Artık Ana Haber'lik midir, Baba Haber'lik mi sen karar ver, işte sana müjdeli bir haber : İtalyan parlamentosunun travesti milletvekili Vladimir Luxuria, pek yakında Türkiye'yi şereflendirecekmiş. Ne diyelim ? Demek ülkemizin kaderinde, bir « anal » kültür temsilcisi tarafından daha, şereflendirilmek varmış. Anal kültürden neyi mi anlıyorum ? Tabii ki Latince « annales »'i, Tuncay'cığım ! Vladimir Luxuria Türkiye'ye gelmesine gelsin de, bizlere Roma hamamlarında doğan bu yazılı kültür konusunda öğretebileceği yeni bir şey yok. Çünkü bilirsin, burada onun gibilere zaten hamam duvarı değil, gazete köşeleri açıyorlar.
Tereciye tere satacak, sana kültür üzerine nutuk çekecek değilim. Ama izin ver, « anal kültür »ün ne olduğunu, Roma hamamlarında nasıl doğduğunu anlatayım, yanlışım varsa Gerçekler programında düzeltirsin :
Latin dillerinde « annales » yazılıp « anal » okunan sözcüğün Türkçe karşılığı, « günce » demektir. Gündelik yaşama dair tutulan notlardan oluşan « anal kültür », uygarlık tarihinde « oral kültür » dediğimiz sözlü kültürden, « escriti », yani yazılı kültüre geçiş dönemini kapsar ve iki bin yıl önceki Roma İmparatorluğu'nda pek yaygın ve özellikle hamamlarda zirve yapan yazı biçimidir. Zaten Roma tarihine değin 80 ciltlik günce derlemesine de « Annales Maximi » denir ve düz yazılmıştır. Ancak hamamlarda gelişen analcılık, kafiye düzerek yapılır ve şiirselleşirse, « epigram » adını alır. Bu tür kafiyeli analların büyük ustası, Marcus Valerius Martialis (M.S. 38-104) olup, kısaca Martial diye anılan Romalıdır. İşte sana, Martial'dan pek beğenip güleceğin bir hamam analı, Tuncay :
« Sen ki göğüs, bacak, kol kıllarını yolduruyorsun Labienus/ Sen ki uzvunu sadece yumuşak tüylerin arasına konduruyorsun/ Hepsini herkes biliyor ki, metresine kendini beğendirmek için yaptırıyorsun/ Peki ama kıçını Labienus, kıçını kime beğendirmek için ağdalatıyorsun ? »
2000 yıldan beri yazılı kültür yaygınlaştı, ancak ne « oral kültür » bitti, ne de « anal kültür » tükendi Tuncay'cığım. Özellikle Türkiye'de. Romalıların hamam edebiyatı, önce Osmanlı hamamlarında sürdürüldü, hamamlar azaldığından beri, yersizlikten olacak, basına taşındı. Antik « annales » yazarlarıyla, çağdaşları arasındaki fark, ikincilerin hangi kültürden geldiklerini bilmeyecek kadar cahil ve korkak olup, Martial gibi cesur yazamadıklarından, analın da banal olanı yaygınlaştı günümüzde.
İşte bu sıradanlığın Türkiye'deki çocuğu Oray Eğin, işkembeyi kübradan salladığı « annales »lerinde ona buna saldırarak parlıyor. Seninle birlikte, ikinci kez laf attığı bana da, yeni bir « soy ağacı » çıkarmış. Devlet Bahçeli'yle akraba ve dolayısıyla « gizli » MHP'li olduğumu iddia ediyor, bu arada beni kamuoyuna « Türklük aleyhine yazılarıyla gündeme gelen » diye tanıtıyor. Bu vahim suçlama, tabii ki yargı konusu olacak, Tuncay'cığım. Ama hem Türklük aleyhine yazılar yazıp hem nasıl MHP'li olunacağı, bırak oral mantığı, en kallavisinden « annales » (anal okunduğunu unutmayalım) mantığı bile darma duman eder herhalde !
Bu satırları okurken, niye bu kadar kızdığımı merak ediyorsun kuÅŸkusuz. Aslında Devlet Bahçeli'yle akraba olmakta utanılacak bir taraf yok. Ama ben yalandan nefret ederim, Tuncay… Babam katıksız Rumelili, annem yedi göbek Ä°stanbul'luyken, niye durup dururken Osmaniye'li ilan edilsinler? Ãœlkedeki tüm EÄŸin'ler ne kadar hısımsa, o kadar akrabayım ben de Osmaniye'li Kırıkkanat'larla… Ha, oral kültürden yazılıya geçemeyip « annales »de kalanlar aynı hamamda çimince akraba oluyorlarsa, onların bileceÄŸi iÅŸtir, benim kültürümde yazmaz.
Bir gün sana, hayatını zaten romanlaştıracağım babamın, Eski Zağra ve Mostar'dan gelen soyumun, nasıl Kırıkkanat'laştığını anlatırım, Tuncay. Hazin bir hikayedir.
Perşembe çabuk gelsin, seni özledim arkadaşım.
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum