Yahu kardesim Murat
"Link" verecegine yazinin tamamini harbiden niye koymuyorsun buraya anlamadim..
Belki arada yokolur, link çalismaz, baglanti kopar..bir bok olur ulasilmaz..
Iste yazi:
Ercan Güven
(Milliyet - 11/10/2007)
Gabar'ı bilir misiniz?..
BilmediÄŸinize sevinmelisiniz.
Günlük güneşlik bir havada, Bağdat Caddesi'nin asfaltını söken dörtçekerle bile zordur Gabar'dan geçmesi.
Kum saatinin boğumu kadar dar, iki numara küçük gömlek yakası kadar boğucu Kasrik Boğazı olmasa, Þırnak'tan Cizre'ye ancak helikopterle gidebilirsiniz.
Bir tek manzarası güzeldir Gabar'ın.
Bir tek suyu temizdir.
DoÄŸa bile pusu kurmuÅŸ beklemektedir orada.
Yani ölmek için uygun yerdir. Bir de 20 yaşındaki gençlere niyetlenmese. Kahpe ve şehit farkını bilebilse.
Bu yüzden zerre kadar kuşkum yoktur sevgili meslektaşlarımın 13 şehidin alnını koyduğu kayalara kalbini bırakmasından... Asla şüphe duymam derin acılarından...
Kendimden biliyorum; spor yazarken utanıyor insan.
Ama sevgili meslektaşlar keşke oralara, daha önce gitseydiniz.
Zeki ve kıvrak kalemleriniz çözümler yazsaydı.
Þimdi Þırnak'ın kent merkezinde kendi muhabiriyle röportaj yaparak ve son hızla arabaya atlayıp korunaklı yayın merkezine dönerek anlayamazsınız oraları. Anlatamazsınız.
Denersiniz... Ama haber bülteninden sonra dansöz oynatan programınız kadar gayrıciddi olur yaptıklarınız.
Veya olası Moldova ve Yunanistan galibiyetlerini şehit ailelerine armağan eden milli futbolcularımızın tesellisi kadar absürd.
Ya da milli maçlara başka medeniyetlerin yas kıyafeti siyah formayla çıkma fikri kadar gardırop milliyetçiliği.
***
Sahi, kırmızı neyin rengi?
Þehitlerimizin bir asırdır kurumaya fırsat bulamayan kanı değil mi?
Farklı bir görüntü yaratarak futbol üzerinden Dünya'ya acımızı anlatmak mı istiyorsunuz?.. Her futbolcunun formasına yazın bir şehidimizin ismini.
Belki birileri sorar "Bu nedir" diye... Anlatmak fırsatı çıkar.
Veya forma markasının üzerine fotoğraflarını yapıştırın. Siyah beyaz birer vesikalık da yeter hani. Neyse sponsorun tazminatı öderiz milletçe.
Facia yaşayan ailelerin maçla ne ilgisi olabilir ki?
Zaten milli maçları geçin, amatör maçlar da dahil tüm galibiyetler yetmiyor şehit sayımıza.
Ayrıca... Bu vatana en büyük servetini, canını veren insanlara karşı bizim özverimize bakın.
Avutmamız galibiyet.
"Bizim elimizden bu gelir" demesin sevgili milli futbolcularımız sakın.
Þehitlik ziyareti yapamaz mı Milli Takım?
Taksim anıtına çelenk koyamaz mı?
Çavuş Ahmet'in veya bir Mehmet'in evini ziyaret edemez mi?
Sadece milli maç primlerinden ayıracakları küçük bir yüzdeyle yetim kalan birkaç çocuğun öğrenimini üstlenemez mi? 200 milyarların yüzde birleri yeter inanın.
Zaten görevleri Moldova ve Yunanistan galibiyeti... Bunun neresi armağan?
Bu nasıl bir megolomanidir ki, attığı golü oğlunu kaybeden ananın acısına merhem olacak kadar büyütebilir insan.
Biz söyleyebiliriz... Ama golü atan, galibiyeti alan söyleyince komik kaçıyor.
Teselli, acıyla orantılı olmalı.
Tevazu kokmalı.
***
Çuvaldızı kendimize batıralım:
Bu nasıl gazeteciliktir ki, ateş hattına gitmek yerine kalbini gönderiyor bazıları?
Çeyrek asırdır sürüyor bu felaket. Hani belgeseller, hani röportajlar, hani bölge insanı ile kurulan köprüler. Gazilere, şehitlere ilişkin öyküler nerede?
Bosna'da bile Güneydoğu'dan çok medya mensubumuz vardı inanın.
Hele spor... Güneydoğu'yu bırakın Kayseri'ye gitmesini konu yapan plaza kalemlerinin bölgedeki sorunlara futbol üzerinden çözümler üretmesi yok mu?..
Ve büyük katliamlarda, büyük duygusallıkları.
Olsa olsa vicdan azabı.
Bastır parayı al Ronaldinho'yu diyen diller, hamallık yaparak ailesine bakan ve Gabar'da şehit olan 20 yaşındaki yetimi görünce cümle kurmakta zorlanıyor tabi.
Bütün bu işler suluzırtlak popüler kültürün bir uzantısı.
Normal koşullarda alıştık. Lakin konu şehitlerse dayanamıyor insan.
Benim güzel memleketim
Fenerbahçe'ye "lazer" cezası...
Galatasaray'a "tişört" davası...
İki büyük kulübümüz hakkında yazılan bu haberleri bir yabancıya söyleseniz, elindeki işi gücü bırakıp size odaklanabilir ve konuyu açmanızı bekleyebilir.
Ama siz siz olun açmayın.
Lazer cezası öyle güvenlik için abartılı teknolojiden, reklam ve tanıtım faaliyetlerinde kastı aşan girişimlerden, başarısız bir göz ameliyatından falan değil; Ankaragücü kalecisinin gözüne tutmaktan.
Dikkati dağılsın gol yesin!
Zeka lazer icat ediyor, kurnaz böyle kullanıp ceza yiyor.
Galatasaray'ın mahkemelik tişörtünde ise "Bir baba hindi, herkes haddini bildi" yazıyor.
Hayır, hayır... Onuruna dokunan veya argo olduğunu iddia eden biri tarafından dava açılmadı bu tişörte... Telif hakları nedeniyle!
Türkiye Musiki Eserleri Sahipleri Birliği'ne kayıtlı üç kişi tarafından...
"Bir Baba Hindi" içerikli bir şarkısı varmış Seha Erge diye bir vatandaşın ve Galatasaray bu mutena sanat eserinden apartma yapmış!
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum