker çaya karıştırılmıyor, kıtlama yapılıyor. Bunun çıkışı ise çok ilginç...

Eskiden meselâ İran'da çaya tatlandırıcı olarak hurma ve üzüm katılıyordu.
İngilizler İran'a şeker satmaya kalktıklarında bunu başaramadılar.
Sonra İranlı Mollalar la irtibat kurdular. İngilizler Mollaların vereceği fetva karşılığında kazancın % 10'nu teklif ettiler.

Nitekim bir Cuma Namazı'nda Cuma Hutbesi'nde Mollalar şu vaazı verdi:

'Siz Allah'ın nimeti olan hurma ve üzümü nasıl olur da çaya katarsınız! Bundan böyle çaya şeker katacaksınız!'

Bu vaazdan sonra İranlılar çaya şeker katmaya başladılar. İşler yoluna girince İngilizler
Mollalara verdiği % 10 payı satışların iyi gitmediği gerekçesiyle vermemeye başladı. Bunun üzerine Mollalar ikinci bir fetva verdi Cuma Hutbesi'nde:

'Gâvur icadı şekeri çaya katmak caiz değildir!.'
Bu fetva üzerine İranlılar evlerindeki şekerleri sokaklara döktü...
İngiliz firmaları bunun üzerine baktılar o lacağı yok, Mollalarla yeniden masaya oturdu. Fakat
Mollalar bu sefer % 20 pay istedi. İngilizler çaresiz kabul etti. Mollalar Cuma Hutbesi'nde bu sefer şöyle fetva verdi:


'Biz size çaya şeker katmayın dedik ama sokaklara dökün de demedik, şekeri sokağa dökmeyeceksiniz, şekeri çaya batıracak ve böylece gâvur icadı şekere boy abdesti aldıracak ve öyle içeceksiniz.'

Her zamanki davranışlarıyla hile-i şeriye buna denir...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 18 Jan 2010 23:49    Sujet du message: Répondre en citant

Bu fıkra değil. Olay Trabzon'un Maçka ilçesinde geçmiş.

Seksen iki yaşındaki Ayşe teyze, başı bağlı, namazını kılan bir teyze.
Trabzon'a gitmek için otobüs durağında beklemektedir.
O sırada sıkmabaş türbanlı bir kız da durağa gelmiş.
Kızın başı türbanlı ama eteği normalden biraz kısa, çıplak bacakları başıyla tezat bir durumda.
Ayşe teyze kızı dikkatle süzdükten sonra seslenmiş; 'Kızım, yukarıdan değil, aşağıdan yapayiler'
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11178
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 14 Mar 2010 11:41    Sujet du message: Répondre en citant

Otellere ‘helal sertifikası’...


BRÜKSEL - ERDİNÇ UTKU - Cumhuriyet 14.03.2010


Brüksel Ticaret Odası “helal otel odası” sunan otellere “helal sertifikası” vermeye başladı. Helal sertifikası alabilmek için TV’de erotik kanalı olmaması ve minibarda alkollü içki bulundurulmaması gibi koşullar aranıyor. Belçika, Avrupa’da en fazla Müslüman konuk ağırlayan ülkelerden biri. Ancak Brüksel’deki otellerin hepsinin erotik kanalsız ve alkolsüz sertifikaya balıklama atlamayacağı kesin.

Her şeyin helali çıkıyor. Helal arama motoru bile var. imhalal.com’da ise tıpkı diğer arama motorlarında olduğu gibi anahtar kelime yazılarak arama yapılıyor. Eğer bu anahtar kelime İslama uygunsa, sonuçlar hemen beliriyor. Ancak değilse, örneğin domuz, alkol, bikini, pornografi gibi kelimeler yazıldığı takdirde sistem alarm veriyor.

Fransız fast-food devi Quick’in de Fransa’daki 362 restoranından 8’inde İslami şartlara uygun ürün satma kararı bazı Fransız politikacıları kızdırmış, Belçika’da ise kaygı ile karşılanmıştı. Quick yönetimi şimdilik Belçika’da böyle bir uygulama düşünmediklerini açıkladı. Zaten buna gerek de yok. Lokantaların ve dönercilerin vitrinleri “helal” sözcüğünden geçilmiyor. “Her yerde karşımıza çıkar ama / Domuz mamulü yoktur hayatımızda / Mercedes tabut çıksa da ölsek / Önyargıları da götürürüz yanımızda” diye bir dörtlük var Belçika’daki ucubik hallerimizin AlaTurko-Klasiko makamındaki ucubik şarkısı “Postmodern Köy”de. “Bizim köyün atı eşeği yok / LPG’li Ferrarisi var / En iyi göbeği bizim politikacı atar / Düğünlerin kralı onlar!” diye başlayan bir tiyatro oyunu için yazdığım şarkının, klasik müzik enstrümanlarıyla çıkartılan arabesk melodiler eşliğinde bestelenmesini önerdim.

Hallerimiz o kadar ucubik ki Belçika’da “helal domuz eti” bile yedirirler insana. Hayır, hayır Belçikalılar değil. Yine Müslümanlar yediriyor “helal” damgalı domuz etini Müslümanlara! Belçika tüketici örgütü Test-Aankoop’un 2009 yılında 927 farklı satış noktasında yaptığı bir araştırmaya göre, ürünlerinin yüzde 42’si kötü veya yetersiz. Bu araştırmada 40 tane de döner satan restorana yer verilmiş ve bu 40 satıcının sadece 8 tanesi ne eti sattığını tam olarak biliyor! Yüzde 80’i ise ne eti sattığını bilmediği halde rahatlıkla “helal” sözcüğünü kullanıyor vitrininde. Araştırmanın en ilginç ve komik sonucu ise araştırmada yer alan 11 Arap döner satıcısının 11’inin de “helal” nitelendirmesi ile sattığı dönerin domuz eti çıkması oldu. Boşuna demiyorum “Her yerde karşımıza çıkar ama / Domuz mamulü yoktur hayatımızda” diye. Biz hayatımızda domuz mamulü olmadığını düşünsek de birileri domuzluk yapıp “helal domuz etinden” mamul dönerler yediriyor bize! “Helal” sertifikalı otel odalarından da “helal domuz eti” benzeri bir komedi çıkmasın! Brüksel Ticaret Odası’nı uyarmak lazım. Fuhuş ve uyuşturucu gibi alengirli işler çevirmek için en az şüphe çekecek mekân olur “helal otel odası”. Hem de sertifikalı!


erdincutku@binfikir.be
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 08 Juil 2012 11:55    Sujet du message: Répondre en citant

2007 de baslamisim bu konuya 5 sene sonra tabii ki çarklar eskisi gibi donuyor...
Yimpas varya hani yesil sermaye filan deniyor, bakin nasil olusuyor o yesil sermaye bir ornek.


Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 09 Juil 2012 11:39    Sujet du message: Répondre en citant

Besmele çeken bardak


http://bit.ly/MUyH5C
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Aller à la page 1, 2, 3  Suivante
Page 1 sur 3

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.