Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Mizah / Humour !
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 11180 Localisation: Nancy / France
Posté le: 26 Juil 2008 1:37 Sujet du message:
Hastane santralinin telefonu caldi. Arayan yasli bir buyukanne idi. Cekingen bir sesle sordu:
- Bir hastanin durumu hakkinda bilgi verebilecek biriyle gorusmem mumkun mu?
- Ben size yardimci olayim tatli teyzecim. Hastanin adi ve oda numarasi nedir?
Buyukanne yorgun ve titrek sesiyle soyledi:
- Halime Kaya. Oda numarasi 302.
- Siz birkac dakika hatta kalin, ben hemsiresinden durumunu ogreneyim.
Birkac dakika sonra operator telefona geldi:
- Haberler iyi teyzecim. Hemsire bana Halime hanimin durumunun gayet iyi oldugunu soyledi. Tansiyonu ve kalbi cok iyiymis ve doktoru Sami bey onu sali gunu taburcu etmeyi dusunuyormus.
- Sagolun, ne guzel haberler verdiniz. Oyle endiseleniyordum ki! Allah razi olsun evladim.
- Bir sey degil teyzecim. Halime hanim kiziniz mi?
- Yok evladim, Halime Kaya benim... Hickimse bana birsey soylemiyor ki...
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13616 Localisation: Paris
Posté le: 06 Fév 2009 0:32 Sujet du message:
Bağdat'ta yeni açılan büyük bir alışveriş merkezinde kadının biri hızla erkekler tuvaletine yönelir ve son sürat içeri girer. O esnada tuvalet görevlisi adam, bayana seslenir:
- "Yanlış yere girdiniz burası erkekler tuvaleti"
Kadın:
- "Neden, içeride El ZEYDİ'mi var?" der.
Adam:
- "Yok" der, "O'nunla ne ilgisi var?"
Kadın:
- "Orta Doğu'da El Zeydi'den başka erkek mi var?.."
Bilmeyenler için, El Zeydi Bush'un suratına ayakkabı fırlatan gazeteci, tam adı ise Muntazar El Zeydi
Inscrit le: 09 Oct 2007 Messages: 3474 Localisation: Somewhere in the world
Posté le: 28 Fév 2009 18:47 Sujet du message: türklere mahsus ingilizce
BU INGILIZCE METNI ANCAK TURKLER ANLAYABILIR Anlayanlar anlamayanlara anlativersin bir zahmet!!!
Hasan was a very heavy headed boy. His father was a middle
stationed man. To make his son read in good schools he did
everything coming from his hand. He took everything to eye.
His mother was a house woman.Every job used to come from
her hand. In making food there was no one on top of her.
The taste of the observations(gozleme) she made you eat your
fingers. This woman made her hair a brush for her son.
When Hasan became sick, she cried her two eyes two fountains.
When Hasan finished lycee he wanted to be a tooth doctor,
and he entered the university exams and won Tootherness
School. In the school he met Jale.
Hasan was hit to Jale in first look but Jale was not hit
to him in the first look. However her blood boiled to him.
A few weeks later they cooked the job. Jale's father was a
money-father. He turned the corner many years ago by
making dreamy export.
But Jale was notlike her father. She was a very low
hearted girl.
Her father was wanting to make her marry to his soldierness
friend's son Abdurrahim.
Abdurrahim finished first school and didn't read
later. He became a rough uncle.
He started to turn dirty jobs when he was a crazy blooded man.
He was his mother's eye. He said, "HIK" and he fell from his
father's nose. So three under, five up he was like his father.
When he saw Jale, he put eye to her.
His inside went. His mouth got watered. His eyes opened
like a fortune stone. To be able to see Jale, Hasan's inside
was eating his inside. Finally, together they went to a park.
When they were wrinkling in the park, Abdurrahim saw them.
First he pulled a deep inside.And then his eyes turned.
He couldn't control himself. He wanted to send them to
the "village with wood", but he collected himself.
He decided to leave them head to head. At that moment
the devil poked him. He fit to the devil, pulled this gun
and fired. However, a man passing stayed under lead rain
and poorman went to who hit. He planted the horseshoes.
Then the mirrorless' came. They took all of them under eye.
Jale's inside was blood crying. The man died eye seeing seeing.
And so, this job finished in the blackarm.(karakol). _________________ Родион Романович Раскольников
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13616 Localisation: Paris
Posté le: 28 Mai 2009 1:42 Sujet du message:
İşte Sarışın Böyle Olmalı
Delikanlı uçakta, güzel bir sarışının yanına düşmüş. Hemen sarkmış sarışına; 'Yan yana otururken muhabbet edilirse seyahat çok kısa sürer, hadi konuşalım ' demiş.
Sarışın okuduğu kitabı yavaşça kapatarak; 'Ne üzerine konuşmak istersin' demiş.
Delikanlı 'Valla bilmem ki...Mesela nükleer enerjiye ne dersin?'
Sarışın; 'Enteresan bir konu, olabilir,ama önce sana bir soru sorayım... At inek ve geyik aynı şeyi yerler... yani ot... Ama çıkartırlarken geyik küçük parçalar halinde, inek lappadanak parçalar halinde, at da pişmaniye topları gibi çıkartır. Neden olduğunu biliyor musun?'
Delikanlı ; 'Valla en ufak bir fikrim yok' demiş.
Bunun uzerine sarışın; 'Henüz bi boktan bile anlamazken nükleer enerjiyi nasıl tartışabileceğini zannediyorsun?'
Inscrit le: 30 Mai 2009 Messages: 90 Localisation: région parisienne
Posté le: 30 Mai 2009 16:21 Sujet du message: Bizim Temel !!!
Misira gezmeye giden Temel ile Dursun''un kayigi Nil nehrinde batar.
Tabii hünerlerini ortaya koymanin tam zamani gelmistir.
Şampiyonlar gibi yüzmeye baslarlar. Bir ara Temel kocaman bir nesnenin
kendilerine dogru geldigini görür.
Dev bir timsah istahla onlara dogru yüzmektedir. Temel keyifle bagirir :
- Ula Dursun, ise bak, adamlarin kurtarma gemileri bile LACOSTE !!!!
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 11180 Localisation: Nancy / France
Posté le: 05 Juin 2009 1:42 Sujet du message:
Küçük kasabanın birinde, bir caminin tam karşısında arazisi olan adam, arazisi üzerine bir genelev inşa etmeye başlamış. İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler, ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına da yasal olarak karşı çıkamamışlar. Tüm cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde bu genelev için hergün beddua etmekten öteye geçememiş.
İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu genelev yerle bir olmuş.
Caminin cemaati bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek görmemişler, ancak genelev sahibi adam, cami imamının ve cemaatin direk veya endirek olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddası ile camiye karşı tazminat davası açmış.
Cami imamı ve cemaat, savcılığa verdikleri savunmalarında bu konuda herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler, bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği iddiasını da kabul etmemişler.
Gerekli tüm belgeler tamamlanıp mahkemeye günü geldiğinde hakim dosyayı dikkatle incelemiş ve taraflara dönüp:
"Bu konuda nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum," demiş. "Ancak dosyadaki tutanaklara bakarsak ortada tuhaf bir durum var. Taraflardan birisi duanın gücüne inanan bir genelev sahibi, diğeri ise duanın gücüne kesinlikle inanmayan bir imam ve cemaati...!"
Inscrit le: 09 Oct 2007 Messages: 3474 Localisation: Somewhere in the world
Posté le: 05 Juin 2009 17:32 Sujet du message:
Fatih ALTAYLI' DAN
Çerez tabağı teoremi-1
Galatasaray Lisesi'nden bir arkadaşım hâlâ evlenemedi.Geçenlerde yeter
artık evlen,evlen de çoluk çocuk sahibi ol dedim. Aşağıdaki teoriyi aktardı:
Bir kuruyemiş tabağı kalabalık bir grubun önüne geldiği zaman sırasıyla
önce antepfıstıkları, ardından bademler, sonra fındıklar gider. En sona
beyaz ve sarı leblebiler kalır. Eğer belli bir yaşa kadar evlenmemişsen de
durum farklı olmaz. Ya kalan leblebiler ve ayçekirdekleri ile idare edersin,
ya da olur ya bir fıstık bulurum diye tabağı karıştırır durursun...
Çerez tabağı teoremi- 2
Geçen hafta bir türlü evlenemeyen bir arkadaşımın, ileri yaşta evlenmekle,
çerez tabağı arasındaki benzerliğianlatan görüşlerini aktarmıştım.Bu yazı
üzerine, bazı okurlarımdan eklemeler geldi. Ben tabakta en sona kalanların
sarı ve beyaz leblebiler oldu ğunu yazmıştım.Mektep arkadaşım Merih
Tüzün şöyle yazmış: "Sevgili Fatih, aynı tabakta ucu açılmamış kabuklu
şam fıstıkları da kalır. Herkes bir eller, bakar ama kimse açmaya cesaret
edemez, tabağa geri bırakır. Onlara ulaşmak cesaret ister. Dişine
güveneceksin kıracaksın ki, içinde gizlediği lezzete ulaşabilesin. Ama
risklidir, dişini kırabilirsin." _________________ Родион Романович Раскольников
Inscrit le: 30 Mai 2009 Messages: 90 Localisation: région parisienne
Posté le: 05 Juin 2009 20:23 Sujet du message: ARMUT TEORISI
Çerezlerden sonra, biraz da meyve yiyelim
KADINLAR ARMUT AĞACINDAKİ ARMUTLAR GİBİDİR. ALT DALLARDA OLANLARI GELEN GİDEN KOLAYCA ALIP YER. ÜST DALLARDAKİLERİ ALMAK ZOR VE ZAHMETLİ OLDUĞU İÇİN BİR ÇOK ERKEK O DALLARA TIRMANMAYI GÖZE ALAMAZ VE YERE DÜŞENLERİN İÇİNDEN KENDİNCE EN İYİSİNİ SEÇMEYE ÇABALAR.
ÜST DALLARDA KALAN ARMUT AĞACIN TÜM BESİNLERİNİ KULLANABİLDİĞİ İÇİN GÜNDEN GÜNE OLĞUNLAŞIP TATLANIR AMA ONU ORADAN ALABİLECEK BİR BABAYİĞİT ÇIKMAZ.
DERKEN, SONBAHAR GELİP ÇATAR. BİR AYI SIRTINI AĞACA DAYAYIP KAŞINIRKEN O EN ÜST DALDA KALAN OLGUN ARMUT AYININ AYAKLARI DİBİNE DÜŞÜVERİR.. BÖYLECE ‘’ ARMUDUN İYİSİNİ AYILAR YER ‘’ HİPOTEZİ GERÇEKLEŞMİŞ OLUR.
ERKEKLER DE ARMUT GİBİDİR.
GENÇ OLANLARI SERT VE HOÇ GÖRÜNÜR AMA YEMEYE KALKARSANIZ BOĞAZINIZA TAKILIR KALIR.
OLGUNLAŞMASINI BEKLEYECEK SABRINIZ VARSA, BEKLERSİNİZ Kİ OLGUNLAŞSIN. BU SEFER DE BAŞKA BİR SORUN ORTAYA CIKAR; OLGUN ARMUT TATLIDIR AMA ESKİ SERTLİĞİNİ KAYBETMİŞTİR.
SONUÇ: HAMI DA OLMUŞU DA PEK İŞE YARAMAZ
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13616 Localisation: Paris
Posté le: 08 Juin 2009 1:06 Sujet du message:
Evin hizmetcisi evin hanimindan maasina zam ister.
Evin hanimi hosnutsuz sebebini sorar.
Hizmetci:
-Uç sebebim var: birincisi ben sizden daha iyi utu yapiyorum.'
Evin hanimi kizarak:
-'Sana bunu kim soyledi?'
Hizmetci
-'Beyiniz.'
Evin hanimi
-'2. sebeb ne?'
Hizmetci
-'Ben sizden daha iyi yemek pisiriyorum'
Evin hanimi daha da kizarak
-'Olamaz senin benden daha iyi pisirdigini kim soyliyebilir?'
Hizmetci
-'Beyiniz'
Evin hanimi patlarcasina sorar
-'3. sebeb neymis?'
Hizmetci
-'Ben sizden daha iyi sevisiyormusum'
Evin hanimi kopurerek
-'Bunu da mi kocam soyledi?'
Hizmetci
-'Hayir... Bunu bahcivan soyledi.'
Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures Aller à la page Précédente1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9Suivante
Page 2 sur 9
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum