425 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 425
Membre(s) : 0
Total :425

Administration


  Derniers Visiteurs

administrateu. : 1 jour, 15h23:53
murat_erpuyan : 1 jour, 15h26:17
SelimIII : 2 jours
Salih_Bozok : 4 jours
cengiz-han : 4 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - üç makale, üç yazar
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

üç makale, üç yazar

 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
Salih_Bozok
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 25 Nov 2006
Messages: 1441

MessagePosté le: 25 Jan 2007 11:20    Sujet du message: üç makale, üç yazar Répondre en citant

Uğur'u Nasıl Anımsamazsınız?

Yazan: Ahmet YORULMAZ


12 Eylülcüler, Mustafa Kemal 'in dış politikasını merak edip Dışişleri Bakanlığı'nın evraklarının araştırılarak saptanmasını istemişler. Üç büyükelçinin birkaç ay süren araştırmasının sonucunu, o üç büyükelçiden biri, Sayın Nihat Dinç anlatmıştı. Mustafa Kemal dışişlerine her yeni müsteşar tayininde, Çankaya'daki bağ evine çağırarak şunları söylermiş:

"Beyefendi siz, devletin dışişleri politikasını yönlendirecek insansınız. Sizden üç şey istiyorum: Bir: Emperyalist ve kolonyalist devletlerin arkasında görünmeyeceksiniz; iki: Rusları ürkütmeyeceksiniz; üç: Arap dünyasına asla ve kat'a bulaşmayacaksınız!".

Bu direktife ne zamanlar, ne ölçüde uyulduğu; ne zamanlar kulak ardı edildiği bu yazının konusu dışındadır. Yıllar önce hunharca yok edilen Uğur Mumcu 'yu andığımız bugünlerde, Ata'nın verdiği direktiflerin üçüncüsüyle, tam bir örtüşme içinde olduğundan Uğur'un şu sözünün güncelliğini göstermek istiyoruz: "...Türkiye Cumhuriyeti, bir Arap avukatın ipiyle Ortadoğu kuyusuna iniyor!.." Bu avukat, bugün Irak Devlet Başkanlığı koltuğunda oturan, Türk hükümetlerinin vaktiyle pışpışladığı Araplardandır. Bu kişinin PKK, Kürt devleti, Kerkük-Musul ve Türkmenler konusundaki söylem ve davranışları gazete koleksiyonlarındadır. Tamamen bize karşı çıkan, başımızı belalara sokacak bir adam. Þimdi Uğur Mumcu'yu nasıl anmazsınız ki; yıllar ve yıllar önce hükümetlerimizin Ortadoğu politikalarının çıkmazlığına parmak basmış, yanlışlarını haykırıp durmuştu. "Tarikat, siyaset, ticaret" e tanı koyarak, tonla yazı yazarak içinde boğulduğumuz korkunç sosyo/ekonomik batağı, ta 1988'lerde göstermişti. Lütfen söyleyin, Uğur Mumcu'yu nasıl anmazsınız?

Cumhuriyete karşı suç işlemiş sanıkları, hükümetin Adalet Bakanı hapishanede ziyaret etmemiş miydi?

Sarıklı, iki karış sakallı cüppeliler Başbakanlık konutunda yemeğe çağrılmamış mıydı?

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, bakanıyla birlikte bedevi çadırında istiskal edilmemiş miydi?

En yetkililer, devleti dolandıranlarla "işte benim ailem!" diyerek poz vermemişler miydi?

En yetkililer, banka soygunu sırasında suçüstü yakalanan yakınları için "işadamının önü kesiliyor!" dememişler miydi?

Uluslararası gerici teröristin dizi dibinde oturup resim çektiren, uygulamalarıyla laik Cumhuriyeti yok etme peşinde olan, TBMM komisyonundaki dosyalarından aklanmayan kişi bugün ülkeyi yönetmiyor mu?

Yargı kararları, gereken saygıyı görerek ve dikkatle uygulanmadığından, yurttaşlarda güvensizlik yaratılmadı mı?

İflası yaşanan dış politikalarla, çok hazin bir duruma getirilmiş değil miyiz?

Evet, bunların tümü ve daha yüzlercesi Uğur Mumcu demektir.. Katledilişinin perde arkası aydınlatılmak istenmeyen Uğur Mumcu.. Kendisini ananlar yaşadıkça yaşayacak olan Uğur Mumcu.. Yazdığı kitaplarla hep anılacak hep yaşayacak olan. Gazetecilikte bir benzerine rastlamadığımız Uğur Mumcu.. Karanlık güçlerin sadece bedenini ortadan kaldırdıkları Uğur Mumcu.. Bakın 13 yıl geçti. O, yaşıyor! Katillerini, ülkeyi bugünkü acıklı duruma getirmiş olanları çatlatırcasına, yaşıyor!
http://www.hakimiyetimilliye.org/index.php?news=563


Daha da Kaşıyacaklar...

Yazan: Hulki CEVİZOÐLU

http://www.hakimiyetimilliye.org/index.php?news=561

Tam bir yıl önce neredeyse bugün (24 Ocak 2006'da) "Ulusalcılar Bu Oyuna Gelmez!" diye yazmıştım. O tarihteki konu, Abdi İpekçi'nin katili ve Papa suikastçısı Mehmet Ali Ağca'nın hapisten salıverilip, tekrar yakalanması nedeniyle vatanseverlere yapılan saldırılar idi.
"Oyun şahane, gerisi bahane" taktiğiyle, vatanseverlere (Atatürkçü, ulusalcı, milliyetçi, demokratlara) yapılan saldırılar son bulmayacak. Daha da kaşıyacaklar!.. Ülke gittikçe sömürgeleştirilirken, bunları gizlemek için yurtseverler suçlanarak gündem değiştirilecek. Bu yazdıklarım, ülke üzerinde oyun oynamak isteyen iç ve dış şer odaklarını durdurmaz. Ama, bu oyunlara karşı şu anda çok bilinçli olan halkımıza katkıda bulunur.

DAMAT FERİT BİLE ÖLDÜRÜLMEDİ
Bir kez daha söyleyelim:
Ulusalcılar adam öldürmez!..
En büyük rehber Atatürk'ün izinden gidenler, onun gibi davranır. Bilmeyenlere küçük bir hatırlatma yapalım. Mustafa Kemal, "vatan haini" dediği ve mahkemeye çıkardığında kesin "idam cezası" alacak Damat Ferit'i bile öldürmedi!.. Damat Ferit'e suikast düzenlenmesi için kendisine sorulduğunda, "Hayır" demişti. (Ayrıntılar, yakında çıkacak kitabımda...)
Damat Ferit'e bile suikast düzenlemeyen ulusalcıların (millicilerin) lideri Atatürk'e rağmen, bugün de kimse bu yola başvuramaz. Aslında bu gerçeği bilmelerine rağmen, Türkiye'nin aleyhinde çalışanlar, tam tersi kampanyadan medet umarlar. Boşuna!..

GERÇEKLERİ ÖRTMEYELİM
Bu tartışmalar kapsamında, eleştirilecek çok nokta var. Özellikle basın. Menfur cinayetten sonra, yanlış ve sorumsuzca yapılan yayınlar yine eksik olmadı. Tıpkı Danıştay suikastından sonra yapılan yönlendirmeler gibi.
Sözde Ermeni soykırımı iddialarını meclislerinde yasalaştıran, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik koşulu olarak dayatan, ASALA örgütünün onlarca diplomatımızı katletmesine göz yuman, destek olan Avrupa, şimdi de Screamers (Çığlık Atanlar) adıyla yeni bir sözde soykırım filmini vizyona sokuyor!.. Film afişlerinde Türk bayrağı, Avrupa'nın faşist gamalı haçı ile eşit olarak gösteriliyor.
Yani sorumsuzca kaşıma devam ediyor...
İçerde de Orhan Pamuk diyor ki, "Asıl suçlu 301'cilerdir. Bu maddenin kalkmasını istemeyenlerdir." Asıl sorumlular tam tersi olmasın!.. Yani, Türklüğe ve tüm ulusal değerlere hakareti serbest bıraktırmak isteyenler!..
Böyle bir durumda bile, AKP Hükümeti'nin nasıl davrandığını anlamak mümkün değil. Özellikle Dışişleri Bakanlığı'nın.. Dünkü gazetelerde haber vardı. Dışişleri, bugünkü cenaze töreni için "masraflarını karşılayarak Ermeni diasporası temsilcilerini ve ABD'deki Ermeni dini liderleri cenazeye davet" etmiş!
Pes yani.. Bu ülkenin vatandaşı Hrant Dink'in dirisine sahip çıkamayan hükümet, ölüsüne de sahip çıkamıyor mu?.. Hrant Dink Türk vatandaşı değil mi?.. Niçin yabancıların eline teslim ediyorsun?.. Kendiliğinden gelenleri ağırlamak ayrı, bu tavırla "ben acizim ve günahımı affettirmek istiyorum" tavrı ayrı...

DİNK, YANLIÞ DÜÞÜNEN İYİ BİR İNSANDI
Yine göz ardı edilen bir nokta, Hrant Dink'in 10 Ocak (2007) tarihli son yazısı. Dink, Genel Yayın Yönetmeni olduğu Agos Gazetesi'ndeki yazısının bir bölümünde şöyle diyor:
"(Ailesi için söylüyor) 'Gidelim'dersem geleceklerdi, 'Kalalım'dersem kalacaklardı.
Kalmak ve direnmek.
İyi de, gidersek nereye gidecektik?
Ermenistan'a mı?
Peki, benim gibi haksızlıklara dayanamayan biri, oradaki haksızlıklara ne kadar katlanacaktı? Orada başım daha büyük belalara girmeyecek miydi?"
Hrant Dink, Ermenistan'a da büyük eleştiriler yapıyordu. "Soykırımı yoktur diyeni hapse atarım" yasasını çıkaran Ermeni koruyucusu Fransa'nın tavrına da karşıydı..
Birkaç kez Ceviz Kabuğu programına katıldığı kadarıyla tanıdığım Hrant Dink, şahıs olarak iyi bir insandı. Kibar, beyefendi, kendisiyle medenice tartışılabilir bir kişiydi. Düşüncelerine hâlâ katılmıyorum. Bilim de onun söylediklerinin tersini söylüyor, mahkemeler de.
Dink'in sözleri Yargıtay tarafından suçlu bulunmuştu. Bu karara üzülen, "Ben şimdi insanların yüzüne nasıl bakacağım" diye incinen bir insandı. Þimdi, bu menfur cinayetti bahane ederek başka insanları incitmemek gerekir.
Hepimiz bu ülkenin insanlarıyız. Elbirliği ile, bizi birbirimize düşürerek, ülkeyi bölmek isteyen sırtlanlara karşı omuz omuza durmalıyız. Düşünce ayrılıklarımız, ülkemizin ayrılmasına izin vermemeli.
Ve en önemlisi, kendi sorunlarımızı, Avrupa ve Amerika'yı karıştırmadan uygarca çözmeliyiz.
Bugün defnedilecek olan Hrant Dink, inşallah, dilediği huzuru öbür dünyada bulur. Toprağı bol olsun, -bazıları kızsa da- Allah rahmet eylesin.

http://www.hakimiyetimilliye.org/index.php?news=561


Yaşar Kemal'e kıyamam ama... (Özdemir İnce)

YAÞAR Kemal benim için bütün zamanların en büyük romancılarından biri. Yeri Tolstoy'un, Dostoyevski'nin yanı. Bu sadece benim düşüncem değil.

Çağdaşı birçok eleştirmen ve romancı da böyle düşünüyor. Bu insanların yazılarını okudum, dünyanın dört bir yanında kendi ağızlarından duydum. Alain Bosquet-Yaşar Kemal söyleşisinin Türkçe baskısına da önsöz yazdım.

Yazarlar ve sanatçılar, aksini söyleseler de, politikayla ilgilenmekten hoşlanırlar ama büyük bir yanlış da yaparlar: Politikayı politik söylemle (discours) değil yazınsal (edebi) söylemle yazmaya, konuşmaya kalkışırlar. "Türkiye Barışını Arıyor" adlı konferansın açılış konuşmasını yapan Yaşar Kemal'in, kurucu üyesi olduğu Türkiye İşçi Partisi'nin (1961-1971) programında yer alan "Feodalizmin tasfiyesi" maddesini unutmuş olması, kendisini masal söylemine yöneltiyor. Ancak ben sadece bir cümle ile, konuşmasının başında yer alan, Gazi [Mustafa Kemal] Paşa'nın bir cümlesiyle ilgileneceğim. Yaşar Kemal'in konuşmasının tam metninin başında italik harflerle yer alıyor (Radikal, 14 Ocak 2007)

YAÞAR KEMAL'İN METNİNDE OLMAYANLAR

Kürtçüler tarafından çok önemsenen bu cümleyi, Gazi Paşa 16-17 Ocak 1923 günü İzmit Kasrı'nda "İstanbul'dan Gazetecilerle Mülakat" sırasında Ahmet Emin Bey'i yanıtlarken söylüyor.

Ahmet Emin Bey soruyor: "Kürt meselesine temas buyurmuştunuz. Kürtlük meselesi nedir? Dahili mesele olarak temas buyurursanız çok iyi olur."

Gazi [Mustafa Kemal] Paşa: ["Kürt meselesi; bizim, yani Türklerin menfaatına olarak da katiyen söz konusu olamaz. Çünkü malumu aliniz bizim milli sınırımız dahilinde mevcut Kürt unsurlar o surette yerleşmiştir ki, pek sınırlı yerde yoğunluğa sahiptir. Fakat yoğunluklarını kaybede ede ve Türk unsurların içine gire gire öyle bir sınır hasıl olmuştur ki, Kürtlük namına bir sınır çizmek istersek Türklüğü ve Türkiye'yi mahvetmek lazımdır. Faraza, Erzurum'a kadar giden, Erzincan'a, Sivas'a kadar giden, Harput'a kadar giden bir sınır aramak lazımdır. Ve hatta, Konya çöllerindeki Kürt aşiretlerini de nazarı dikkatten hariç tutmamak lazım gelir.] Dolayısıyla başlı başına bir Kürtlük tasavvur etmekten ise, bizim Teşkilatı Esasiye Kanunu gereğince zaten bir tür mahalli muhtariyetler teşekkül edecektir. O halde hangi livanın ahalisi Kürt ise onlar kendi kendilerini muhtar olarak idare edeceklerdir. Bundan başka Türkiya'nın halkı söz konusu olurken onları da beraber ifade lazımdır. İfade olunmadıkları zaman bunların kendilerine ait mesele çıkarmaları daima varittir. [Þimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi, hem Kürtlerin ve hem de Türklerin salahiyet sahibi vekillerinden meydana gelmiştir ve bu iki unsur bütün menfaatlarını ve mukadderatlarını birleştirmiştir. Yani onlar bilirler ki, bu müşterek bir şeydir. Ayrı bir sınır çizmeye kalkışmak doğru olmaz. Þimdi dahili vaziyetlere de intikal edebileceğiz. Fakat ayrı ayrı sorularınızı da bu silsileye ithal edebilmek için meseleyi genel olarak söz konusu edelim.] (Atatürk'ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, Cilt:14, Ss.273-274)

Köşeli ayraç içinde siyah harflerle yazılı iki bölüm Yaşar Kemal'in metninde yer almıyor.

maskarites'in notu: Demek ki neymiş, en büyük yazarlar bile, aynı metin içerisinde işlerine gelen bilgileri alıp, işlerine gelmeyen bilgileri gizleyebiliyorlarmış...
_________________
« Le faux courage attend les grandes occasions... Le courage véritable consiste chaque jour à vaincre les petits ennemis. »
[ Paul Nizan ]
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Orcun
Expert
Expert


Inscrit le: 04 Déc 2006
Messages: 225

MessagePosté le: 28 Jan 2007 19:43    Sujet du message: Re: üç makale, üç yazar Répondre en citant

Salih_Bozok a écrit:
Yani, Türklüğe ve tüm ulusal değerlere hakareti serbest bıraktırmak isteyenler!..
Böyle bir durumda bile, AKP Hükümeti'nin nasıl davrandığını anlamak mümkün değil. Özellikle Dışişleri Bakanlığı'nın.. Dünkü gazetelerde haber vardı. Dışişleri, bugünkü cenaze töreni için "masraflarını karşılayarak Ermeni diasporası temsilcilerini ve ABD'deki Ermeni dini liderleri cenazeye davet" etmiş!

Biraz espri :
zaten AKP : Arap Kurdistan Partisi Laughing
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Page 1 sur 1

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.